SAHABE DÖNEMİ İHTİLAFLARINDAN SÖZ ETMEK

Ehl-i Sünnet âlimleri ihtiyaç olmadıkça Sahabe arasında baş gösteren anlaşmazlıklardan uzak durmanın vacip olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Hatta bu konu bir prensip olarak muhtasar akâid kitapları arasına girmiştir. Şimdi konuya dair bazı rivayetlere bakalım:


Muhammed Salih Ekinci

sghursi@gmail.com

2024-02-16 10:36:59

A-SAHABE ARASINDA BAŞ GÖSTEREN İHTİLAFLARDAN SÖZ ETMEK 

Ehl-i Sünnet âlimleri ihtiyaç olmadıkça Sahabe arasında baş gösteren anlaşmazlıklardan uzak durmanın vacip olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Hatta bu konu bir prensip olarak muhtasar akâid kitapları arasına girmiştir. Şimdi konuya dair bazı rivayetlere bakalım:

1-Abdullah İbn Mes'ud, Allah Rasûlü'nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Ashabımdan bahis açıldığında dillerinize hakim olunuz. Kaderden bahsedildiğinde dillerinize hakim olunuz. Yıldızlardan bahsedildiğinde dilllerinize hakim olunuz."(1)

2- İyâd el-Ensâri Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakleder: "Ashabım ve dünürlerim hususunda benim hukukumu gözetiniz. Zira kim onlar hususunda hukukumu korur ve gözetirse, Allah da hem dünyada hem de ahirette onu korur ve gözetir. Kim de bu hususta benim hukukumu gözetmezse, Allah onu kendi nefsiyle başbaşa bırakır. Ve Allah'ın, nefsiyle baş başa bıraktığını yaka-paça etmesi yakındır.(2) Yani nefsiyle başbaşa kalınca günahlara girer dolayısıyla azaba müstehak olur.

3- Yezid b. el-Asamm, Hz. Ali'nin şöyle dediğini naklediyor: "Benim taraftarlarımdan öldürülenler ile Muâviye'nin taraftarlarından öldürülenler cennettedirler."(3) 

4-Târık b. Eşyem (radıyallâhu anh), Allah Rasûlünden (sallallâhu aleyhi ve selem) şöyle dediğini naklediyor: (Hatâlarına keffaret olarak) Ashabımın (ilerde çıkacak olan fitnelerde) öldürülmeleri kâfidir.(4)

5-Ebû Râşid naklediyor: Basra ehlinden bazı şahıslar Utbe b. Umeyr'e gelip kendisinden Hz. Ali ile Hz. Osman hakkında soru sordular. Utbe bunlara: "Siz sadece bunun için mi geldiniz?" diye sordu. Onlar da: "Evet" dediler. Bunun üzerine Utbe onlara şu ayetle cevap verdi: "Onlar bir ümmetti gelip geçti. Onların yaptıkları kendilerine, sizin yaptıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız"(5)

6-Târık b. Şihâb naklediyor: "Hâlid b. Velid ile Sa'd b. Ebi Vakkas arasında bir soğukluk vardı: Bu arada Sa'd'ın huzurunda Hâlid'ten (olumsuz bir şekilde) söz edildi. Bunun üzerine Sa'd şöyle dedi: "Sus! Zira bizim aramızdaki soğukluk dinimizi etkileyecek bir safhaya ulaşmamıştır."(6)

7-Urve b. Zübeyr naklediyor: Ali b. Ebi Talib ile Zübeyr çarşıda karşılaştılar ve Osman hakkında bir şeyi tartıştılar. Daha sonra Zübeyr'in oğlu Abdullah, Ali'ye karşı kaba davrandı. Ali, Zübeyre şöyle dedi: "Oğlunun bana söylediklerini duyuyor musun?" Bunun üzerine Zübeyr oğlunu yere düşünceye kadar dövdü.(7)

8-İbn Ebî Şeybe kendi senediyle rivâyet ediyor: Cemel Vak'ası'nın olduğu sırada Hz. Ali'ye soruldu: Onlar (sizinle savaşanlar) müşrik midirler? Hz. Ali şöyle cevap verdi: Onlar şirkten kaçtılar. Kendisine: Onlar münâfık mıdırlar? diye soruldu. Hz. Ali cevaben: (Onlar münafık değiller. Zira) münafıklar Allah'ı az anarlar, dedi. Peki onlar nedir? diye sorulunca Hz. Ali şu karşılığı verdi: "Onlar bize isyan edip başkaldıran (müslüman) kardeşlerimizdir."(8)

9-Taberî ve diğerleri naklediyorlar ki; Hz. Ali'ye, Cemel ve Sıffîn vakıalarında öldürülenlerin durumları soruldu. Hz. Ali ise şu cevabı verdi: "Nefsim (kudret) elinde olan Allah'a yemin ederim ki bunlardan bir kimse (iki vakada savaşan biri) kalbinde takva olması halinde ölürse mutlaka cennete girecektir.(9)

10- Ömer b. Abdülaziz'den Hz. Ali ile Hz. Muâviye arasında cereyan eden vakalar sorulunca şöyle cevap verdi: "O kanlar, Allah'ın ellerimizi, bulaşmaktan temiz tuttuğu kanlardır. Öyleyse biz de dilimizle o kanlara dalmayalım."

11- İmâm Ahmed'e Hz. Ali ile Muâviye arasında geçen olaylar sorulunca şu karşılığı verdi: "Onlar bir ümmetti. Gelip geçti. Onların yaptıkları kendilerine, sizin yaptıklarınız da size aittir. Siz onların yaptıklarından sorulmazsınız." Seleften birçok kişi buna benzer tavırlar sergilemiştir.(10)

B. SAHABE ARASINDA GEÇEN OLAYLARI DİLE GETİRMEME EMRİ, UMUMİ DEĞİLDİR 

Gerek yukarıda, gerekse Sahabenin faziletleri ile ilgili fasılda naklettiğimiz hadisler ve diğer nakiller Sahabiler arasında cereyan eden olayları dile getirmemenin gerekliliğini gösteriyor. Nitekim akaid imamlarımız bunu kitablarında açıkça ifade etmişlerdir. Ancak -ulemânın da söylediği gibi bu hüküm (yani bu olayları dile getirmeme emri) umumi değildir. Mezkûr hüküm, olayları naklederken bazı Sahabilere yüklenip onları küçük düşürmeye çalışmakla ilgilidir.

TENBİH  

Allâme İbn Hacer el-Heytemî, Tathîru'l-Cenân adlı eserinde şöyle diyor: "Gerek usulüddin imamlarımız gerekse diğer alilmler, sahâbe (radıyallâhu anh) arasında cereyan eden hadiselerin dile getirilmemesi gerektiğini açıkça ifade etmişlerdir.

Seleften ve haleften birçok âlimin Sahabe arasında meydana gelen olaylardan sözetmesi, bu olayların sahihini gayr-i sahihten ayırmaya çalışması, söz konusu olayları yorumlayıp onlardan asilerle (bâği-buğât) ilgili hükümler çıkarmaya çalışması yukarda bahsi geçen prensiple (Sahabe arası ihtilafları dile getirmeme) çelişmez.

İmâm Şâfii diyor ki: "Ben bâğîlerle ilgili şer'i hükümleri, Hz. Ali'nin Cemel ve Sıffîn'de kendisine karşı savaşanlarla ilgili tutumundan ve Hâricilerle yaptığı savaşlardan çıkardım." Şâfiî'nin dışındaki âlimler de bu tür beyânlarda bulunmuşlardır.

Öte yandan gerek usulüddin âlimleri gerekse diğer alimlerimiz bida fırkalarının Hz. Ali ve diğer Sahabiler hakkındaki itham ve iftiralarını nakletmiş, inceden inceye tetkik ettikten sonra hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde çürütmüşlerdir. Âlimlerimiz bida fırkalarının bida fırkalarından nakledilen rivayetlerin yalan ya da illetli nakillerden ibaret olduğunu ortaya koymuşlardır.

Sahabe dönemi olaylarını dile getirmemekten maksat; hiç bir kimsenin Sahabeden herhangi birini küçük düşürmesine, sahih olan velâyetini/hilafetini zedelemek üzere delil çıkarmasına veya avamın onlara sövmesi gibi kötü durumlara teşvik edilmesine meydan vermemektir.

Bunu olsa olsa bidatçılar ve gördükleri her rivayeti -senedini incelemeden ve teviline dikkat çekmeden- zahiri üzere bırakarak olduğu gibi aktaran bazı cahil nakilciler yapar. Bu ise kesinlikle haramdır. Zira böyle bir tutum, avâm veya avâm hükmünde olanları, Allah Rasûlü'nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) sahâbîlerini küçük düşürmek gibi büyük bir kötülüğe teşvik eder.

Sahabe hakkında böyle bir şeye nasıl cüret edilebilir. Zira din, onların aktarımıyla ayakta kalıp varlığını sürdürmüştür. Onlar Allah'ın Kitabını bize aktarmış, Allah Rasûlünün uygulamalarını müşahede edip nakletmişlerdir. İlk nesil oldukları için kendilerinden başka hiç kimsenin bilemeyeceği pek çok şer'î hükmü açıklayıp sonraki kuşaklara ulaştırmışlardır. Allah onlardan razı olsun ve onları razı eylesin. İslâm'a ve müslümanlara yaptıkları hizmetlerden dolayı onları en güzel şekilde mükâfatlandırsın.

Kısacası bu olayları, olduğu gibi ve delillerin gerektirdiği şekilde ve Ehl-i Sünnet presipleri çerçevesinde nakletmek en önemli vazifelerden ve en yüce hedeflerdendir. Zira bu tür çalışmalar sayesinde onların nezih ve suçsuz oldukları ortaya konabilir.(11)

 

Dipnotlar 

1--Hadisi Taberânî rivâyet etmiştir. Senedinde Müshir b. Abdülmelik vardır. İbn Hibbân ve başkaları onun "sika" olduğunu söylemişlerdir. Senedindeki diğer râviler, sahih hadis ravilerindendirler. Bkz. Taberani, el-Kebîr, II/1427; X/10448; Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, VII/203-223.

2- Hadisi Taberânî rivâyet etmiştir. Râvileri arasında gayet zayıf olanlar da vardır. Ancak bazı âlimler bunların sika olduğunu söylemişlerdir. Ayrıca bu hadisi Ahmed b. Menî' rivâyet etmiştir. Bkz. Taberani, el-Kebîr, XVII/1012; Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, IX/357.

3-Hadisi Taberânî rivâyet etmiştir. Âlimler tarafından bunun ravilerinin "sika" oldukları söylenmiştir. Bkz. Taberani, el-Kebîr, XIX/688; Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, IX/357.

4-Hadisi, Ahmed ve Taberânî birkaç senedle rivâyet etmişlerdir. Aynca Bezzâr rivâyet etmiştir. Ahmed'in râvileri sahih hadis ravileridir. Bkz. Ahmed, Müsned, III/472; Taberani, el-Kebîr, VIII/8195-9196, X/6670; Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, VII/223-224.

5-Hadisi Taberânî rivâyet etmiştir. Râvileri "sika"dır. Bkz. Taberani, el-Kebîr, IV/3810; Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, VII/223.

6-Hadîsi Taberânî rivâyet etmiştir. O'nun bu hadisi nakleden râvileri sahih ravileridir. Bkz. Heysemî, Mecmeu'z-Zevâid, VII/223; Taberani, el-Kebîr, VII/223.

7- Bu hadisi Taberânî rivâyet etmiştir. Onun ravileri arasında Abdullah b. Muhammed b. Yahya b. Urve isminde metrûk bir râvi vardır. Bkz. Taberani, el-Kebîr, I/233; Mecmeu'z-Zevâid, Yukarıda aktardığımız bu yedi hadisin tahrîcinde Hâfız Nûreddin el-Heysemî'nin Mecmeu'z-Zevâid adlı eserini esas aldık. Bu eser iki büyük hadis hâfızı; el-Askalânî ve Irâkî tarafından düzenlenmiş ve çıktığı günden bu yana ulemanın dayandığı bir kaynak olmuştur.

8-Tathîru'l-Cenân, 36.

9-İbn Haldûn, Mukaddime, s. 215.

10- el-Bidâye ve'n-Nihâye, VIII/130.

11- İbn Hacer, Tathîrul-Cenân, 31-32.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

SAHABE DÖNEMİ İHTİLAFLARINDAN SÖZ ETMEK

SAHABE DÖNEMİ İHTİLAFLARINDAN SÖZ ETMEK

Ehl-i Sünnet âlimleri ihtiyaç olmadıkça Sahabe arasında baş gösteren anlaşmazlıklardan uza

“EHL-İ SÜNNET”İN ANLAMI ve KAPSAMI

“EHL-İ SÜNNET”İN ANLAMI ve KAPSAMI

Ehl-i Sünnet kavramı temelde "alem" yani belli bir fırkanın özel ismi ve ünvanı değildir. An

GÜVENİLİRLİK BAKIMINDAN İSLAM TARİHÇİLERİ

GÜVENİLİRLİK BAKIMINDAN İSLAM TARİHÇİLERİ

Aktardıkları bilgilere göre tarihçileri birkaç grupta değerlendirmek mümkündür: 1. Grup: G

İSLAM TARİHİ ESERLERİNİ DEĞERLENDİRMEDE ÖLÇÜLER

İSLAM TARİHİ ESERLERİNİ DEĞERLENDİRMEDE ÖLÇÜLER

Burada, İslâm ulemasının önde gelenleri ve muhakkik âlimler tarafından tesbit edilen ve İsl

İNSAN HÜRRİYETİ VE BEŞ TEMEL HAK

İNSAN HÜRRİYETİ VE BEŞ TEMEL HAK

Sosyal bir varlık olan insanoğlunun, topluluk olarak yaşaması, fıtratının bir gereğidir. Fer

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-2

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-2

Sultan İbrahim tahta çıkar çıkmaz başta Koçi Bey olmak üzere musâhipleri (özel danışmanl

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-1

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-1

Anadolu topraklarının bizlere vatan haline gelmesinde hizmeti geçmiş büyük tarihî şahsiyetle

PEYGAMBERLERİN MASÛM OLUŞU

PEYGAMBERLERİN MASÛM OLUŞU

Peygamberlerin masumiyeti konusu, çok yönlü bir konudur. Burada bizi ilgilendiren husus, peygambe

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-6

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-6

g. Ebu Hüreyre'nin Para Karşılığında Emevî Taraftarlığı ve Ali Aleyhtarlığı Yaptığı

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-5

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-5

e. Namazı Ali'nin Arkasında Yemeği Muaviyenin Sofrasında Yediği İddiası Ebu Hüreyre aleyhin

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-4

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-4

Sahabenin ve Bu Cümleden Olarak Hz. Aişe'nin Onun Rivayetlerini İhtiyatla Karşıladığı İddia

O halde sabret. Sonunda kazanacak olanlar, elbette Allah'tan korkup sakınanlardır.

Hûd, 49

GÜNÜN HADİSİ

Her kim bir namazı (kılmayı) unutursa (onu) hatırladığında kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur.

Sahih-i Buhari, KİTÂBU MEVÂKÎTİ'S-SALÂT

TARİHTE BU HAFTA

*Cumhuriyet'in ilanı(29 Ekim 1923) *Sütçü İmam Maraş'ta direnişi başlattı(31 Ekim 1919) *I.Dünya Harbine girdik(1 Kasım 1914) *İmam-ı Rabbani Hz.lerinin İrtihali(2 Kasım 1624) *Hz.Ömer(r.a.)'in Şehadeti(3 Kasım 644)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI