SAHABENİN HADİS YAZMAMASININ ÜÇ SEBEBİ

“Sahâbenin hadisleri yazmamasının üç sebebi vardır. Birinci Sebep: Allah Rasûlü'nün (S.A.V) ilk sıralarda Kur’an’ın başka şeylerle karışmasını önlemek için Kur’an dışındaki şeylerin yazılmasını nehyetmesidir. Kur’an ezberlenip bilinir


Seyyid Süleyman Nedvi

.

2022-02-15 21:49:50

"Sahâbenin hadisleri yazmamasının üç sebebi vardır.

Birinci Sebep: Allah Rasûlü'nün (S.A.V) ilk sıralarda Kur'an'ın başka şeylerle karışmasını önlemek için Kur'an dışındaki şeylerin yazılmasını nehyetmesidir. Kur'an ezberlenip bilinir hale geldikten sonra –ki ona ne önünden ne ardından hiçbir batıl karışmaz- Allah Rasûlü, ashabın kendisinden duyduğu şeyleri yazmasına müsaade buyurdu. Buna rağmen sahâbe büyük bir ihtiyat gösteriyor ve sahâbenin önemli bir kısmı hadis yazmaktan kaçınıyordu.

İkinci Sebep: sahâbe, insanların yazdıklarıyla yetinmesinden ve hadisleri ezberleyip tefekkür etmede gevşeklik göstermesinden endişe duyuyordu. Nitekim sahâbenin tahmin ettiği durum bilfiil gerçekleşti. Zira yazma ve tedvine verilen önem arttıkça ezbere verilen ehemmiyet azaldı. Bunun yanısıra sahâbe elinde yazılı halde hadis bulunan herkesin alim olarak telakki edilmesinden endişe duyuyordu ki [daha sonraları] bu da tahakkuk etti.

Üçüncü Sebep: Arapların yazıya itimad etmeyi hafıza zaafı olarak görmeleri ve bunun kendi onurları açısından küçük düşürücü bir durum olduğunu düşünmeleriydi. Onlar, hafızalarına itimad ediyorlardı. Ezberlediklerinden herhangi bir şey yazacak olsalar onu gizli tutma yoluna giderlerdi.

Bilindiği gibi, Araplar hafıza bakımından güçlü idiler. Bazen binlerce şiiri ezberler ve bunu hiçbir ilave veya eksiltme olmadan okurlardı. İnsanoğlu tabiatı gereği, sahip olduğu kuvvelerden birini çok kullandığında bu kuvvenin güç ve canlılığı artar. Ashab-ı Kiram ve tâbiîn hadisleri ezberlemede çok yüksek bir noktaya varmış bulunuyorlardı. Bir hadisle karşılaştıklarında onu alıp çocukların Fatiha Süresini ezberlemesi gibi ezberlerlerdi.

Muhaddisler, binlerce hatta yüzbinlerce hadisi ezberliyorlardı. Sonra da işitip ezberledikleri hadisleri yazıya geçiriyorlardı. Ancak buna rağmen onların ulema ve halk nezdindeki değeri ezbere bildikleri hadislerle ölçülüydü. Bundan dolayı onlar, defter ve sahifelerini insanlardan gizli tutuyorlardı. Ta ki insanlar onların sadece bu sahifelere dayandıklarını ve bu sahifelerdeki hadisleri ezbere bilmediklerini sanmasınlar.

Muhaddisler, bir şeyi sadır (göğüs)da tutmanın satırda tutmaktan daha güvenilir olduğuna inanıyorlardı. Zira müstensihlerin yazarak aktarmaya çalıştığı şeyler tahrife maruz kalabilir. Buna karşı hafızası güçlü ve zabtı muhkem insanların kendi emsallerinden aktardığı şeyler hata ve tahrif tehlikesinden uzaktır.

Kaynak

Seyyid Süleyman Nedvi

Er Risaletu'l Muhammediye(Hutabat-ı Madras)

Urduca'dan Arapçaya Tercüme: Muhammed Nazım Nedvi

Daru Ä°bn-i Kesir

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!

Nahl, 125

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!"

Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.

TARÄ°HTE BU HAFTA

*İmam-ı Azam Ebu Hanife(r.a.) Vefat Etti.(6 Mayıs 765) *İkinci Dünya Savaşı Sona Erdi.(8 Mayıs 1945) *Osman Gazi'nin Doğumu(9 Mayıs 1252) *Ahmed Cezzar Paşa'nın Akka'da Napolyon'u Yenmesi.(10 Mayıs 1799) *1897 Türk-Yunan Savaşı Türk Zaferiyle Sona Erdi

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI