Kur'an saygıyla okunması, dinlenmesi, tefekkür edilerek müzakere edlimesi gereken bir kitaptır. Aslında onun önce lafzı itibariyle okunması ve dinlenmesinden öte, manasının anlaşılması ve anlaşılan o manaların hayata tatbik edilmesi gerekir. Yani sıralamada bu husus birinci sırada yer alır. Ve bu durum, asırlardan bu yana bizim insanımızın eksikliğidir. Evet, onu tefekkür, tezekkür, teemmül tariki ile okumak, gerekli mesajları alıp hayata taşıma bizim eksikliklerimizin basında gelir. Fakat hadiselerin tabi seyri içindeki gelişimi bize ümit vermektedir inşaallah yeni bir dönem gelecek, insanlar İlahi maksatı anlamayı hayat gayesi haline getirecek ve bu dönem bütünüyle Kur'an'ın hakim olduğu dönem olacaktır. Kur'an'ın bir diğer özelliği, onun ruhlarımıza gıda olmasıdır. Bülbül-ü hoş eda kimselerin okumuş oldukları Kur'an'ı hepimizin hem de her halükarda dinlemeye ihtiyacı vardı. Bu açıdan otururken, dinlenirken, arabamızda giderken Kur'an zemzemesinin kulaklarımıza gelip çatması fevkalade güzel şeydir. İnsan bununla niyetinin derinliğine göre sevap kazanabilir. Fakat o yüce kitaba saygısızlığı ihtiva eden bir düşünce ve tarzla Kur'an dinlemenin mahzurlu olacağı kanaatındayım.