Fetvalar
İslamÂ’ın noter müessesesine karşı yaklaşımı nedir? NoterÂ’lik caiz midir?
Umumi manada müslümanlık, bütün prensipleri, emir ve yasaklarıyla noterin yapmış olduğu tevsk işini yapmaktadır. Bu açıdan İslamın hakikaten yaşandığı dönemlerde bu türlü kurumlara hiç ihtiyaç duyulmamıştır. Kuran, Bakara suresi 282. ayetinde ki bu Kuranın en uzun ayetidir borçlanmalarda borcun mutlaka kaydedilmesini orada ktibi adlin bulunmasını, alışveriş yapanların okumayazma bilmemesi durumunda velilerinin devreye girmesini, şahid tutulmasını.. ve bir sonraki ayette de yolculuk esnasında yapılan akitlerde nelere dikkat edilmesi gerektiğini uzun uzadıya anlatmaktadır. Ayetin meali münifi şöyledir: Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman onu yazın. Bir katip onu aranızda adaletle yazsın. Hiçbir katip Allahın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan geri durmasın, ne varsa yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu)da yazdırsın, Rabbinden korksun ve borcunu asla eksik yazdırmasın. Şayet borçlu sefih veya aklı zayıf veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahit bulundurun. Eğer iki erkek bulunamazsa rıza göstereceğiniz şahitlerden bir erkek ilebiri yanılırsa diğerinin ona hatırlatması için iki kadın olsun. Çağrıldıkları vakit şahitler gelmemezlik etmesin.Büyük veya küçük,idesine kadar hiçbir şeyi yazmaktan sakın üşenmeyin. Böyle yapmanız Allah nezdinde daha adaletli, şehadet için daha daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha uygundur. Ancak aranızda yapıp bitirdiğiniz peşin bir ticaret olursa, bu durum farklıdır. Bu durumda onu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alışveriş yaptığınızda şahit tutun. Ne yazan, ne de şahit zarara uğratılsın. Eğer bunu yaparsanız şüphe yok ki, bu sizin yoldan çıkmanız demektir. Allahtan korkun. Allah size gerekli olanı öğretiyor. Allah her şeyi bilmektedir.Yolculukta olur da, yazacak kimse bulamazsanız, borca karşı alınmış bir rehin de yeterlidir. Birbirinize bir emanet bırakırsanız, emanet bırakılan kimse emaneti sahibine versin ve Rabbi olan Allahtan korksun. Şahitliği, bildiklerinizi gizlemeyin. Kim onu gizlerse, bilinki onun kalbi günahkardır. Allah yapmakta olduklarınızı bilir.(Bakara,2/282283) İslamda teferruat denilebilecek hususların bile güvence altına alındığını bu ayetlerden görmek mümkündür. Mealini verdiğimiz ilk ayetteki katibi adl i ise, günümüzdeki notere benzetebiliriz. Yalnız günümüzde noter, şahs vasıfları itibariyle mülhid, ataist, fasık, yalancı, rüşvetçi.. olabilir. Fakat İslama göre böylesi bir vazifeyi üstlenen şahsın tek kelimeyle dil olması gerekir ki, dil olan kimse elbette yalandan, rüşvetten, küfürden uzak olacaktır. Hasılı; noter müessesesinin İslami hükümlerle çatışan bir yanı yoktur. Fakat gerek noterin vasıflarının, gerekse yapılan işlerin İslam genelgeçer prensiplere uygun olması şarttır.
Yorum yapın
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar