



Piyasada yalan sözler ve uydurma rivayetlerle dopdolu bazı eski ve yeni kitaplar vardır ki İbn Kuteybe'ye atfedilen el-İmâme ve's-Siyâse adlı kitap bu tür kitaplardandır. Nitekim müdakkik âlimler, İbn Kuteybe'nin bu kitabında yazdıklarına karşı çıkmış ve o'nu şiddetle kınamışlardır. Bu cümleden olarak İbn Hacer el-Heytemî(1) ve Kâdî Ebûbekr İbnü'l-Arabî'yi zikredebiliriz. Kâdî Ebûbekr şu açıklamada bulunur: "İnsanlar için en tehlikelisi, akıllı cahiller veya hilekâr bidatçılardır. Akıllı cahilin örneği İbn Kuteybe'dir. Zira O, el-İmâme ve's-Siyâse adlı kitabında -şayet kitaptakilerin tamamı ona ait ise- sahâbîlere ait hiçbir fazilet bırakmamış tamamını yıkmıştır."(2)
Görüldüğü üzere, Kâdî Ebûbekr bu kitapta geçen her şeyin İbn Kuteybe'ye ait olduğu hususunda şüphe duymaktadır. Çünkü İbn Kuteybe'nin büyüklüğü, bu konuda ihtiyatlı davranmayı gerektirmektedir.
Öte yandan Muhibbüddîn el-Hatîb bu kitabın İbn Kuteybe'ye ait olmadığını, kötü ve sapkın zihniyetli birileri tarafından onun adına uydurulduğunu ileri sürmektedir. el-Hatib, iddiasına aşağıdaki iki noktayı delil olarak göstermektedir:
a. Bu kitapta İbn Kuteybe'nin ölümünden sonra meydana gelen bir takım hâdiselerden bahsedilmektedir. Her halde ölümünden sonra kalkıp bu olayları kaleme almamıştır.
b. Kitabın müellifi, Mısırlı iki büyük âlimden -şifâhi olarak- çok nakilde bulunmaktadır. Oysa İbn Kuteybe Mısır'a hiç gitmediği gibi söz konusu iki âlimden de ilim almamıştır. İşte bu çelişkiler, bu kitabın onun adına acemice uydurulduğunu göstermektedir.(3)
[Kitabın mevcut haliyle İbn Kuteybe'ye ait olmadığının bir diğer kanıtı da İbn Kuteybe'ye aidiyeti kesin olan diğer kitaplardaki açıklamalarla çelişmesidir. Mesela İbn Kuteybe'nin Te'vilu Muhtelifi'l-Hadis isimli eserinde Sahabe konusundaki tutumu el-İmâme ve's-Siyâse'deki tutumuyla telif edilemeyecek kadar farklıdır. (4)]
Yeni kitaplara gelince, örnek olarak Ömer Ferrûh'un kaleme aldığı Târihu Sadri'l-İslâm ve'd-Devleti'l-Emeviyye adlı kitabını zikredebiliriz. Nitekim o, Sahabe arasındaki hadiseleri sıradan insanlar arasında saltanat, servet ve sömürü için cereyan eden çekişmelere benzetmiş, o hadiselerin yalan, iftira ve aldatmaya mebni olduğunu ileri sürmüştür. Böylece bir bakıma kralları çöpçülere benzetmiş ve kafasında kurduğu senaryoyu edebi ve cazib bir üslûpla ifadelere dökmüştür. Bunu yaparken, el-İmâme ve's-Siyâse gibi kitapları dolduran yalan ve uydurma rivâyetlere dayanmıştır.
Dipnotlar
1-İbn Hacer el-Heytemî, Tathîru'l-Cenân, s. 43
2-İbn Hacer el-Heytemî, el-Avâsım mine'l-Kavâsım, s. 248.
3-İbn Hacer el-Heytemî, et-Talîkât ale'l-Avâsım mine'l-Kavâsım, 245, 248.
4-Dr. Merin Yiğit
Yorum yapmak için giriş yapın.
0 Yorumlar