Mütevekilane Otururak, İslam'ın Zaferi İçin Ciddi Bir Şekilde Çalışmayanlara Ve İsa Aleyhisselamın İnmesini Bekleyenlere Bir Söz:

Müslümanların halk tabakası arasında(avam) çokça yayılmış bir görüş var. Onlar Rasulullah'tan(aleyhissalatu vesselam) rivayet olunan kıyamet alametleri ile ilgili haberlere dayanarak, sahih İslami hayatın dönmesi için ciddi çalışmayı bıraktılar ve bu alametleri aslı olmayan bir şeye bağladılar;

"Şimdi çalışmanın bir faydası yok. Çünkü fesadın artmasında ve dalaletlerin yayılmasında ve kıyamet öncesi doğaüstü şeylerin gelmesinde ve Mehdinin zuhuru ve İsa aleyhisselam nüzulünde (vs) bu alametlerin çıkmasında herhangi şüphe yoktur. O zaman da İslam geri döner ve dine nusret(yardım) verilir. Hak yayılır, onun ehli de kuvvet kazanır. İslam'ın hükümeti herkesçe yükselir. O halde şimdi Müslüman bir insan ne kadar çalışırsa çalışsın batılla ve batıl ehli ile mücadele etmek de bir fayda yoktur!"

Bu habis dalaletli fikir, düşmanlarının uyutucu vasıtalarıyla Müslümanlara girmiştir. Bu cahillerde ve onların ortamlarında bulunan cahil Müslümanlarda ciddi çalışma vecibesini ve doğru İslamiyet düşüncesini sükût ettirdi ve onları negatif bir etkiyle etkiledi.

Bu cahil aldatıcılar çoğu zaman Müslümanları kandırıp, Müslümanlara şunu demekte: "dünyanın bitiş zamanı yaklaştı. Nebevi hadisler de, günler geçtikçe İslam ve Müslümanların günden güne bozulacaklarına delalet etmektedir."

İşi böyle gördüklerinde şöyle düşündüler; "bu kötü akımı durdurmak ve bu düşüşü menetmek için ciddi çalışmanın bir faydası yoktur. Onu Allahu Teâlâ takdir etmiş ve peygamberi sallallahu aleyhi ve sellem tebliğ etmiştir. Böyle olacağından hiçbir şüphe yoktur ve bize gereken teslim olmak ve susmaktır. Allah'ın emrini gelene kadar sabretmek gerekir ki, ondan kaçış yoktur."

Bu batıl düşüncenin Müslümanların duygusal ve bilinçaltı iradeleri üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi önlemek için etkilenenlerin kalplerinde tedaviye alınması gerekir. Bu batıl inanç Müslümanların içinde -ayrıca dışarıdan önlerine atılan engellere ek olarak- İslami hareketi engellemektedir.

Bu fikir doğru ve sağlam olsaydı, ister yabancı, ister Arap, ister görünüş olarak Müslüman, ister kâfir olsun her türlü batıl artışı ve sapmayı engellemek için öncekilerin çabası ve cihatları olmazdı. Bu sapık düşünce ile devam etsek, çeşitli işlerde ve seviyelerde herhangi zorluk ve mücadele karşımıza çıksa, pes etmemiz gerekirdi. Bunu akıllı biri söyleyemez, değil ki İslam şeriatı-hâşâ- onu bizden istemiş olsun. Allah'ın şeriatı ondan beridir.

Peki neden bu hastalıklı düşünceye bulaşmış bu cahiller paralarını ve durumlarını geliştirme ve konakladıkları ve yaşadıkları yerleri düzeltmenin peşindeler? Dünyanın şartları ve hayatının ihtiyaçları vesaire olunca bunu hiç düşünmezler. Din ve cihat konularına gelirlerse, bu şeytani fikri kuşanırlar. Sapıttılar ve dinlerine yardım etmektense dünyayı tercih ettiler ve başarısız oldular.

Onların akılları ve anlayışları nerede? Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu:

(الجهاد ماض الى يوم القيامة) "Cihad kıyamete kadar devam edecektir." Ve onun gibi sahih birçok hadisler mevcut.

Basra âlimleri bildirdiler ki; "Allah'ın, kulları hakkında koyduğu sünnetullah kanunu şudur: çalışmak, cihat etmek ve sebeplere sarılmak" Dini ve İslam'ı anlayan her Müslüman için bunun apaçık olduğu gibi. 

İslam'a ve dini yardım etmekte çalışmayı bırakmak bir suçtur,- bu batıl itikad yüzünden- batılı zalimler ve Müslümanları istila eden kâfirleri men etmeyi terk etmek suç üzerine suçtur. Bu muazzam musibet hasta olanların akılları ile itikada bulaştı. Bu hastalığın acilen tedavisi ve bu marazdan korunmakta süratli hareket lazım.

-devam edecek-

Abdülfettah Ebu Gudde,

Mevlana Enver Şah Keşmiri'nin Nüzul-u 'l Mesih adlı eserinin takdim yazısından

Tercüme: Ahmet İz