SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-32
Maide: 32 مَن قَتَلَ نَفْساً بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعاً وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ “Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim de bir canı kur¬tarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur.”
Maide: 32
مَن قَتَلَ نَفْساً بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعاً وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ
"Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim de bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur."
Bu âyeti tefsir ederken İbn Abbas şöyle der: "Kim, Allah'ın haram kıldığı bir tek canı öldürürse, o, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de Allah'tan korktuğu için, O'nun haram kıldığı bir nefsi öldürmekten çekinir ve hürmetini korursa, bütün insanlara hayat vermiş, onları ölümden kurtarmış gibi olur."(Muhtasar-ı İbn Kesir, 2/509)
"Kim, o nefsi diriltirse" cümlesinde istiare vardır. Çünkü maksat, "kim onu sağ bırakır, öldürmeye teşebbüs etmezse" demektir. Zira ölümünden sonra bir nefsi diriltmeye Allah'tan başka kimsenin gücü yetmez.
Maide: 33
"Allah ve Rasulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde düzeni bozmaya çalışanların cezası ancak ya öldürülmeleri, ya asılmaları yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır."
Enes'ten rivayet edildiğine göre, Ureyne Kabilesinden bir grup, Medine'ye Rasulullah (s.a.v.)'m yanına geldiler, fakat Medine'nin havasına alışamayıp hasta oldular. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) onları, zekât develerinin yayıldığı yöreye gönderdi. Develerin sütlerini içmelerini, hastalıklarını da bu develerin sidikleri ile tedâvî etmelerini emretti. Adamlar gittiler, bir müddet sonra sağlıklarına kavuşunca Hz. Peygamber (s.a.v.)'in çobanını öldürdüler ve develeri sürüp götürdüler. Rasulullah (s.a.v.) arkalarından bir müfreze gönderip onları yakalattı. Medine'ye getirildiler. Rasulullah (s.a.v.)'ın emri üzerine elleri ve ayaklan kesildi, gözleri çıkarıldı ve ölünceye kadar, kızgın güneş altında bırakıldılar. Bunun üzerine Allah ve Rasulüne karşı savaşanların cezası...." âyeti nazil oldu. (Buhârî, Zekât 68; Müslim, Sekâme 10-11; Kurtubî, 6/148)
Bazı ilim adamları şöyle dediler: "Böyle suçluları cezalandırmakta devlet başkanı serbesttir. İsterse öldürür, isterse asar, isterse el ve ayaklarını keser, isterse sürgün eder." Bu İmam Mâlik'in görüşüdür. İbn Abbas şöyle der: "Soygunun her derecesi için bir derece ceza vardır: Adam öldüren öldürülür, hem adam öldüren hem de malı alan öldürülür ve asılır. Sadece malı alanın eli ve ayağı çaprazlama kesilir. Sadece korku salan ise o yerden sürülür. Bu da cumhurun görüşüdür." (Râzî, Tefsir-i Kebîr, 2/215)
*Maide: 35
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اتَّقُواْ اللّهَ وَابْتَغُواْ إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ وَجَاهِدُواْ فِي سَبِيلِهِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun. O'na yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihad edin ki kurtuluşa eresiniz." Katâde şöyle der: "Allah'a itaatte ve onun razı olacağı amel ile ona yaklaşın. Allah'ın dinini yüceltmek için cihad edin ki kurtuluşa erip sonsuz nimetleri elde edesiniz."
Maide:36:
إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُواْ لَوْ أَنَّ لَهُم مَّا فِي الأَرْضِ جَمِيعاً وَمِثْلَهُ مَعَهُ لِيَفْتَدُواْ بِهِ مِنْ عَذَابِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ مَا تُقُبِّلَ مِنْهُمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ
Şüphe yok ki kâfir olanlar, yeryüzündeki her şey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için elem verici bir azap vardır."
Zemahşerî şöyle der: "Bu, azabın onlardan ayrılmayacağını ve onlar için hiçbir şekilde azaptan kurtuluş yolu olmayacağını vurgulayan bir temsildir." (Keşşaf, 2/488)
Hadiste şöyle buyurulmuştur: "Kıyamet gününde kâfir getirilerek kendisine: "Ne dersin! Yeryüzü dolusu altının olsa kurtuluşun için onu fidye olarak verir miydin? diye sorulur. Kâfir "evet" der. Ona şöyle denilir: "Senden bundan daha kolayı yani bana şirk koşmaman istenmişti de sen ona diretmiştin" Bundan sonra kâfirin ateşe atılması emredilir ve atılır." Buhârî, Rikak 51; Müslim, Münâfikûn 52
Maide: 38:
وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُواْ أَيْدِيَهُمَا جَزَاء بِمَا كَسَبَا نَكَالاً مِّنَ اللّهِ وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
"Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarına karşılık bir ceza ve Allah'tan bîr ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir."
Bu sûrenin 38. âyetinde, erkek hırsız kadın hırsızdan önce zikredilmiş; Nur sûresinin 2. âyetinde
الزَّانِيَةُ وَالزَّانِي
"Zina eden kadın ve zina eden erkek" buyurularak, zina eden kadın zina eden erkekten önce zikredilmiştir. Bunun sırrı şudur: Hırsızlığa, erkek kadından daha cür'etlidir, dolayısıyla erkek önce zikredilmiştir. Kadının zina yapması ise daha çirkin ve daha kötüdür. Dolayısıyla, onlardan her birinin bu şekilde getirilmesi makama uygun düşmüştür.
Asmai şöyle der: "Bir gün,
وَالسَّارِقُ وَالسَّارِقَةُ فَاقْطَعُواْ أَيْدِيَهُمَا جَزَاء بِمَا كَسَبَا نَكَالاً مِّنَ اللّهِ وَاللّهُ عَزِيزٌ حَكِيمٌ
âyetini okudum. Sonunu sehven "Allah izzet ve hikmet sahibidir" yerine Allah "çok bağışlayan, pek esirgeyendir" şeklinde okudum. Yanımda bir bedevî vardı. Bana, "Bu kimin sözüdür" diye sordu. Ben: "Allah kelamıdır" dedim. Bedevi: "Hayır, bu, Allah kelamı olamaz, âyeti bir daha oku bakalım" dedi. Ayeti dikkatle tekrarlayınca, doğru olarak şeklinde okudum. Bedevi: "Evet, işte bu, Allah kelamıdır" dedi. Ben: "Kur'an okumasını biliyor musun?" diye sordum. Bedevi: "Hayır" dedi. Ben: "Öyleyse hata ettiğimi nereden anladın?" diye sordum. Bedevi: "Bre adam, Allah izzet sahibi oldu, hükmetti ve kesti. Eğer bağışlasa ve merhamet etseydi, elbette kesmezdi" dedi." İbnu'l-Cevzî, Zâdu'l-Mesîr, 2/354
Hırsızın Elinin Kesilmesi Hususunda Bir Kaç Söz
Batılı bazı kimseler, hırsızın elini kestiği için İslam şeriatını ayıplar, bu cezanın medenî toplumlara yakışmayacak derecede ağır olduğunu iddia eder ve hırsızı caydırmak için hapis cezası vermenin yeterli olduğunu söylerler." Selim bir mantığa dayanmayan bu felsefe neticesinde suçlar artmış; terör olayları çoğalmıştır. Hapishaneler suçlular ve emniyet ve sükûnu tehdit eden teröristlerle dolmuştur. Hırsız, hiçbir şeyden korkmadan emniyet ve sükûnet içinde hırsızlığını yapar. Sadece hapishane korkusu vardır. Orada da, yeme ve giyme ihtiyaçları temin edilir. Beşerî kanunun takdir ettiği ceza süresini bitirdikten sonra oradan çıkar. Şüphesiz ki böyle bir kimse, suç işlemeye daha eğilimli olur ve daha rahat kötülük yapabilir. Günden güne suç sayısının artmasıyla ilgili okuduklarımız ve işittiklerimiz bu tezimizin doğruluğunu vurgular. Bu da, beşerî aklın bu tehlikeli hastalıkları tedavi edecek faydalı ve şifalı ilacı elde etme hususundaki kusurundan kaynaklanmaktadır. İslam'a gelince, o, kötülüğü kökünden söküp atmıştır. Kesilen tek bir el, suçluları caydırmak için yeterlidir. Bu ne hikmetli kanun!
-devam edecek-
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
TEHANEVİ HAZRETLERİNİN ESERLERİNİN DİLİMİZE ÇEVİRİLERİ MÜNASEBETİYLE
“Onun başarılarının bir benzeri birçok önceki yüzyılda bulunmaz.” Muhammed Taki Osmanî
AFETLER VE KURTULMA YOLLARI
A-ZAHİRİ AFAT: -İflas. Müslümanların çoğu iflasla kuşatılmasının sebebi: bilgi azlı
BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-2
Bakın bu gün Regaib kandili. Benim kanaatim –ki siz de destekleyeceksiniz- şu an Türkiye’de
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
NURDAN VECİZELER-15
“Kader, ilmin bir nev’idir ki, herşeyin mânevî ve mahsus kalıbı hükmünde bir miktar tayin
“HZ. İBRAHİM (A.S.)’A İBO DEMENİN HÜKMÜ”
Muhterem Müslümanlar! Bu yazımızda mealci ve sünnet inkârcılarının dördüncü iftirası o
SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-34
Maide: 67: İbn Abbas, Rasulullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Yüce Allah
KARAKTER İNCELEMESİ
-Marjorie Spiller National Enquirer - Bu hikâyeyi ihtiyar bir dostumdan dinlemiştim. Ben gençken
FENÂRİ İSA CÂMİİ
Fenâri İsa Câmii: 2. Bayezid döneminde şehirdeki terkedilmiş Bizans kiliselerinin şenlendiril
BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE
-Bediüzzaman Ne Demek?- -Yazdı mı? Yazdırıldı mı?-
- BİR TERCÜME CİNAYETİ ÖRNEĞİ; ASIM BİN SABİT
- ALLAH RASULÜ HAKKINDA ÖZ BİLGİ
- KIRKINCI HOCAEFENDİ’NİN ESERLERİNİN YENİ BASKISI TAMAMLANDI
- AKSA TUFANI BASKINININ BIRKAÇ NEDENİ
- BU ÇOCUK DEĞİL, SANKİ BABAN
- TEŞRİK TEKBİRLERİ
- NURDAN VECİZELER-14
- KUR’AN’I TAHRİFTEN SONRA BİR DE TASHİH ETME-DEĞİŞTİRME TALEBİ
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-33
- HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
- ATİK MUSTAFA PAŞA CÂMİİ
- KALP GÖZÜ DAİMA GÖRÜR
- SATIŞIN DA BİR YOLU VAR!
- KUDÜS’E BIR ADIM DAHA YAKLAŞMAK
- KUTSAL ADAK
- “PEYGAMBERLERE GEREK YOKTUR” DEMENİN HÜKMÜ
- İSTİKBAL İSLAM’INDIR-3
- SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-32
- NURDAN VECİZELER-13
- DAHİLERIN GARİPLİKLERİ
- KOCA MUSTAFA PAŞA
- HAKİMİN SİHİRİ
- EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM
- İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2
- ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
- YUSUF ÜNLÜ(1936 -)
- ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN
- ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ
- NURDAN VECİZELER-12
Artık kim doğru yolu seçerse kendi lehinedir; kim de saparsa ancak kendi aleyhine sapmış olur.
Zümre, 41
GÜNÜN HADİSİ
Alî b. Ebî Tâlib (r.a.)'dan :
"Benim ağzımdan yalan uydurmayınız. Her kim benim ağzımdan yalan söylerse Cehennem'deki yerine hazırlansın."
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Fazıl Mustafa Paşa'nın Belgrad'ı Fethi(9 Ekim 1960) *HAZRETİ HÜSEYİN (r.a.) Şehid Edildi-Kerbela Vak'ası(10 Ekim 680) *Ömer Nasuhi Bilmen Vefat Etti(12 Ekim 1971) *Ankara Başkent Oldu(13 Ekim 1923)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...