SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

Nisa: 97: İbn Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: “Müslümanlardan, İslam’ı hafife alan bir grup Mekke'de oturuyordu. Müşrikler, Bedir savaşına onları da beraberlerinde getirdiler. Onlardan bazıları savaşta öldü. Müslümanlar: "Bu arkadaşlarımız müslümandı. Savaşa zorla getirildiler, dediler. Bunun üzerine;


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2024-04-01 02:49:47

Nisa: 97: İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet olunur: "Müslümanlardan, İslam'ı hafife alan bir grup Mekke'de oturuyordu. Müşrikler, Bedir savaşına onları da beraberlerinde getirdiler. Onlardan bazıları savaşta öldü. Müslümanlar: "Bu arkadaşlarımız müslümandı. Savaşa zorla getirildiler, dediler. Bunun üzerine;

إِنَّ الَّذِينَ تَوَفَّاهُمُ الْمَلآئِكَةُ ظَالِمِي أَنْفُسِهِمْ قَالُواْ فِيمَ كُنتُمْ قَالُواْ كُنَّا مُسْتَضْعَفِينَ فِي الأَرْضِ قَالْوَاْ أَلَمْ تَكُنْ أَرْضُ اللّهِ وَاسِعَةً فَتُهَاجِرُواْ فِيهَا فَأُوْلَـئِكَ مَأْوَاهُمْ جَهَنَّمُ وَسَاءتْ مَصِيراً

Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırkan: "Ne işte idiniz" dediler. Bunlar: "Biz yeryüzünde çaresizdik" diye cevap verdiler. Melekler de: "Allah'ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!" dediler. İşte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü bir gidiş yeridir."(Nisa: 97) (Muhtasar İbn Kesir, 1/427"

Nisa: 100; Bu âyet hicreti teşvik etmektedir. Damure b. Kays Mekke'deki zayıflardan olup hasta biri idi. Allah'ın hicret hakkında indirdiği âyeti işitince" çocuklarına: "Ben zayıflardan değilim, ben yolu mutlaka bulurum. Beni götürünüz. Vallahi, bu gece bile Mekke'de kalmıyacağım" dedi. Onu bir sedyeye koyup yola çıktılar. Damure, yolda Ten'im denilen yerde öldü. Bunun üzerine Yüce Allah;

وَمَن يَخْرُجْ مِن بَيْتِهِ مُهَاجِراً إِلَى اللّهِ وَرَسُولِهِ ثُمَّ يُدْرِكْهُ الْمَوْتُ

فَقَدْ وَقَعَ أَجْرُهُ عَلى اللّهِ وَكَانَ اللّهُ غَفُوراً رَّحِيماً

"Allah ve Rasulü uğrunda hicret ederek evinden çıkar da, sonra kendisine ölüm gelirse artık onun mükâfatı Allah'a düşer"(Nisa: 100) âyetini indirdi. (Kurtubi, 5/349

Ayette geçen Mürâğam; "Gidilen ve dolaşılan yar" demektir. İbn-i Kuteybe şöyle der: Mürâğim ile muhacir aynı mânâyadır. Aslı şudur: Bir kimse müslüman olduğunda kavmine kızgın olarak onlardan ayrılırdı. Bu şahsa murâğim, yürüyüp gittiği yola murâğam, Peygamber (s.a.v.)'e ulaşmasına da hicret denilirdi.

Nisa: 101; "Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur." Yani; savaş, ticaret veya diğer sebeplerle yolculuk ettiğiniz zaman, namazları kısaltarak, dört rekâtlı namazları iki rekât kılmanızda size herhangi bir günah yoktur, Kâfir düşmanlarınızdan size herhangi bir kötülük gelmesinden korkarsanız bu şekilde namazı kısaltabilirsiniz." Âyette geçen "bir kötülük gelmesinden korkarsanız" ifadesi seferde namazın kısaltılmasının şartı değildir. Bu ancak o günkü durumu açıklar. Zira müşriklerin çokluğundan dolayı İslam'ın ilk dönemlerinde Müslümanlar, yolculuklarında düşmandan korkuyorlardı.. Ya'la b. Ümeyye hadisi de bu görüşü pekiştirir. O şöyle der: Ömer b. Hattab'a: Allah, "Eğer korkarsanız" buyuruyor. Hâlbuki bugün artık insanlar emniyet içindeler" dedim. Ömer şöyle cevap verdi: Senin dikkatini çeken benim de dikkatimi çekti. Bunu Rasulullah (s.a.v.)'a sordum. "Bu, Allah'ın size verdiği bir sadakadır. Onun sadakasını kabul edin" buyurdu.

Nisa: 102: "Sen de içlerinde bulunup onlara namaz kıldırdığın zaman, onlardan bir kısmı seninle beraber namaza dursunlar" silahlarını yanlarına alsınlar, secde ettiklerinde onlar geriye gitsinler. Sonra henüz namazını kılmamış olan diğer gurup gelip seninle beraber namazlarını kılsınlar ve onlar da ihtiyat tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar. Eğer size yağmurdan bir eziyet olur yahut hasta bulunursanız, silahlarınızı bırakmanızda size günah yoktur. Yine de tedbirinizi alın. Şüphesiz Allah, kâfirler için alçaltıcı bir azab hazırlamıştır."

İbn Kesir bu âyetin tefsirinde, Ebu Ayyaş Züraki'nin şöyle dediğini rivayet eder: "Biz Rasulullah (s.a.v.) ile birlikte Usfan'da idik. Başlarında Halid b. Velid'in bulunduğu müşrikler karşımıza çıktı. Onlar bizimle kıble arasında bulunuyorlardı. Rasulullah (s.a.v.) bize öğle namazını kıldırdı. Müşrikler kendi aralarında: "müslümanlar ani bir baskınla yok edebileceğimiz bir durumda idiler. Fırsatı kaçırdık, dediler. Sonra da: "Az sonra öyle bir namaz vakti girecek ki, o namaz onlar için canlarından da, çocuklarından da daha önemlidir, dediler. Râvi der ki: "Bunun üzerine Cebrail (a.s.), öğle ile ikindi arasında Nisa: 102. âyetini getirdi." (Muhtasar-ı İbn Kesir, 1/431)

Nisa:113; Rivayet olunduğuna göre Ensar'dan Zufaroğullarından Tu'me b. Übeyrik isimli bir adam, komşusu Katâde b. Nu'man'm zırhını çalarak un torbası içine koyup götürdü. Torbadaki bir yırtıktan un akmaya başladı. Zırhı götürüp Zeyb b. Semîn adındaki Yahudinin yanında sakladı. Zırh, Tu'menin yanında araştırıldı, fakat bulunamadı. Tu'me, zırhı almadığına ve zırh hakkında her hangi bir bilgisi olmadığına yemin etti. Bunun üzerine onu bırakıp, dökülen unun izini takip ederek Yahudinin evine geldiler. Zırhı burada bulup aldılar. Yahudi: "Bunu bana Tu'me emanet olarak verdi" dedi. Yahudilerden bir grup da onun lehine şahitlik ettiler. Zufaroğulları: Haydin, Rasulullah (s.a.v.)'a gidelim dediler. Rasulullah (s.a.v.)'a gelerek, ondan arkadaşlarını müdafa etmesini istediler. Arkadaşlarının suçsuzluğu ve Yahudinin hırsızlığı hakkında şahitlik ettiler. Rasulullah (s.a.v.) da onların dediği gibi yapmak istedi. Bunun üzerine:

 

وَلَوْلاَ فَضْلُ اللّهِ عَلَيْكَ وَرَحْمَتُهُ لَهَمَّت طَّآئِفَةٌ مُّنْهُمْ أَن يُضِلُّوكَ وَمَا يُضِلُّونَ إِلاُّ أَنفُسَهُمْ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِن شَيْءٍ وَأَنزَلَ اللّهُ عَلَيْكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُنْ تَعْلَمُ وَكَانَ فَضْلُ اللّهِ عَلَيْكَ عَظِيماً

"Allah'ın sana lütfu ve merhameti olmasaydı, onlardan bir güruh seni saptırmaya yeltenmişti. Hâlbuki onlar yalnızca kendilerini saptırırlar, sana hiçbir zarar veremezler. Allah sana Kitab'ı ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğini öğretmiştir. Allah'ın lütfu sana gerçekten büyük olmuştur."(Nisa: 113) âyeti nazil oldu. Tu'me, Mekke'ye kaçarak mürted oldu. Mekke'de hırsızlık yapmak için bir evin duvarını deldiği sırada, duvar üzerine yıkılarak onu öldürdü. (Ebu Suûd. 1/380)

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

1927 yılında Emir, Kuzey Amerika'ya gitti. Orada Detroit beldesinde göçmenlerin sorunları için

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

II. HZ. PEYGAMBERDEN GELEN BEŞARETLER Hayatı boyunca ümmetine karşı gösterdiği ilgi, şefkat

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

Cübbeli Ahmed Ünlü hocaefendinin babası Yusuf Ünlü 1936’da Giresun’un Göreli İlçesinde

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

Zülkarneyn isim değil sıfattır. Dünyaya gelmiş nadir dört veya beş cihangirden birisidir. Bu

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

Muhterem Müslümanlar! Daha önceki yazılarımızda, mealci ve sünnet inkârcılarının “Kur

NURDAN VECİZELER-12

NURDAN VECİZELER-12

| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

Maide: 11: Nadîroğulları, Rasulullah (s.a.v.)'ın başına değirmen taşı atmak ve Rasulullah

MESİH PAŞA

MESİH PAŞA

Rum asıllıdır. Ağabeyi Has Murad Paşa ile İstanbul’un fethi sırasında esir düşmüş ve h

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

Konfüçyüs bir gün öğrencileri ile sohbet ediyordu. Konfüçyüs dedi ki: “Bilgi edinmek içi

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

İmam Ebû Yusuf'un hiç konuşmayan bir öğrencisi vardı. Bir gün Ebû Yusuf, onun konuşmasın

İnfitar Suresi/6-8

Ey insanoğlu! Seni yaratıp sonra şekil veren, düzenleyen, mütenasip kılan, istediği şekilde seni terkip eden, çok cömert olan Rabbine karşı seni aldatan nedir?

GÜNÜN HADİSİ

"Kim alim geçinmek, sefihlerle münazara yapmak ve halkın dikkatlerini kendine çekmek gibi maksadlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar."

Tirmizi, İlm 6, (2666)

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI