AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

De ki: " Bize iki güzellikten birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle size bir azap gelmesini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin. Doğrusu biz de sizinle beraber bekleyenlerdeniz." (9. Tevbe suresi 52. ayet) Müslümanlar düşmanla karşılaştıklarında iki güzellikten birisini beklerler. Şahadet ya da gazililik payesi.


Mustafa Özcan

mustafaahmetozcan@gmail.com

2024-03-18 10:02:11

 De ki: " Bize iki güzellikten birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi

bekliyorsunuz? Oysa biz, Allah'ın kendi katından veya bizim elimizle size bir azap gelmesini bekliyoruz. Öyleyse bekleyin. Doğrusu biz de sizinle beraber

bekleyenlerdeniz." (9. Tevbe suresi 52. ayet) Müslümanlar düşmanla karşılaştıklarında iki güzellikten birisini beklerler. Şahadet ya da gazililik payesi.

Bunlardan birisi şahadet mertebesidir ki en yüce mertebelerden birisidir. Diğeri de gazilik rütbesidir. Müslümanları teselli eden hususlardan birisi de kendi taraflarından ölenlerin cennette olduğunu bilmeleri ve diğer tarafın ölülerinin de cehennemde olmalarına olan yakinleridir. Bu da yüreklerini su serper ve serinletir.

Kalîbu Bedr kuyusuna atılan müşrik cesetleri!

Hazreti Peygamber Bedir muharebesinden sonra ashab-ı kiramdan arkadaşlarıyla gelerek müşriklerin ölülerinin, cesetlerinin atıldığı kuyu önünde bir konuşma yapmıştır.

Hz.Peygamber (s.a.s), Bedirden ayrılacağı gece, müşrik ölülerinin atıldığı kuyuya doğru yürüdü. Sahabiler de peşinden yürüdüler. Sonunda kuyunun kenarına gelerek durdu: "Ey kuyuya atılanlar!" diye seslendi. Sonra onların isimlerini babalarının isimleriyle birlikte birer birer saydıktan sonra: "Sizler peygamberinize karşı ne kötü bir topluluktunuz! Sizler beni yalanladınız, başkaları ise beni tasdik edip doğruladılar. Siz beni yurdumdan çıkardınız, başkaları ise bana kucak açtılar. Siz benimle çarpıştınız, başkaları ise bana yardım ettiler. Şimdi Rabbinizin vaad etmiş olduğu azabı gerçekleşmiş buldunuz mu? Ben Rabbimin bana vaad etmiş olduğu zaferi gerçekleşmiş buldum" buyurdu. Müslümanlar bu konuşmaya şaşırdılar. Hz. Ömer (r.a), "Ya Resulallah! Şu cansız cesetlere ne diye konuşursun?" deyince Hz. Peygamber, "Varlığım kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, söylediklerimi siz onlardan daha iyi işitiyor değilsiniz. Ama onlar bana cevap vermeye güç yetiremiyorlar!" buyurdu.

Hazreti Peygamber düşmanların Bedir'deki savletinden çok müteessir olur ve kendinden geçerek Allah'a yakarır .

Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- bu sahneyi şöyle anlatır:

"Bedir günü Resûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem- müşriklere baktı, onlar bin kişiydiler. Ashâbı ise üç yüz on üç kişi idi. Hemen kıbleye yönelip, ellerini kaldırdı. Rabbine sesli olarak şöyle yakarmaya başladı:

«Ey Allâh'ım! Bana olan vaadini ihsân eyle! Allâh'ım! Bana zafer nasîb et. Ey Allâh'ım! Eğer ehl-i İslâm'ın bu topluluğunu helâk edersen, artık yeryüzünde Sana ibâdet edecek kimse kalmayacak!»

Ellerini uzatmış vaziyette münâcâtına öyle devâm etti ki, ridâsı omuzundan düştü. Bunu gören Ebûbekir -radıyallâhu anh-, yanına gelerek ridâsını aldı, omuzuna koydu ve yanına yaklaşıp:

«–Ey Allâh'ın Rasûlü! Rabbine olan yakarışın yeter. Allâh Teâlâ Sana olan vaadini mutlakâ yerine getirecektir.» dedi.

 Bu sahneler tarihte en kritik anlarda birkaç kez tekerrür etmiştir. Bunlardan birisi Muzaffer Kutz'un Mısır önlerinde Aynu'l Calut mevkiinde şevketli Moğol ordusuyla karşılaşması sırasında kopardığı çığlıktır. Dünya tarihine geçmiştir. Va İslamah! Yetişin İslam'a! Başka bir sahne ise Çanakkale ve sair kritik mevkilerde yaşanmıştır. Yahya Kemal bunu mısralarıyla destanlaştırmıştır:

"Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi

Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın

Galib et; çünkü bu son ordusudur İslâm'ın"

Aksa Tufanı eyleminden ve Netanyahu ve savaş kabinesinin çıldırmasının ardından en çok merak edilen ve sorulan sorulardan birisi şu olmuştur: Bu işin sonu nereye varacak? Bundan sonra ne olur? Bölgeyi bu çarpışmadan sonra ne bekliyor? Gazze açısından İsrail burasını uluslar arası bir güce ve yönetime devretmek istiyor. Kimileri İsrail-Suudi Arabistan bağlantısını kolaylaştıracağı için uluslar arası güç içinde Suudi Arabistan birliklerinin de olmasını istiyor. Başka bir senaryoya göre de yerel güçlerle Mısır'ın ortaklığında karma bir yönetim tasarlanıyor. Bu meyanda başvurulabilecek ilk akla gelen isimlerden birisi Cibril Recup ile Muhammed Dahlan'dır! Bölge dinamikleri ya da Gazze dinamiği buna izin verecek mi?

Gazze muharebesinin ardından, görevini ihmal eden ümmet içinde büyük bir infialin uyanması beklenir. Bu durumda hattı müdafaa sath-ı müdafaaya dönüşür. Halit Meşal de bu umudunu dile getirmiştir. Nitekim 1967'de 6 gün savaşlarında alınan büyük yenilginin ardından büyük bir sosyolojik dönüşüm yaşanmıştır. İnfial intibahı getirmiş ve Arap milliyetçiliği dalgasının yerini İslami uyanış almıştır. Şimdi bütün dünya veya şer güçleri İsrail üzerinden İslami uyanışı söndürmek istiyorlar. Prens Muhammed Bin Selman İslami uyanışı karalarken pik noktasının Kabe baskını ve 1979 olduğunu ileri sürmüştür. Başlangıç noktası Arapların İsrail karşısında 1967 yenilgisidir.

Arapların hezimeti İslami uyanışa zemin hazırlarken İsrail'in zaferi de dini ve milliyetçi sağın ivme kazanmasına ve yükselişe geçmesine basamak olmuştur. Son Gazze savaşıyla birlikte Filistinlileri yüzüstü bırakan ulusal Arap rejimleri tamamen gözden düşecek ve muhtemelen Arap Baharının ikinci etabı da hayata geçecektir. 

 Yeni süreçte ve Gazze sonrasında ulus devletlerin yerini ümmet bilinci alacaktır. Gazze meselesi bize Kerbela meselesini hatırlatmaktadır. Kerbela kıyımından sonra Emevilere karşı kıyam hareketleri başlamış ve Emeviler bu isyan dalgalarıyla yıkılmıştır. İntikam döngüsü Emevilerin sonunu getirmiştir.

Gazze'den sonra dünyanın ve bölgenin yeni bir çığır ve dönemle tanışacağı me'muldür.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

1927 yılında Emir, Kuzey Amerika'ya gitti. Orada Detroit beldesinde göçmenlerin sorunları için

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

II. HZ. PEYGAMBERDEN GELEN BEŞARETLER Hayatı boyunca ümmetine karşı gösterdiği ilgi, şefkat

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

Cübbeli Ahmed Ünlü hocaefendinin babası Yusuf Ünlü 1936’da Giresun’un Göreli İlçesinde

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

Zülkarneyn isim değil sıfattır. Dünyaya gelmiş nadir dört veya beş cihangirden birisidir. Bu

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

Muhterem Müslümanlar! Daha önceki yazılarımızda, mealci ve sünnet inkârcılarının “Kur

NURDAN VECİZELER-12

NURDAN VECİZELER-12

| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

Maide: 11: Nadîroğulları, Rasulullah (s.a.v.)'ın başına değirmen taşı atmak ve Rasulullah

MESİH PAŞA

MESİH PAŞA

Rum asıllıdır. Ağabeyi Has Murad Paşa ile İstanbul’un fethi sırasında esir düşmüş ve h

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

Konfüçyüs bir gün öğrencileri ile sohbet ediyordu. Konfüçyüs dedi ki: “Bilgi edinmek içi

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

İmam Ebû Yusuf'un hiç konuşmayan bir öğrencisi vardı. Bir gün Ebû Yusuf, onun konuşmasın

Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl!

Furkan, 74

GÜNÜN HADİSİ

Kur'an'ın Faziletine Dair

"Bir grup, Kitabullah'ı okuyup ondan ders almak üzere Allah'ın evlerinden birinde bir araya gelecek olsalar, mutlaka üzerlerine sekinet iner ve onları Allah'ın rahmeti bürür. Melekler de kanatlarıyla sararlar. Allah, onları, yanında bulunan yüce cemaatte

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI