MODERNİST İSLAMCILARIN BAZI İDDİALARI

HADİS VE SÜNNET DELİL DEĞİLDİR, BİZE KUR’AN VEYA VAHİY LAZIMDIR Bu iddia aslında Peygamber sözünü kabul etmemek ve Tanrı’nın bizzat kendisinden söz talep etmek anlamına gelmektedir İşte bu şekildeki iddiayı Yahudiler Hz. Musa’ya karşı dile getirmişler ve şöyle demişlerdir:


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2024-03-18 09:41:50

HADİS VE SÜNNET DELİL DEĞİLDİR, BİZE KUR'AN VEYA VAHİY LAZIMDIR

Bu iddia aslında Peygamber sözünü kabul etmemek ve Tanrı'nın bizzat kendisinden söz talep etmek anlamına gelmektedir İşte bu şekildeki iddiayı Yahudiler Hz. Musa'ya karşı dile getirmişler ve şöyle demişlerdir:
قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا هِيَۜ قَالَ اِنَّهُ يَقُولُ اِنَّهَا بَقَرَةٌ لَا فَارِضٌ وَلَا بِكْرٌۜ عَوَانٌ بَيْنَ ذٰلِكَۜ فَافْعَلُوا مَا تُؤْمَرُونَ ﴿68﴾ قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا لَوْنُهَاۜ قَالَ اِنَّهُ يَقُولُ اِنَّهَا بَقَرَةٌ صَفْرَٓاءُۙ فَاقِعٌ لَوْنُهَا تَسُرُّ النَّاظِر۪ينَ ﴿69﴾ قَالُوا ادْعُ لَنَا رَبَّكَ يُبَيِّنْ لَنَا مَا هِيَۙ اِنَّ الْبَقَرَ تَشَابَهَ عَلَيْنَاۜ وَاِنَّٓا اِنْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَمُهْتَدُونَ ﴿70﴾
"(Yine) demişlerdi ki: «Bizim için Rabbine duâ et de onun (o ineğin) ne olduğunu (kaç yaşında olacağını) bize iyice açıklasın». (Musâ da): «Allah diyor ki o, ne çok yaşlı, ne de pek gene değil, ikisi ortası bir dine (inek) dir. Artık emrolunduğunuz şey'i yapın» demişdi. (Tekrar) şöyle söyledilerdi: «Bizim için Rabbine duâ et de onun donu (rengi) nedir, bize tam açıklasın». O da : («Rabbim) diyor ki: o, bakanlara ferahlık verecek sapsarı bir inekdir» demişdi. (Yine) demişlerdi: «Bizim için Rabbine duâ et de o nedir? Apaçık anlatsın bize. Çünkü bizce bir çok inekler birbirine benziyor. Allah dilerse (istenen ineği bulmıya) muvaffak oluruz (yahud hidâyete erdirilmiş bulunuruz)." (Bakara Sûresi)
2. BİZDEN BAŞKASI VAHYİ ANLAMAMIŞTIR, 14 ASIRLIK RİVAYET KÜLTÜRÜNÜ KABUL ETMİYORUZ:

Bu iddia da mealistlerin sürekli dile getirdikleri bir palavradır. Buna göre Kur'an'ın nazil olduğu dönemden bugüne kadar Hz. Muhammed de dâhil kendilerinden başka hiç kimse, yani ne sahabilerden, ne tabiun neslinden, ne selef âlimlerinden ne de bugüne kadar muhteşem bir ilim medeniyetini bize miras olarak bırakan tefsir, hadis, kelam, fıkıh, siyer, tarih, belagat ve sair ilimlerin mütehassısları olan âlimlerden hiç birisi Kur'an'ı doğru anlamamıştır. Hepsi rivayet kültürüne ve uydurulmuş hadislere dayanmış, geleneksel kabukları yırtamamışlardır. Bu nedenle Allah'ın dinini tahrif edip bid'at ve hurafelerle halka zorla kabul ettirmişlerdir. Bunlar için bir sürpriz olacak ve onların beklediğinin tersine Yahudiler, Hıristiyanlar, ateistler ve deistler bile cennete girecek ama, Müslümanlar cehenneme gireceklerdir. İşte bunların bu durumu da şu âyetlerde geçtiği gibi Ehl-i Kitap'ın iddialarına dayanmaktadır:
وَقَالُوا لَنْ تَمَسَّنَا النَّارُ اِلَّٓا اَيَّامًا مَعْدُودَةًۜ قُلْ اَتَّخَذْتُمْ عِنْدَ اللّٰهِ عَهْدًا فَلَنْ يُخْلِفَ اللّٰهُ عَهْدَهُٓ اَمْ تَقُولُونَ عَلَى اللّٰهِ مَا لَا تَعْلَمُونَ ﴿80﴾
"O yahûdiler: "-Bize sayılı bir kaç günden başka asla cehennem ateşi dokunmaz." dediler. Ey Habibim, onlara de ki, size o müddetten daha ziyade azab edilmiyeceğine dair Allah'dan bir vaad mı aldınız? Böyle ise, Allah ahd ve vaadinden asla caymaz. Yoksa Allah'a karşı bilemiyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?" (Bakara Sûresi)
3. BİZİM DİN ANLAYIŞIMIZ İNDİRİLEN DİNDİR, DİĞERLERİNKİ UYDURULAN DİNDİR:

Bu iddia da Yahudî ve Hıristiyanların Müslümanlara karşı kullandıkları iddialara benzemektedir. Onlara Hz. Muhammed'in getirdiği âyetler ve vahyin diğer şekillerinden öğrenerek öğrettiği ilâhî hükümler sunulduğunda sadece kendilerine göre indirilmiş kabul ettikleri şeyleri kabul edeceklerini, diğer şeylerin indirilen değil, uydurulan iddialardan ibaret olduğunu söylüyorlardı. Şimdiki mealistler de sünnetin dayandığı kaynak olan vahy-ı gayr-ı metlüvvü kabul etmemekte ve kendi ölçülerine göre kabul ettikleri âyetleri indirilmiş din olarak kabul etmektedir. Örneğin Edip Yüksel ve avanesi 19 Mucizesi adını verdikleri uydurulmuş Hurufilik sistemine uymayan bazı âyetleri inkâr etmektedir.

Prof. Dr. İlhami Güler de Kehf Suresi'nin bazı âyetlerinin değiştirilmesi kanaatinde olduğunu açıkça ifade etmiştir. Hatta Fazlur Rahman gibileri miras âyetlerinin hükümlerinin yerine çağdaş hukuk sistemlerinin kabul ettiği hükümlerin konulabileceğini açıkça ifade etmektedirler. Diğere birçok teolog ve ilahiyatçı oryantalistlerin bile ifade etmekten kaçındıkları Kur'an'ın bir kısmının tarihsel, bir kısmının da sembolik olduğunu ifade ederek tümünü yürürlükten kaldırma anlamına gelen iddialarda bulunmaktadırlar. İşte Allahu Teâlâ onların bu durumunu nen kadar güzel ortaya koymaktadır:
وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ اٰمِنُوا بِمَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا نُؤْمِنُ بِمَٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا وَيَكْفُرُونَ بِمَا وَرَٓاءَهُ وَهُوَ الْحَقُّ مُصَدِّقًا لِمَا مَعَهُمْۜ قُلْ فَلِمَ تَقْتُلُونَ اَنْبِيَٓاءَ اللّٰهِ مِنْ قَبْلُ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ ﴿91﴾ وَلَقَدْ جَٓاءَكُمْ مُوسٰى بِالْبَيِّنَاتِ ثُمَّ اتَّخَذْتُمُ الْعِجْلَ مِنْ بَعْدِه۪ وَاَنْتُمْ ظَالِمُونَ ﴿92﴾
"Yahûdi'lere: "Cenâb'ı Allah"ın indirdiği İncil ve Kur'an'a iman edin" denildiği zaman: "- Biz, bize indirilen Tevrat'a iman ederiz." derler ve ondan başkasını inkâr ederler. Halbuki o Kur'an, onlardaki Tevrat'ı tasdik eden bir gerçektir. Habibim, sen onlara şöyle de: "- Mâdem ki Tevrat'a iman ediyorsunuz, daha önce gelen Allah'ın peygamberlerini niçin öldürüyordunuz?" Celâlim hakkı için, Mûsâ Aleyhisselâm size doğru haber ve mûcizelerle gelmişken, o, Tûr'a gittikten sonra, siz buzağıyı ilâh edindiniz ve böylece zâlimlerden oldunuz." (Bakara Sûresi)

4. KUR'AN KAVRAMLARINA YENİ ANLAMLAR YÜKLEMEK:

Mealistler ve modernistler gelenek adını verdikleri Sünnet'i ortadan kaldırdıktan sonra ancak hadislerin ve sünnetin delaleti ve hidayeti ile anlaşılması mümkün olan Kur'an kavramlarını da tamamen değiştirmekte ve onlara yeni yeni anlamlar yüklemektedir. Örneğin salât, hac, kurban, şefaat, isra, mescid-i aksa, resul, nebi, vahiy, kitap, kur'an, sünnet gibi kelimeleri tamamen kendi hevalarına ve peşin hükümlerine, kafalarında oluşturdukları din anlayışı ve kendim tasavvurlarına uygun geliştirdikleri kalıplara göre yorumlamaktadırlar. Bu konuda gösterilecek çok örnek vardır. Ancak burada sadece işaret etmekle yetiniyoruz. Zira onların kitap ve makalelerini okuyanlar bu söylediklerimizin hepsine vakıftırlar ve bu konuda şahitlik yapabilirler. İşte onların bu durumları şu âyetlerde son derece açık ve net bir biçimde özetlenmiştir:
مِنَ الَّذ۪ينَ هَادُوا يُحَرِّفُونَ الْكَلِمَ عَنْ مَوَاضِعِه۪ وَيَقُولُونَ سَمِعْنَا وَعَصَيْنَا وَاسْمَعْ غَيْرَ مُسْمَعٍ وَرَاعِنَا لَيًّا بِاَلْسِنَتِهِمْ وَطَعْنًا فِي الدّ۪ينِۜ وَلَوْ اَنَّهُمْ قَالُوا سَمِعْنَا وَاَطَعْنَا وَاسْمَعْ وَانْظُرْنَا لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ وَاَقْوَمَۙ وَلٰكِنْ لَعَنَهُمُ اللّٰهُ بِكُفْرِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُونَ اِلَّا قَل۪يلًا ﴿46﴾
"Yahudi olanlardan kimi kelimeleri (Allah tarafından) konuldukları yerlerinden (kaldırıb) değiştirirler, dillerini eğerek, bükerek, dîne de saldırarak (sana) derler ki: «(Sözünü zaahiren) dinledik, (fakat kalbimizle) isyan etdik. İşit, işitmez olası. Râînâ». Eğer onlar: «Dinledik, itaat etdik. İşit, bize bak» deselerdi kendileri için elbet daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, kendi küfürleri yüzünden onları rahmetinden koğmuşdur. Artık onlar, birazı müstesna olmak üzere, îman etmezler." (Nisâ Sûresi)

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

1927 yılında Emir, Kuzey Amerika'ya gitti. Orada Detroit beldesinde göçmenlerin sorunları için

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

II. HZ. PEYGAMBERDEN GELEN BEŞARETLER Hayatı boyunca ümmetine karşı gösterdiği ilgi, şefkat

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

Cübbeli Ahmed Ünlü hocaefendinin babası Yusuf Ünlü 1936’da Giresun’un Göreli İlçesinde

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

Zülkarneyn isim değil sıfattır. Dünyaya gelmiş nadir dört veya beş cihangirden birisidir. Bu

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

Muhterem Müslümanlar! Daha önceki yazılarımızda, mealci ve sünnet inkârcılarının “Kur

NURDAN VECİZELER-12

NURDAN VECİZELER-12

| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

Maide: 11: Nadîroğulları, Rasulullah (s.a.v.)'ın başına değirmen taşı atmak ve Rasulullah

MESİH PAŞA

MESİH PAŞA

Rum asıllıdır. Ağabeyi Has Murad Paşa ile İstanbul’un fethi sırasında esir düşmüş ve h

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

Konfüçyüs bir gün öğrencileri ile sohbet ediyordu. Konfüçyüs dedi ki: “Bilgi edinmek içi

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

İmam Ebû Yusuf'un hiç konuşmayan bir öğrencisi vardı. Bir gün Ebû Yusuf, onun konuşmasın

"Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" dediler.

Âl-i İmrân; 173

GÜNÜN HADİSİ

Allah'a ve ahiret gününe iman edenler, hayır söylesin veya sükut etsin.

Riyazü's Salihin, 1/307

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI