YENİ İSRAİLİYAT VE DİNİ GÜVENLİĞİMİZ

Güvenlik birçok tamlama ile birlikte anılabilir. Milli güvenlik bunlar arasındadır. Yerli yersiz ya da alakalı alakasız her meselede milli güvenlik ifadesi önümüze gelir. Bu suretle sıklıkla karşımıza çıkar.  Buna mukabil bu mesele gıda güvenliği,  çevre güvenliği, kültürel güvenlik gibi diğer alt başlıklara da hâvidir.


Mustafa Özcan

mustafaahmetozcan@gmail.com

2024-02-16 10:23:58

Güvenlik birçok tamlama ile birlikte anılabilir. Milli güvenlik bunlar arasındadır. Yerli yersiz ya da alakalı alakasız her meselede milli güvenlik ifadesi önümüze gelir. Bu suretle sıklıkla karşımıza çıkar. Buna mukabil bu mesele gıda güvenliği, çevre güvenliği, kültürel güvenlik gibi diğer alt başlıklara da hâvidir.

En son gördüklerimden birisi de dini güvenlik meselesidir. Buna da Mısırlı Dr. Atiyye Adlan'ın kaleminden muttali oldum. Dini güvenliği en çok istismar eden toplumların başında İsrail gelmektedir. Tevrat'ın tahrifatından sorumlu olduğu gibi, Hıristiyanlığı yozlaştıran Pavlos da bir Yahudi'dir.

İslam da ilk günden itibaren bu yozlaştırma faaliyetleriyle tanışmıştır. Hatta İngiliz oryantalist Montgomery Watt, ilk günkü hali üzerine kalmış olsaydı İslamiyet'in bir Yahudilik dini olarak serpileceğini, gelişeceğini varsaymıştır. Siyasi boyut ile birlikte şeriat boyutu ve fıkıh boyutu arada köprü vazifesi görmektedir. Bu kaynaşma Musa şeriatı yüzünden değil Yahudiler yüzünden kurulamamıştır.

Kıblenin Mescid-i Aksa'dan Kabe'ye doğru kaydırılması da Yahudilerin başa kakma davranışlarından kaynaklanmıştır. İlk Müslümanlar 16 ve 17 ay boyunca Mescid-i Aksa'ya doğru namaz kılmışlardır. Hazreti Peygamber içinden Yahudilerin minnetinden kurtulmak için kıblenin Kabe'ye alınmasını geçirmiş ve Allah'ın emri de böyle tecelli etmiştir.

Sonraki dönemlerde tefsirler arasına İsrailiyat yani Yahudilerden merviyat veya onlardan menkul bilgi ve rivayetler sızmıştır. Vehb İbni Münebbih veya Hemmam İbni Münebbih kanalıyla birçok İsrailiyat İslam literatürüne girmiştir. Bunlardan bir kısmı islam'a uygun olup bir kısmı da 'fihi nazar' denildiği gibi, tahkike muhtaçtır. Lakin Reşid Rıza gibi kimi müellifler İslam'a uygun rivayetleri de şüphe ile karşılamışlardır, ayıklama cihetine gitmişlerdir. Bazı katıksız İslami konular bile onlar üzerinden itibarsızlaştırılmak istenmiştir.

İsrailliyat metinleri veya rivayetleri tarihin derinliklerine gidebildiği kadar, geleceği de kapsamakta ve kuşanmaktadır. İsrailiyat sürekli olarak kendisini yenilemektedir. Nitekim Salah Abdulfettah Halidi isimli merhum Ürdünlü yazar Çağdaş İsrailiyat adıyla bir eser kaleme almıştır. Bu İsrailiyattan birisi de Süleyman Tapınağının yeri ile alakalıdır. Yahudilere göre bu tapınağın kalıntıları veya yeri Mescid-i Aksa'nın bulunduğu mahaldedir. Bunun için kazı üzerine kazı yapmaktadırlar. Fakat şimdiye kadar bir izine rastlayamadılar. Yine de meraklarını tatmin edemediler. Yahudi oryantalistler bunun bir mukaddimesi kabilinden İslam ile Kudüs arasındaki bağı kaldırmak ve Mescid-i Aksa'yı, Cirane Vadisinde göstermek istemişlerdir.

Suriyeli alim Mustafa Sıbai, es Sünne kitabında bu meseleye temas etmiş ve I. Goldziher'in bu yöndeki çabalarını red ve mahkum etmiştir. Şiiler veya Mahmut Ebu Reyye kanalı üzerinden hadisler üzerine kuşku bulutu eken Yaşar Nuri Öztürk gibiler Yahudilerden veya Ignaz Goldziher üzerinden de Mescid-i Aksa'nın yerini tahrif etmişler ve konumunu değiştirmişlerdir ( https://www.youtube. com/watch?v=ScYjlFUMeN4. ). Bu hususta kıdemli ilahiyatçılar arasında hatırı sayılır bir kabul oluşmuştur. Süleyman Ateş gibi kimi müfessirler de çeşitli eserlerinde bu iddiayı benimsemişlerdir. Bu, meccanen Yahudi tezlerini benimsemektir. Kısaca yeni İsrailiyat tezleri üzerinden dini kimliğimiz tanınmaz hale geliyor ve dini güvenliğimiz zedeleniyor.

Son sıralarda İsrailiyat akım veya dalgalarından birisi de ötekilerin mütemmimi olan İbrahimizm dalgasıdır. İsrail, Yahudilik namına İbrahim Aleyhisselamı ata kabul eden İslam ve Hıristiyanlık üzerine Yahudilik şalı sermek istiyor. Halbuki İslam bunu reddediyor. Nitekim Kur'an bize şöyle hitap etmektedir: "İbrâhim ne yahudi ne de hıristiyan idi; fakat o bir hanîf ve müslümandı; müşriklerden de değildi" (Âl-i İmrân 3/65, 67). Hem İbrahimizm'in üç dini birleştirdiğini varsayıyorlar hem de Müslümanlara karşı Hindularla birlik oluyorlar. Onun ötesinde Filistin'de el Halil kentinde Halil İbrahim Camiini bir katliamla birlikte Müslümanların elinden aldılar ya da yarısına el koydular, dönüştürdüler. Şimdi bu modeli tamim etmek ve Mescid-i Aksa avlusuna veya havzasına da tatbik etmek istiyorlar. Burasına Süleyman Tapınağını kondurmak azmindeler.

Filistin eski Müftüsü İkrime Sabri, Hazreti Ömer'in Mehd Kilisesinde öğle ya da ikindi namazını kılmayı reddetmesini örnek göstererek Müslümanların bilerek başkalarına ait mabetlere el koyma geleneğine sahip olmadıklarını ifade etmektedir. Fethettikleri şehirlerde bazı kiliseleri camiye çevirmeleri ise zorla alınan yerlerde fetih hakkı olarak görülmektedir. Semboliktir.

 Kaldı ki Mescid-i Aksa ifade ve tabiri başta Kudüs olmak üzere tüm Filistin'i kapsamaktadır. Aksa bir hat değil bir satıhtır. Kısaca 144 dönümlük bu mekan, taş ve kumlardan müteşekkil binalar bütünü değildir. Esas oblan bu genişliği aşan yeridir. Kısaca hem Kudüs'ü hem de bütün Filistin'i kapsamaktadır. Zamanla bu alanın bir köşesine Mescid-i Aksa adıyla site kurulmuştur. Bu yapılar Mescid-i Aksa'nın bütünü değil bir parçasıdır. Dolayısıyla Yahudiler kayıp ve yıkık mabetlerini yanlış zamanda ve yerde arıyorlar.

 İslami kesimler çekişmeye dini zeminden bakarken Mahmut Abbas örneğindeki bazı siyasi liderler meseleyi salt siyasi mesele olarak görmektedirler. Meselenin elbette siyasi boyutları vardır lakin salt siyasi bir mesele değildir. Meseleyi öyle okumak Filistin davasını sekülerleştirmek anlamına gelecektir. Bu da meselenin özüyle değil türeviyle ilgilenmek anlamına geliyor. 

İsrail Müslüman şahsiyeti ezik hale getirmek ve onu da Almanlar gibi suçluluk psikozuna sokmak istemektedir. Müslüman şahsiyeti de İbrahimizm dalgası üzerinden silik hale getirmenin peşindeler. İslam üzerine Yahudilik kisvesi giydirmek istiyorlar. Müslüman hafızadan Aksa'yı silmek arzusundalar. Çekişmenin temelinde bu plan veya arzuları yatmaktadır.

 Allah ise nurunu tamamlamayı murat eder.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

AKSA TUFANI BASKINININ BIRKAÇ NEDENİ

AKSA TUFANI BASKINININ BIRKAÇ NEDENİ

Hamas açısından Aksa Tufanı baskınının meşrulaştırıcı yönleri tartışılmaz bir gerçe

 KUDÜS’E BIR ADIM DAHA YAKLAŞMAK

 KUDÜS’E BIR ADIM DAHA YAKLAŞMAK

Aksa Tufanı baskınıyla ilgili elbette bir muhasebe yapılmalı. İsrail’in orantısız güç ku

ZÃœLKARNEYN'DEN ZÃœLKARNEYN'E: FÄ°LÄ°STÄ°N

ZÃœLKARNEYN'DEN ZÃœLKARNEYN'E: FÄ°LÄ°STÄ°N

Zülkarneyn isim değil sıfattır. Dünyaya gelmiş nadir dört veya beş cihangirden birisidir. Bu

GAZZELÄ° ÅžEHÄ°DÄ°N RÃœYASINDAKI TÃœRKÄ°YE

GAZZELÄ° ÅžEHÄ°DÄ°N RÃœYASINDAKI TÃœRKÄ°YE

Hazreti Peygamber şüphesiz mükemmel bir rüya tabircisi idi. Yusuf Aleyhisselam da bu husustaki

HAÇLI-SIYONIST-PUTPEREST İTTİFAKI

HAÇLI-SIYONIST-PUTPEREST İTTİFAKI

Hıristiyanlar ve Yahudiler muharref dini metinlere ve yorumlara dayandıklarından dünya barışı

TALÄ°POÄžULLARI KATLÄ°AMLARINDAN Ä°HVAN KATLÄ°AMLARINA

TALÄ°POÄžULLARI KATLÄ°AMLARINDAN Ä°HVAN KATLÄ°AMLARINA

Tarihte sık kullanılan deyimlerden birisi ‘makatil Talibiyyin’ ifadesidir. Kısaca Ebu Tali

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

YIKILMAKTA OLAN ÜÇÜNCÜ MABET

Kimi Yahudiler mecazen veya sembolik anlamda İsrail’e Süleyman Tapınağı makamında üçüncü

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

AKSA TUFANI’NIN İSTİKBALDEKİ AKİSLERİ

De ki: " Bize iki güzellikten birinin dışında başka bir şeyin gelmesini mi bekliyorsunuz? Oy

HAMAS ÜZERİNDEKİ AMALEK GÖLGESİ  

HAMAS ÜZERİNDEKİ AMALEK GÖLGESİ  

 Amalek kelimesi İbranice'de kullanıldığı gibi Arapça'da da kullanılmaktadır.  Umlak yani

YENİ İSRAİLİYAT VE DİNİ GÜVENLİĞİMİZ

YENİ İSRAİLİYAT VE DİNİ GÜVENLİĞİMİZ

Güvenlik birçok tamlama ile birlikte anılabilir. Milli güvenlik bunlar arasındadır. Yerli ye

Ä°SRAÄ°L'Ä°N KIYAMETÄ°NÄ° TÃœRKLER KOPARIR

Ä°SRAÄ°L'Ä°N KIYAMETÄ°NÄ° TÃœRKLER KOPARIR

Türkiye çağlar boyu sınırların efendisi olmuştur. Ebu'l Hasan en Nedevi gibiler de müstakil

İnsan, bizim kendisini kerih bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.

Yasin, 77

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

SABAH İLE YATSI NAMAZLARINI CEMÂATLE KILMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ

Münâfıklara sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan (ecir ve fazîlet)i bilseler emekliye, emekliye (sürtüne, sürtüne) de olsa onlara gel(ip hâzır ol)urlardı. (Ebû Hüreyre)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Muhammed Raşid Hz.lerinin Vefatı. (22 Ekim 1993) *Astronomi Alimi Uluğ Bey'in Vefatı(25 Ekim 1449) *Fatih Sultan Mehmed Han'ın Trabzon'u Fethi(26 Ekim 1461)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI