MUSLİHUDDİN MUSTAFA (ŞEYH VEFÂ-Ö. 1491)

Zeyniyye tarikatının Vefâiyye kolunun kurucusudur. Vefâ lakabını annesinin adı olan Vefâ'dan aldığı söylenir. Muslihuddin Mustafa o dönemde Karamanoğulları'nın elinde bulunan Konya'da başladığı tahsilini Osmanlılar'ın başşehri Edirne'de tamamladı. Kaynaklar onun zâhir ve bâtın ilimlerine vâkıf, hatta müctehid seviyesinde olduğunu kaydederler.


Orhan Dindar

odindar14@gmail.com

2024-01-31 21:59:52

Zeyniyye tarikatının Vefâiyye kolunun kurucusudur. Vefâ lakabını annesinin adı olan Vefâ'dan aldığı söylenir. Muslihuddin Mustafa o dönemde Karamanoğulları'nın elinde bulunan Konya'da başladığı tahsilini Osmanlılar'ın başşehri Edirne'de tamamladı. Kaynaklar onun zâhir ve bâtın ilimlerine vâkıf, hatta müctehid seviyesinde olduğunu kaydederler.

İstanbul'a geldikten sonra  Fâtih Sultan Mehmed onun için, adına nisbetle Vefâ diye anılacak olan semtte bir câmi ile çifte hamam yaptırmıştır. Şeyh, mensup olduğu Zeyniyye tarikatının prensipleri gereği halvette bulunduğu dönemlerde sultanlarla görüşmediği için bâzı kaynaklarda yanlışlıkla Fâtih ve 2. Bayezid'le hiç görüşmediği bilgisine yer verilmiştir. Şeyhin Fâtih'e kıyasla 2. Bayezid ile daha mesâfeli bir ilişki içinde bulunduğu söylenir.

Vefât ettiğinde kendi adına yaptırılan câminin haziresine defnedildi. Daha sonra kabri üzerine türbe yaptırılmıştır. Şeyh Vefâ'nın ihdas ettiği "Şeyh Vefâ Devri" diye bilinen zikir tarzına karşı çıkan Şeyhülislâm Molla Gürânî ile aralarında bâzı ihtilâfların meydana geldiği rivâyet edilmektedir. Ayrıca şeyhin Hânefi olduğu halde kıldırdığı namazlarda Şâfıler gibi besmeleyi açıktan okuması ve celse-i istirahate oturması başta Molla Gürânî olmak üzere bir grup âlimin itirazıyla karşılaşmıştır.

Külliyesi, câmi/tevhidhâne (tekkelerde âyinin icra edildiği, vakit namazların da kılındığı mekâna tevhidhâne adı verilmiştir), medrese, hankah, çifte hamam, imâret, tabhâne, kütüphâne, çeşme ve türbeden meydana gelmiştir. Câmi ve hamam tamamen yıkılmış olup câmi betonarme olarak aslına uygun bir şekilde 1990'lı yıllarda yeniden inşa edilmiştir. Türbe ve medresenin bir kısım duvarları ile çeşme günümüze ulaşmıştır. Câmi, 27×17 m. ölçülerinde enlemesine gelişen bir plana sahiptir. Girişte beş gözlü bir revak, kıble yönünde mihrap sofasıve buradan girilen üstü tonozla örtülü bir hücre yer almaktadır. Bir sıra taş ve iki sıra tuğla ile almaşık olarak inşa edilen yapının üstü, sekizgen kasnak üzerine 11 m. çapında bir kubbe ve iki yanda yarım kubbelerle örtülüdür. Girişi harimden olan minâre câminin kuzeybatı köşesinde bulunmaktadır. İçeride cümle kapısının önünde fevkànî mahfil vardır.

 Medreseden günümüze yapının sadece batı ve kuzey duvarları ulaşabilmiştir. Türbe etrafında gelişen hazîre külliyenin güneyinde câmiyi üç yönde sarmıştır. Şeyh Vefâ'nın türbesi câminin güneyinde Vefâ caddesine açılan kapının yanında yer almaktadır. Bir sıra kesme taş ve üç sıra tuğla ile almaşık olarak yapılan türbe kare planlıdır. Türbede biri Şeyh Vefâ'ya âit, beş sanduka yer almaktadır. Batıdaki hazîrede Lala Paşalar Türbesi yer alır. Türbenin bugün yalnızca üç yönde üzerine sütunların oturtulduğu temel kàidesi ve doğu cephesinde sekiz köşeli iki mermer sütunu ayakta kalmıştır.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

1927 yılında Emir, Kuzey Amerika'ya gitti. Orada Detroit beldesinde göçmenlerin sorunları için

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

II. HZ. PEYGAMBERDEN GELEN BEŞARETLER Hayatı boyunca ümmetine karşı gösterdiği ilgi, şefkat

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

Cübbeli Ahmed Ünlü hocaefendinin babası Yusuf Ünlü 1936’da Giresun’un Göreli İlçesinde

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

Zülkarneyn isim değil sıfattır. Dünyaya gelmiş nadir dört veya beş cihangirden birisidir. Bu

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

Muhterem Müslümanlar! Daha önceki yazılarımızda, mealci ve sünnet inkârcılarının “Kur

NURDAN VECİZELER-12

NURDAN VECİZELER-12

| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

Maide: 11: Nadîroğulları, Rasulullah (s.a.v.)'ın başına değirmen taşı atmak ve Rasulullah

MESİH PAŞA

MESİH PAŞA

Rum asıllıdır. Ağabeyi Has Murad Paşa ile İstanbul’un fethi sırasında esir düşmüş ve h

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

Konfüçyüs bir gün öğrencileri ile sohbet ediyordu. Konfüçyüs dedi ki: “Bilgi edinmek içi

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

İmam Ebû Yusuf'un hiç konuşmayan bir öğrencisi vardı. Bir gün Ebû Yusuf, onun konuşmasın

Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine kullukta hiç bir ortak koşmasın.

Kehf, 110

GÜNÜN HADİSİ

"Kim alim geçinmek, sefihlerle münazara yapmak ve halkın dikkatlerini kendine çekmek gibi maksadlarla ilim öğrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar."

Tirmizi, İlm 6, (2666)

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI