Ashab-ı Kiram, Resulü Ekrem (s.a.s)'in 23 sene boyunca ne yaptığını, nasıl yaşadığını, nasıl namaz kılıp oruç tuttuğunu, nasıl hacc görevini yerine getirdiğini, huzura getirilen davaları nasıl hallettiğini, savaşlarda nasıl hareket ettiğini gördüler. Böylece Onun tüm davranışlarını kendilerine örnek aldılar. 'Onu canınızdan çok sevmeyi, Allah emrediyor' diyerek kendisine derin bir muhabbet gösterdiler. Allah Resulü de hep onların arasında yaşadı; hatalarını düzeltti. Güzel davranışlarını taktir etti.

Allahu Teala Ashabı Kiram'a Resulü Ekrem'in sözlerinin mutlaka öğrenilmesi ve uygulanması gerektiğini, bu konuda asla tereddüt edilmemesinin icap ettiğini şöyle ifadede bulundu;

وَمَا يَنطِقُ عَنِ الْهَوَى {*} إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى

"O Peygamber kendi heva-hevesine göre konuşmaz. Onun konuştukları kendisine vahiy olmakdan başka bir şey değildir." (Necm, 3-4)

İki cihan güneşinin arkadaşları da hadis-i şeriflere karşı bu gözle baktılar. Onun ağzından çıkan her sözü öğrenmeye ve hayatlarını ona göre düzenlemeye gayret ettiler. Tüm bunlar bilindiğinde Hz. Peygamber'in (s.a.s) devrinde "hadis yok" demeyi hangi akıl kabul eder?

Görüldüğü gibi, hadisler Resulullah'ın devrinde derlenmiştir. Sahabeler gerek yazı, gerek şifahi ve gerekse uygulamalı (sünnet) olarak onun sözlerini sonraki kuşaklara aktarmışlardır.
Aksisini söylemek gerçeği yansıtmamaktadır.

Ya Rabbi bizi sahabiler gibi hadis aşkıyla yaşayanlardan eyle!
Kardeşiniz Molla Musa Celali(R.H)

SAHABİLER HAKKINDAKİ BAZI AYETLER
Kur'an'da sahabelerin değer ve konumundan bahseden çok sayıda âyet vardır. Bu âyetlerden gafil olanlara bir hatırlatalım dedik.
1.Ayet
وَالسَّابِقُونَ الأَوَّلُونَ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَالأَنصَارِ وَالَّذِينَ اتَّبَعُوهُم بِإِحْسَانٍ رَّضِيَ اللّهُ عَنْهُمْ وَرَضُواْ عَنْهُ

'' Muhacirlerden ve Ensardan (İslâm'a girmekle) ilk öne geçenler ile bunlara güzelce tabi olanlar Allah onlardan razı olmuştur, Onlarda Allah'tan razı olmuşlardır.'' (Tevbe 100)

Allah razı olmuş fakat mealciler ve zındıklar onlardan razı değildirler!!

2.Ayet

لَقَد تَّابَ الله عَلَى النَّبِيِّ وَالْمُهَاجِرِينَ وَالأَنصَارِ
''And olsun ki Allah, Peygamberi ve o güçlük saatinde ona uyan muhacirleri ve ensarı affetti.''(Tevbe 117)
Allah Ensar ve Muhaciri affettiği söylüyor. Allah tarafından affedilen bir millet kurtuluşa ermiştir. Mealciler onların kurtuluşa ermediğini söylüyor. Yazıklar olsun inkarcılara!

3.Ayet
يُحِبُّونَ مَنْ هَاجَرَ إِلَيْهِمْ وَلَا يَجِدُونَ فِي صُدُورِهِمْ حَاجَةً

مِّمَّا أُوتُوا وَيُؤْثِرُونَ عَلَى أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ

''(Ensar) kendisine göç edip gelenleri severler ve onlara verilen ganimetden ötürü göğüslerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendilerinin gereksinimleri olsa dahi göç eden yoksul kardeşlerini öz canlarına tercih ederler''(Haşr 9)
Sahabeler yoksul kardeşlerinin nefislerine tercih ettiler. Mealciler ise onları kendi fikirlerini tercih ettiler.

4. Ayet

لاَ تَقُمْ فِيهِ أَبَداً لَّمَسْجِدٌ أُسِّسَ عَلَى التَّقْوَى مِنْ أَوَّلِ يَوْمٍ أَحَقُّ أَن تَقُومَ فِيهِ فِيهِ رِجَالٌ يُحِبُّونَ أَن يَتَطَهَّرُواْ وَاللّهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّرِينَ

''Orada asla namaza durma! Daha ilk günden takva temeli üzerine kurulan mescit ise namaz kılman için elbette daha uygun ve laiktir. Bu mescitte gerçekten arınmayı seven adam oğlu adamlar vardır. Allah'ta yüksek bir bilinçle arınmaya çalışanları sever.'' (Tevbe 108)

Sahabeler takva camisinde namaz kılıp hutbe dinlediler. Mealciler ise Mescid-i Dırarlarında namaz kılıp, demegogların hutbelerini dinlerler.

5. Ayet

مُّحَمَّدٌ رَّسُولُ اللَّهِ وَالَّذِينَ مَعَهُ أَشِدَّاء عَلَى الْكُفَّارِ رُحَمَاء بَيْنَهُمْ

تَرَاهُمْ رُكَّعاً سُجَّداً يَبْتَغُونَ فَضْلاً مِّنَ اللَّهِ وَرِضْوَاناً سِيمَاهُمْ فِي وُجُوهِهِم مِّنْ أَثَرِ السُّجُودِ ذَلِكَ مَثَلُهُمْ فِي التَّوْرَاةِ وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ فَآزَرَهُ فَاسْتَغْلَظَ فَاسْتَوَى عَلَى سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُم مَّغْفِرَةً وَأَجْراً عَظِيماً

'' O, Allah'ın elçisi Muhammed'dir. Onunla beraber olanlar da kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler. Onları, Allah'ın lutuf ve rızâsına talip olarak hep rükûda ve secdede görürsün. Secdenin tesiriyle yüzlerine simaları oturmuştur; Tevrat'ta onlar için yapılan benzetme budur. İncil'deki misalleri ise bir ekindir: Çiftçileri sevindirmek üzere filiz verir, onu güçlendirir, kalınlaşır ve kendi sapları üzerinde durur. Onlar (müminler) yüzünden kâfirler öfkeden kahrolsunlar diye (böyle olmuştur). Onlar arasından iman edip dünya ve âhirete yararlı işler yapanlara Allah bir bağışlama ve büyük bir ödül vaad etmektedir.'' (Fetih 29)

İmam-ı Malik '' Bu âyette; sahabilere buğuz edenin küfüre girdiğini işaret etmektedir'' demiştir. Çoğu alim ise İmam Malik'e tabi olmuştur.
Not:
Kardeşlerim! Bugün kendini din alimi zanneden bazı kimseler vardır. Onlar halkımızın anlamakta zorlanacağı konuları televizyonlara taşımaktan, bu konular üzerinde uzun uzun konuşup tartışmaktan geri durmuyorlar. Halkın din ve iman sağlığını düşünmeden bir ilmihal meselesini konuşur gibi ve sanki bu zihin karıştıran meseleleri bilmeye ihtiyaç varmış gibi onları ballandıra ballandıra gündeme getiriyorlar. Horoz dövüşüne meraklı olanlar da televizyon başında çaylarını yudumlarken onların şaklabanlıklarını kah gülerek kah şaşırarak seyrediyorlar.

İmam-ı Buhari'nin kitabını uydurma hadislerle doldurulduğunu, Ebu Hureyre'nin hadis yumurtladığı gibi söz sarfederek bunlar üzerine derin konuşmalar yapıyorlar. Saf halkımızda hoca zannettikleri bu üçkağıtçıların kendilerine bir faydası dokunmayacak olan sözlerini dinin derin meselelerini öğreniyoruz diye köpürdetip duruyorlar. Bir yandan çıktıkları televizyonlardan bol bol para alırlarken, diğer yandan müslümanların sağlam inancını sarsmaktadırlar. Allah bu sapıklardan İslâm ümmetini muhafaza buyursun.

Kardeşiniz Molla Musa Gecit(r.h)