SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-20

Yüce Allah bu mübarek sûreye tevhid, ulûhiyet ve nübüvvet delillerini zikrederek başladı ve onu vahdaniyet, kudret, yaratma ve icat etme delilleriyle bitirdi ki, insanlar bu delillerden öldükten sonra dirilme, haşir ve neşirin meydana gelebileceği sonucu çıkarsınlar. Böylece sonu misku anber oldu.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2023-12-07 22:22:02

*Yüce Allah bu mübarek sûreye tevhid, ulûhiyet ve nübüvvet delillerini zikrederek başladı ve onu vahdaniyet, kudret, yaratma ve icat etme delilleriyle bitirdi ki, insanlar bu delillerden öldükten sonra dirilme, haşir ve neşirin meydana gelebileceği sonucu çıkarsınlar. Böylece sonu misku anber oldu. Bu Yüce Kitabı indirmekten maksat, kalpleri ve ruhları mâsiva ile meşgul olmaktan gerçek ilahı tanımaya çekmek olduğu için, bu âyet-i kerimeler tevhîd, ulûhiyet, azamet ve celâl delilleriyle kalpleri aydınlatmak üzere geldi. İnsanı, Allah'ın birliğini ve sonsuz kudretini itirafa ulaştırmak için, dikkatleri göklerin ve yerin melekûtunu düşünmeye ve tefekkür etmeye çekti. İnsan, Allah'ın yazılı Kur'an-ı Kerimini okuyup düşündükten sonra, onun görünen şu uçsuz bucaksız kainat kitabını düşünmeye başlar, Kur'an-ı Kerim'de, bu kâinat kitabının âyetlerine birçok işaret vardır. Kur'an, duyu organlarını kullanmak suretiyle hakikatleri tanımaya davet eder; 

وَكَأَيِّن مِّن آيَةٍ فِي السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ يَمُرُّونَ عَلَيْهَا

وَهُمْ عَنْهَا مُعْرِضُونَ

"Göklerde ve yerde nice deliller vardır ki, onlar bu delillerden yüzlerini çevirir, geçerler."(Yusuf sûresi, 12/105)

إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لآيَاتٍ لِّأُوْلِي الألْبَابِ

Göklerin ve yerlerin sağlam ve güzel bir şekilde yaratılmasında, gece ve gündüzün sürekli olarak birbirini takip etmesinde akıl sahipleri için, yaratanı ve onun sonsuz hikmetini gösteren açık alâmetler vardır. Ancak bu alâmetleri kainata hayvanların baktığı gibi bakanlar değil, düşünerek ve Allah'ın kudretine delil getirerek bakan akıl sahipleri görür. Elbâb akıllar manasınadır Akıl sahipleri için alâmetler vardır. Burada

لآيَاتٍ kelimesinin nekre olarak getirilmesi alâmetlerinin büyüklüğünü gösterir.

 Ayette yaratıcıyı düşünmeyi nehyetmek için, sadece yaratılanları düşünme zikredildi. Hadiste şöyle zikredilmiştir; "Yaratılanları düşünün, fakat yaratanı düşünmeyin. Çünkü siz Allah'ı hakkıyla takdir edemezsiniz" Bu, Allah'ın zâtının ve sıfatlarının künhüne ulaşılamıyacağı içindir. Bazı âlimler şöyle der: "Allah'ın zâtı hakkında düşünen kimse, güneşin kendisine bakan kimse gibidir. Çünkü Allah'ın bir benzeri yoktur."

Hz. Aişe (r.a)'ye, Rasulullah (s.a.v.)'tan gördüğü en hoş olay soruldu. Ağlayarak şöyle cevap verdi: "Onun yaptığı her iş hoştu. Benimle kalacağı bir gece yanıma geldi. O kadar yaklaştı ki, teni tenime dokundu. Sonra şöyle buyurdu: "Bana müsaade et, Rabbime ibadet edeyim" Dedim ki: Vallahi, senin bana yakın olmanı da istiyorum, isteğini yerine getirmek de istiyorum." Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) kalktı, evde bulunan bir su tulumunun yanına gitti. Abdest aldı. Abdest alırken çok su kullanmadı. Sonra kalkıp namaz kıldı ve sakalları ıslanıncaya kadar ağladı. Sonra secdeye kapandı, yer ıslanıncaya kadar ağladı. Sonra yanı üzerine yattı. Bilal gelip onu sabah namazına çağırıncaya kadar ağladı. Bilâl: "Ya Rasulullah, niçin ağlıyorsun? Halbuki Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışladı! dedi. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: Sana yazıklar olsun Bilâl, bu gece Allah bana şu âyeti indirdikten sonra, artık nasıl ağlamam:

إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضِ وَاخْتِلاَفِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لآيَاتٍ

لِّأُوْلِي الألْبَابِ

Daha sonra şöyle buyurdu: "Bu âyetleri okuyup da, gökler ve yerler hakkında düşünmeyenlere yazıklar olsun."

 * 191 ila 195. ayetlerdeki "ey Rabbimiz, nidasının tekrarı hakkında İbn Abbas (r.a) söylemiştir. "Ayetlerde geçen, "ey Rabbimiz" nidasının tekrarı, daha fazla yakarma ve tam mânâsıyle boyun eğmeyi ifade eder.. Hasan-ı Basri(r.h) de şöyle der: "Mü'minler devamlı olarak "Ey Rabbimiz, ey Rabbimiz... dediler. Nihayet Allah onların dualarını kabul etti."

"Ey Rabbimiz" ismi 5 defa nida edilmiştir. Bunların hepsi Allah'ın şefkat ve merhametini istemek için söylenmiştir. Çünkü Allah'ın rahmeti terbiye, mülk ve ıslaha delâlet eden bu mübarek isimle çağrılarak istenir.

* 199. ayet:

وَإِنَّ مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ لَمَن يُؤْمِنُ بِاللّهِ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْكُمْ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْهِمْ خَاشِعِينَ لِلّهِ لاَ يَشْتَرُونَ بِآيَاتِ اللّهِ ثَمَناً قَلِيلاً أُوْلَـئِكَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ إِنَّ اللّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ

 "Ehl-i kitab'tan öyleleri var ki, Allah'a size indirilene, ve kendilerine indirilene, tam bir samimiyetle ve Allah'a boyun eğerek îman ederler. Allah'ın âyetlerini az bir para ile değiştirmezler. İşte onların Rableri katında ecirleri vardır. Şüphesiz Allah'ın hesabı çabuktur."

İbn Abbas ve Hasan-i Basrî şöyle der!er: "Bu âyet Necâşî hakkında nazil olmuştur. Necâşî ölünce Cebrâîl (a.s.) onun ölüm haberini Rasulullah (s.a.v.)'a getirdi. Rasulullah, Ashabına şöyle buyurdu: "Kalkınız kardeşiniz Necaşi'nin cenaze namazını kılınız." Ashab-ı kiram birbirlerine: "Rasulullah (s.a.v.) bize, Habeş kâfirlerinden bir kâfirin namazını kılmamızı emrediyor" dediler. Bunun üzerine Yüce Allah Bakara 199. âyetini indirdi.

-devam edecek-

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-35

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-35

Maide: 82: “İnsanlar içerisinde iman edenlere düşmanlık bakımından en şiddetli olarak Yahu

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-34

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-34

Maide: 67: İbn Abbas, Rasulullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: “Yüce Allah

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-33

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-33

Maide: 41: Berâ b. Âzib'ten rivayet edildiğine göre, tahmim(Zina eden kimseye liflerden örül

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-32

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-32

Maide: 32 مَن قَتَلَ نَفْساً بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

Maide: 11: Nadîroğulları, Rasulullah (s.a.v.)'ın başına değirmen taşı atmak ve Rasulullah

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-30

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-30

Nisa: 163: وَآتَيْنَا دَاوُودَ زَبُوراً “Davud'a da Zebur'u verdik.

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-29

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-29

Nisa: 135: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُونُواْ قَوّ

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-28

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-28

Nisa: 114: لاَّ خَيْرَ فِي كَثِيرٍ مِّن نَّجْوَاهُمْ إِلا

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-27

Nisa: 97: İbn Abbas’ın şöyle dediği rivayet olunur: “Müslümanlardan, İslam’ı hafife a

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-26

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-26

Nisa: 76 إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفاً “Haddi za

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-25

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-25

Nisa: 58 ayet: إِنَّ اللّهَ يَأْمُرُكُمْ أَن تُؤدُّواْ الأَ

Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır.

Nûr, 38

GÜNÜN HADİSİ

"Yâ Resûlâ'llâh, müslümanların hangisi efdaldir?" diye suâl ettiler. "Müslümanlar; dilinden elinden selâmette kalandır." cevâbını verdiler.

BUHARİ, KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, Ebû Mûsâ el-Eş'arî (r.a.)

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI