KÖR BAKIŞ

Evet, “MANA-YI İSMİ” ile bakış, kör bir bakıştır. Bu bakış, esere bakar ama sanatkarı görmez; göstermek istemez. Daha ilerisi, ölçülü ve düzgün, mükemmel sanat eserlerini ya tesadüflere havale eder. Ya kendi kendine olmuştur der. Ya da kör tabiata yahut şuursuz sebeplere, akılsız zerrelere isnad eder. Çünkü:


Prof. Dr. Şener Dilek

marifet.nurlari@gmail.com

2023-12-01 09:07:24

Evet, "MANA-YI İSMİ" ile bakış, kör bir bakıştır. Bu bakış, esere bakar ama sanatkarı görmez; göstermek istemez. Daha ilerisi, ölçülü ve düzgün, mükemmel sanat eserlerini ya tesadüflere havale eder. Ya kendi kendine olmuştur der. Ya da kör tabiata yahut şuursuz sebeplere, akılsız zerrelere isnad eder. Çünkü:

"MANA-YI İSMİ", dalalet körlüğü, gaflet bataklığıdır.

"MANA-YI İSMİ", fıtratın şehadetine ihanettir.

"MANA-YI İSMİ", Sanatın arkasında sanatkarı inkâr etme başkaldırısıdır ve anarşist bir bakıştır.

"MANA-YI İSMİ", akıl ve fikre, hikmet ve hakikate tamamen ters düşen bir fikir fukaralığı ve hakikatları gizleme küstahlığıdır.

"MANA-YI İSMİ", sanatkarı katletme girişimidir.

"MANA-YI İSMİ", dinsiz ve imansız seküler anlayışın bütün dünyaya dikte etmek istediği sapık bir zihniyettir.

"MANA-YI İSMİ", şu muhteşem kâinat kitabına karşı gözünü, kulağını ve idrakini kapatan meşum bir zihniyetin batıl bir borazanıdır.

"MANA-YI İSMİ", karanlık batının sinsi, şeytanî iblisane bir senaryosudur.

"MANA-YI İSMİ", Tevhid inancını kasten silme ve yok etme cinayetidir.

 "MANA-YI İSMİ", Yaratını ve yaşatanı devre dışı bırakan materyalist, zülmani bir gözlüktür. Batıl bir saplantıdır.

 

Diğer bir ikinci bakış ise "MANA-YI HARFİ" dir.

 Hikmetli değerlendirme, ibretli temaşa, derinliğine tefekkür "MANA-YI HARFİ" bakışı içindedir. Çünkü:

"MANA-YI HARFİ", eserin arkasında müessiri, sanatın arkasında sanatkarı, fiilin arkasında faili görmektir.

MANA-YI HARFİ, basiret gözüdür. "Bir iğne ustasız olmaz. Bir köy muhtarsız olmaz. Bir kitap katipsiz olmaz." hakikatinin şerh ve izahıdır.

MANA-YI HARFİ, hikmet dili, marifet lisanıdır.

MANA-YI HARFİ, Bir modelleme biçimidir. Kâinat kitabını imanî bir bakışla yorumlama tekniğidir.

MANA-YI HARFİ, "Hüküm esmanındır, kemalat esmaya gider" hakikatini mantık ve muhakeme dili ile aleme duyurma çağrısıdır.

MANA-YI HARFİ, kâinat kitabını Esma-i ilahîye diliyle akıllara nakşetme modelidir.

Evet, sanatlı eser, sanatkarı icab ettirir. Çünkü sanatlı bir eser bir cihetle kendini gösterirken çok cihetle sanatkarın ilim ve iradesinden, kudret ve maharetinden, vasıf ve sıfatlarından, dirayet ve iktidarından haber verir.

İnsan toprağı alır, maharetini sergiler. Topraktan çanak ve çömlek yapar. Yaptığı eserlere damgasını vurur. Patentini çıkartır. Markasını piyasaya sürer. Hiçbir aklı selim, "şu antika seramikler, bu nakışlı çiniler ve bu güzel şahane sanatlı eserler kendi kendine olmuştur. Ya da bunları toprak yaratmıştır." Diyemez. Çünkü bu sanat güzelliği, bu tenasüb zarafeti hiçbir cihette sebeplere, kör ve sağır tabiata, şuursuz sebep ve zerrelere verilemez.

Evet, kâinatta yaratılan dakik ve nazik, nazenin ve muazzam sanat harikalarına, kudret mucizelerine dikkatle, hikmetle, ibretle bakın! Ne kadar güzel… Ne kadar latif… Ne kadar müzeyyen… Ne kadar mükemmel…

En adi şeylerden, en basit maddelerden en mükemmel mucize şeyler yaratılıyor; bir damla beyaz kandan insan, kuru topraktan yüzbinlerce bağ ve bahçeler, meyve ve sebzeler yaratılıyor.

İşte bu yaradılışlarda i'caz sikkesi vardır. Yani her şey kudret-i İlahiyye'nin birer mucizesi, hikmet-i Rabbaniyenin birer harikasıdır.

Allah-u Azimüşşan sonsuz kudreti ve rububiyetiyle eşyanın mahiyetini değiştirmektedir. Kan ve fışkı içerisinde basit samanlardan süt, et, deri, yün, kan, ilik, kemikleri yaratmaktadır. Koyunların karnında süt fabrikaları, laboratuvarlar, kimyahaneler olmadığı açıktır. Rızkın yaratılması, yavrulara ikram edilmesi ve o rızıktan daha latif göğüslere şefkat konulması doğrudan doğruya kudret-i İlahiyye'nin azim bir tasarrufu, rahmet-i ilahiyye'nin hakimane bir tecellisidir.

Evet, bir şeyden her şey, her şeyden bir şey yaratmak Allah'a mahsustur.

Cenab-ı Hakk'ın sanatı ile beşerin sanatı hiçbir cihetle kıyasa girmez. İnsan samandan sunta yapar. Sunta suyu görünce karnı şişer. Ama beşer sunta yapmak için beş bin sene beklemiş.

Sunta üreten ustaya birisi "Bu eserde senin hiçbir payın yok! Bu suntayı samanlar planladı, samanlar projeledi, samanlar yaptı." dese. Herhalde o usta öfke ve hiddetle "Benim bu emek ve gayretimi, maharet ve dirayetini akılsız ve iradesiz, cansız ve şuursuz bu adi çöp parçalarına mı havale ediyorsun?" der. Hızını alamaz. "Söyle bakalım! Sen kimsin? Sen frengi okumuş bir ahmak mısın? Yoksa insanları dinden koparmak isteyen, müfsit bir şeytan mısın?" der hiddetle infial eder.

 Evet, altını çizerek tekrar ifade edelim: "MANA-YI İSMİ" insanları dalalet vadilerine sevk eden dinsiz ve materyalist felsefenin şuursuz, kör ve sağır gözlüğüdür.

İşte biz bu çalışmamızda, batıl felsefenin kör ve sağır gözlüğünü değil, "MANA-YI HARFİ" bakış acısıyla nurlu ve aydınlık, net ve berrak hakikat ve marifet gözlüğünü esas aldık. Bu noktadan sonraki açıklama ve değerlendirmemiz ve bakış ufkumuz bu çerçeve içinde olacaktır. İnşallah…

Evet, işleyeceğimiz konunun başlığı şudur: "MANA-YI HARFİ İLE BAKIŞ: İNSANIN MAHİYET VE HAKİKATI, SAADET VE SORUMLULUĞU"

Bu konuyu, bir sohbet havası içinde, sıcak, samimi ve hasbî bir üslup ile anlatmaya çalışacağız.

Hz. Ali (r.a) "İlim nokta ve nüktedir." Buyurmuştur. Herhalde nokta hükmiyeti, nükte ise işin püf noktalarını idraklere sunar.

Biz de şimdi önce noktaları alt alta sıralayacak, ama yeri geldiğinde ve makam iktiza ettiğinde nükteleri de ihmal etmeyeceğiz. İnşallah…

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

1927 yılında Emir, Kuzey Amerika'ya gitti. Orada Detroit beldesinde göçmenlerin sorunları için

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

II. HZ. PEYGAMBERDEN GELEN BEŞARETLER Hayatı boyunca ümmetine karşı gösterdiği ilgi, şefkat

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

Cübbeli Ahmed Ünlü hocaefendinin babası Yusuf Ünlü 1936’da Giresun’un Göreli İlçesinde

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

Zülkarneyn isim değil sıfattır. Dünyaya gelmiş nadir dört veya beş cihangirden birisidir. Bu

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

Muhterem Müslümanlar! Daha önceki yazılarımızda, mealci ve sünnet inkârcılarının “Kur

NURDAN VECİZELER-12

NURDAN VECİZELER-12

| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

Maide: 11: Nadîroğulları, Rasulullah (s.a.v.)'ın başına değirmen taşı atmak ve Rasulullah

MESİH PAŞA

MESİH PAŞA

Rum asıllıdır. Ağabeyi Has Murad Paşa ile İstanbul’un fethi sırasında esir düşmüş ve h

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

Konfüçyüs bir gün öğrencileri ile sohbet ediyordu. Konfüçyüs dedi ki: “Bilgi edinmek içi

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

İmam Ebû Yusuf'un hiç konuşmayan bir öğrencisi vardı. Bir gün Ebû Yusuf, onun konuşmasın

De ki: "Herkes kendi yapısına uygun işler görür. Rabbiniz, en doğru yolda olanı daha iyi bilir."

İsra, 84

GÜNÜN HADİSİ

"Kur'an'ı seslerinizle süsleyiniz."

Ebu Davud

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI