Cevaplar.Org

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-1

Kıymetli ziyaretçilerimiz geçen asrın son günü aramızdan ayrılan allame merhum Ebul Hasan en Nedvi gerek davet alanındaki faaliyet ve eserleri, gerek birleştirici vasfı ile temayüz etmiş büyüklerden, dertlilerdendi. Bizler, üç cilt halinde neşredilen “Fi Mesiretil Hayat” adlı hatıratından bir bölümü dilimize tercüme ederek sitemizde neşretmek arzu ettik. Merhum, 1986’da ülkemize gelişini ve intibaalarını adı geçen hatıratında veciz şekilde anlatmış. Tercümeyi yapan Ahmet İz kardeşimize çok teşekkür ediyor, merhumu bir kere daha rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Saygılarımızla.


Ahmet İzz

AH_f7ezzx2007@gmail.com

2023-11-22 10:45:58

Takdim 

Kıymetli ziyaretçilerimiz geçen asrın son günü aramızdan ayrılan allame merhum Ebul Hasan en Nedvi gerek davet alanındaki faaliyet ve eserleri, gerek birleştirici vasfı ile temayüz etmiş büyüklerden, dertlilerdendi.

Bizler, üç cilt halinde neşredilen "Fi Mesiretil Hayat" adlı hatıratından bir bölümü dilimize tercüme ederek sitemizde neşretmek arzu ettik. Merhum, 1986'da ülkemize gelişini ve intibaalarını adı geçen hatıratında veciz şekilde anlatmış. Tercümeyi yapan Ahmet İz kardeşimize çok teşekkür ediyor, merhumu bir kere daha rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Saygılarımızla. Cevaplar.org

"Rabıtat'ul Edebi İslami'nin ilk istişari toplantısı Hindistan'ın Leknev şehrindeki Nedvetül Ulema Akademisinde tertip edilmişti. İkinci toplantının İstanbul'da yapılması kararlaştırıldı ve bir tarih belirlendi.

Bu celsenin Türkiye'de yapılmasında iki maslahat gözetildi. Bunlardan birincisi, Türkiye'nin ehemmiyeti ve İslam açısından büyüklüğü, oradaki İslami gelişmeler ve ortaya çıkan hayırlı alametler.

İkincisi, Suudi Arabistan üniversitelerindeki kıymetli hocalar yaz tatillerini Lübnan'da geçirmeyi isteklilerdi. Ama yeni durumlar onlara orada sakin ve rahat bir tatil yapmaları ve ilmi çalışmalarla uğraşmalarına fırsat vermedi.

Toplantının yerinin seçilmesinde Türkiye iki açıdan öne çıkmıştı: Oradaki istikrarlı durum.

İkincisi; Türkiye'deki İslami hava, halkın Araplara hürmeti, ucuzluk.. Bundan dolayı Rabıta üyesi olan bazı hocalar yaz tatillerini Türkiye'de geçirmeyi kararlaştırmışlardı. Onlardan bazıları daha önceleri tatillerini bu ülkede geçirmişlerdi.

 İstanbul'a gitmek için Karaçi havaalanında uçak bileti aldık, Karaçi'de saatlerce kaldık ve bazı dost ve arkadaşlarımızla görüştük, 19 Haziran 1986'da Delhi'den yola çıktık. Aziz Ustad Muhammed Rebi Haseni En Nedvi bana refakat ediyordu. 20 Haziran öğlen vakti İstanbul havaalanına ulaştık. O gün Cuma günü idi.

Ulaştığımız saat, Cuma namazı vakti saati idi. Buna rağmen Türk ve Arap dostlarımızdan birçok kişi bizi karşılamak için havaalanına gelmişlerdi. Onlar cuma namazını kıldıktan sonra hızlıca havaalanına ulaşmışlardı. Aralarında Rabıta'nın icra heyeti üyelerinden bazıları ve Türklerden, eski dostumuz Emin Saraç Hocaefendi -Fatih Mescidinin hatibi- vardı ki, onunla ilişkimiz 1951'de Mısır'da ikametimiz sırasında güçlenmişti. Kendisi o sırada Ezher Üniversitesinde okuyordu.

Arap ve Türk dostlarımız bizim için yeterli olanaklara sahip bir binada güzel ve ferah bir daire seçtiler. Bu daire (Efendi Zade) mahallesine düşen Gülistan apartmanında yer alıyordu. Bizi ağırlamak için, faziletli bir Arap olan doktor Mustafa bey seçilmişti ki, o sırada kendisi tıp fakültesinde doktora yapıyordu.

İlk toplantı Cumartesi sabah 10'da gerçekleştirildi. Açılış ve başlangıç konuşmalarından sonra, Leknev'deki Rabıta ofisi ve diğer Arap beldelerindeki Rabıta ofislerinden gelen takrirler takdim edildi. İlmi münakaşalar, kararlar ve tavsiyeler öğlene kadar devam etti, sonra toplantı ertesi güne tehir edildi.

Emin Saraç Hocaefendi akşamleyin bizi faziletli bir tüccar olan Osman Nuri Efendi'nin(Topbaş) evine götürdü. Akşam edebi bir sohbet oldu, meşhur İslami yazar Üstad Muhammed Kutup da toplantıda hazır bulundu. O ve bazı faziletli üstadlar konuşmalar ve sohbetler yaptılar.

Bana gelince, ben konuşmamda, Türkiye'de İslami edebiyata devrimci bir liderlik rolü kazandıran bilge İslam şairi Celaleddin Rumi'den bahsettim. Şair Rumi'nin tesiri sadece edebiyat ve şiir alanında değil aynı zamanda İslam tefekküründe ve İlm-i Kelam alanındaydı. Onun gibi bu alanda tesir etmiş başka bir edip ve şair bulamıyoruz. Aklı Yunan felsefesi tarafından ele geçirilen, ateizm ve sapkınlık tarafından esir edilen kaç yazar veya şair vardır ki Rumi'nin şiirleri ona tesir etti ve hayatını baştan aşağı değiştirdi. Ve onu İslam'a hidayet etti, onun bir tercümanı ve davetçisine dönüştürdü.

Doktor Muhammed İkbal, kendisini Rumi'nin öğrencisi olarak görmüş, onun meyvelerinden koparmış ve onun sofrasının kırıntılarından yemiştir. Bir beytinde şöyle söylüyor:

İçi(ruhu)aydın mürşid (yol gösterici) pir Rumi, 

Aşk ve cezbe kervanının lideridir o. 

Çok yerlerde onun şiirini işaret etmiştir. Diğer bir beytinde de diyor ki:

"Benim gözüm onun meşalesinden aydınlanmıştır,

Benim kasem onun denizinden dolmuştur." 

Türkiye hâlâ Mevlana gibi insanlar yetiştirebilir. Hiç bir ülke İslam alemini bu kadar uzun süre Türkiye kadar güçlü bir şekilde koruyup temsil etmemiştir ve o yeniden liderliği ele almalıdır.

Bazı Türk kardeşler şöyle bir şikayette bulundular: "biz İslam düşüncesi ve edebiyatına dahil birçok eserleri dilimize tercüme ediyoruz ama diğer dillerin edipleri Türk İslam edebiyatına gerekli önemi göstermiyorlar." Bu yerinde bir şikayetti, bunu itiraf ettik ve Türk edebiyatına gerekli önemi verme hususunda ittifak ettik.

Bu celsede öğrendik ki, Türkiye'de İslami akım ve İslami çağrıya bağlılık, İslam hukukuna göre çalışma tutkusu gelişme ve ilerleme dönemindedir. İslam müelliflerinin eserleri süratle Türk diline tercüme ediliyor, orada neşrediliyor ve süratle tükeniyor, hevesli eller onları elde ediyor.

Bu satırların yazarının birçok kitabının da Türkçe baskıları yapılmıştır. Yine öğrendim ki "Akide, İbadet Ve Sülûk" adlı kitabımın ilk baskısı 5.000 adet basılmış ve bir ayda tükenmiştir. Bazı yazılarımı iki mütercim tercüme yapmışlardır ve biri diğerinin işinden (yani aynı yazıyı tercüme ettiğinden) haberi yok. Üstad Muhammed Kutup bana kendisine bazı yazılarının daha Arap diyarında yayınlanmadan önce Türkiye'de yayınlandığını söyledi. Orduda ve hükümette İslami yönelimli ve İslami davranışa sahip kişilerin bulunduğunu ve bu nedenle bu İslami eğilimin dikkate alındığını öğrendik.

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-3

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-3

Bursa’da Bursa’ya Ayın 15 inde, Çarşamba günü gittik. Bu şehir, İstanbul'un güneyinde

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-2

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-2

Türk’ün Gücü, Hindin Aklı, Arabın Mantığı Pazar günü saat 10’da edebiyatçılar ve

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-1

MERHUM EBUL HASAN EN NEDVİ’NİN TÜRKİYE İZLENİMLERİ-1

Kıymetli ziyaretçilerimiz geçen asrın son günü aramızdan ayrılan allame merhum Ebul Hasan e

MUSTAFA POLAT HOCAMIZDAN HATIRALAR

MUSTAFA POLAT HOCAMIZDAN HATIRALAR

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz, değerli bir alimimizin bir seydamızın bazı hatıralarını

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-13

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-13

HOCAMIN VEFASI Hocamın çok dikkat çeken bir özelliği de vefa duygusu idi. Buna dair bir misal

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-12

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-12

HOCAMIN İBADET YÖNÜ Bana desen ki; “hocam, ibadette nasıldı.” Derim ki; “namaz adamıy

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-11

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-11

VAKIFLARLA BİR MÜZAKERE Hatırlıyorum, bazen Türkiye genelinden vakıflar “vakıf okuması

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-10

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-10

HOCAMIN DERSLERİNDEN Diyanet İşleri eski başkanı Mehmed Görmez bey hocamı ziyarete gelmişti

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-9

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-9

MUHTELİF HATIRALAR HAKİKATLARI HURAFELERLE ZAYİ ETMEMEK LAZIM "Benim bir arkadaşım bir şeh

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-8

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-8

ŞERCİL POLAT AĞABEY Merhum Şercil Polat ağabey Erzurum’da nurları hocamla birlikte ve belki

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-7

ULU BİR ÇINARIN GÖLGESİNDE-7

BABAM HACI MUSA EFENDİ Babam hayatı boyunca hocama hep destek olmuş, aynı davanın ızdırabıy

Yer yüzünde bulunan her canlı yok olacaktır. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabbinin zâtı baki kalacaktır.

Rahman, 26-27

GÜNÜN HADİSİ

"Her şeyin bir alameti vardır. İmanın alameti de namazdır."

Münavi

TARİHTE BU HAFTA

*Çanakkale'de Kirte Zaferi(28.04.1915) *Gazneli Mahmud'un vefatı(30.04.1090) *Cezzar Ahmet Paşa Akka'da Napolyon'u püskürttü.(2.05.1799) *Fatih Sultan Mehmed'in vefatı(3.05.1481) *Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb Ensari'nin vefatı (4.05.677)(İ.hatip takvimi)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI