SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-17

Uhud savaşında müslümanların başına gelen bazı musibetlerden sonra Rasulullah (s.a.v) Medine'ye dönünce, Ashabtan, bazıları: "Allah bize zaferi vadettiği halde, başımıza bu musibet nerden geldi?" dediler. Bunun üzerine Yüce Allah:


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2023-11-01 19:59:50

*Uhud savaşında müslümanların başına gelen bazı musibetlerden sonra Rasulullah (s.a.v) Medine'ye dönünce, Ashabtan, bazıları: "Allah bize zaferi vadettiği halde, başımıza bu musibet nerden geldi?" dediler. Bunun üzerine Yüce Allah:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوَاْ إِن تُطِيعُواْ الَّذِينَ كَفَرُواْ

يَرُدُّوكُمْ عَلَى أَعْقَابِكُمْ فَتَنقَلِبُواْ خَاسِرِينَ

ile başlıyan âyeti, "Sizden Uhud'da savaşanlardan bazıları yani okçular dünyayı istiyorlardı" bölümüne kadar indirdi.

*149. ayet: "Ey iman edenler! Kâfir ve münafıkların size söylediklerini tutarsanız, sizi küfre döndürürler de hüsrana uğrarsınız. İmanı küfürle değiştirmenizden daha büyük bir hüsran yoktur.İbn Abbas (r.a.) şöyle der: Kâfirlerden maksat münafıklardır. Onlar, mü'minler Uhud'dan döndüklerinde: "Muhammed peygamber olsaydı, başına bu musibet gelmezdi. Artık kardeşlerinize dönünüz" dediler.

يَرُدُّوكُمْ عَلَى أَعْقَابِكُمْ

"Sizi, Ökçelerinizin üzerinde geriye döndürürler.." Yani imandan küfre döndürürler. Bu, daha önce de geçtiği gibi istiaredir.

*Hadiste şöyle buyurulmuştur: "Bir aylık mesafeden düşmanın kalbine korku salma hususiyeti verilerek bana yardım edildi.(Buhârî, Teyemmüm 1, Salat 56; Nesai, Gusl, 26)

*Ayet: 151; 

وَبِئْسَ مَثْوَى الظَّالِمِينَ

"Zâlimlerin varacağı yer ne kötüdür." Bu cümlede, وَمَأْوَاهُمُ النَّارُ denilerek zamir yerine açık ismin getirilmesi sertlik ifade eder ve onların bir şeyi, konulması gereken yerden başka bir yere koydukları için yani Allah'a şirk koştukları için zâlim olduklarını gösterir. Burada, kötülenen şey hazfedilmiştir. Takdiri şöyledir: "O zâlimlerin barınağı olan cehennem ne kötüdür." Ebussuûd böyle ifade eder.

*Ayet: 152: 

وَاللّهُ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ

"Mü'minlere karşı lütufkardır." Burada kelimesinin nekre gelmesi, lütfun büyüklüğünü gösterir.

*Ayet: 154 

ثُمَّ أَنزَلَ عَلَيْكُم مِّن بَعْدِ الْغَمِّ أَمَنَةً نُّعَاس

"Bu şiddetli üzüntüden sonra sükûnet bulup yatışasınız ve düşmanlarınızdan emin olasınız diye Allah size hafif bir uyku verdi."

Bu da Allah'ın onlara başka bir ihsanıdır. Çünkü korkan kimse uyuyamaz. Buhârî'nin Enes'ten rivayetine göre Ebu Talha şöyle demiştir: "Uhud günü biz mevzilerimizde iken bizi uyku bastırdı." Ebu Talha şöyle devam eder: "Kılıcım elimden düşüyor, onu alıyordum. Tekrar düşüyor, tekrar alıyordum"(Buhârî, Tefsiru'l-Kur'an, 3/11; Tirmizî, K. Tefsiri'l-Kur'an, h.n: 3008) 

يَغْشَى طَآئِفَةً

مِّنكُمْ وَطَآئِفَةٌ قَدْ أَهَمَّتْهُمْ أَنفُسُهُمْ

Bundan sonra Yüce Allah bu emniyetin umumi olmayıp sadece ihlaslılar için olduğunu; münafıkların korku ve dehşet içinde kaldıklarını açıklıyarak şöyle buyurur: "Uyuklama hali sizden bir grubu, yani ihlâslı mü'minleri kaplıyordu. Başka bir grup, yani münafıklar kendi canlarının kaygısına düştüler." Bu durum onları hezimete sürükledi.

İbn Kesir şöyle der: "Münafıklar, müşriklerin o anda galip geldiğini görünce, artık işin bittiğine, İslam'ın ve müslümanların yok olduğuna inandılar. İşte, şek ve şüphe ehlinin durumu budur, korkunç bir durum meydana çıktığında böyle âdi düşüncelere kapılırlar." (Muhtasar-ı İbn Kesir, 1/330)

Zübeyr(r.a) şöyle der: "O gün bizim üzerimize uyku indirildi. Beni uyku bastırmışken Muattip b. Kuşeyyir'in şöyle dediğini işitiyordum: "Eğer elimizden bir şey gelseydi, biz burada öldürülmezdik."

 *Uhud savaşında sebat edenlerden birisi de, Enes b. Malik'in amcası cesur aslan, Enes b. Nadr'dır. Müslümanlar hezimete uğrayıp da, münafıklar, Muhammed (s.a.v)'in öldürüldüğünü yayınca o şöyle dedi: "Ey Allah'ım! Ben bu müslümanlarm yaptıklarından dolayı senden özür diliyor ve müşriklerin yaptıklarından uzak olduğumu sana arzediyorum" Sonra kılıcı ile ileri atıldı. Biraz sonra önüne Sa'd bin Muaz çıktı. Ona: "Nereye ey Sa'd? Vallahi Uhud'un ötesinden cennet kokusunu alıyorum" dedi ve savaşa devam etti. Az sonra şehit oldu. Müşrikler, onun azalarını keserek parçaladılar. Kızkardeşinden başka hiç kimse onu tanıyamadı. Kardeşi onu parmaklarından tanıdı. Vücudunda sanki seksen küsur kılıç, mızrak ve ok yarası görüldü.

*İbn Kesir, İbn Mes'ud'un şöyle dediğini rivayet eder: "Uhud gününde kadınlar müslümanlarm arkalarında olup, müşriklerin yaralılarını öldürüyorlardı. O gün, bizden dünya hayatını isteyen hiçbir kimse yoktur diye yemin etseydim, doğru söylediğimi sanırdım. Nihayet Allah: "Sizden, dünyayı isteyeniniz de vardı; âhireti isteyeniniz de vardı, âyetini indirdi. Rasulullah (s.a.v.), Ashabı muhalefet edip de kendilerine verilen emri yerine getirmeyince, dokuz kişilik bir grup içinde yalnız kaldı. Onuncu şahıs kendisi idi. Müşrikler onu yaralayıp kanını akıtınca şöyle buyurdu: "Onları bizden uzaklaştıran adama Allah merhamet etsin." Sürekli olarak bu sözü söyledi. Nihayet onların da yedisi şehit edildi. Bir de baktılar ki Hamza'nm karnı yarılmış; Hint onun ciğerlerini almış, ağzında çiğniyor, fakat yiyemiyor. Rasulullah (s.a.v.) buna çok üzüldü ve onun üzerine yetmiş namaz kıldı."

-devam edecek-

 

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

EMİR ŞEKİB ARSLAN (1869-1946)-2. BÖLÜM

1927 yılında Emir, Kuzey Amerika'ya gitti. Orada Detroit beldesinde göçmenlerin sorunları için

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2

II. HZ. PEYGAMBERDEN GELEN BEŞARETLER Hayatı boyunca ümmetine karşı gösterdiği ilgi, şefkat

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR

“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

YUSUF ÜNLÜ(1936 -)

Cübbeli Ahmed Ünlü hocaefendinin babası Yusuf Ünlü 1936’da Giresun’un Göreli İlçesinde

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

ZÜLKARNEYN'DEN ZÜLKARNEYN'E: FİLİSTİN

Zülkarneyn isim değil sıfattır. Dünyaya gelmiş nadir dört veya beş cihangirden birisidir. Bu

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

ALLAH’A BİLGİSİZLİK İSNAT ETMENİN HÜKMÜ

Muhterem Müslümanlar! Daha önceki yazılarımızda, mealci ve sünnet inkârcılarının “Kur

NURDAN VECİZELER-12

NURDAN VECİZELER-12

| Tabiat Dedikleri “Tabiat, âlem-i şehadet denilen cesed-i hilkatin anâsır ve âzâsının ef

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

SAFVETÜ’T TEFASİR NOTLARI-31

Maide: 11: Nadîroğulları, Rasulullah (s.a.v.)'ın başına değirmen taşı atmak ve Rasulullah

MESİH PAŞA

MESİH PAŞA

Rum asıllıdır. Ağabeyi Has Murad Paşa ile İstanbul’un fethi sırasında esir düşmüş ve h

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

Konfüçyüs bir gün öğrencileri ile sohbet ediyordu. Konfüçyüs dedi ki: “Bilgi edinmek içi

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

SENİN SUSMAN İYİYMİŞ

İmam Ebû Yusuf'un hiç konuşmayan bir öğrencisi vardı. Bir gün Ebû Yusuf, onun konuşmasın

Bilin ki, Allah'ın lâneti zâlimlerin üzerinedir.

Hûd,18

GÜNÜN HADİSİ

İki kelime vardır ki, Rahman'a sevimli, dilde hafif ve mizanda ağır gelir. Bunlar; "Sûbhanellahi ve bihamdihi, Sûbhanellahil-azim=Yüce Allah'ı hamd ile tesbih ederim, Yüce Allah'ı tenzih ederim." kelimeleridir.

Buhari Tecrid-i Sarih, 2189

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI