MEALCİLERİN SÜNNET HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARA VERİLEN CEVAPLAR

Modernistlerin ortaya attığı şüphelere cevaplar...


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2022-07-15 04:53:50

BEŞİNCİ ŞÜPHE:
Hz. Peygamber aleyhisselam kendisini gören sahabileri, onların özelliklerine, durumlarına uygun olarak irşad ediyordu. Bu da hadisin kendi çağındaki mevcut şartlarla şekillenmesi sonucunu doğuruyordu. Halbuki sonraki dönemlerde bu şartların benzeri mevcut değildir. Bunu için şöyle diyorlar: '' Peygambere itaat onun zamanıyla sınırlı bir itaattir.'' Bu kapı onun vefatından itibaren kapanmıştır. Peygamberin irşadları ashabının hal ve şartlarına uygun olarak ortaya çıkıyordu. Eğer biz o zamanlarda yaşasaydık onun sözlerine ve fiillerine uymak bize de vacip olurdu."
CEVAP:
Hz. Peygamber aleyhisselam emirlerine ve irşadlarına itaati sınırlı bir topluluğa ve belli bir zamana tahsis etmek yersiz ve delilsiz bir sınırlamadır. Ayrıca böyle bir tahsisi selim bir akıl da kabul etmez. Çünkü onun risaleti geneldir, bütün insanları kapsar. Onun hükümleriyle Kuran'ın hükümleri arasında bir fark olmadığı için zorunlu olarak sünnetin de böyle olması gerekir. Kuran'ın nüzulüne şahit olan ve o dönemde yaşayanla atom çağında doğan ve Allah'ın verdiği haberi tasdik ederek Hz. Muhammed'in (s.a.s) risaletine iman eden kimse arasında hiçbir fark yoktur.
'' Biz seni ancak bütün insanlara bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bilmezler.'' (Sebe, 28)
De ki : Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olun ki Allah da sizi sevsin. (Ali İmran, 31)
Cenab-ı Allah Resulullah'ı bizlere en güzel örnek kılsın. Örnekliğinde yaşayanlara selam olsun...

MEALCİLERİN HADİS HAKKINDAKİ ŞÜPHELERİ VE BUNLARIN CEVAPLARI
6. ŞÜPHE:
O zavallıların bu şüphedeki iddiaları şudur: "Muhakkak ki hadis; metin ve senet olarak tenkit edilmiştir. Muhaddisler; hadisin ravileri ve metinleri hakkında da konuşmuşlardır. Durumu böyle olan, içine eleştiri ve farklı görüşler giren bir şey din olmaya uygun değildir. Nitekim hadisler din olma niteliğini kaybettirecek tenkitlere maruz kalmıştır. Çünkü dini işlerin içine tenkit ve kişilerin farklı görüşleri girmez. İslâmı, hedef ve itham tahtasına koyan bu uydurma hadisleri atmak gerekir.
CEVAP:
Bu gibi sözler; ancak hadis uydurma hareketine karşı İslâm tarihindeki direnişi bilmeyen kimselerin ağzından çıkar. Sahabilerin içleri de dışları da temizdi. Buna bizzat Kuran şahitlik yapıyor. Bu sebeple onlar, dini; samimiyet, güvenirlik, iyilik ve sevgi üzerine diğer insanlara paylaşmak için naklettiler.

Sahabiler yalan ve uydurmanın içine dalmaktan çok uzak idiler. Onlar pek çok yerde Resulullah'tan (s.a.s) şu sözü işiten kimselerdi: ''Kim benim üzerimden yalan uydurursa cehennemdeki yerini hazırlasın. ''

Hz. Osman'ın son zamanlarında İslâm adına konuşan fakat İslâmdan olmayan şeyleri onun içine sokuşturan bir topluluk ortaya çıktı. Sonra zaman geçtikçe bunların sayıları ve komploları çoğaldı. Çünkü onları bu yoldan alıkoymak mümkün olmamıştı. Ayrıca Kaderiyye Murcie ve Cehmiyye gibi kelamcılarının ortaya çıkması, bunlar arasında yapılan keskin tartışmalar ve birbirlerini kötülemeleri sebebiyle hadis uydurmak için bir ortam oluştu. Sonra bu alana dinden ve insanlıktan hiçbir engel tanımaksızın, kısa yoldan şöhrete ulaşmak ve mal kazanmak için zındıklar girdiler.

Alimler bu uydurma hareketine karşı direndiler ve hadisi araştırmak, açıklamak ve sahihini zayıfından ayırt edip tanımak için hadis usuluyla ilgili ilmi esaslar koydular. Bu esaslar vasıtasıyla hadis alimlerimiz hadislerle uydurma sözleri birbirinden ayırdılar. Hadislerin sıhhati konusunda gerekli bilgileri verdiler. Böylece bizler de bu esaslar doğrultusunda Hz. Peygamber efendimizin sözleriyle uydurma rivayetleri birbirinden ayırır hale gelmişizdir.
Ya Rabbi senden yardım talep ediyoruz. Amin
KardeÅŸiniz Molla Musa Celali

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur.

Fatiha,1

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol.

Buhari, Rikak 2; Tirmizi, Zühd 25, (2334)

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI