HZ. PEYGAMBER HAKKINDAKİ TAVRIMIZ NASIL OLMALI?

Hucurât, 2. âyet: “Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider.”


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2022-02-23 12:28:09

 يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَرْفَعُٓوا اَصْوَاتَكُمْ فَوْقَ صَوْتِ النَّبِيِّ وَلَا تَجْهَرُوا لَهُ بِالْقَوْلِ كَجَهْرِ بَعْضِكُمْ لِبَعْضٍ اَنْ تَحْبَطَ اَعْمَالُكُمْ وَاَنْتُمْ لَا تَشْعُرُونَ

Hucurât, 2. âyet: "Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber'in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber'e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider."

Allah'u Teâlâ bu Âyet-i Kerime'de müslümanların peygamberine karşı göstermesi gereken edep ve terbiyenin nasıl olması gerektiğine dair talimatta bulunmaktadır.

Bu âyeti tefsir eden müfessirler şu önemli açıklamalarda bulunmuşlardır:

1. Ehl-i Sünnetin meşhur müfessirlerinden Kâdî Beyzâvî "Envâru't-Tenzîl" adlı tefsirinde şöyle demektedir:
فى الجهر والرفع استخفاف قد يؤدى إلى الكفر المحبط وذلك إذا انضم اليه قصد الإهانة وعدم المبالاة

Yani; "Ses yükseltmede Peygamberi hafife alma ve bununla birleşmiş ihanet kastı ve laubalilik varsa, o, amelleri iptal eden küfre(inkara) götürür"
2. Ebu Hayyân da "el- Bahru'l-Muhît" adlı tefsirinde şöyle der:

الرفع يؤدى إلى الإستحقار وأنه يفضى الى الإرتداد المحبط والجهر استخفافا كفر يحبط معه العمل

Yani; " Peygambere karşı sesini yükseltne ve bağırma onun hafife almaya götürür ki o da amelleri iptal eden irtidada götürür. Peygambere karşı hafife alarak bağırıp çağırma küfürdür ki(inkar) onunla ameller iptal olur."

3- ez-Zemahşerî meşhur tefsiri "el-Keşşaf"da şöyle der:

وليس الغرض برفع الصوت ولا الجهر ما يقصد به الإستخفاف والإستهانة لأن ذلك كفر والمخاطبون المؤمنون.
Yani; "Burada maksad hafife alarak ve ihanet maksadıyla ses yükseltme ve bağırma değildir Çünkü bu küfürdür ve burada muhatap ise müminlerdir."
Bütün bunlardan anlaşılıyor ki: Allah'ın bize Nebi ve Resûl olarak gönderdiği Hz. Muhammed'e(aleyhissalatu vesselam) yönelik olarak sevgi ve saygı çerçevesinde hareket etmeliyiz. Onun hakkında edepsizlik, istihza, istihkar manasına gelecek söz ve fiillerden kaçınmalıyız. Zira yukarıdaki âyette belirtildiği gibi onunla konuşurken sesimizi yükseltmemeli yahut onu duymamış gibi gözükerek alaycı yada isyankâr tavırlara girmemeliyiz. Zira bu tür söz ve fiiller iki anlama gelmektedir:

a. Edepsizlik ve saygısızlık.
b. İsyan ve inkar veya istihza ve hakaret.

Birincisi cehalet ve dalgınlıktan kaynaklanıyorsa fisk ve fücûrdür.
İkincisi ise onu inkar etmek demektir.

Bu sebeble, Hz. Peygamber hakkında çok dikkatli olmalı, farkında olarak veya olmayarak amelmizi boşa götürecek durumlara düşmemeliyiz.

Allah hepimizi alemlere rahmet olarak gönderdiği o zatın sevgi, saygı ve şefaatinden mahrum eylemesin
صلاة الله سلام الله عليك يا رسول الله

Kardeşiniz (merhum)Molla Musa el-Celâlî

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

O gün ne mal fayda verir, ne de evlat. Ancak Allah'a selim bir kalb ile gelenler (fayda görürler.)

Şuara, 88-89

GÜNÜN HADİSİ

Ebû Malik'in babası şöyle dedi: Ben Rasûlullah'(S.A.V.)den işittim, şöyle buyuruyordu: "Her kim Allah'dan başka hak ilah yok eder, ve Allah'dan gayri ibadet olunan şeyleri tanımazsa onun malı ve kanı haram (dokunulmaz) olur. Hisabı da Allah'a aiddir."

(Müslim, Kitabu'l-İyman,37)

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI