ANTAKYA DEDİKLERİ ÇÖKELEK YEDİKLERİ

Antakya’da iki yıl görev yaptıktan sonra, öğretmenlikte Reyhanlı yıllarımız başladı. 1986-1987 Eğitim Öğretim Yılı’nda Reyhanlı Lisesi’nde edebiyat öğretmeni olarak görev yapıyordum.


İbrahim Köse

ibrahimkose60@gmail.com

2022-02-07 22:07:37

Antakya'da iki yıl görev yaptıktan sonra, öğretmenlikte Reyhanlı yıllarımız başladı.

1986-1987 Eğitim Öğretim Yılı'nda Reyhanlı Lisesi'nde edebiyat öğretmeni olarak görev yapıyordum.

O yıl TRT yurt çapında liseler arası bilgi yarışması düzenlemişti. Bu yarışmaya bizim lise de ciddi hazırlandı ve iddialı katıldı.

Hatırlayabildiğim kadarıyla bu hazırlık şöyle oldu:

Bu yarışma için Okul Müdürü Nevzat Sezer Bey, sırf bu konuyla ilgili öğretmenler kurul toplantısı yaptı. Toplantıda en ciddi tedbirler alındı. En doğru görevlendirmeler yapıldı. Yarışmacı öğrenciler ve çalışacakları alanlar seçildi. Yarışmacı öğrencilerin hazırlanmasında edebiyat alanında çocukların hazırlanması görevi bize verildi. Yarışma ekibinin hazırlık yapabilmesi için müsait saatlerin oluşturulması ve uygun mekânların ayarlanması görevi de bize verildi. Her halde bekâr öğretmen olduğumuz için en çok boş zamanı olan öğretmen olduğumuz tahmin edilerek bu yarışmada bolca görevlendirildik. Biz de zaten daha önce bu türlü yarışmalarda bulunmuş olmanın tecrübesiyle bu görevleri severek kabul ettik.

Bu türlü vazifeler yeni göreve başlayan öğretmenler için çok önemlidir. Sakın sakın genç öğretmenler bu türlü görevlerden kaçınmasınlar. Aslında öğretmenliğin güzel yönlerinden biri de bu faaliyetlere katılmaktır. Öğretmenlik hep sınıflarda ders işlemek, öğretmenler odasında teneffüs yapmak değildir. Okul gezileri, anma programları, kutlamalar, yarışmalar ve öğrencilerle yapılan diğer görüşmeler, öğrencilerin âlemlerine girmenin tam zamanıdır. Onların sevgisini, saygısını kazanmanın tam vaktidir. Bir işi onlarla ortak yapmaktan doğan yakınlaşmanın önemi büyüktür. Öğrencileri yakından tanımanın yolu bu türlü faaliyetlerden geçer.

Hani bazı futbol maçları vardır nasıl başlarsa öyle biter, işte bir yönüyle öğretmenlik de böyledir. Öğretmenlikte göreve öğrencilerle iş birliği yaparak başlamanın tadına varılmaz. Ortak aklı kullanarak başarıya ulaşmanın öğrenilmesi ilk yıllardaki sosyal faaliyetlere katılmakla olur.

Öğretmenliğin ilk yıllarındaki içtenlik, bağlılık, çalışkanlık öğretmeni bütün öğretmenlik hayatında motife eden özellikler taşır. Bizim öğrencilerle bir arkadaş gibi samimi olup birlikte iş yapabilmenin sırrına varışımız bize ilk görev yılımızda verilen yarışmacı öğrencileri hazırlamak çalışmalarına bağlıdır.

Bizim okumayı, yazmayı; kitabı, kütüphaneyi sevmemizin temelinde, öğretmenliğimizin ilk yılında, Hatay İmam Hatip Lisesi'nde okul kütüphanesinin Dewey Onlu Sınıflama Sistemi'ne

göre düzenlenmesindeki çalışmaların bize kazandırdıkları vardır. Çünkü insanın yaptığı iş insanı etkiler ve insanı o işi yapmaya motife eder.

Yine öğretmenliğimizin üçüncü dördüncü yıllarında o zamanlar henüz ülkede sınavlara hazırlık kursları ve dershaneleri yokken ve hatta okul hazırlık kursları bile ücretli değilken, kendi okul öğrencilerimizi, sırf öğrencilerimiz ve okulumuz başarılı olsun diye açtığımız hazırlık kurslarında istekle, aşkla görev almamız söz konusu olmuştu. İşte bu görevde kendi alanımızda ilk defa bütün bilgilerin ehemmiyetine göre sınıflandırılıp sınavlara göre değerlendirilip öğrenciye verilmesinin önemini kavramıştık. Son on yılda çıkan üniversite sorularının yıllara göre, hangi konulardan hangi şekilde ne kadar çıktığının çizelgesini çıkarmamız çok öğretici olmuştu. Alanımızdaki bir bilginin ilkokulda ne kadar ve nasıl verildiğini, ortaokulda ve lisede nasıl verildiğini, hatta bir bilginin liseli yıllarda hangi sınıflarda ne kadar ve nasıl verildiğini öğrenmiştik. Artık sınıflarda ders anlatırken: "Bu bilgi falan sene filan sınavda şu şekilde sorulmuştu."diye açıklama yapar olmuştuk.

Öğretmenliğin inceliklerinden olan bu meslek sırlarını verdikten sonra biz tekrar dönelim Reyhanlı Lisesi'nin bilgi yarışmasına.

Reyhanlı Lisesi Bilgi Yarışması Ekibine Fethi Açıkel, Ebru Pakin ve ismini şu anda hatırlayamadığım bir öğrencimizden oluşan üç kişilik bir ekiple yarışmalara katıldık. Birçok liseyi eledikten sonra il finaline kaldık. Finalde rakibimiz Antakya Lisesi'ydi.

Final günü öğrencilerimiz ve birçok veli yarışma salonunu doldurdu. Bizim okul sorulara doğru cevap verirken alkışlar göklere yükseldi. Karşı takım sorulara yanlış cevap verince karşı tarafı o çok kızdırıcı slogan hep birlikte söylendi:

Antakya dedikleri, çökelek yedikleri.

Antakya dedikleri, çökelek yedikleri.

Yarışma önceleri berabere devam etti. Sona doğru üstünlüğü Reyhanlı Lisesi ele aldı ve seyircilerin coşkulu tezahüratlarıyla il birincisi oldu. O anda sanki birinci olan Reyhanlı Lisesi değil bendim. O an ömrümün en büyük sevinçlerinden birini yaşadım. Öğrenciler de çok sevinçli ve duyguluydular. Hiçbir müsabakada ve karşılaşmada böyle bir sevinç yaşamamıştım.

Reyhanlılı bütün öğrenciler, öğretmenler ve veliler büyük bir sevinç yaşarken bu sevinç bir anda bitiverdi. Çünkü o anda hiç beklenmedik bir şey oldu. Hatay il milli eğitim müdürü ayağa kalktı, sinirlendi ve kazananları kutlamadan salondan çıkıp gitti.

İl milli eğitim müdürü bizim lisenin kazanmasını istemiyormuş. İlde bu kadar lise dururken bir ilçe lisesi birinci olmamalıymış veya başka nedenler varmış.

Her ne olursa olsun bir il müdürü nasıl böyle bir davranışta bulunabilirdi? İldeki bütün liseler ona bağlı değil miydi? Onun okulları değil miydi? Reyhanlı Lisesi de onun lisesi değil miydi? Ömrümde ilk defa böyle bir şeyle karşılaşmıştım. Anlaşılan bu sistem içerisinde daha çok şey öğrenecektim. Bundan sonra bu türlü şeyleri göze almalıydım. Daha doğrusu almalıydık.

Neyse ki vali adına yarışmayı izleyen vali yardımcısı, birinci olan öğrencilerimizi ve okulumuzu tebrik etti de içimiz rahatladı.

Reyhanlı'ya dönerken okul idarecilerinin ve okul öğretmenlerinin ağızlarını bıçak açmıyordu. Fakat öğrenciler meseleyi bilmedikleri için neşeliydiler.

Artık Reyhanlı'nın Mersin'e uzanan yolları vardı.

Akdeniz Bölgesi Birinciliği için, günü gelince dikkatli öğretmenleriyle, zeki ve çalışkan öğrencileriyle ve o fedakâr öğrenci velileriyle Mersine gidip TRT radyosunun naklen verdiği Ak Deniz Bölgesi illeri lise birincilerinin yarışmasında Hatay İli'ni temsil edecektik.

Reyhanlı güzeldi.

Öğrenciler çalışkandı.

Veliler efendiydi.

Okul muhteÅŸemdi.

Ne güzeldi Reyhanlı'da öğretmenlik.

Reyhanlı Lisesi

Türk Dili Ve Edebiyatı Öğretmeni

(İbrahim Köse)

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

ANTAKYA DEDİKLERİ ÇÖKELEK YEDİKLERİ

ANTAKYA DEDİKLERİ ÇÖKELEK YEDİKLERİ

Antakya’da iki yıl görev yaptıktan sonra, öğretmenlikte Reyhanlı yıllarımız başladı.

TUVALETLERDE BEKLEYEN ÇOCUK

TUVALETLERDE BEKLEYEN ÇOCUK

Soğuk bir ocak ayıydı. Bir iş için Ankara’ya gitmiştim. Diyanet İşleri Din Eğitimi Genel

HALDEN ANLAMAK-2

HALDEN ANLAMAK-2

Hüzünler, dertler ve acılar şairi Fuzuli de çeşitli gazellerinde bakın neler söylüyor:

HALDEN ANLAMAK-1

HALDEN ANLAMAK-1

Halden anlamak bir sanattır. Yeryüzünün en büyük sanatlarından biridir. Halden anlamak: r

ÇİÇEK, KOYUN, ÖĞRETMEN

ÇİÇEK, KOYUN, ÖĞRETMEN

Çiçeklerin dilinden anlamak isterdim. Kelebeklerle, arılarla, uğur böcekleriyle karşılaşın

ÖĞRETMEN BAŞKA BİRİSİ DEĞİLDİR

ÖĞRETMEN BAŞKA BİRİSİ DEĞİLDİR

Bugün okulda iken şöyle bir çanta muhabbeti oldu. Okulun en çok sevilen, kibar, efendi, tatl

ÖĞRETMENDEN İSTENEN

ÖĞRETMENDEN İSTENEN

Bir eve fareler köstebekler alışmış. Ev halkı çare olarak yavru bir kediyi eve getirerek düÅ

ÖĞRETMENLİK BİR SEVDADIR

ÖĞRETMENLİK BİR SEVDADIR

“Gözlerim kapalı ama görüyorum, Şimdi Türkiye’nin bütün okullarında zil çalıyor.

De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bulacaktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah'a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.

Cum'a, 8

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Eğer sizden birinizin elinde dikilecek bir hurma fidanı varken, kıyamet kopsa ve onu dikmeye vakit bulursa, hemen o fidanı diksin

250 Hadis, s.27

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Fazıl Mustafa Paşa'nın Belgrad'ı Fethi(9 Ekim 1960) *HAZRETİ HÜSEYİN (r.a.) Şehid Edildi-Kerbela Vak'ası(10 Ekim 680) *Ömer Nasuhi Bilmen Vefat Etti(12 Ekim 1971) *Ankara Başkent Oldu(13 Ekim 1923)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI