HADİS’E SALDIRILMASININ ASIL SEBEBİ

Çağımızda hadisi ve hadis ehlini hedef alan ve öncülüğünü müsteşriklerin yaptığı ve Müslüman olduğunu belirten bazı kimseler tarafından sürdürülen şiddetli saldırılar yapılmaktadır. Hadis imamlarını hedef alan bu saldırıların asıl hedefi hadislerdir. Zira hadisler ortadan kalktığı zaman ona bağlı olarak ibadet ve muamelata ilişkin hükümlerin çoğu da ortadan kalkacaktır.


2022-01-01 11:51:40

Çağımızda hadisi ve hadis ehlini hedef alan ve öncülüğünü müsteşriklerin yaptığı ve Müslüman olduğunu belirten bazı kimseler tarafından sürdürülen şiddetli saldırılar yapılmaktadır. Hadis imamlarını hedef alan bu saldırıların asıl hedefi hadislerdir. Zira hadisler ortadan kalktığı zaman ona bağlı olarak ibadet ve muamelata ilişkin hükümlerin çoğu da ortadan kalkacaktır. Mesela temizlik, abdest, namaz, namaz vakitleri, rekat sayıları ve namazın nasıl kılınacağı gibi hususlar ancak hadislerle bilinmektedir. Keza oruç, orucu bozan şeyler, zekat, zekatın nisabı, zekata tabi mallar, hac, haccın hükmü ve rükünleri gibi mevzular ancak hadisler yoluyla tespit edilebilmektedir. Muamelata dair birçok konu sadece hadislere dayanmaktadır. Hadislere dair bir şek ve şüphe meydana geldiğinde ister istemez ibadet ve muamelat da geçerliliğini kaybedecek ve pratikte ibadet ve şer'î muamelat adına bir şey kalmayacaktır. 

Kur'an'la yetinme çağrısı aslında İslam ve İslamî hükümleri terk etme çağrısıdır. Zira Kuran'da sadece genel hükümler bulunmakta ve detaylar pek yer almamaktadır. Şer'î ahkâmın detayları daha ziyade sünnet-i seniyye yoluyla gerçekleşmektedir. Bundan dolayı Cenab-ı Hak şöyle buyurmaktadır:

وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانتَهُوا

 "Peygamber'in size verdiklerini alın nehyettiklerinden de kaçının" (Haşr-7).

مَّنْ يُطِعِ الرَّسُولَ فَقَدْ أَطَاعَ اللّهَ 

"Her kim Peygamber'e itaat ederse Allah itaat etmiştir" (Nisa-80).

وَأَنزَلْنَا إِلَيْكَالذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ

"İnsanlara indirilen şeyleri beyan etmen için sana zikri indirdik" (Nahl-44).

İşin bir yönü de şudur: Hz. Peygamberin mucizelerinin çoğu şek ve şüphe taşımayan sahih hadislere dayanmaktadır. Mesela azıcık su ve yemeğin Peygamber duasıyla çoğalması ve bazı gaybî haberlerin bildirilmesi gibi hususlar Hz. Peygamber'in nübüvvetini kat'î olarak ispatlamaktadır. Hadis imamları itibardan düşürülünce onların aktardığı hadisler de şüpheli hale gelecektir ve böylece din dairesinden çıkış kolaylaşacaktır.

Bundan dolayı söz konusu çevreler sürekli ve şiddetli bir şekilde ilmi araştırmalar adı altında ancak gerçekte gayri ilmî ve gayri ahlakî her türlü yolu kullanarak hadislere ve hadis imamlarına saldırmaktadır. Böylece İslam'ın yıkılması uğruna yapılan diğer entrikaların tamamlanması hedeflenmektedir. Zaman zaman hadis kitaplarından kesik kesik alıntıların yapılması ya da aslı astarı olmayan bazı iddiaların hadis kaynaklarına atfedilmesi ve manayı tamamen değiştirecek nitelikte tahrifatların yapılması da ayna amaca matuftur.

Çağımızda bazı araştırmacılar -Allah mükafatlarını eksik etmesin- takdire şayan bir takım çalışmalar yapıp hadis karşıtlarının hile ve entrikalarına karşı susturucu cevaplar vermişlerdir. Utanma duygusu kaybolmamış kimselerin bu cevaplara karşı mahcup olması gerekir. Ben şimdi bu hususu açıklamaya çalışmayacağım. Zira bu konunun başka bir bağlamda ele alınması gerekir.

Burada sadece müsteşriklerin büyüklerinden addedilen ve birçok müslümanın klavuzu haline gelen Goldziher'in yaptığı tahrifatı göstermek için merhum Mustafa Sibâî'nin es-Sünne ve Mekânetuhâ adlı eserinde naklettiği bir örneğe değineceğim. Şöyle diyor merhum Sibâî: "Hollanda Leiden Üniversitesinde Yahudi oryantalist Scaht'la görüştüm. Kendisi günümüzde İslam karşıtlığı ve İslami hakikatleri tersyüz etme bayrağını Goldziher'den devralan bir kimsedir. Kendisine Goldziher'in yaptığı tahrifat ve çarpıtmayı söyleyince başlangıçta bunu inkâr etti. Bunun üzerine Sünnetin tespit tarihiyle ilgili Zührî'den yaptığı alıntıyı nasıl ters yüz ettiğini naklettim. Goldziher Zührî'nin: "şu yöneticiler hadisleri yazmaya bizi zorladılar" şeklindeki sözünü "yöneticiler bizi bazı hadisleri yazmaya zorladılar" şeklinde tahrif etmiştir. Bu görüşmeyi yaparken Scaht'ın özel kütüphanesinde bulunuyorduk. Sözümü garipsediği için Goldziher'in kitabını getirip baktı. Sonra: "Haklısın, Goldziher yanılmış" dedi. Kendisine: "Sadece yanılgı mı" dedim. Bunun üzerine kızgın bir edayla: "Niçin hep su-i zanda bulunuyorsunuz, dedi. Bunun üzerine Zührî'nin Abdulmelik'le olan ilişkisine dair yaptığı tahlili arz ettim. Akabinde onun tahlilini çürütecek tarihi verileri aktardım. Konuyu tartıştıktan sonra: "Goldziher bu konuda da yanılmıştır. İlim adamları yanılamaz mı, dedi. Cevaben şöyle dedim: "Goldziher İslam Hukuku konusunda tarihi verilere dayanmayı prensip edinen oryantalizmin kurucusudur. Zührî'den söz ederken neden aynı prensibi uygulamıyor? Nasıl oluyor da Zührî'nin İbn Zübeyr'e karşı Abdülmelik'i memnun etmek için Mescid-i Aksa hadisini uydurduğunu söylemektedir? Oysa Zührî'nin Abdülmelik'le karşılaşması İbn Zübeyr'in vefatından yedi yıl sonra gerçekleşmiştir." Sözün burasında Scaht'ın yüzü sarardı ve öfkeli bir hal aldı. Ellerini ovuşturmaya başladı. Son olarak şunları söyleyip konuşmayı kestim: "Sözünü ettiğiniz bu tür hatalar, hata sahipleri henüz hayatta iken bir önceki çağda şöhret bulup yaygınlaştı. Sizin gibi oryantalistler de biz henüz okumadan bunları ilmî gerçekler adıyla nakledip durdunuz. Şu an ise bizim bu hatalara dair mülahazalarımızı dinleyip, bunlar henüz ilmi gerçekler olarak telakki edilmeden önce tashihte bulunmanızı talep ediyoruz."

Kaynak

Fâdıl Sâlih es-Samerrâî, Nubüvvetu Muhammed Mine'ş-Şekki İle'l-Yakîn, Daru Ammâr, Amman, 2010, s. 146-157.

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Araf suresi 164.ayet

"İçlerinden bir topluluk, "Allah'ın helâk edeceği, ya da çetin bir azapla cezalandıracağı bir kavme ne diye nasihat ediyorsunuz" dediği vakit, o uyarıda bulunanlar dediler ki; "Rabbiniz tarafından mazur görülmemiz için, bir de belki günahlardan sakınırla

GÜNÜN HADİSİ

"Tutumlu kişi asla fakir olmaz."

Taberani

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI