HZ. PEYGAMBER (S.A.V)’İN ANNE-BABASI HAKKINDAKİ HADİSLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Muhterem kardeşlerim! Hadis ilmi, aslında Hz. Peygamber (s.a.v)’e isnad edilen söz, eylem ve kararların bilimsel tahliline dayanmaktadır. Bu konudaki gerekli sözler söylenmiş ve işin uzmanları tarafından değerlendirilmiştir. Bize düşen işin ehli tarafından yapılan değerlendirmeleri kabul etmektir.


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2021-11-15 00:45:55

Muhterem kardeÅŸlerim!

Hadis ilmi, aslında Hz. Peygamber (s.a.v)'e isnad edilen söz, eylem ve kararların bilimsel tahliline dayanmaktadır. Bu konudaki gerekli sözler söylenmiş ve işin uzmanları tarafından değerlendirilmiştir. Bize düşen işin ehli tarafından yapılan değerlendirmeleri kabul etmektir. Çünkü Hz. Peygamber (s.a.v) Akabe Biatında bazı sahabilerden özel şartlar almış; bunlardan birisi de "işin ehliyle tartışmaktan kaçınmak"tır. Manevi olarak Hz. Peygamber (s.a.v)'e biat etmiş olan müslüman ümmet, hadis biliminin uzmanları ve otorite isimleriyle tartışmaktan kaçınmalı; değerlendirmelerine değer vererek, adaba uygun hareket etmelidir. Gördüğü her yabancı cisimle oynamaması ve hatta uzak durması daha selametli bir yoldur.

Dünkü yazımızı okuyan bir takipçi gördüğü bir hadisi hemen yorum olarak eklemiş; mal bulmuş mağribi gibi terbiyeye aykırı bir şekilde hakaret etmeyi de ihmal etmemiştir. Oysa Kur'an defaatle "şayet o bilgiyi işin ehline götürselerdi" demektedir. Biz de takipçimizin bahsettiği hadisi gördüğümüz halde İmam Suyuti'nin bu konudaki son sözleriyle yetinmiştik. İhtiyaç nedeniyle Suyuti'nin El-Havi li'l-Fetava adlı eserinin ilgili kısmını tamamen çevirmeyi uygun gördük:

"Derim ki: Hz. Peygamber (s.a.v)'in ebeveyni hakkında küfür hali tesbit edilmemiştir. Belki de onların halleri Zeyd b. Amr b. Nufeyl ile Ebubekir Sıddık ve benzerlerinin hali gibidir. Cahiliye döneminde Hz. Peygamber (s.a.v)'in bereketiyle bu kimseler hanif din üzereydiler; peygamberlik öncesinde bu kimselerin Hz. Peygamber (s.a.v)'le yakın ilişkileri vardı. Bu insanlar onun bereketiyle hanifliği seçmişlerse, onu koruyan anne babasının, cahiliye ehlinin aksine, onun bereketinden faydalanmaları da önceliklidir.

Şayet Müslim'in Enes'ten rivayet ettiği hadis hakkındaki düğümü çözmemi istiyorsan durum şöyledir: Enes (r.a.)'ın rivayetine göre bir adam 'Ya Rasulullah babam nerede?' diye sormuş; Hz. Peygamber (s.a.v) de 'cehennemdedir' buyurmuştur. Adam gidince, onu çağırıp şöyle demiştir: 'Benim babam da senin baban da cehennemdedir.' Ebu Davud'un Ebu Hureyre'den rivayet ettiği hadise göre, Hz. Peygamber (s.a.v)'in annesi için yaptığı bağışlanma dileği reddedilmiştir. Bu düğümü çözer misin?

Derim ki: Baş göz üstüne. Cevabı şöyledir: 'Benim babam da senin baban da cehennemdedir.' ifadesi konusunda raviler arasında bir ittifak söz konusu değildir. Bu hadisi Hammad b. Seleme Sabit'ten o da Enes'ten rivayet etmiştir ki Müslim'in rivayet senedi bu yolla gelmiştir. Muammer aynı hadisi Sabit'ten rivayet etmiş; hadisin metninde 'Benim babam da senin baban da cehennemdedir' gibi bir ifade kullanmamıştır. Bu ifade yerine şöyle demiştir: 'bir kafirin kabrinin yanından geçince onu cehennemle müjdele.' Muammer'in bu ifadesinde Hz. Peygamber (s.a.v)'in babasına dair asla bir anlatım veya ifade yoktur. Diğer taraftan Muammer, rivayet gücü yönüyle Hammad'dan daha muteber bir ravidir. Hatta Hammad'ın ezber gücü konusunda olumsuz konuşulmuş; rivayet ettiği bazı hadislerde münker hadislere rastlanmıştır. Denildiğine göre, ezber gücü olmayan Hammad'ın hizmetçisi onun kitaplarına bazı eklemeler yapmış; bu nedenle kendi yazısı olduğunu vehmedip hadisleri bu eklemelerle rivayet etmiştir. Bu yüzden Buhari Hammad'ın hiçbir hadisini almamıştır. Aynı şekilde Müslim de onun din usulleri hakkındaki rivayetlerini almamış; sadece Sabit'ten yaptığı rivayetleri almıştır. Hakim El-Medhal'de demiştir ki: Müslim, Hammad'ın din usulleri hakkındaki rivayetlerini almamış; sadece Sabit'ten yaptığı rivayetleri alıp onu tanık olarak göstermiştir. Oysa Muammer'in ezber gücü hakkında olumsuz bir şey konuşulmamış; hadisleri hep kabul görmüştür. Buhari ve Müslim ittifakla ondan hadis rivayet etmişlerdir. Çünkü onun hadisleri daha kuvvetlidir.

Daha sonra gördük ki Bezzar ve Taberani aynı hadisi Saad b. EbiVakkas'tan aynı lafızlarla rivayet etmiş; Muammer'in Sabit'ten ve onun da Enes'ten rivayet ettiği hadisle tıpatıp uyuşuyor. Beyhaki'nin İbrahim b. Saad kanalıyla Zühri'den, onun da Amir b. Saad'dan ve onun da babasından rivayet ettiğine göre, bedevi bir Arab: 'Ya Rasulullah (s.a.v.) babam nerede?' diye sorunca 'cehennemdedir' cevabını almıştır. Bu sefer: 'peki senin baban nerdedir?' diye sorunca da Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 'Her ne zaman bir kafirin kabrinin yanından geçersen, onu cehennemle müjdele!' Bu isnad Buhari ve Müslim'in rivayet kurallarına uygun olarak nakledilmiş; böylece diğer hadislere göre daha öncelikli olup lafızlarına güvenilmesini gerektirmektedir. Taberani ve Beyhaki hadisin sonunda şu bilgiyi de aktarmışlardır: Bedevi daha sonraları müslüman olmuş ve demiştir ki: 'Rasulullah (s.a.v.) beni yorucu bir işle görevlendirdi. Bundan sonra hangi kafirin kabrinin yanından geçersem, onu cehennemle müjdelemem gerekir.'

Diğer taraftan İbnMace'nin İbrahim b. Saad kanalıyla Zühri'den onun da Salim'den ve onun da babasından rivayet ettiğine göre, bedevi bir Arab Hz. Peygamber (s.a.v.)'in yanına gelip: 'Ya Rasulullah (s.a.v.) babam akrabalarını koruyan biriydi. Şimdi o nerede?' diye sorunca 'cehennemdedir' cevabını almıştır. Bu cevaptan hoşlanmamış gibi görünen adam bu sefer: 'peki senin baban nerdedir?' diye sorunca da Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 'Her ne zaman bir müşrikin kabrinin yanından geçersen, onu cehennemle müjdele!' Daha sonra bu bedevi müslüman olmuş ve demiştir ki: 'Rasulullah (s.a.v.) beni yorucu bir işle görevlendirdi. Bundan sonra hangi kafirin kabrinin yanından geçersem, onu cehennemle müjdelemem gerekir.' Bu rivayetlerdeki fazla bilgi, açık ve net bir şekilde gösteriyor ki Rasulullah (s.a.v.)'ın söylediği bu genel ibare, gerçekte ondan sadır olan söylemdir." (s. 226)

Muhterem kardeşlerim, birçok bilimde olduğu gibi hadis bilimlerinde de otorite bir isim olan Suyuti'nin bu açıklaması, Rasulullah (s.a.v.)'in ebeveyni konusunda ileri-geri konuşan herkesi susturucu mahiyettedir. Aklı selim her müslümanın istediği bilgiyi sağladığımıza inanıyorum. Selamlar. Kardeşiniz Molla Musa Celali

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Kim sabreder ve affederse şüphesiz bu hareketi, yapılmaya değer işlerdendir.

Şûra, 43

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.

Müslim, 2318

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât E

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI