ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3

Bu kısa fetret dönemi sonrasında tüm himmetini bütün işlerde dinin tahkimine ve zayıflık gösterip hayatın genelinden dini uzaklaştırmaya gözlerini diken ve Avrupa hayatına ve onun cazibesine aldananların reddine sevk etti.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2021-07-01 09:46:50

Bu kısa fetret dönemi sonrasında tüm himmetini bütün işlerde dinin tahkimine ve zayıflık gösterip hayatın genelinden dini uzaklaştırmaya gözlerini diken ve Avrupa hayatına ve onun cazibesine aldananların reddine sevk etti.

Bir gün kendisini ziyarete gelen Dâr-ül Hikmet a'zasından Seyyid Sa'deddin Paşa dedi ki: "Kat'î bir vasıta ile haber aldım; kökü ecnebide ve kendisi burada bulunan bir zındıka komitesi, senin bir eserini okumuş. Demişler ki: "Bu eser sahibi dünyada kalsa, biz mesleğimizi yani zındıkayı, (dinsizliği) bu millete kabul ettiremiyeceğiz. Bunun vücudunu kaldırmalıyız." diye senin i'damına hükmetmişler. Kendini muhafaza et."

Bediüzzaman'ın cevabı şöyle oldu; "Tevekkeltü Alallah, ecel birdir, tegayyür etmez..."

1327(1911) senesinde Türkiye'den ayrılıp Şam'a gitti. Şam'da Emeviye Camiinde "Hutbe-i Şamiye" diye meşhur olan hutbesini verdi. Orada dediklerinden bazıları şunlardır;

"Avrupa ve Amerika, İslâmiyetle hâmiledir. Günün birinde bir İslâmî devlet doğuracak. Nasılki Osmanlılar Avrupa ile hâmile olup bir Avrupa devleti doğurdu."

Ey ahiret kardeşlerim! Ben buraya size nasihat etmek kasdıyla gelmedim. Ancak ve ancak geldim ki siz Araplar ve Türkler üzerinde olan haklarımızı talep etmek için geldim. Sizler ey Araplar bizim üstadlarımız ve eşrafımızsınız. Ve ey Türkler, sizler bizim hâkimlerimiz ve işlerimizi üzerilerine alanlarımızsınız.

 Sizin tenbelliğiniz ve füturunuzla biz bîçare küçük kardeşleriniz olan İslâm taifeleri zarar görüyor.

Hususan ey muazzam ve büyük ve tam intibaha gelmiş veya gelecek olan Arablar! En evvel bu sözlerle sizinle konuşuyorum. Çünki bizim ve bütün İslâm taifelerinin üstadları, imamları ve İslâmiyet'in mücahidleri sizlerdiniz. Sonra muazzam Türk Milleti o kudsî vazifenize tam yardım ettiler. Onun için tenbellikle günahınız büyüktür. Ve iyiliğiniz ve haseneniz de gayet büyük ve ulvîdir.

Ben Araplardan birlik olmalarını ve Müslümanların saflarında vahdeti tesis etmelerini, İslam'a vermiş oldukları eski ahidlerini yerine getirmelerini intizar ediyorum. Ve ümidim büyüktür ki, gelecek nesiller İslam'ın alemin her tarafına yayılmış günlerini yaşasınlar.."

Sonra Van'da medresesini tesis etti ve orada tedrise başladı. Bu sırada Birinci Dünya harbi tutuştu.. Üçbin talebesi ile birlikte gönüllü olarak vatan müdafaasına iştirak etti. Bu savaşta onun payına büyük kahramanlıklar ve yüksek hizmetler düştü. Şöyle ki; Milis alay kumandanı oldu ve onla birlikte olanların pek çoğu şehid oldu ve gönül hoşnudluğu ve hayranlık uyandıracak şekilde kanlarıyla toprağı suladılar.

Kendisi ve yanındakiler düşmanla şiddetle savaştılar. Ve onlardan bir çoğu peşi peşine şehid düştü. İslam topraklarının her adımını kanlarıyla suladılar.(1) Bu harpte düşman kefesi üstün geldi. Şöyle ki Bitlis şehri düşman Rus'un eline düştü ve şeyh ve yanındaki talebelerin geri kalanları esir düştü. Ve diğer esirlerle birlikte Sibirya'daki esir kamplarına nakledildiler...

Kosturma askeri esir kampında iki sene kaldı. Bu süre zarfında orada bulunan subay ve askeri esirleri irşad ile, onlara İslam'ı talim ile ve onlara İslami izzet ve hamiyeti öğretmekle uğraştı, ameli olarak da bunu ispat etti.

Bir gün esir kampını Rus askeri ileri gelenlerinden birisi ziyaret etti. Esirler bu zorba komutanın korkusundan titrediler. Ki bu saygı ve tazim bu kumandanın razı olacağı bir şeydi. Fakat bir şey onun dikkatini çekti. Esirlerin arasında bulunan biri(Bediüzzaman) bu komutanın gelişine önem vermemiş ve ayağa kalkmamıştı. Üç defa bu hadise (esirlerin önünden geçiş) tekrarlandığı halde değişen bir şey olmadı. Hatta komutanın gayzı arttı ve o esirin yanına gelerek dedi ki;

-Herhalde beni tanımıyorsun?

Cevap;

-Muhakkak seni tanıdım. Nikola Nikolyeviç diyorlar, Rus ordusu kumandanısın.

Komutan dehşete düştü ve dedi;

-O zaman niçin bana karşı ayağa kalkmadın?

 -Muhakkak ki ben dinimin izzetiyle izzetliyim. Ve şu izzet herhangi bir kimse için ihtiramen ayağa kalkmaktan beni men ediyor."

 Ve böylece idam ipi, bir yay mesafesi veya daha az, esir Bediüzzaman'a yaklaştı. O ki, izzetle ölümü zilletle hayata tercih etmişti. Fakat bu durum Rus komutanın kalbinde ona bir saygı duymasına yol açtı ve idam kararından vazgeçmesine ve kendisinden özür dilemesine vesile oldu..

-devam edecek-

Dipnot 

(1) Abdülfettah Ebu Gudde merhum burada diyor ki; "Bu makamda, meşhur Türk şairi Mehmed Akif'in sözlerini Arapçaya terüme ederek nakletmek ne güzel ve ne doğru olur-ki bu ifadeleri faziletli kardeşim, sadık arkadaşım ve kadim, vefalı dostum Üstad Ali Yakup Yugoslavi, sonra İstanbuli(merhum Ali Yakup Cenkçiler)'den işitmiştim, Allah rahmet eylesin;

"Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar."

 

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-3

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-3

İkinci başlığıma geçiyorum. Bu taife yine diyorlar ki; “ Efendim, Said Nursî’ye vahiy gel

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-2

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-2

Bakın bu gün Regaib kandili. Benim kanaatim –ki siz de destekleyeceksiniz- şu an Türkiye’de

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE

-Bediüzzaman Ne Demek?- -Yazdı mı? Yazdırıldı mı?-

AZÄ°Z ÃœSTADIMA

AZÄ°Z ÃœSTADIMA

Aziz üstadım; seni tanıdığıma, eserlerini okuduğuma şükür ediyorum. Sana talebe olma şe

MEĞER İŞ BİZİM ANLADIĞIMIZ GİBİ DEĞİLMİŞ

MEĞER İŞ BİZİM ANLADIĞIMIZ GİBİ DEĞİLMİŞ

Biz münevverler, ekseriyet itibariyle herhangi bir içtimai meselede gazete haberleriyle iktifa ede

BÂZI MÛTEBER KAYNAKLARDA BEDÎÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

BÂZI MÛTEBER KAYNAKLARDA BEDÎÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

1- Bedîüzzamân Saîd Nursî: Târihçe-i Hayâtı, Eserleri, Meslek ve Meşrebi, Doğuş Ltd. Şi

BEDİÜZZAMAN’IN KİM VE NE OLDUĞU

BEDİÜZZAMAN’IN KİM VE NE OLDUĞU

Rahmetli Said-i Nursi veya Kürdi'nin nasıl yaşadığını ve nasıl öldüğünü öğrenmek içi

SAÄ°D-Ä° NURSÄ°

SAÄ°D-Ä° NURSÄ°

Abdürrahim ZAPSU Yetmiş yıl evvel Van vilâyetinin Nurs köyünde doğdu. Babasının ismi Mirza

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-5

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-5

Bu anlattıklarımız, mücahid alim Said Nursi’nin hayatının bazı safhaları ve lem’alarıdÄ

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-4

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-4

Esaretten kurtulup Van’a döndüğünde Müslüman safları ve cemaatleri arasındaki İslami gayr

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3

Bu kısa fetret dönemi sonrasında tüm himmetini bütün iÅŸlerde dinin tahkimine ve zayıflık gÃ

Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir. O, üstündür, hikmet sahibidir.

HAÅžR, 1

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Allah her şeye güzel davranmayı emretmiştir. Öyle ise öldüreceğiniz zaman bile güzel öldürün. Hayvan keseceğiniz zaman güzel kesin. Sizden biri bıçağını bilesin ve kestiği hayvanı rahatlatsın.

Müslim

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI