“HZ. İBRAHİM (A.S.)’A İBO DEMENİN HÜKMÜ”

Muhterem Müslümanlar! Bu yazımızda mealci ve sünnet inkarcılarının dördüncü iftirası olan “Hz. İbrahim (a.s.)’a İbo demenin hükmü”nü inceleyeceğiz. Yazının sonunda görülecektir ki bu laubali zihniyet artık sınır tanımamakta; “imhadan önce tahkir” yöntemiyle saldırı geliştirmektedirler


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2021-06-23 06:26:17

Muhterem Müslümanlar!
Bu yazımızda mealci ve sünnet inkarcılarının dördüncü iftirası olan "Hz. İbrahim (a.s.)'a İbo demenin hükmü"nü inceleyeceğiz. Yazının sonunda görülecektir ki bu laubali zihniyet artık sınır tanımamakta; "imhadan önce tahkir" yöntemiyle saldırı geliştirmektedirler.
Konuya girmeden önce şöyle bir soruyla zihninizi açmak istiyorum: "Allah'ın faziletli ve üstün kıldığını tahkir etmek kimin haddinedir?"
Allah Kur'an'ın bir çok yerinde bazı insanları veya kesimleri faziletli kıldığını belirtmiştir:

تِلْكَ الرُّسُلُ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ مِّنْهُم

"Bazı peygamberleri diğerlerinden üstün kıldık" [Bakara: 253],

وَلاَ تَتَمَنَّوْاْ مَا فَضَّلَ اللّهُ بِهِ بَعْضَكُمْ عَلَى بَعْضٍ

"Allah'ın sizi birbirinize üstün kılmasını minnet etmeyin" [Nisa: 32],

الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُم عَلَى بَعْضٍ

"Allah tarafından verilen bir üstünlük sayesinde erkekler kadınlardan üstündür" [Nisa: 34],

انظُرْ كَيْفَ فَضَّلْنَا بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ

"Bak, nasıl onları birbirlerinden üstün kıldık" [İsra: 21],

وَلَقَدْ فَضَّلْنَا بَعْضَ النَّبِيِّينَ عَلَى بَعْضٍ

"Bazı peygamberleri diğerlerinden üstün kıldık" [İsra: 55],

وَلَقَدْ آتَيْنَا دَاوُودَ وَسُلَيْمَانَ عِلْماً

"Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik" [Neml: 15],

وَلَقَدْ آتَيْنَا دَاوُودَ مِنَّا فَضْلاً

"Tarafımızdan Davud'a üstünlük verdik" [Sebe: 10],

ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَن يَشَاءُ

"Bu Allah'ın faziletidir, istediğine verir" [Cuma: 4]

Zemahşeri Keşşaf'ta "Davud'a ve Süleyman'a ilim verdik" [Neml: 15] âyetinin tefsirinde şöyle demektedir: "Ayet hem ilmin şerefi ve yüksek konumuna hem de ilmi kuşanan ehliyetli insanların saygıyı hakkettiklerine işaret etmektedir. Çünkü ilim en yüce nimetlerdendir ve Allah'ın diğer birçok kullarına göre ilim sahiplerine daha büyük bir üstünlük verilmiştir." [Keşşaf tefsiri, ilgili âyet]

Kadı Beydavi ise "Biz Meryem oğlu İsa'ya beyyineleri verdik" [Bakara: 253] âyetinin tefsirinde şöyle demektedir: "Ayet, Meryem oğlu İsa'nın isim verilerek anılmasını yahudi ve hristiyanların tahkir ve tazimde ifrata düştüklerine bağlamıştır. Burada peygamberlerin statü bakımından birbirlerinden üstün konumlarda olduğuna kanıt da bulunmaktadır. Diğer taraftan birbirlerinden üstün olmaları mümkündür. Fakat bunu belirleyen kesin bir delil olması gerekir. Çünkü zanni deliller ameli konularda geçerlidir."

Yazımıza başlık atarken isim üzerinden yapılan hakaretlerin peygamberlere hükmünü açıklayacağımızı belirtmiştik. "Bir peygamberi yalanlamak, ona sövmek, kendisini veya ismini hafife almak küfürdür." [Muğni'l-Muhtac, c. 4, s. 168]

"Bir peygambere sövmek, onu hafife almak, peygamberliğini kabul etmemek, Allah tarafından gönderilmemiştir diyerek peygamberlerin mesajını inkar etmek küfürdür." [El-Beycûrî, c. 2, s. 265]

"Herhangi bir vesileyle bir peygamberi küçümsemek veya hakaret maksadıyla ismini küçültmek onu yalanlamakla eşdeğerdir ki bu da küfürdür." [İ'anet'u-Talibîn, c. 4, 135]

"Resulullah'ı küçümseyen veya ona söven mürted olduğu için öldürülür." [El-Envar'ul-Muhammediyye]

Fakat mürtedin hükmünü uygulamak İslâm'ın hakim olduğu devlet uygular, fertlerin hadleri uygulama salahiyetleri yoktur, kimse kendisine bu fetvadan iş çıkaramaz; aksi takdirde kasten adam öldürmekle yargılanır.

"Küfür lafızlarıyla şaka yapan, dinle alay ettiği için mürted olur. İbn Abidin'e göre peygamberi, mushafı, Kabe'yi hafife alıp alay etmek; aynı şekilde üzerinde icma olduğunu bildiği bir konuya muhalefet edip inkar etmek; mushafı, şer'i kitapları ve ismi azamın bulunduğu bir kağıdı yere atmak küfürdür.

Türkçe ve Kürtçede akranlar ve ahbaplar arasında bir ismin kısaltılarak söylenmesi olağan bir şeydir. Fakat toplum nazarında saygı duyulan bir kimsenin ismini kısaltarak söylemek abes ve hakarettir. Örneğin Mustafa İslâmoğlu'yu "Misto, Musti, Mistik", Mehmet Okuyan'ı "Mıho", Caner Taslaman'ı "Cano" gibi takma adlarla çağırmak ne kendilerinin ne de taraftarlarının hoşuna gitmeyecektir. Öyleyse mealci ve hadis inkarcıları niçin Allah'ın faziletli ve üstün kıldığı insanların isimlerini meyhane ağzıyla kısaltıp hakaret etmektedirler?

Muhterem kardeşlerim, elinde sopa ve belinde silah taşıyanlara karşı gayet nazik davranan bu kimsecikler korkak insanlardır. Peygamberlere karşı saygısızlık yapanlar, eli sopalı insanlardan uyarı almadıkları için gayet rahat bir şekilde meydanlarda cirit atmaktadırlar. Örneğin bir zamanlar Fethullah Gülen'i öve öve göklere çıkaran, "siz onun bir ayakkabısı olamazsınız" diye insanlara hakaret eden şahıs o günün şartlarında sopa ve joptan, kaset ve şantajdan, mal-mülküne zarar gelmesinden korkuyordu. Bugün ise o sözlerinin tam aksine konuşmaktadır. Çünkü artık tehlike geçmiştir. Allah'tan çok joptan korkan bu insanlara itibar etmeyiniz. Allah'ın selamı ve hidayeti üzerinize olsun.

Kardeşiniz Molla Musa Celali

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

İman edip salih ameller işleyen kimseler için mağfiret ve bol rızık vardır.

Hac, 50

GÜNÜN HADİSİ

Ey Allah'ın Resulü," dedim, "şayet Kadir gecesine tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: "Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet.)

Tirmizi, Da'avat 89,

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI