KUR’AN’I TAHRİFTEN SONRA BİR DE TASHİH ETME-DEĞİŞTİRME TALEBİ

Günümüzde bazı yazarlar ve akademisyenler Kur’an’ı Kerim’in bazı âyetlerinin akla ve çağdaş kültüre aykırı anlam ve hükümler taşıdığını iddia ederek değiştirilmesi gerektiğini söylemektedirler. Bu talep aslında on dört asırdır Kur’an etkisini kıramadığı için onu toptan kaldırmak isteyen İslâm düşmanlarının ortak arzusudur. Ama ne yazık ki bu arzuyu kâfirler dile


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2021-06-08 11:11:13

Günümüzde bazı yazarlar ve akademisyenler Kur'an'ı Kerim'in bazı âyetlerinin akla ve çağdaş kültüre aykırı anlam ve hükümler taşıdığını iddia ederek değiştirilmesi gerektiğini söylemektedirler. Bu talep aslında on dört asırdır Kur'an etkisini kıramadığı için onu toptan kaldırmak isteyen İslâm düşmanlarının ortak arzusudur. Ama ne yazık ki bu arzuyu kâfirler dile getirmekte zorlanırken, "İslâmi ilimlerin uzmanı" vasfını taşıyanlar çok kolay bir şekilde dile getirmeye cesaret etmektedirler. Böylece hem Müslümanların dinleri hususunda şüpheye düşüp dini, imanı, Kur'an'ı terk etmelerine sebep olmakta, hem de gayr-i müslimlerden insafa gelip Müslüman olmak isteyenlerin İslâm'a girmelerine engel olmaktadırlar.

Aslında Kur'an'ın değiştiği ve tahrif edildiği, ya da bazı âyetlerin eksik, bazılarının da ekleme olduğuna dair iddialar tarihte çok vaki olmuştur. Bu tür iddialar geçmişte küfre düştüğü hükmü verilen gûlat fırkalar tarafından dile getirilmekte idi. Günümüzde de bu tür iddialar daha çok ateist, materyalist çevreler veya oryantalist yazarlar tarafından dile getirilmektedir. Ama İslâm âlimleri hepsinin de cevaplarını vermişler ve bu tür iddiaları savunan kâfirler bile kalmamıştır.

Bu yeni iddia ise daha korkunçtur. O da bir beşerin nâkıs aklına güvenerek ezeli ilim sahibi olan Allah'ın nazil ettiği âyet ve hükümlerini değiştirmeye teşebbüs etmesidir. Bu teşebbüsü genel olarak üç grup gerçekleştirmek istemiştir:
a. Diyalogçular: Bunlar Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslâm dinlerini birleştirip ortak bir din geliştirmek isteyenlerdir. Bu bağlamda Hz. Muhammed'e inanmadan Müslüman olunamayacağını ve Allah'ın tek hak dini olan İslâm dinine intisab etmeden cennete girilemeyeceğini ifade eden âyetleri Kur'an'dan çıkarmak istemektedirler.
b. Emperyalist güçler ve istihbarat örgütleri: Bunlar da dünyayı ellerine geçirmek ve İslâm dünyasını rahatça sömürebilmek için Kur'an'daki cihad, hukuk, özgürlük, âyetlerini kaldırmak istiyorlar. Bu bağlamda Furkan'ul-Hak adı altında yeni bir Kur'an kitabı bile yayınlamışlardır. Bu sahte kutsal kitapta "Sevgi Suresi" gibi yeni yeni sureler bile eklemişler, Kur'an, Tevrat ve İncil'den karma bir kitap hazırlamışlardır.
c. Oryantalist zihniyetli ilahiyatçılar: Bunlar da evvela Ku'ran meallerinde kelime ve kavramları tahrif ederek işe başlamışlar. Kur'an'ın birçok hüküm ve anlamını değiştirmişler. Bununla da yetinmeyerek, son yıllarda açık bir şekilde pozitivist felsefe ve materyalist bilim anlayışına aykırı gördükleri âyetleri direkt olarak Kur'an'dan çıkarmak istemektedirler. Bunu açık bir şekilde konferanslarında dile getirenler de yavaş yavaş çıkmış ve çıkmaktadır.

Burada sadece kısa bir değerlendirme yapmak istiyoruz. Kur'an'ı değiştirmeye hiç kimsenin gücü yetmedi ve yetmeyecektir. Ama buna rağmen buna tevessül edenler varsa şunu çok iyi bilmelidirler ki; şayet buna cür'et eden kişi veya kişiler kâfir iseler, biz öteden beri buna alışkınız. Ama bu şahıs ve şahıslar Müslüman olduğunu, hatta tefsir, hadis, fıkıh ve kelam profesörü olduğunu söyleyenler ise, burada iki ihtimal vardır:
a. Bunlar Müslüman değil, münafıktır. Zira Kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğuna iman etmedikleri için eksik, yanlış görüyorlar, bu sebeple de değiştirmek istiyorlar.
b. Bunlar gerçekten Müslüman olup, Kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğuna inanıyorlarsa, çok büyük bir hataya düşüp yoldan çıkmışlar, Allah'a ve kitabına karşı haddini aşıp tehlikeli bataklıklarda batıyorlar da, kendilerinden haberleri yok.
Gerçekten de bir müslümanın Kur'an'ın bir veya bir kaç âyeti değil, bir harf ve noktasını bile değiştirmeye cesareti olamaz. Bu ancak hamakat, cehalet ve ihanet ile açıklanabilir.
Bu iddiaya karşı ilmi açıklamalar yapmak bile gereksizdir. Biz burada sadece birkaç âyet nakledip, konuyu insaflı vicdanlara ve selim akıllara havale etmekteyiz:
1.

مَا نَنسَخْ مِنْ آيَةٍ أَوْ نُنسِهَا نَأْتِ بِخَيْرٍ مِّنْهَا أَوْ مِثْلِهَاأَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّ اللّهَ عَلَىَ كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ

"Biz bir âyetin hükmünü yürürlükten kaldırır veya onu unutturursak, mutlaka daha hayırlısını veya benzerini getiririz." (Bakara Sûresi, 106)
2.

وَإِذَا بَدَّلْنَا آيَةً مَّكَانَ آيَةٍ وَاللّهُ أَعْلَمُبِمَا يُنَزِّلُ قَالُواْ إِنَّمَا أَنتَ مُفْتَرٍ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْلَمُون

"Bir âyeti başka bir âyetin yerine getirdiğimizde (değiştirdiğimizde) -ki Allah ne indirdiğini gâyet iyi bilir- sen sadece uyduruyorsun derler. Hayır, öyle değil! Ama, onların çoğu bilmez" (Nahl Suresi, 101).
3.

يَمْحُو اللّهُ مَا يَشَاءُ وَيُثْبِتُ وَعِندَهُ أُمُّ الْكِتَابِ

"Allah dilediğini siler, dilediğini bırakır. Ümmü'l-Kitab O'nun katındadır" (Ra'd, 39).


4.

وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْراً أَن يَكُونَلَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالاًمُّبِيناً

Allah ve Rasûlü bir işe hüküm verdiği zaman, mümin bir erkekle mümin bir kadın için, kendi işlerinden dolayı Allah'ın ve Peygamberin hükmüne aykırı olanı seçmek hakkı yoktur. Kim Allah'a ve Rasûlüne isyan ederse, muhakkak açık bir sapıklık etmiş olur. (Hz. Peygamber (s.a.v.) halası kızı Zeyneb'i azadlısı ve oğulluğu bulunan Zeyd ile nikâhlamak istemişti. Bunlardan her ikisi de muvafakat etmemişlerdi. Bunun üzerine, bu âyeti kerime nâzil oldu ve onlar da evlendiler). (Ahzab Suresi, 36)
Bu âyetler açık ne vet bir şekilde hiç kimsenin Kur'an üzerinde tasarruf etme hakkının olmadığını ifade etmektedir. Bu nedenle bu tür boş meşgalelere teşebbüs eden beylere tavsiyemiz, abesle iştigal etmesinler…

Molla Musa el-Celali

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

De ki: "Onlardan ve her türlü sıkıntıdan sizi Allah kurtarır. Ama siz yine de O'na ortak koşuyorsunuz."

En'am, 64

GÜNÜN HADİSİ

Îmân altmış bu kadar şu'bedir. Hayâ da îmânın bir şu'besidir.

BUHARİ,KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, EBU HUREYRE(r.a.)'dan

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI