HZ. MUAVİYE’YE YÖNELTİLEN DİĞER BİR ELEŞTİRİ

Sayın Sırma hoca “Şu rivayet ne kadar manidardır” diyerek şunu naklediyor: Bir gün Şa’şaa, Muaviyenin yanında otururken, Hz. Ali’nin mektubu geldi. İleri gelen bir çok kimsenin bulunduğu o mecliste Muaviye, Hz. Ali’ye karşı haklılığını(!) şöyle savunuyordu:


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2021-06-08 11:00:16

Sayın Sırma hoca "Şu rivayet ne kadar manidardır" diyerek şunu naklediyor: Bir gün Şa'şaa, Muaviyenin yanında otururken, Hz. Ali'nin mektubu geldi. İleri gelen bir çok kimsenin bulunduğu o mecliste Muaviye, Hz. Ali'ye karşı haklılığını(!) şöyle savunuyordu: "Yer Allah'ındır, ben de Allah'ın halifesiyim. Dolayısıyla ben Allah'ın malından ne alırsam artık o mal benimdir. O maldan ne terk edersem o da bana caizdir."

Yukarıdaki rivayet, İbn-i Esir, İmam Suyûtî, Taberî, İbn-i Haldun gibi güvenilir tarih kaynaklarında bulunmuyor.

 Sayın Sırma, Hz. Muaviye'yi eleştirmek için olmadık haksız deliller peşinde. Mantık açısından son derece zayıf olan bu rivayeti, Mes'udî'den almıştır.

Mes'udî kimdir?

"Mes'udi Bağdat'ta yaşamış bir tarihçi ve coğrafyacıdır. Alim bir tarihçidir, fakat tahkik etmediği halde birçok rivayeti nakletmiştir. Ehl-i Nakd (eleştirmenler) onu eleştirmişlerdir."(1)

Seyyid Mahmut Şükri el-Alusi; Mes'udi'nin, Hişamul Kelbi, İbni Ebil Hadid, Ebul Ferec el-İsfehani, Ahtabul Harezmi, Maarif sahibi İbni Kuteybe gibi gulat-ı şiadan olduğunu söyler.(2)

Mevdudi; el Mes'udi'nin mutaassıb bir mu'tezile, aynı zamanda bir şiî olduğunu belirterek, şöyle diyor: "Ben başka me'hazlar tarafından tasdik ve te'yid edilmeyen hiçbir vak'ayı onun yazılarından almadım ve yalnız ona dayanarak da nakletmedim."(3)

Peygamberimizin vahiy katipliğini yapmış olan Hz. Muaviye gibi bir sahabenin böyle bir sözü söylemesi düşünülemez ve akıl da bunu kabul etmez.

Bütün amacı, Hz. Muaviye'yi eleştirmek olan sayın Sırma hoca, tasdik edilip edilmediğine bakmadan onun aleyhindeki rivayetleri nakledebiliyor. Doğrusu aşırı bir cesaret. İlm bir metod değildir bu. İnsafa çağırıyoruz. Bir tarihçi geçmiş olayları taraflı bir şekilde naklederse, objektif tarihçilik özelliğini kaybeder.

Sayın Sırma Hoca "Şu rivayet ne kadar manidardır" diyor. Biz de bu söze mukabil olarak, İmam-ı Rabbani'nin şu sözü ne kadar manidardır, diyoruz:

"Bilinmesi gereken şeylerden biri de şudur: Ashabtan birini inkâr hepsini inkâr manasını taşır" Çünkü onlar, beşeriyetin en hayırlısı Resulullah (s.a.v) ile beraber bulunma faziletine ortaktırlar. Bu beraberlik (sohbet) fazileti ise, bütün fazilet ve kemallerin üstündedir.

Ariflerden biri der ki: "Resuli Ekrem ashabını yıldızlara benzetmiştir. Bu teşbihle şunu işaret etmiş oluyorlar: Gemiye binen felaketten emin olmak için yıldızı takip etmeye ve ona uymaya mecburdur. Bunsuz kurtuluş mümkün değildir."(4)

Dipnotlar

1-El-Müncid: el-Mes'udî Maddesi, Sh: 497

 2-Tuhfetu"l- İsna Aşeriyye: Sh: 33

 3-Mevdudi, Hilafet Ve Saltanat: Sh. 48

 4-Hayrettin Karaman, İmam Rabbani ve İslam Tasavvufu: Sh.164.

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

(Resulüm!) Sana bu mübarek Kitab'ı, ayetlerini düşünsünler ve aklı olanlar öğüt alsınlar diye indirdik.

Sa'd, 29

GÜNÜN HADİSİ

Kim Allah'ın Kitabını öğrenir ve sonra da onda bulunanlara uyarsa, Allah onu, dünyada dalaletten çıkarıp doğru yola sevkeder, ahirette de kötü hesabtan korur

Ravi:İbnu Abbas(r.a.)

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI