KADER RÄ°SALESÄ° ÅžERHÄ°-15
Üstad’a göre insanın kendi fiillerinin hâlıkı olmadığını gösteren delillerden biri de şudur:
Üstad'a göre insanın kendi fiillerinin hâlıkı olmadığını gösteren delillerden biri de şudur:
b. Varlığı zorunlu bir hal almadan bir şey var olmaz
 Bu prensibi şöyle açıklamak mükündür: İnsanların fiilleri de her mahlûk gibi, yoklukla varlık arasında eşit bir mesafededir. Bu eşitliğin –varlık lehine- bozulması mutlaka tercih edici bir iradeyle mümkündür. Kâinatta hükümran olan ilahi hikmetin gereği olarak, birşeyin var olması için onun varlığına yardımcı olacak bütün şartların tahakkuk etmesi lazımdır. İlgili şartların tahakkuk etmesi durumunda, ilgili varlığın ortaya çıkması zorunlu hale gelir. Halk arasında Nasreddin hocaya atfedilen bir fıkra da bu konunun anla-şılmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz. "Madem un var, şeker var, yağ var; niçin helva yapmıyoruz.." Bu fıkranın bizi ilgilendiren yönü şudur: Helvanın varlığının şartları un, şeker ve yağdır. O halde bu üç şart bir araya gelmişse, helvanın var olması da zorunludur. Bu bir espri de olsa, hayali enlem ve boylam gibi itibarî yönlerinin gerçekliğini gösteren bir pusuladır.
İşte "Mâ lem yecib lem yûced=Bir şey zorunlu hale gelmeden var olmaz" şeklindeki mukarrer düsturun mana-sı budur. Varlığın bütün şartlarını haiz olan bir şeyin var olması an meselesidir. Bu prensibe göre, eğer insan kendi fiillerinin yaratıcısı kabul edilirse, özgür iradesi ortadan kalkar. Çünkü varlık şartlarını haiz olduğundan varlığı zorunlu hale gelmiş bir şeyde, insan iradesinin esamisi okunmaz. Ancak bu fiiller, bütün eşyanın yaratıcısı olan Allah'a ait olduğu kabul edildiğinde, ilim ve hikmetiyle varlık için gerekli şartları hazırladığı gibi, kudret ve iradesiyle de onu yaratır. Allah'ın ilim, hikmet, kudret ve küllî iradesini aşan bir şey yok ki –ilahi iradenin dışında- zorun-lu olarak meydana gelsin.
c. Hasıl-ı bi'l-masdar masdardan farklıdır
Burada üzerinde durulan önemli bir nokta da şudur: Sözgelişi bir kurşunla öldürülen bir adamın ölümünde mecazî fail olarak insanın, hakiki fail olarak da Allah'ın rolü vardır. Öyleyse, mecazî fail olan insana 'kâtil' denildiğine göre, hakiki fail olan Allah'a da bu sıfatın verilmesi gerekmez mi? şeklindeki bir soruya, Üstad sarf ilminin bir kuralını esas alarak cevap vermiştir. Buna göre 'kâtil' kelimesi bir ism-i fâildir. Sarf ilminin kaidesine göre ism-i fâil, bir emr-i nisbî olan masdardan (katl kelimesinden) müştaktır/türetilmiştir. Yoksa bir emr-i sabit olan (camid/türetilmeyen) hâsıl-ı bilmasdardan müştak/türetilmiş değildir. Masdar olan katil fiili bizim kesbimizdir/kazancımızdır, o halde kâtil ünvanını da biz alırız. Allah'a ait olan iş ise, katl/katil fiiline terettüp eden maktulün canını almaktır. Bu ise hâsıl-ı bi'l-mas-dar olduğundan, ondan bir ism-i fâil türetilmez.
-Devam edecek-
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Sakın sizi dünya hayatı aldatmasın.
Fâtır, 5
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
Ey Allah'ın Resulü," dedim, "şayet Kadir gecesine tevafuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: "Allahümme inneke afuvvun, tuhibbu'l-afve fa'fu anni. (Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet.)
Tirmizi, Da'avat 89,Ravi (r.a.): AiÅŸe
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
...
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...