PERSPEKTÄ°FE GÄ°REN ÅžAHISLAR-38

Osman Bölükbaşı(50’li yılların siyasetçisi) Siyasi tarihimizin en nükteden siyasetçilerinden birisi Osman Bölükbaşıdır.  İyi bir hatiptir ve kitleleri coşturmakta ve tebessüm ettiren


Mustafa Özcan

mustafaahmetozcan@gmail.com

2021-03-23 08:03:37

Osman Bölükbaşı(50'li yılların siyasetçisi)

Siyasi tarihimizin en nükteden siyasetçilerinden birisi Osman Bölükbaşıdır. İyi bir hatiptir ve kitleleri coşturmakta ve tebessüm ettiren konuşmalar yapmaktadır. Lakin kitleler kendisini siyasetçi niyetine değil tiyatrocu niyetine dinlemektedir. Hem de üstelik para ödemeden!

Hz. Ömer(r.a)

Kime uyar kime uymaz tartışılsa da, Hazret-i Ömer, adaletiyle rol modeli bir insandır. Hazret-i Ebubekir siyasetiyle, Hazret-i Ömer adaletiyle çağlara ışık tuttular.

Ömer bin Abdülaziz

İslam tarihinde diriliş veya Asr-ı Saadet vahaları vardır. Hadiste İslam tarihi beş bölümde anılsa bile (Nübüvvet, peygamberlik metodu üzerine birinci hilafet, emaret, ceberrrut ve ikinci hilafet dönemleri) bu bölümler içinde farklı süreler de vardır. Hasan Basri bu karşılıklı sürelere tenfis( nefes alma) dönemleri olarak anmaktadır. Haccac-ı Zalim'den hemen sonra Ömer Bin Abdulaziz'in gelmesi tenfis devresidir. Henri Bergson'a göre, bu bir süredir. Belki süreçlerden birisidir. Saklı tarihte Asr-ı Saadet havzalarından birisidir. İslam tarihinde siyasi hayatta yenilik yapmış yenileyici isimlerden birisi Ömer Bin Abdulaziz'dir. Reca Bin Hayve onu öne atan isimlerden birisidir. Ömer Bin Abdulaziz dönemi Asr-ı Saadetten bir cüz ve havzadır. 

Ömer Muhtar

Kalleşlik denizindeki sadakat adalarından birisi de Libyalı kahraman veya çöl aslanı olarak sinevizyona geçen Ömer Muhtar'dır. Dönem, cephe gerisinde pazarlık masalarının kurulduğu ve savaşların toptan satıldığı bir dönemdir. Ömer Muhtar ise Libya'nın parlayan yıldızıdır. Sunusilerin komutasında ülkesini İtalyanlara karşı savunmaktadır. Yeni talimatlar almaya Mısır'a gitmiştir. Muhammed İdris Sunusi ile Libya'da yürüyen cihat faaliyetlerini görüşecektir.

Kahire'deki casusları, gözcüleri vasıtasıyla Ömer Muhtar'ın buraya geldiğini öğrenen İtalyanlar onu ve hareketlerini tarassut altına alırlar. Gözcüleri vasıtasıyla kendisine ulaşırlar ve iki teklifte bulunurlar. Birinci teklifleri şudur: Bingazi ve Merc'te kendisine bir ev ve mesken tahsis etmek ve İtalya'nın atıfetine mazhar olmak. İtalya kendisini Libya'nın birinci adamı yapmaya da hazırdır. Burada Ömer Muhtar'a; ilkelerine ihanet etmesi, satması karşılığında önü açılacağı, iyi bir karşılık verileceği taahhüt edilmektedir. Bu sürecin kendisini Libya'nın birinci adamı olmaya doğru götüreceğini tasrih ederler. 'İşbirliği' karşısında bütün yollar kendisine açıktır. İkinci teklifleri ise şudur: Ömer Muhtar ilk teklife razı olmazsa, gönüllü sürgün yeri olarak Kahire'yi iltizam eder ve bu durum karşısında da İtalya kendisini yüksek tabandan maaşa bağlar. Bu durumda Sunusilerle irtibatını kesecektir. 

Ömer Muhtar ise velinimeti olan hem Sunusilere hem de Osmanlılara sonuna kadar bağlıdır. Sonsuz biatlıdır. Savaşların cephe gerilerinde satıldığı ve savaşı satanların ise ülkelerin kurucuları haline getirildiği ortamda Ömer Muhtar sadakatini hiçbir şey karşılığında değiştirmez. Ömer Muhtar parayla satın alınabilecek bir adam olmadığını söylemekle iktifa eder. Yoluna devam eder ve kanıyla yolu aydınlatmayı sürdürür. Libya'nın yeni banisi olma teklifini böylece elinin tersiyle iter. Cephe gerisinde nice harpler, ülkeler ve imparatorluklar böyle satılmışken, Ömer Muhtar darağacına giden sadakat yolunu benimsemiş, canı pahasına bu yoldan sapmamıştır. Sadakatini ve ilkelerini çiğnememiş muvakkaten fiziken mağlup olsa da değerlerini ve sadakatini zafere taşımıştır. Onun bu özelliğini şu ayet aksettirmektedir: "Müminlerden Allah'ın öyle erleri var ki verdikleri sadakat sözünü yerine getirdiler. Kimi bu yolda canını verdi kimi de sırasını bekler. Sözlerini asla değiştirmezler" (33/23).

Ömer Tuğrul İnançer(Şeyh)

Zaman zaman beğendiğimiz zaman zaman da hayret ettiğimiz zevattan merhum Muzaffer Ozak hocanın geride bıraktığı yadigâr şahsiyetlerden birisi Ömer Tuğrul İnançer'dir. Aylık dergiye verdiği bir mülakattaki hurilerle ilgili sözleri beni hayrete düşürdü. O da bu konudaki yorumda hâkim cereyanların etkisine kapılmış gitmiş. Sözgelimi konuşmasının bir yerinde galeyan halinde ve kendinden geçerek 'Hurinin cinsiyetinin olmadığını bilmiyor adam' diyor (3). Demek ki kendisi bundan emin!

 

Ömer Rıza Doğrul

Ömer Rıza Doğrul gibiler cumhuriyetin ilk yıllarında Şeyhülislam Mustafa Sabri'nin kitapları yerine onun muhalifi çizgide serpilen Ali Abdurrazık gibilerin kitaplarını çevirmişlerdir. Anti reform değil reform kitapları revaçtadır. Bundan dolay Ömer Rıza Doğrul, Ali Abdurrazık'ın hilafeti reddeden İslam ve Yönetim Biçimi ve Kasım Emin'in Kadının Özgürleştirilmesi gibi kitaplarını çevirmiştir. Şeyhülislam Mustafa Sabri ise Mısır'daki hayatını inhiraf çizgisini temsil eden bu gibi isimleri reddetmeye adamıştır.

Pamela Geller

Aklı evvel Pamela Geller, İslamfobyanın mücessem hallerinden birisi olarak kabul ediliyor. Gönüllü Haçlı neferlerinden sayılıyor. Kendisini siyasal İslam muhalifi olarak tanıtıyor. Mısır'da olsa Sisi'nin Şam'da olsa Beşşar'ın seçim kampanyasına eşlik ederdi, gönüllü neferi olurdu. Kendisi bir cadı olmakla birlikte İslam karşıtı cadı avcılığı yürütüyor.

Merhum Muhammed Gazali'nin bir kitabı vardı. Ez Zahfu'l Ahmer diye. Komünizm tehlikesine karşı yazılmış 'Kızıl Yürüyüş' anlamına gelen bu eserin adeta İslam karşıtı versiyonu temsil ediyor. "Şeriatın yürüyüşü/Creeping Sharia" adını verdiği tehlikeye karşı durumdan vazife çıkartıyor ve ABD'de İslamlaşmayı Durdurma kampanyası yürütüyor.

Bunu, Bush'un açtığı çığırın özelleştirilmiş kampanyalarından biri olarak da okuyabiliriz. Bu sağcı hatun, kampanyasında Obama'yı da hedef tahtasına oturtuyor. Derisi hoşuna gitmemiş olabilir. Hatunlara düşmanlık hali yakışmıyor. Ermenilik adına Kim Kardashian ve İslam adına da Pamela Geller gibi hunnes veya muhannes belalardan çekeceğimiz var. Kafadarı Brigitte Bardot gibi helal kesime veya kurbana karşı çıkarken kosher veya Yahudilerin helal kesimlerine karşı çıkmıyor. Anlayacağınız kadın kafayı İslam'la bozmuş. Yahudi nefretinin köklerinin Kur'an'da yattığını savunuyor!

Pervez Müşerref(Pakistanlı darbeci)

Müşerref ise Eyüp Han'ın kopyasıdır.

 Potemkin(18. yy Rus Generali)

 Potemkin, Putin'in seleflerinden birisidir. Kırım meselesi belki de ortak kaderlerinin nirengi noktalarından birisidir. Rusya'nın 18. yüzyıldaki yayılmacı siyasetinin mimarlarından olan Rus generali Potemkin aynı zamanda Çariçe II. Katerina'nın da sevgilisidir. Çariçe II. Katerina'yla birlikte hayatını Osmanlı Devleti'ni parçalayarak Rusya'nın egemenliği altında başkenti İstanbul olan yeni bir Bizans İmparatorluğu kurma hayaline adamıştır. Çariçe Potemkin'i Bizans'ın ve Rusya İmparatorluğunun prensi olarak taltif etmiştir. Çariçe II. Katerina döneminde Potemkin, yayılmacı politikalar sonucu Kırım'a göz dikmiştir. Kazan ve Astrahan'ın yitirilmesinden sonra Kırım Hanlığı, Rusya havzasında Altınorda'dan geriye kalan tek bağımsız mirastır. Ruslar sonunda buraya da göz dikmişlerdir. Böylece Altınorda devletini içlerinde eritmişlerdir. II. Katerina ve Potemkin'in hayali Rusya'yı Balkanlara ve Asya'ya hükmeden büyük bir imparatorluk haline getirmektir.

* Putin'in selefleri olan aşık ile maşuk (Çariçe-Potemkin) Bizans İmparatorluğunu Rusya'nın egemenliği altında yeniden canlandırmak ve İstanbul'u bu imparatorluğa başkent yapmak niyetindeydiler. Bu rüya 1917'ye kadar devam etmiştir. Bu amaçla Lehistan'ı parçalayarak Prusya ve Avusturya ile paylaştılar. Ayrıca 1774 yılındaki Küçük Kaynarca Antlaşmasıyla Osmanlı Devletinden bağımsız hale getirilen Kırım'ı Rusya'ya ilhak etmeye karar verdiler. Bu amaçla 1783 yılında Kırım'ı resmen Rus topraklarına kattılar. Potemkin, Rusya'nın Kırım Prensi oldu. Kırım'da Herson, Nikolayev, Akyar, and Yekaterinoslav gibi yeni Rus kasabaları kurdu. 1787 yılında Çariçe II. Katerina Kırım'a şaşaalı ve tantanalı bir ziyarette bulundu. Amaç Osmanlı Devleti'ni sindirmek ve Kırım'ı Rusya'nın kalıcı bir parçası haline getirmekti. Bunun üzerine Rusya ile Osmanlı arasında yaklaşık beş yıl süren uzun bir savaş patlak verdi ve bu savaşı Potemkin Yaş şehrinden yönetti. Ardından Çariçe II. Katerina'nın gönlü Platon Zubov'a kayınca, Potemkin Çariçe'nin yeni gözdesini bertaraf etmek için St. Petersburg'a geri dönmüştür. Lakin Çariçe kendisini savaş cephesine geri yollamıştır.

Kırık kalpli aşık Kırım'a dönerken, yollarda, yakalandığı hastalıklardan mütevellit ölmüştür. Yokluğunda Yaş antlaşması imzalanmış ve bu antlaşma mucibince Kırım Ruslara terk edilmiştir.

Puşkin (Rus şairi ve yazarı)

Rus şairi ve yazarı Aleksandr Puşkin de siyahi annesi tarikiyle Müslüman bir kökenden gelmektedir. Kendisi de hem Kur'an okumuş hem de Hazreti peygambere hayrandır. Fizik üzerinden soya çekim olduğu gibi mezafizik üzerinden de soya çekim vardır. Ahirzamanda her şey aslına ve dolayısıyla İslam'a rücu edecektir.

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Âl-i imran:190

Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli deliller vardır.

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

İlim talebi için yola çıkan kimse dönünceye kadar Allah yolundadır.

(Tirmizi, 2649)

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI