“CÖMERTLİĞİN BABASI”

Arap Tarihinde cömertliğiyle meşhur Hatem-i Tai’yi çoğumuz duymuşuzdur. Adeta cömertlik bu adamın ismiyle özdeşleşmiştir. 19. Asırda Suriye’de yaşamış Abdülgani el Kuvvetli merhumda bir zamanlar cömertlikle özdeşlemiş bir isim imiş. Hatta şöyle dendiği dahi olmuş


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2021-02-08 09:26:08

Bu cömertlik, Cennet selvisinin bir dalıdır. Böyle bir dalı elinden kaçıran kimsenin vay haline" Hz. Mevlana

Arap Tarihinde cömertliğiyle meşhur Hatem-i Tai'yi çoğumuz duymuşuzdur. Adeta cömertlik bu adamın ismiyle özdeşleşmiştir. 19. Asırda Suriye'de yaşamış Abdülgani el Kuvvetli merhumda bir zamanlar cömertlikle özdeşlemiş bir isim imiş. Hatta şöyle dendiği dahi olmuş; "Anneler Abdulgani el Kuvvetli gibi birisini dünyaya getirebilir, fakat ahlak ve cömertlik itibarıyla ondan daha büyüğünü dünyaya getirmek çok zordur."

Eski Suriye başbakanlarından Şükrü el Kuvvetli(1991-1967)'nin dedesi olan bu zat, kumaş ticareti yapıyormuş. Hac için Suriye yolunu tutan Türk hacılar onun dükkânına kumaş almak için uğradıklarında pazarlık ederken "Hacı! Kuvvetli kumaş isteriz" derlermiş. Bu kuvvetli kelimesi satıcıyla müşterileri arasında tekrar edile edile bu aileye bir lakap olarak kalmış.

Suriyeli yazar merhum Muhammed Kürd Ali Bey hatıralarında bu kıymetli zat hakkında çok güzel hatıralar naklediyor. Onlardan bir kaçını nakletmek isterim.

*Bir gün kendisine köyünden 12 deve yükü odun getirilmiş. Abdülgani bey caddeye bakan odasının üzerindeki kubbeli kısımdan yola bakıyormuş. Bakmış ki bir adam iki deveyi yükleriyle beraber aşırıyor. Hemen fırlayan merhum adamı takip etmiş. Malları çalan kişi develeri en Nefvera mahallesinde bir evin önüne çöktürmüş.

Evin perişan halini gören Kuvvetli, hemen adamın elinden tutarak çarşıya götürmüş, ona iki çuval un, bir teneke tereyağı, bir teneke zeytinyağı, bir teneke pekmez, bir sele pirinç, bir sele kahve ve yemek yapmak için gerekli olan tüm malzemeleri aldıktan sonra şakacı bir üslupla; "İşte şimdi oduna ihtiyacın oldu. Bundan önce odunu ne yapacaktın?" demiş..

Bir keresinde komşularından birisinin iflas ederek, borçlarını ödemek için evini satacağını haber alır. Kendisini davet eder, durumunu öğrenir. Sonra der ki; "Sen benim komşuluğundan uzak durmak istiyorsan da ben senin komşuluğunu-bana neye mal olursa olsun-satmayı düşünmüyorum. Şu para dolu keseyi al ve bunla gerekeni yap. Hatırım için evini satmaktan vazgeç."

Daha sonra adam işlerini yoluna koyar ve borcunu ödemek için Kuvvetli'yi ziyaret eder. Ama bu asil insan gülümseyerek ona der ki; "senin komşuluğundan vazgeçmeyeceğim ve benim komşum olarak kalman için bu meblağın kat kat fazlasını harcayacağım. Sen bu parayı illa vermek istiyorsan, rica ediyorum, onu istediğin kimselere sadaka olarak ver."

Bir Hac mevsiminde Beytullah'ın fakirleri onun başına üşüşüler. Hem de öyle üşüşürler ki, "buna sabır taşı olsa dayanamaz çatlar" denen bir vaziyette. Abdülgani Efendi ise sevinç içinde onlara ihsanda bulunmaya hiçbir sıkılma alameti olmadan devam eder. Hatta bir sabah güneş doğarken sabah namazına yetişmek üzere Mescid-i Haram'a doğru koşarken karşısına bir fakir çıkar. Kuvvetli'nin para kesesi o anda üzerinde değildir. Bunun üzerine sırtındaki çok kıymetli abasını hemen orada o fakire vererek ince bir elbiseyle Kabe'ye varıp, sabah namazını eda eder..

Cömertliğin babası bu muhterem zata siz de bir Fatiha'nızı esirgemesiniz umarım.

Kaynak

Muhammed Kürd Ali, Bir Osmanlı Arap Gazetecinin Anıları, tercüme; İbrahim Tüfekçi, Klasik Yayınları, İst. 2014, 2. Baskı 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

Yusuf Sarı, 2022-02-20 03:09:21

Harika

Bu yoruma katılıyor musunuz ?

DİĞER YAZILAR

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

KONFÜÇYÜS'ÜN MECLİSİNDE SOHBET

Konfüçyüs bir gün öğrencileri ile sohbet ediyordu. Konfüçyüs dedi ki: “Bilgi edinmek içi

BALTA HIRSIZI

BALTA HIRSIZI

Bir adam baltasını kaybetmişti, onu komşusunun oğlunun çaldığını sanıyordu. Onun hareketl

“HA SEN HA BEN”

“HA SEN HA BEN”

Osmanlının son dönemlerindeyiz. Papaz iken İslâm diniyle müşerref olan bir kimse, İstanbul'a

“CÖMERTLİĞİN BABASI”

“CÖMERTLİĞİN BABASI”

Arap Tarihinde cömertliğiyle meşhur Hatem-i Tai’yi çoğumuz duymuşuzdur. Adeta cömertlik bu

ASIL ŞAŞILACAK ŞEY

ASIL ŞAŞILACAK ŞEY

Tefsîr-i Râzî’de hikâye olunmuştur ki bir gün birisi Hz. Ömer’in huzurunda; “Şu satran

VATAN DERDİ, EVLÂD ACISINDAN MUKADDEMDİR!

VATAN DERDİ, EVLÂD ACISINDAN MUKADDEMDİR!

Dünyada tek bir evlâdım, ciğer-pârem, istinâdgâh-ı refâh u maîşetim var: Mehmed Bey!.. Bu

HAKİKİ SALTANAT

HAKİKİ SALTANAT

Abdullah bin Mübarek (rahimehullah) Rakka şehrine doğru yola çıkmıştı. Havada çokça toz ya

MÜKÂFATLANDIRAN SABIR

MÜKÂFATLANDIRAN SABIR

Sydneyli bir tüccar, Bombay’dan kalkan bir gemiye yetişebilmek için, son dakikada bir taksiyle

UNUTULMAYAN BORÇ

UNUTULMAYAN BORÇ

“Bütün Dünya” adlı ünlü derginin Temmuz 1948 tarihli 6. Sayısında, İzmir’den bir oku

SÖZ SÖYLEMEDİN Kİ

SÖZ SÖYLEMEDİN Kİ

Geveze bir şahıs, hikmet ehli bir insanın yanına gidip faydasız sözleriyle hikmet ehlini bir s

İLM-İ SİYASET NE DEMEKTİR?

İLM-İ SİYASET NE DEMEKTİR?

Bir zamanlar Şark’ta çok kuvvetli bir padişah varmış. Bu padişah bir gece rüyasında bütü

Sakın israf etmeyin, çünkü Allah israf edenleri sevmez.

En'âm, 141

GÜNÜN HADİSİ

Her kim bir namazı (kılmayı) unutursa (onu) hatırladığında kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur.

Sahih-i Buhari, KİTÂBU MEVÂKÎTİ'S-SALÂT

TARİHTE BU HAFTA

*Prut Barış Antlaşması (Osmanlı-Rusya) 22 Temmuz 1711 *İkinci Meşrutiyet'in ilanı 23 Temmuz 1908

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI