KADER RİSALESİ ŞERHİ ÖNSÖZ

Yıllardan beri, sohbetlerde diğer imani konular gibi kader konusunu da işliyordum. Bu konuda sorulan sorulara cevap bulmak için Risale-i Nur yanında diğer İslâmi kaynaklara da müracaat ediyordum. Bunun yanında, konunun daha iyi anlaşılması için müşahhas bazı misalleri bulmaya çalışırken onları da bazen Allah lütfediyordu


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2020-12-01 16:49:23

Yıllardan beri, sohbetlerde diğer imani konular gibi kader konusunu da işliyordum. Bu konuda sorulan sorulara cevap bulmak için Risale-i Nur yanında diğer İslâmi kaynaklara da müracaat ediyordum. Bunun yanında, konunun daha iyi anlaşılması için müşahhas bazı misalleri bulmaya çalışırken onları da bazen Allah lütfediyordu. Elli yıldan fazla bir zamandır bu konuyu güzelce öğrenmek ve gelecek sorulara cevap bulmak için gösterdiğim bir gayret ve çabanın olmasına rağmen, Kader Risalesini bir kitap şeklinde şerh edip açıklamayı hiç düşünmemiştim.

Bu son zamanlarda kıramadığım bazı dostların ve özellikle de bazı büyüklerimin bu konudaki ısrarlarını bir nevi emir telakki ettim ve 'Bismillah' deyip başladım.

Yaptığım bu çalışmanın sonunda yer alan "Lügatçe" bölümünde öncelikle açıklanmaya muhtaç olan kelimelerin lügat manalarını vererek, iştikak ve etimolojik yapılarını irdelemeye çalıştım. Okuyucunun öncelikle bu "Lügatçe"de yer alan kelime ve kavramların manasını görmelerinde büyük fayda vardır. Metindeki yerleri ile irtibatını sağlamak için metnin içinde geçtiği yerlerini belirleyecek ve bu kelime ve kavramları metinde geçtiği şekle uygun biçimde arz edeceğim.

Rahmân ve Rahîm olan rabbim, bu ufak gayretime büyük lütuflar ihsan eylesin ve bu kusurlu çalışmayı kusursuz çabalar gibi kabul buyursun, insanların bundan fayda temin etmelerini sağlamak suretiyle bu âciz kulunu da sevapdar eylesin, Âmîn!

25 Ramazan 1440/ 30 Mayıs 2019 /Üsküdar

Prof. Dr. Niyazi Beki

Mukaddime

Kader konusu İslâm literatüründe en zor anlaşılan konulardan biridir. Bu konuda âlimlerin ittifakı vardır. Bu sebepledir ki, İbn Mesud'dan gelen bir rivayete göre Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur: "Ashabım konuşulduğu zaman susun, kader konuşulduğu zaman susun, yıldızlar konuşulduğu zaman susun. (1) Bu hadis rivayetinde işaret edilen üç husus vardır:

Birincisi: Sahabeler hakkında susmak: Kur'an'da ve hadislerde sahabelerden söz edilmesi, övülmesi gösteriyor ki, buradaki susma emri bir özellik arz etmektedir. O da, Allah'ın izniyle ileride sahabeler arasında mücadele ve muharebelerin meydana geleceğini bilen Hz. Peygamber (sav) ümmetini bu konuda dikkatli olmaları, sahabeleri kötülememeleri konusunda uyarmıştır.

İkincisi: Yine Hz. Peygamber (sav), ileride kaderi inkâr eden, kaderi yanlış algılayanların çıkacağını –Allah'ın inayetiyle- bilmiş, lüzumsuz ve bilgisizce kaderi tartışma konusu yapmamaları, yanlış yönlere sapmalarına sebebiyet verecek detaylara girmemeleri konusunda ümmetini uyarmıştır. Bu konuda genel olarak ümmet hakkında yapılan bu nebevi uyarı, ehil olan kimselerin de bu konuyu izah edip istikametli yolu gösterebilen ehliyetli İslâm âlimlerini kapsamadığını düşünüyoruz. Kur'an'da ve hadislerde defalarca kaderden söz edilmesi de bu düşüncenin doğruluğunu desteklemektedir. Zaman içerisinde birçok İslâm âlimlerinin bu konuda susmayıp, konuşmaları, kitap yazmaları da bunun göstergesidir.

Üçüncüsü: Yıldızlar hakkında da sınırlı bir emrin söz konusu olduğunu düşünmekte bir sakınca yoktur. Çünkü Kur'an'da onlarca defa güneş, ay ve yıldızlar hakkında bilgi verilmesi bu uyarının gök cisimleriyle kozmik olayları incelemeye yönelik olmayıp, çoğu falcıların, kâhinlerin ve benzeri adamların söz konusu ettikleri burçlara, yıldızlara bir bilinç ve güç vehmini verdiği astrolojik olaylarla ilgili olduğunu düşünüyoruz.

Mukadderatla İlgili Üç Kavram: Kader, Kazâ, Atâ Kanunu

KADER: Bir şeyin varlığıyla ilgili bütün yönlerini bir program çerçevesinde ölçüp biçmek, miktarını tayin etmek ve yaratmakla ilgili verilen karardır.

KAZÂ: İlmin bir nevi olan kaderin, program ve projesini yürürlüğe koymak, verilen kararı uygulamaktır.

ATÂ: Kader programıyla ilgili verilen bir kararın iptaliyle, söz konusu hükmü kazadan affetmektir/muaf tutmaktır.

Kaderin varlığı, Kitap, sünnet, sahabe ve onları takip eden Ehl-i Sünnet âlimlerinin ittifakıyla (icmâ ile) sabit olan bir hakikattir. Yüce Allah ezeli ilmiyle, olmuş, olacak ve olmakta olan her şeyi, yarattığı ve yaratacağı mahlûkların nasıl ve ne şekilde yaratıldığı ve yaratılacağını bilmektedir.

أَلَا يَعْلَمُ مَنْ خَلَقَ وَهُوَ اللَّطِيفُ الْخَبِيرُ

"Yaratan hiç bilmez olur mu? O Latîftir/görünmeden her şeyin yanında ilim ve kudretiyle hazır ve nazırdır. Habîrdir/her şeyden hakkıyla haberdardır." (Mülk,67/14)

ذَلِكَ تَقْدِيرُ الْعَزِيزِ الْعَلِيمِ

"Bu Azîz/karşı konulmaz kudret sahibi, Alîm/her şeyi hakkıyla bilen Allah'ın takdiridir." (Yasin, 36/38)

وَهُوَ الْفَتَّاحُ الْعَلِيمُ

"O yegâne Fettahdır/her şeyin suretini açan, şeklini veren, taneler ve çekirdekleri yarandır, Alîmdir /her şeyi hakkıyla bilendir." (Sebe, 34/26) mealindeki ayetlerde her şeyin Allah'ın sonsuz ilmi ve hikmetli takdiri ile yaratıldığı, düzenlendiği hakikatine vurgu yapılmıştır.

Allah, sonsuz ilmiyle olacağını/kendisi tarafından yaratılacağını bildiği her şeyi kaderle takdir etmiştir. Yani kapsamlı ilmiyle bildiklerini yazmış, sonra yazdıklarını yaratmıştır. Böylece bütün varlıklar Onun yazdığı kitabına, ilahi takdirine ve ezeli ilmine göre şekillenmiştir. Ne kader programının uygulaması manasına gelen ilahi kazayı reddeden, ne ilahi hüküm ve kararın tahakkukuna mani olan ve ne de yarattıklarını değiştiren bir güç vardır. Yokluktan varlığa çıkmakta da, varlık sahnesinde yer alıp karar kılmakta da hakiki hükümranlık, yegâne Allah'ın ezeli ilmi ve mutlak kudretine aittir.

Risaledeki özet ifadesiyle: "Gezegenleri manevî iplerle bağlayıp tanzim etmek ve güneşi bütün gezegenleriyle sâniyede beş saatlik bir mesafeyi kestirecek şekilde bir sür'atle, bir tahmine göre "Herkül Burcu" tarafına veya Şems-ü'ş-Şümus tarafına sevk etmek, elbette ezel ve ebed sultanı olan Zât-ı Zülcelal'in kudretiyle ve emriyledir. Güya haşmet-i rububiyetini göstermek için, bu emirber neferleri hükmünde olan ve güneşin komutası altında hareket eden gezegenler ordusuna manevra yaptırıyor."(Sözler, 673, Envar Neşriyat)

Demek ki güneş sistemi, hâl lisanıyla: "Bu iş, Azîz ve Alîm olan Allah'ın takdiridir" diyor

Dipnotlar

(1)Beyhaki, Ebubekir Ahmed b. Huseyin, el-Kada ve'l-Kader, Riyad, 1421/2000, 1/107.

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

"Allah bize yeter, O ne güzel vekildir" dediler.

Âl-i İmrân; 173

GÜNÜN HADİSİ

Sizden biriniz, kendisi için sevdiği şeyi (mü'min) kardeşi için de sevinceye kadar kamil mümin olmaz.

250 Hadis, s.148

TARİHTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI