Cevaplar.Org

RİSALE-İ NUR’DA TASAVVUF-2

Risale-i Nur’da bir disiplin olarak tasavvufun değerlendirilmesi a.Dinin Temel Esasları Açısından Tarikattaki seyr-u süluk üç basamaklıdır: “Birincisi ve en büyüğü doğrudan doğruya hakaik-ı imaniyeye hizmettir ki, İmam Rabbanî de (r.a.) ahir zamanında ona süluk etmiştir. İkincisi: Feraiz-i diniyeye ve sünnet-i seniyeye tarikat perdesi altında hizmettir. Üçüncüsü: Tasavvuf yoluyla emraz


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2020-12-01 10:11:47

Risale-i Nur'da bir disiplin olarak tasavvufun deÄŸerlendirilmesi

a.Dinin Temel Esasları Açısından

Tarikattaki seyr-u süluk üç basamaklıdır: "Birincisi ve en büyüğü doğrudan doğruya hakaik-ı imaniyeye hizmettir ki, İmam Rabbanî de (r.a.) ahir zamanında ona süluk etmiştir. İkincisi: Feraiz-i diniyeye ve sünnet-i seniyeye tarikat perdesi altında hizmettir. Üçüncüsü: Tasavvuf yoluyla emraz-ı kalbiyenin izalesine çalışmak, kalp ayağıyla seyr-u süluk etmektir. Birincisi farz, ikincisi vâcip, bu üçüncüsü ise sünnet hükmündedir." (Mektubat, s. 22).

Risale-i Nur, on iki hakiki tarikatın barındırdığı gerçek takvayı ihtiva etmekle beraber, asıl hizmet alanı iman esaslarını ve Kur'an'ın hakikatlerini ispat edip ders vermektir. Şüphesiz bu hususlar, İslam dininin olmazsa olmaz esaslarıdır. Bu husus, Bediüzzaman Said Nursi tarafından şu cümlelerle ifade edilmektedir: "Madem hakikat böyledir; ben tahmin ediyorum ki: Eğer Şeyh Abdulkadir Geylânî(r.a) ve Şâh-ı Nakşibend (r.a.) ve İmam-ı Rabbânî (r.a) gibi zatlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakâik-ı imâniyenin ve akâid-i İslâmiyenin takviyesine sarf edeceklerdi. Çünkü saadet-i ebediyenin medârı onlardır. Onlarda kusur edilse, şekavet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız (kimse) cennete gidemez, fakat tasavvufsuz cennet'e giden pek çoktur. Tasavvuf meyvedir, hakâik-ı İslâmiye gıdadır. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir." (a.g.e., 23)

b.İrşat Kaynağı Açısından

1.Risale-i Nur, tarikat yerine hakikat mesleğini esas alır.

Resmî tarikat disiplini içerisindeki tasavvuf yerine, Kur'anî ve nebevî metotla gelen asr-ı saadet modeli tasavvufu esas alır. Dolayısıyla, Risale-i Nur'un ders verdiği tasavvuf, tarikat disiplini içerisinde verilen bir ders değildir. Bilakis Sahabe ve tabiin döneminde olduğu gibi, Kurân merkezli bir tasavvuf disiplinidir.

2.Risale-i Nur, mürşit olarak beşerî bir şeyh yerine, Kur'an'ın mürşitliğini esas alır.

Kur'an'ın irşat buyurduğu bir metodu takip eden Risale-i Nur, tarikatın verdiği feyzi çok daha kısa bir zamanda verebilir. "Eskiden kırk günden tut, kırk seneye kadar bir seyr-u süluk ile bazı hakâik-ı imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise, Cenab-ı Hakk'ın rahmetiyle, kırk dakikada o hakâika çıkılacak bir yol bulunsa; o yola karşı lakayd kalmak, elbette kâr-ı aklı değil." (a.g.y)

3.Cehri tarikatlardaki "nüfus-u seb'a" veya hafi tarikatlardaki "letâif-i aşere" gibi uzunca sayılan basamaklar yerine, Risale-i Nur'da "acz, fakr, şefkat, tefekkür" den ibaret yalnız dört basamaklı bir sistem kullanılmaktadır.

4. Tarikattaki hususî bazı evrâd ve zikir yerine, Risale-i Nur'da, Hz. Peygamber'in (a.s.m) sünnetinde yer alan hususlar esas alınmıştır. "Bizim evradımız ittiba-ı sünnettir. Farzları kılmak, büyük günahlardan sakınmak, özellikle beş vakit namazı t'adil-i erkân ile kılmak ve tesbihatı yapmaktır."

5.Tarikatın resmî okulu olan takke yerine, Risale-i Nur'da, din ilimleri ile fen bilimlerinin birlikte okutulduğu medreseleri ön görülmektedir.

c.İnsanî Donanımların Kullanımı Açısından

1. Tarikatta şerrinden korunmak için, nefsin öldürülmesi temel bir prensip olarak ön görülmektedir. Risale-i Nur'da, nefsi devre dışı bırakma yerine, onun cevherinde var olan güzel yanlarını ortaya çıkaracak şekilde onun istihdam edilmesini ön görülmektedir. Bu prensip, hadis-i şerifteki "nefsin senin binitindir…" ifadesine uygundur.

2. Genel olarak, tarikatlarda yalnız kalp ayağıyla yalpan seyr-u süluk yerine, Risale-i Nur'da, kalp ile aklın birlikteliği esastır. (Sözler, 156) Bediüzzaman'ın ifadesiyle: "Bir tabur komutanının birliğini bırakarak kaçıp kurtulması, medar-ı iftihar değil, netice-i ızdırardır."

3.Özellikle bu asırda, Salih emele muvaffak olmanın zorluğuna dikkat çeken Risale-i Nur'da, nafile türü amel ağırlıklı tarikat disiplini yerine, -kendisine ihtiyacın bu asırda daha da artığı- ilim ağırlıklı bir disiplin ön görülmektedir.

4. Tarikat tasavvufundaki disiplinde daha çok sevgi/aşk temâsı işlenirken, Risale-i Nur'da bunun yerine şefkat esas alınmıştır.

Bediüzzaman'a göre, sevgi kıskançtır, bencildir, duygusaldır, tekelcidir. Halbuki, şefkat geniştir, paylaşımcıdır, hoşgörülüdür, herkesin aynı sevgi kaynağından beslenmesine taraftardır.

5. Klasik tarikat disiplininde, ahlâkî eğitim için ön görülen ahiretteki veresiye mükâfat ve mücazâtı telkin etme yerine, Risale-i Nur'da -"insan aceleden yaratılmış" (), "insan çok acelecidir" () gibi ayetlerin işaret ettiği gibi- insanın bu aceleci yapısını göz önünde bulundurulmuş ve iyilik ile kötülüğün karşılıklarının dünyadaki peşin misallerine dikkat çekilmiş ve vicdanlardaki muhasebe mekanizmaları devreye sokulmuştur. (Değişik bir şekli /Kastamonu,104)

d.Kâinata/Mâsivâya Bakış Açısından

1. Huzur-u dâimiyi kazanmak için kâinatı nisyan perdesine saran veya yok farz ederek onu bir anlamda idama mahkum eden tarikatvari telakkiler yerine, Risale-i Nur, onun varlığının hayal değil, gerçek olduğunu kabul eder, fakat onu Allah adına istihdam etmeyi esas alır. (sözler, 146-148).

(Devam edecek)

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

AZÄ°Z ÃœSTADIMA

AZÄ°Z ÃœSTADIMA

Aziz üstadım; seni tanıdığıma, eserlerini okuduğuma şükür ediyorum. Sana talebe olma şe

MEĞER İŞ BİZİM ANLADIĞIMIZ GİBİ DEĞİLMİŞ

MEĞER İŞ BİZİM ANLADIĞIMIZ GİBİ DEĞİLMİŞ

Biz münevverler, ekseriyet itibariyle herhangi bir içtimai meselede gazete haberleriyle iktifa ede

BÂZI MÛTEBER KAYNAKLARDA BEDÎÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

BÂZI MÛTEBER KAYNAKLARDA BEDÎÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

1- Bedîüzzamân Saîd Nursî: Târihçe-i Hayâtı, Eserleri, Meslek ve Meşrebi, Doğuş Ltd. Şi

BEDİÜZZAMAN’IN KİM VE NE OLDUĞU

BEDİÜZZAMAN’IN KİM VE NE OLDUĞU

Rahmetli Said-i Nursi veya Kürdi'nin nasıl yaşadığını ve nasıl öldüğünü öğrenmek içi

SAÄ°D-Ä° NURSÄ°

SAÄ°D-Ä° NURSÄ°

Abdürrahim ZAPSU Yetmiş yıl evvel Van vilâyetinin Nurs köyünde doğdu. Babasının ismi Mirza

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-5

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-5

Bu anlattıklarımız, mücahid alim Said Nursi’nin hayatının bazı safhaları ve lem’alarıdÄ

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-4

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-4

Esaretten kurtulup Van’a döndüğünde Müslüman safları ve cemaatleri arasındaki İslami gayr

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3

Bu kısa fetret dönemi sonrasında tüm himmetini bütün iÅŸlerde dinin tahkimine ve zayıflık gÃ

İSMAİL ÇETİN HOCAEFENDİ ÜSTADI ANLATIYOR-2

İSMAİL ÇETİN HOCAEFENDİ ÜSTADI ANLATIYOR-2

Üstad üstaddır. Müceddiddir. Geçmiş büyüklerle irtibatı çok kuvvetlidir. Geleceklere de ç

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-2

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-2

Van valisinin daveti üzerine Türkiye’nin kuzey doğusundaki Van’a gitti ve burada 15 sene kald

İSMAİL ÇETİN HOCAEFENDİ ÜSTADI ANLATIYOR-1

İSMAİL ÇETİN HOCAEFENDİ ÜSTADI ANLATIYOR-1

Takdim Kıymetli ziyaretçilerimiz Üstad Bediüzzaman’ın vefatının sene-i devriyesinde son de

"Her ümmet için Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık hayvanların üzerine O'nun adını ansınlar diye bir kurban kesme ibadeti koymuşuzdur. Hepinizin ilâhı bir tek ilâhtır. Onun için yalnız O'na teslim olan müslümanlar olun. Allah'a itaat e

Hacc:34

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

"Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!"

Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Şair Muhammed İkbal'in vefatı(21 Nisan 1938) *TBMM'nin açılışı ve çocuk bayramı(23 Nisan 1920) *Osmanlı-Rus Harbi(24 Nisan 1877) *Hudeybiye Gazvesi(26 Nisan 628) *II.Abdülhamid'in tahttan indirilmesi(27 Nisan 1909)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI