“KUR’AN’IN ALLAH’A İSNAD ETTİĞİNİ İNKÂR ETME” YANLIŞI
Muhterem Müslümanlar! Mustafa’nın 29. yanlışını ele aldığımız bu yazımız “hayrın ve şerrin kimden olduğu” konusundadır. Engin Noyan’ın hazırlayıp sunduğu bir TV programına katılan İslâmoğlu aynen şöyle diyordu: “Kur’an’ın hiçbir yerinde, ‘şer’ Allah’a isnad edilmez, izafe edilmez
Muhterem Müslümanlar! Mustafa'nın 29. yanlışını ele aldığımız bu yazımız "hayrın ve şerrin kimden olduğu" konusundadır. Engin Noyan'ın hazırlayıp sunduğu bir TV programına katılan İslâmoğlu aynen şöyle diyordu: "Kur'an'ın hiçbir yerinde, 'şer' Allah'a isnad edilmez, izafe edilmez. 'Hayır ve şer Allah'tandır' ibaresi, kelamî olup Kur'anî değildir. Hicri ikinci yüzyılda, zındıklar tarafından, 'iki tanrı' inancından türetilmiştir ve geçen cümle Manihaizm'e karşı kelamcılarımızın tepkisidir. Yani tarihseldir, Kur'an'da yoktur."
Şimdi İslâmoğlu'nun bu ibarelerini İslâmi bilgilerin mihengine vuralım da kaç ayarlık bir konuşma yaptığı ortaya çıksın:
وَإِن تُصِبْهُمْ حَسَنَةٌ يَقُولُواْ هَـذِهِ مِنْ عِندِ اللّهِ وَإِن تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ يَقُولُواْ هَـذِهِ مِنْ عِندِكَ قُلْ كُلًّ مِّنْ عِندِ اللّهِ
"Kendilerine bir güzellik erişti mi 'bu Allah'tandır' derler. Bir musibet de değdi mi 'bu sendendir' derler. De ki: Hepsi Allah tarafındandır." (Nisa 78) Beydavi, Nesefi ve Zemahşeri bu âyeti şöyle yorumlarlar: "Var etme ve müsaade etme bakımından hepsi Allah'tandır.
Diğer bir âyette şöyle denilmektedir:
فَمَا لَكُمْ فِي الْمُنَافِقِينَ فِئَتَيْنِ وَاللّهُ أَرْكَسَهُم بِمَا كَسَبُواْ أَتُرِيدُونَ أَن تَهْدُواْ مَنْ أَضَلَّ اللّهُ وَمَن يُضْلِلِ اللّهُ فَلَن تَجِدَ لَهُ سَبِيلاً
"Size ne oluyor da yaptıkları nedeniyle Allah'ın baş aşağı ettiği münafıklar hakkında ikiye bölünüyorsunuz? Yoksa Allah'ın saptırdığına hidayet mi vermek istiyorsunuz? Allah her kimi saptırmışsa artık onun için bir yol bulamazsın." (Nisa; 88) Nesefi âyeti şöyle yorumlamıştır: "Bu âyet amelleri işlemenin kula, yaratma işinin Allah'a ait olduğunu göstermektedir."
Müslim'in rivayet ettiği Cibril hadisinde de şöyle denilmiştir:
اْلإِيمَانِ أَنْ تُؤْمِنَ بِاللَّهِ وَمَلاَئِكَتِهِ وَكُتُبِهِ وَرُسُلِهِ وَالْيَوْمِ اْلآخِرِ وَتُؤْمِنَ بِالْقَدَرِ خَيْرِهِ وَشَرِّهِ
"İman; Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah'tan olduğuna inanmandır." (Müslim, İman; 1)
Her iki âyete toplu bir göz attığımızda, hem hayrın ve şerrin hem de inanma ve saptırmanın Allah'tan olduğuna tanık olmaktayız. Ayrıca Muhammed; 1-8, Rad; 33, Zümer; 23-36, Casiye; 29, Araf; 186-187, 155, Kehf; 18, Şuara; 44-46, Rum; 29, Enam; 39, İsra; 97, Ğafir; 33 âyetlerinde de saptırma Allah'a isnad edilmiştir.
Sadeddin-i Taftezani inanma ve saptırma hakkında şöyle der: "Allah istediğini saptırır ve istediğini hidayete erdirir. Dalalet ve hidayeti Allah yaratır; çünkü tek yaratıcı Allah'tır. Sebebiyet verdiği gerekçesiyle bazen hidayet mecazi olarak Hz. Peygamber (s.a.v.)'e de izafe edilir. Aynı şekilde, vesvese yoluyla sebebiyet verdiği gerekçesiyle, bazen dalalet (saptırma) şeytana veya putlara isnad da edilir." (Şerh'ul-Akaid, s. 129)
Gördüğünüz üzere, birçok âyet açık ve net bir şekilde hem "hayır ve şer"in hem de "inanma ve saptırma"nın Allah'tan olduğunu belirtmektedir. Kendisine "Allah'ı en çok seven ve Allah tarafından en çok sevilen" görüntüsü vermeye çalışan İslâmoğlu, güya Allah'ı kötülüğü yaratmaktan tenzih etmektedir. Oysa bu uydurmasıyla ruhbani ve brahmani bir görüş olan "Allah'ı kötülükleri yaratmaktan tenzih etme" sapkınlığına maruz kalmaktadır.
Diğer taraftan "Allah'ın iyilikleri, insanların da kötülükleri yarattığı" şeklindeki söylem, laik Roma putperestliğinin ürünüdür. Çünkü onlar Allah'ın gökteki arşında iyilikleri sevk ve idare ettiğini, insanlarınsa yeryüzünde hem iyiliği hem de kötülüğü yönettiğini söylemekteydiler. Aslında bu inançlarıyla yeryüzünün tek hâkimi insandır şirkine düşüyorlardı. Öyle anlaşılıyor ki, müslümanların inançlarını zındıklığa ve maniheizme dayandıran İslâmoğlu'nun kendisi, Roma putperestliğiyle yoğrulan yeni Hristiyanlığın söylemini dillendirmektedir. Allah'ın selamı ve hidayeti hepimizin üzerine olsun.
Kardeşiniz Molla Musa Celali
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
Eymen Akça, 2020-11-17 09:10:10
Musa Hocam, Allah razı olsun. Gayet güzel ve ilmî şekilde cevap vermişsiniz. Allah ilminizi ziyade, ömrünüzü tavîl, sa'yinizi meşkûr, a'malinizi mebrûr eylesin. Âmin.
Bu yoruma katılıyor musunuz ?
DİĞER YAZILAR
Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir
Âl-i İmran:20
GÜNÜN HADİSİ
Gece içinde öyle bir saat vardır ki, müslüman olan herhangi bir kimse, dünya ve ahiret hususlarında Allah'dan bir hayır isterken duasını ona denk düşürürse, Allah; muhakkak istediğini kendisine verir.
Müslim, Ravi[Cabir (r.a.)]
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...