Muhterem kardeşlerim!

Mustafa tutturmuş "ben Allah'a yağcılık yapmam, Hz. Muhammed (s.a.v)'e salavat getirmem ve Kur'an'a abdestsiz dokunabilirim" diyor. Bu yanlışında ısrarcı olduğu için bu yazıyı kaleme almak zorunda kaldım.

Allah celle celaluhu, Hz. Âdem (a.s.)'dan Hz. Muhammed (s.a.v)'e kadarki bütün tevhidi dinleri üç temel kaynak üzerine kurmuştur: Allah, peygamber, vahiy. Aslında bu üç kaynak insanın rabbiyle diyalog kurabilmesinin dinamiğini oluşturur. İnsanın kendi aklıyla tek bir yaratıcıya ulaşıp, onun varlığına inanması mümkündür. Ancak Allahu Teâla kulunu yalnız bırakmamış; kendine ulaşan yolu peygamberleri vasıtasıyla göstermiştir. Peygamberlerinin olmadığı durumlarda ise, kendine giden yolu indirdiği kitaplarda ve peygamberlerden kalan bilgilerle göstermiştir. Örneğin Yahudiler bir fetret döneminde Tevrat'ı kaybettiklerinde, Allah Tevrat'ı ve Hz. Musa (a.s.)'dan kalanları melekler vasıtasıyla yeni peygambere ulaştırmıştır. Bir tevhid dini olan İslâm dini de üç temel kaynak üzerine kurulmuştur: Allah (c.c), peygamber Hz. Muhammed (s.a.v) ve vahiy-kitab (Kur'an). İslâm'ın diğer bütün imani ve ameli bilgileri bu üç kaynaktan beslenir.

Mustafa'nın başını çektiği dernek ve vakıfların websitelerine baktığınızda para kaynaklarına gösterdikleri saygıyı çarşaf çarşaf ilan etmektedirler. Bunun yanında, İslâm'ın üç temel kaynağını maske ve ekonomik bir meta olarak kullanmaktadırlar. Nalına da ve mıhına da vuran nalbant misali bazen İslâm'ın kaynaklarını överler; bazen de hakaret ederler. Aslında piyasadaki arz-talebe uygun olarak bazen İslâm düşmanlarının saflarına geçerler; bazen de derin Müslüman görüntüsü verirler.

Kardeşlerim, İslâm dininin bütün bilgileri Allah, peygamber ve vahiyden beslenir. Bu bilgi kaynaklarına saygı göstermek ve korumak gerekir; bu bilgileri tahrif ve tezyiften korumak için de mücadele verilmelidir.

Hem Allah, hem Hz. Muhammed (s.a.v) hem de Kur'an'ın bizzat kendisi Allah'a saygı göstermeyi emrediyor:

وَمَا قَدَرُواْ اللّهَ حَقَّ قَدْرِهِ إِذْ قَالُواْ مَا أَنزَلَ اللّهُ عَلَى بَشَرٍ مِّن شَيْءٍ

"Onlar, Allah'ı gereği gibi tanımadıkları için, 'Allah, hiçbir insana hiçbir şey indirmedi' dediler." (En'am, 91)

مَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ إِنَّ اللَّهَ لَقَوِيٌّ عَزِيزٌ

"Onlar, Allah'ı tanınması gerektiği gibi tanımadılar. Şüphesiz Allah, yegâne kuvvet sahibi ve mutlak galiptir." (Hac, 74)

وَمَا قَدَرُوا اللَّهَ حَقَّ قَدْرِهِ وَالْأَرْضُ جَمِيعاً قَبْضَتُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَالسَّماوَاتُ مَطْوِيَّاتٌ بِيَمِينِهِ سُبْحَانَهُ وَتَعَالَى عَمَّا يُشْرِكُونَ

"Onlar Allah'ı, O'nun tanınması gerektiği gibi hakkıyla tanıyamadılar. Oysa kıyamet günü yerkürenin tamamı O'nun (kudret) avucundadır." (Zümer, 67)

مَّا لَكُمْ لَا تَرْجُونَ لِلَّهِ وَقَاراً

"Size ne oluyor ki Allah için gerekli saygıyı gösterip (O'na) iman etmiyorsunuz? (Nuh, 13)

Hem Allah, hem Hz. Muhammed (s.a.v) hem de Kur'an'ın bizzat kendisi Hz. Muhammed (s.a.v)'e salavat getirmeyi emrediyor:

إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيماً

"Muhakkak ki Allah ve melekleri peygambere hep salat ile ikramda bulunurlar. Ey iman edenler haydin ona teslimiyetle salat ve selam getirin." (Ahzab, 56) Hem Allah, hem Hz. Muhammed (s.a.v) hem de Kur'an'ın bizzat kendisi abdestsiz olarak Kur'an'a dokunmamayı emrediyor:

لَّا يَمَسُّهُ إِلَّا الْمُطَهَّرُونَ

"Ona (kalbini şirkten dışını pisliklerden) temizleyenlerden başkası dokunamaz." (Vakıa, 79)

Bu üç kaynağa gösterilmesi gereken saygı hakkında daha önce detaylı üç yazı yazmıştım (MUSTAFA İSLÂMOĞLU'NUN YANLIŞLARI 6, 10 ve 14 nolu yazılarıma bakınız lütfen).

Fakat İslâmoğlu ve avanesinin planlı ve programlı olarak üç koldan İslâm'a saldırı düzenlediğini görünce tek bir başlık altında buna dikkat çekmek istedim. Tarih boyunca İslâm ümmeti nice saldırılara maruz kalmıştır, bazı coğrafyalardan tamamen silinmişlerdir. Fakat İslâm dini kıyamet gününe kadar baki kalacaktır.

Allah'ın celali ne yücedir! Allah'ın binlerce salat ve selamı peygamberinin üzerine olsun ki hiçbir zaman Kur'an'a abdestsiz dokunmadı. Selamlar.

Kardeşiniz Molla Musa Celali