BÃœYÃœK GÃœNAHLAR-16

XXI. Mürtedlik (dinden dönme) ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar 352-353. KEBİRE: Bir müslümana, kafir demek, Allah’ın düşmanı demek.


Muhammed Emin Er

.

2020-09-23 08:55:54

XXI. Mürtedlik (dinden dönme) ile ilgili bölümde geçen büyük
günahlar 352-353. KEBİRE: Bir müslümana, kafir demek, Allah'ın düşmanı demek.

Bununla İslamiyet'e küfretmek istemez de sadece ona sövmek isterse büyük günah işlemiş olur, yoksa kafir olur. Buhârî ile Müslim, bu hususta şöyle rivâyet etmişlerdir: "Kim bir kişiye, "kafir" veya "Allah'ın düşmanı" derse, o da öyle değilse, dediği kendisine döner." Bir rivâyetlerinde de: "Bir mü'mine küfür isnad etmek, onu öldürmek gibidir," denmiştir.

XXII. Hadler(cezalar)le ilgili bölümde geçen büyük günahlar

354. KEBİRE: Allah'ın hadlerinden birini engellemek için aracılık etmek.

İslâm ceza hukukundaki cezalara "had" denir; meselâ zina haddi, kazf haddi, hadd-i şürb (içki haddi) gibi. Söz konusu hadler Allah hakkı sayılan hususlar ihlâl edilerek işlenen suçlara uygulanır. Ebû Dâvûd ve Taberî, sağlam bir senedle İbn Ömer'den (r.a) şöyle dediğini rivâyet etmişlerdir: Rasûlullah'dan (s.a.v) şöyle dediğini işittim: "Kim aracılık yaparak Allah'ın hadlerinden birini engellerse, Allah'a karşı gelmiş olur. Kim bildiği halde haksız mücadele ederse, o işten elini çekinceye kadar Allah'ın gazabına uğrar."

355. KEBİRE: Müslümanın sırrını ifşa edip ayıplarını araştırarak onu halk içinde rezîl-ü rüsvây etmek.

Tirmizî, İbn Ömer'den (r.a) Resûlullah'ın (s.a.v) minbere çıkıp yüksek sesle şöyle konuştuğunu rivayet etmiştir: "Ey dilleri ile iman ettikleri halde kalplerine iman işlemeyenler! Müslümanlara eziyet etmeyin, sırlarını araştırmayın. Kim müslüman kardeşinin ayıbını araştırırsa, Allah da onun ayıbını araştırır. Allah da kimin ayıbını araştırırsa, onu evinin içinde de olsa tez zamanda rezîl-ü rüsvây eder." Taberânî'nin rivâyeti de şöyledir: "Bir mü'min, din kardeşinin ayıbını görür de örterse, Allah da o yüzden onu cennete koyar."

İbn Hacer diyor ki: Bazı ilim adamı dostlarımız şöyle demişlerdir: "Zina eden ve Allah hakkına âit bir günah işleyen herkes için kusurunu gizlemesi, cezalandırılması için açıklamaması müstehabtır. Çünkü Hâkim ile Beyhakî rivâyetlerinde şöyle denmiştir: "Kim bu çirkeflerden bir şey irtikab ederse, Allah'ın gizlediği gibi kendisi de gizlesin. Zira kim yaptığını bize açıklarsa, ona had tatbik ederiz."

Adam öldüren yahut iftirâ eden ise öyle değildir; onu ikrâr etmelidir ki kul hakkı ondan alınsın; çünkü kul hakkı Allah hakkı gibi geniş değildir. Keyf için yahut kabadayılık için kendisinin işlediği bir günahı anlatmak böyle değildir; o, kesin olarak haramdır. Çünkü bu hususta sahîh hadisler vardır. Şahid için de yarar gördüğü takdirde Allah hakkına dair günahları kapatması sünnettir; tabii eğer anlatmakta bir yarar görmezse. En iyisi anlatıp şâhitlik etmektir. Had icap eden günahı ikrâr vâciptir; ona had edilmesi gerekir, diyenler de, had tevbe ile düşmez görüşündedirler. Nevevî bunu kabul etmemiş, doğrusu bunu ikrâr etmemektir, demiştir. Haddin tevbe ile zâhirde düşmemesi zayıf kavle göredir. Ama bâtına göre tevbe ile günah düşer.

356. KEBİRE: Halk içinde salih insanlar gibi davrandığı halde; yalnız kaldığı zaman küçük de olsa günah işlemek.

İbn Mâce, Sevbân'dan (r.a) şöyle rivâyet etmiştir ki hadisin ravileri sağlamdır. Peygamber (s.a.v) şöyle demiştir: "Ümmetimden öyle kimseler biliyorum ki kıyâmet gününde Tihâme'nin ak dağları gibi amellerle gelirler. Ancak, Allah onları toz duman eder." Sevbân: "Ya Resûlullah, onları bize anlat ki bilmeden onlardan olmayalım," dedi. O da: "Onlar sizin kardeşlerinizdir, sizin aşiretinizdendir. Gece sizin gibi kalkar ibâdet ederler; ancak Allah'ın haram ettiği şeylerle başbaşa kalınca, haramları işlerler," buyurdu.

357. KEBİRE: Allah'ın herhangi bir haddini tatbikte gevşeklik etmek.

İbn Mâce, sağlam bir senedle şu senedi rivâyet etmiştir: Yakına da, uzağa da Allah'ın haddini tatbik edin. Kınayanların siteminden korkmayın. Buhârî, Müslim ve Sünen sahipleri şöyle rivâyet etmişlerdir: "Kureyş, hırsızlık eden Mahzumlu bir kadınla çok ilgilendiler; bu hususta Resûlullah (s.a.v) ile kim konuşur? diye adam araştırdılar. Resûlullah'ın (s.a.v) dostu Üsâme b. Zeyd'den başka buna kim cesâret edebilir? dediler. Üsâme onunla konuşunca, Resûlullah (s.a.v): Ey Üsâme! Allah'ın hadlerinden bir haddin durdurulması için mi şefaat ediyorsun? dedi. Sonra da kalkıp hutbeye çıktı, şöyle dedi: "Sizden öncekileri şu helâk etti: Onlar eşraftan biri hırsızlık ettiği zaman onu bırakırlardı; zayıf biri hırsızlık ettiği zaman ona had tatbik ederlerdi. Allah'a yemin ederim ki, Muhammed'in kızı Fatıma bile hırsızlık etseydi, onun da elini keserdim".

358. KEBÄ°RE: Zina etmek.

Allah Teâlâ: "Zinaya yaklaşmayın! O, çirkin bir şey, kötü bir yoldur,"(İsrâ Sûresi, 32) buyurmuştur. Buhârî ile Müslim, İmam Ahmed, Tirmizî ve Nesâî, İbn Mes'ud'dan (r.a), şöyle dediğini nakletmişlerdir: Resûlullah'a (s.a.v), Allah katında günahların en büyüğü hangisidir? dedim. O da: Seni yaratan Allah'a şirk koşmandır, dedi. Ben: Bu, gerçekten büyük bir günahtır; sonra hangisi? dedim. O da: Seninle beraber yemek yer korkusuyla çocuğunu öldürmendir, dedi. Sonra hangisidir? dedim. O da: Komşunun karısı ile zina etmendir, dedi. Nesâî ile Tirmizî rivâyetine göre peşinden şu âyeti okudu: "Onlar ki Allah'ın yanı sıra başka bir ilaha dua etmezler. Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa günahla karşılaşır. Kıyâmet gününde de azabı kat kat olur. Cehennemde ebedî olarak kalır; ancak tevbe edenler müstesnâ."(Furkan Sûresi, 68) İmam Ahmed de sağlam raviler kanalıyla Resûlullah'dan (s.a.v) şöyle rivâyet etmiştir: "Resûlullah ashâbına: "Zina hakkında ne dersiniz?" dedi. Onlar da: "Allah'ın ve Resûlünün kıyâmete kadar haram ettiği bir şeydir," dediler. Resûlullah da: "Bir adamın, komşusunun karısıyla zina etmesi, on kadınla zina etmesinden çok daha çirkin ve kötüdür" dedi." Müslim şöyle rivâyet etmiştir: "Mücahidlerin kadınlarının haramlığı. savaşa gitmeyenler için analarının haramlığı, gibidir. Bir adam cihada gitmez de mücahidlerden birinin ailesinin yanına gider gelir, ona hiyanet ederse, kıyâmet günü o mücahid onun başında durur, sevaplarından istediği kadar alır."

Tirmizî, İbn Hibbân ve Hâkim, İbn Ömer'den (r.a) rivâyet etmiştir ki İbn Ömer, Rasûlullah'dan (s.a.v) şöyle dediğini işittim, demiştir: "İsrâiloğullarından Kifl adlı biri hiç bir günahtan çekinmezdi. Ona bir kadın geldi; Kifl, kendisiyle cinsi münasebette bulunması için kadına altmış dinar verdi. Tam oturup da o kötü işi yapacağı zaman kadın titredi ve ağladı. Kadına: Niçin ağlıyorsun, seni zorladığım için mi? dedi. O da, hayır, ancak ben bu işi şu ana kadar yapmadım; şimdi beni ihtiyaç buna sevk etti, dedi. O da: Sen bunu Allah korkusundan yapıyorsun; ben senden daha çok korkmalıyım; haydi git, verdiğim para senin olsun. Allah'a yemin ederim ki, bir daha ona isyan etmem, dedi ve o gece öldü. Sabahleyin kapısında: "Allah Kifl'i bağışladı," yazıldığı görüldü. İnsanlar da buna şaşıp kaldılar."

Hâkim'in sahîh ve Buhârî ile Müslim'in şartlarını haiz olduğunu söylediği ve ayrıca Beyhakî' tarafından da rivâyet edilen bir hadiste Rasûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Ey Kureyş gençleri! Namuslarınıza sahip olun; zina etmeyin. Şunu bilin ki, kim namusuna sahip olursa, cennet onundur." İbn Hibbân Sahîh'inde şöyle rivâyet etmiştir: Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu muhafaza eder ve kocasına itaat ederse, cennetin istediği kapısından içeri girer."

359. KEBİRE: Livata (homoseksüellik) yapmak veya hayvana yaklaşmak.

İbn Mâce, Tirmizî ve Hâkim, Câbir'den (r.a) Resûlullah'ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivâyet etmişlerdir (ki Tirmizî, hadisin sahîh olduğunu söylemiştir) : "Ümmetim için en çok korktuğum şey, livatacılıktır (homoseksüelliktir)," demiştir. İbn Mâce de aynı raviden şöyle dediğini rivâyet etmiştir: "Resûlullah (s.a.v) yüzünü bize döndü: Ey muhacirler, beş haslet vardır ki yakanızı onlara kaptırırsanız… onları yapmanızdan Allah'a sığınırım, dedi ve şöyle buyurdu: Bir toplum, fuhşu açıkça yapar da meydana çıkarsa, aralarına eski milletlerde olmayan tâun hastalığı yayılır."

360. KEBÄ°RE: Hayvana yaklaÅŸmak, onunla cinsi temasta bulunmak.

Taberânî, el-Evsat'ta, Ebû Hureyre'den (r.a) rivâyet ettiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle demiştir: "Allah mahlûkâtından yedisine, yedi kat göklerin üzerinden lânet etmiştir. Onlardan her birine bir lânet etmiştir ki o, ona yeter: Lut kavminin fiilini işleyen mel'undur, Lut kavminin fiilini işleyen mel'undur, Lut kavminin fiilini işleyen mel'undur. Allah'dan başkasının adına hayvan kesen mel'undur. Herhangi bir hayvana yaklaşan mel'undur. Anasına babasına isyan eden mel'undur. Bir kadınla kızını bir nikâhta birleştiren mel'undur. Başkasının arazisinin hududunu değiştiren mel'undur. Efendisinden başkasına intisab eden köle mel'undur." Ebû Dâvûd ve diğerleri de şöyle rivâyet etmişlerdir: "Hayvana yaklaşanı öldürün, hayvanı da onunla beraber öldürün."

361. KEBİRE: Bir kadına dübüründen yaklaşmak.

Tirmizî, Nesâî ve İbn Hibbân şöyle rivâyet etmişlerdir: "Allah erkeğe yaklaşan veya bir kadına dübüründen yaklaşan adamın yüzüne bakmaz." Ebû Dâvûd şöyle rivâyet etmiştir: "Kim hayızlı kadına yaklaşır, yahut bir kadına dübüründen yaklaşırsa, yahut bir kâhine gider de onu tasdik ederse, Muhammed'e (s.a.v) indirilenden uzaklaşmış olur."

İbn Hacer, Zevâcir'de şöyle demiştir: Livatacılık, Şafiilerin meşhur kavline göre zinaya dâhildir. Ulemânın çoğunluğuna göre ona da had cezası uygulanır. İmamlarımızdan bazıları hayvana ve kadına arkasından yaklaşmayı livata gibi değerlendirmişlerdir. Ashab ise bunu yapanı öldürmede ittifak etmişler; ancak nasıl öldürüleceğinde ihtilâf etmişlerdir. Beğâvî şöyle demiştir: Alimler, homoseksüel hakkında ihtilâf etmişler; bazıları, bunu yapana, evli ise zina haddi tatbik edileceğini, evli değilse yüz değnek vurulacağını söylemişlerdir ki Şafii'nin en açık görüşü de budur. Ebû Yusuf ile İmam Muhammed'den de aynı görüş rivâyet edilmiştir. Bazıları da, homoseksüel, evli olmasa da recm edilir, taşla öldürülür, demişlerdir. İmam Mâlik, İmam Ahmed ve İshak b. Rahûye bu görüştedirler. Şafii'nin diğer görüşü de, hadis-i şerifte ifâde edildiği gibi bunu, yapanın da yaptıranın da öldürüleceği yönündedir. Hafız Münzirî de şöyle demiştir: Halifelerden şu dördü, Ebû Bekr, Ali, Abdullah b. Zübeyr ve Hişam b. Abdülmelik, homoseksüeli ateşte yakmışlardır.

362. KEBİRE: Kadınların, kendi aralarında sevicilik (lezbiyenlik) hareketi yapması.

Bu da erkeklerin yaptığını taklid etmeleridir. Bazıları böyle açıklamışlardır. Buna da Peygamber'in (s.a.v) şu hadislerini delil getirmişlerdir: "Sevicilik kadınların kendi aralarındaki zinasıdır. Allah üç kimsenin, getirdiği kelime-i şehâdeti kabul etmez: Binen ve binilen erkek, binen ve binilen kadın, adâletsiz lider."

363. KEBİRE: Ortağın, ortaklık câriye ile cinsi temasta bulunması. 364. KEBİRE: Erkeğin, ölmüş karısı ile cinsi temasta bulunması. 365. KEBİRE: Velisiz ve şâhitsiz kıyılan nikâhtan sonra cinsi temasta bulunmak. 366. KEBİRE: Kiralık kadın ile cinsi temasta bulunmak. 367. KEBİRE: Mut'a nikâhı ile cinsi temasta bulunmak. 368. KEBİRE: Zina edecek birisi için kadın tutmak.

İbn Hacer şöyle demiştir: Her ne kadar bunlara zina denmezse de büyük günah sayılmaları açıktır. Zira bunlar, ağır haram olma bakımından manen zina demektir. Çünkü bunlarda da fuhşun tüm edepsizliği ve suların yani neseplerin karışması vardır. İbn Hacer daha sonra: Bil ki, ilim adamlarımız, zor altında yapılan zinanın da mübah olmayacağını açıkça ifâde etmişlerdir, demiştir.

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

Andolsun ki biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur'an'da insanlara her türlü misali verdik.

Zümer,27

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Sen dünyada bir garib veya bir yolcu gibi ol.

Buhari, Rikak 2; Tirmizi, Zühd 25, (2334)

TARÄ°HTE BU HAFTA

*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI