BÜYÜK GÜNAHLAR-11
248. KEBİRE: Gıybet. Bu da bir müslümanı yahut gayr-ı müslim’i hoşlanmayacağı şeyle anmaktır. Allah Teâlâ, “Birbirinizi gıybet etmeyin; biriniz ölü din kardeşinin etini yemek ister mi?” (Hucurat Sûresi, 12) demiştir.
Bu da bir müslümanı yahut gayr-ı müslim'i hoşlanmayacağı şeyle anmaktır. Allah Teâlâ, "Birbirinizi gıybet etmeyin; biriniz ölü din kardeşinin etini yemek ister mi?" (Hucurat Sûresi, 12) demiştir.
249. KEBİRE: Gıybeti işittiği halde isteyerek ve kabullenerek sükût etmek.Zira kötü bir şeyi, gücü yettiği halde reddetmek büyük günahlardandır. Gıybet de kötülüklerin en büyüklerindendir.
250. KEBİRE: Kötü lakab takmak.Allah Teâlâ, "Birbirinize lakab takmayın; iman ettikten sonra kötü ad ne fena bir şeydir! Kim buna tevbe etmezse, işte onlar zâlimlerin ta kendileridir," (Hucurat Sûresi, 11) buyurmuştur.
251. KEBİRE: Müslümanla alay etmek.Allah Teâlâ, "Ey iman edenler, erkekler erkeklerle alay etmesinler; belki alay edilenler alay edenlerden daha hayırlıdırlar. Kadınlar da birbirleriyle alay etmesinler; belki alay edilenler alay edenlerden daha hayırlıdırlar," (Hucurat Sûresi, 11) buyurmuştur.
252. KEBİRE: Koğuculuk.Bu da bozgunculuk niyetiyle insanlar arasında laf götürüp getirmektir. Buhârî ve Müslim şöyle rivâyet etmişlerdir: "Koğucu cennete giremez." Buhârî ile Müslim ve diğerleri şöyle rivâyet etmişlerdir: "Resûlullah (s.a.v) iki mezara rastladı ve şöyle buyurdu: Bunlar azab olunuyorlar, aslında azap sebebi olan günahtan kaçınmaları onlar için zor değildi; ancak kolay olduğu halde (kaçınmadıkları için) büyük günah olmuştur. Biri koğuculuk ederdi, diğeri ise sidikten sakınmazdı."
253. KEBİRE: İki dille konuşmak, yani iki yüzlülük etmek.Böyle yapanların Allah katında yüzleri, itibârları yoktur. Buhârî ve Müslim şöyle bir hadis rivâyet etmektedirler: "İnsanların en kötüleri iki yüzlüleridir ki birilerine bu yüzle, diğerlerine öteki yüzle gelirler." Buhârî şöyle rivâyet etmiştir: Bazı kimseler İbn Ömer'e, "Biz, sultanın huzuruna giriyor; daha önce konuştuğumuz gibi konuşmuyoruz," dediler. O da: "Biz bunu Resûlullah'ın (s.a.v) zamanında münâfıklık sayardık," dedi.
254. KEBİRE: Bühtan ve iftirâ etmek.İmam Ahmed rivâyet etmiştir: "Beş şeyin keffâreti yoktur: Allah'a şirk koşmak, haksız yere cana kıymak, mü'mine bühtan etmek, savaştan kaçmak ve haksız mal elde etmek için yalan yere yemin etmek. Taberânî'nin rivâyet ettiği bir hadis ise şöyledir: "Kim bir kimseyi onda olmayan bir kusurla anarsa, dediğini isbat edinceye kadar Allah onu cehennemde hapseder."
255. KEBİRE: Velînin, velisi olduğu kadını evlilikten men etmesi.Mesela, aklı başında ve ergin bir kadının, kendini denk biri ile evlendirmesini isteyerek velî tayin ettiği bir kişinin bunu yapmaması gibi. Nevevî şöyle demiştir: "Müslümanlar, bir kadını evlenmekten alıkoymanın büyük günah olduğunda icmâ etmişlerdir; ancak benim ve diğer imamların tesbit ettiği husus, bunun küçük günah olduğudur."
256. KEBİRE: Başkasının evlenmek istediği kadınla evlenmek isteyip dünür gitmek.Bu davranış bir yönden başkasının satın aldığı şeyi satın almağa benzer. O maddeye bakınız.
257. KEBİRE: Kadını, kocasına karşı kışkırtmak.Peygamber (s.a.v): "Emânete yemin eden (çünkü Allah'tan başkası adına yemin edilmez) ve kadını kocasına karşı yahut kölesini efendisine karşı isyana ve bozgunculuğa teşvik eden bizden değildir," demiştir.
258. KEBİRE: Kocayı karısına karşı kışkırtmak, aklını çelmek.Peygamber (s.a.v), "Eşleri birbirine karşı, yahut köleyi efendisine karşı kışkırtan bizden değildir," demiştir.
259. KEBİRE: Nesep, süt kardeşliği veyahut müsâhere ile (evlilikte ortaya çıkan durum, hısımlık) kendisine haram olan kadınla nikâh kıymak, isterse onunla yatmasın.Zira mahremi ile nikâha teşebbüs etmesi, şeriat perdesini yırtmağa niyet ettiğini gösterir. Din şöyle kalsın, kendisinde azıcık insanlık olan böyle bir şey yapmaz.
260-261-262. KEBİRE: Karısını boşayan erkeğin hülleye râzı olması, boşanan kadının da buna ses çıkarmaması.İmam Ahmed, Nesâî ve diğerleri, Resûlullah'ın (s.a.v) hülle yapana da, yaptırana da lânet ettiğini rivâyet etmişlerdir. İbn Mâce'nin rivâyet ettiği bir hadis şöyledir: "Resûlullah (s.a.v), "Size kiralık tekeden haber vereyim mi?" dedi. "Evet, ya Resûlullah," dedikleri zaman: "O, hüllecidir; Allah hülle yapana da, yaptırana da lânet etsin," dedi." Bazıları, bu iki hadisi; hülleciye nikâh kıyılırken boşamasını şart etmeğe hamletmişlerdir. Eğer şart etmezlerse, büyük günah değildir, demişlerdir.
263-264. KEBİRE: Erkeğin, karısının, karısının da erkeğin sırrını ifşâ etmesi.Mesela aralarında geçen cimâ' gibi gizli şeylerin ayrıntılarını başkalarına anlatması gibi. Peygamber (s.a.v): "Allah katında durumu en kötü olan adam, karısına yaklaşan, karısı da ona yaklaşan, sonra da karısının sırrını ifşa eden kimsedir," demiştir. Hadisi, Müslim, Ebû Dâvûd ve diğerleri rivâyet etmiştir. İmam Ahmed rivâyetinde de Efendimiz: "Belki de bir adam, karısına ne yaptığını, belki de bir kadın, kocası ile ne yaptığını anlatmaktadır?… Bunlar insanların gözü önünde çatışan (çiftleşen) erkek ve dişi şeytanlara benzerler," demiştir.
265. KEBİRE: Erkeğin, karısına yahut câriyesine arkasından (dübüründen) yaklaşması.Tirmizî ile Nesâî İbn Abbâs'dan (r.a) şöyle rivâyet etmişlerdir: Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Allah, erkeğin yahut kadının arkasından (dübüründen) yaklaşan kimsenin yüzüne bakmaz." Taberânî'nin sağlam senedle yaptığı rivâyet de şöyledir: "Kim kadınlara arkalarından(dübüründen) yaklaşırsa, kafir olmuştur." İmam Ahmed ile Ebû Dâvûd rivâyetinde de: "Kim bir kadına dübüründen yaklaşırsa," denmiştir.
266. KEBİRE: Yabancı bir kadının yahut yabancı bir erkeğin yanında karısı ile cinsi münasebette bulunmak.Bu durum, söz konusu hareketi yapanın, dinle hiç bir ilgisinin kalmadığını gösterir. Sonra bu, yabancı kadınla yahut yabancının kendi karısıyla kötü işler yapmasına götürür.
267. KEBİRE: Bir kadınla mehrini istediği takdirde vermemek niyetiyle evlenmek.Taberânî sağlam senedle şöyle rivâyet etmiştir: Resûlullah (s.a.v), "Herhangi bir adam, bir kadınla az veya çok mehirle evlenir de içinde hakkını ona vermek niyeti olmaz ve vermeden de ölürse, Allah'ın huzuruna zinakâr olarak çıkar," demiştir.
X. Düğünle ilgili bölümde geçen büyük günahlar
268. KEBİRE: Önemli olsun olmasın herhangi bir şeyin üzerine canlı resmi çizmek, isterse kanatlı at gibi dünyada benzeri olmayan nesne olsun.Allah Teâlâ: "Allah'a ve Resûlüne eziyet edenlere, Allah dünyada ve ahirette lânet etmiştir, onlar için alçaltıcı bir azap hazırlamıştır" (Ahzab Sûresi, 57) buyurmuştur. İkrime, âyette geçen kişilerin resim yapanlar olduklarını söylemiştir. Buhârî ile Müslim Resûlullah'ın (s.a.v) şöyle buyurduğunu rivâyet etmişlerdir: "Bu resimleri yapanlara kıyâmet gününde azap edilir. Onlara, "Yarattıklarınıza can verin," denir." Fakihlerin, yere, halıya ve benzeri ayak altında çiğnenen şeylere resim yapmanın câiz olduğuna dair hükümleri, yukarıda bahsettiğimiz genel hükme aykırı değildir. Zira bundan maksat, öyle kalması câizdir, imha etmek vâcip değildir, demektir. Eğer bu gibi resimler düğün evinde olursa, orada bulunması hükme mani teşkil etmez. Yoksa canlı resmi çizmek, mutlak olarak haramdır. İsterse resmin onsuz yaşayamayacağı iç ve dış organları olmasın. Gölgesi yani hacmi olan şeyi imhâ etmenin vâcip olduğunda ise ulemâ icmâ etmişlerdir. Kadı şöyle demiştir: Ancak küçük kız çocuklarının oyuncaklarına müsaade vardır. Bununla beraber İmam Mâlik, bir kimsenin, kız çocuğuna böyle oyuncak almasını mekrûh görmüştür.
269-270. KEBİRE: Tüfeylîlik (asalaklık) etmek.Tufeylilik, bir kimsenin izni ve rızası olmaksızın yemeğine sokulmaktır. Misafirin, ev sahibine bildirmeden doyduktan sonra yedikleri de buna dâhildir. İbn Hibbân, Sahîh'inde, Ebû Humeyd es-Saîdî'den (r.a.) şöyle rivâyet etmiştir: Resûlullah (s.a.v), "Bir kimsenin gönlü râzı olmadan sopasını almak dahi helâl değildir," demiştir. Bu iki hareket, insanların mallarını bâtıl sebeplerle yeme cümlesindendir.
271. KEBİRE: İnsanın zararını açıkça bildiği halde kendi malından da olsa çok yemesi;zira nefse zarar vermek de başkasına zarar vermek gibi büyük günahtır.
272. KEBİRE: Lükse kaçarak yemede ve içmede çok açılmak.Zira bunda kibir ve kendini beğenme vardır. Bu, haram yemeğe de götürür. O zaman Cenâb-ı Allah'ın, "Siz, güzelliklerinizi dünya hayatınızda bitirdiniz, ondan zevklendiniz. Bugün ise alçaltıcı azap ile karşılığını göreceksiniz." hükmüne girer.
XI. Kadınlarla iyi geçinme ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar
273. KEBİRE: Eşlerden birini haksız ve aşırı derecede diğerine tercih etmek.Tirmizî ve Hâkim, Ebû Hureyre'den (r.a) şöyle rivâyet etmişlerdir. Resûlullah (s.a.v): "Kimin iki karısı olur da, aralarında adâlet icrâ etmezse, kıyâmet gününde bir tarafı düşük (felçli) olarak gelir," demiştir.
-devam edecek-
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
BÜYÜK GÜNAHLAR-23
462. KEBİRE: İsyanları itaatini bastıracak şekilde bir veya birçok küçük günaha devam etme
BÜYÜK GÜNAHLAR-22
XXIX. Şâhitlikle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 437. KEBİRE: Yalancı şâhitlik etme
BÜYÜK GÜNAHLAR-21
XXVIII. Kadılıkla ilgili bölümde geçen büyük günahlar 417. KEBİRE: Kadılık talep etmek.
BÜYÜK GÜNAHLAR-20
Yeminlerle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 409. KEBİRE: Sahibini günaha batıran, yani
BÜYÜK GÜNAHLAR-19
399. KEBİRE: Vebâdan kaçmak. Allah Teâlâ: “Ölüm korkusu ile yurtlarından çıkan binlerc
BÜYÜK GÜNAHLAR-18
XXIII. Cihadla ilgili bölümde geçen büyük günahlar 390. KEBİRE: Farz-ı ayn olduğu zaman ci
BÜYÜK GÜNAHLAR-17
369. KEBİRE: Hırsızlık. Allah Teâlâ: “Erkek ve kadın hırsızın, Allah’dan bir ibret v
BÜYÜK GÜNAHLAR-16
XXI. Mürtedlik (dinden dönme) ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar 352-353. KEBİRE:
BÜYÜK GÜNAHLAR-15
XVIII. Büyü ve kehânet ile ilgili bölümde geçen büyük günahlar 320-321-322-323. KEBİRE:
BÜYÜK GÜNAHLAR-14
XVI. Kölelerle ilgili bölümde geçen büyük günahlar 304. KEBİRE: Kölenin, efendisinden baş
BÜYÜK GÜNAHLAR-13
289. KEBİRE: Müslümana sövmek. Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî ve İbn Mâce, İbn Mes’
Artık Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur'an'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Teğabün, 8
GÜNÜN HADİSİ
"Oruçlu için iki sevinç vardır: Biri, orucu açtığı zamanki sevincidir, diğeri de Rabbine kavuştuğu zamanki sevincidir. Oruçlunun ağzından çıkan koku (haluf), Allah indinde misk kokusundan daha hoştur."
Ebu Hüreyre
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*I.Dünya Savaşı Sona Erdi(11 Kasım 1918) *Bolu-Düzce-Kaynaşlı Depremi(12 Kasım 1999) *Mehmed Zahid Kotku Hz.lerinin Vefatı(13 Kasım 1980) *K.K.T.C Kuruldu(15 Kasım 1983) *Muhyiddin-i Arabi Hz.lerinin Vefatı(16 Kasım 1240)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...