ÂLİMLERE VE KENDİSİNDEN ÖNCEKİ MÜSLÜMANLARA KARŞI SAYGISIZLIĞI

Muhterem Müslümanlar! Mustafa İslâmoğlu kasıtlı ve planlı olarak hem âlimlere hem de kendisinden önce yaşamış Müslümanlara saldırmakta, onları itibarsızlaştırmaktadır. Buna karşın, küfrün geçmişteki ve şimdiki elebaşlarıyla barış içinde yaşamaktadır. Bu barışın yasak meyvelerinden bolca yemektedir.


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2020-07-08 09:35:39

Muhterem Müslümanlar!

Mustafa İslâmoğlu kasıtlı ve planlı olarak hem âlimlere hem de kendisinden önce yaşamış Müslümanlara saldırmakta, onları itibarsızlaştırmaktadır. Buna karşın, küfrün geçmişteki ve şimdiki elebaşlarıyla barış içinde yaşamaktadır. Bu barışın yasak meyvelerinden bolca yemektedir.

Haşr suresi 10. âyette

وَالَّذِينَ جَاؤُوا مِن بَعْدِهِمْ يَقُولُونَ رَبَّنَا اغْفِرْ لَنَا وَلِإِخْوَانِنَا الَّذِينَ سَبَقُونَا بِالْإِيمَانِ وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلّاً لِّلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَؤُوفٌ رَّحِيمٌ

" Onlardan sonra gelenler de " Ey Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman eden kardeşlerimizi bağışla, iman edenlere karşı bizim kalbimizde hiç bir kin bırakma. Şüphesiz ki sen çok şefkatli ve çok merhametlisin " derler.

Beydavi tefsiri ve Es-Savi ala'l-Celaleyn tefsirinde bu âyette kast edilen müminlerin muhacir ve ensardan sonra gelenler olduğu belirtilmiş, böylece kıyamete kadar ki bütün müslümanlar bu kapsama alınmıştır.

Kardeşlerim, göründüğü üzere Kur'an Müslümanları üç kısma ayırmıştır: Muhacir, Ensar ve onlardan sonra gelenler. âyet, açık ve net bir şekilde bizden önce yaşamış olan Müslümanlara karşı kin tutmamızı yasaklamakta, onlara dua etmemizi emretmektedir.

Mustafa İslâmoğlu ve çevresi ise, İslâm ümmetinin her taraftan saldırı altında olduğu bir dönemde, oryantalistlerin safında Müslümanların geçmişine ve geleceğine saldırmaktadır. Bu saldırısı karşılığında batılılar, ara-sıra onu ülkelerine çağırıp madalya ve ödüller de vermektedir. Her gün savunmasız bir ölüye saldıran İslâmoğlu, avukatlı ve korumalı İslâm düşmanlarına gık çıkarmıyorsa, ortak bir paydaları vardır demektedir. Tövbeye zaman varken bu yanlıştan dönmesini tavsiye ediyor, hidayet diliyoruz.

"İMAMLAR KUREYŞ'TENDİR" HADİSİNİ İNKÂR EDİŞİ

Muhterem kardeşlerim!

İslâmoğlu, tarihsel süreç içerisinde hilafetin Kureyşlilerden başkalarına geçişini bahane ederek bu konudaki hadisleri inkâr etmektedir.

Hakim ve Beyhaki'nin hasen bir senetle Hz. Ali ( r.a. ) 'dan rivayet ettiklerine göre Hz. Peygamber ( s.a.v. ) " İmamlar Kureyş' tendir " demiştir . Medineli müslümanlar Sakife (gölgelik)'de toplanıp halife seçmek istediklerinde Hz. Ebu Bekir (r.a.) bu hadisi hatırlatarak, imamın Kureyş'ten olması gerektiğini söylemiş, böylece bütün müslümanlar onu tasdik etmiştir. Doğrusu tarihsel süreç, İslâmoğlu'nu yalanlamaktadır. Çünkü Hz. Ebu Bekir bu hadis ışığında halife olmuş, ondan sonra gelen bütün halifelerin de Kureyş'ten olması bu icmanın sonucudur.

Bu hadisin açıklamalarına baktığımızda Feyzul-Kadir'de şu ibare geçmektedir: Cumhur, bu hadisle amel edilmesi ve imamın Kureyşli olması gerektiğini söylemiştir.

Şia, Hz. Ali'nin çocuklarından olması gerektiğini belirtmiştir. Bazıları Hz. Abbas'ın çocuklarından olmasını uygun görmüştür. Mutezile ve Hariciler ise "Kur'an ve sünnetle hükmettiği müddetçe, Kureyşli olmasa bile, Arap olmayanın da imam olabileceğini " belirtmişlerdir.

Kadı İyad "İmamın Kureyşli olması meselesi bütün alimlerce kabul edilmiş, icma seviyesine çıkmıştır. Bu konuda Mutezile ve Haricilerin söylemine itibar edilmez " demiştir. [Feydu'l-Kadir c.3 s.189 ]

Taftazani, Şerhu'l Akaid'de ( s.183 ) şöyle der : " İmametin Kureyş dışında olması caiz değildir. Her ne kadar tek kişiden rivayet edilen bir hadis de olsa, Hz. Ebu Bekir (r.a.) buna dayanarak halife olmuş, Ensar ve Muhacir'den kimse ona itiraz etmemiştir. Daha sonra Mu'tezile ve Hariciler muhalefet etmişlerdir "

Diğer taraftan İmam-ul Harameyn İrşad'da, Gazali İktisad'da ve İmam Eşari Makalat'ta bu hadisle amel edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir.

Kardeşlerim! Âlimler, Kureyşli imamın olmadığı veya adaletli bir Kureyşli'nin olmadığı durumlarda Arap veya Kureyşli olmayan bir kimsenin halife/imam olabileceği belirtmişlerdir. Hal böyle iken, İslâmoğlu'nun keyfine göre hadis inkârı kabul edilemez bir durumdur…

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et!

Nahl, 125

GÜNÜN HADİSİ

"Şekavet sahibi Allah'a yakındır, insanlara yakındır, cennete yakındır, cehennemden uzaktır. Cimri ise Allah'tan uzaktır, insanlardan uzaktır, cennetten uzaktır, cehenneme yakındır. Cahil şekavet sahibini Allah, cimri ibadet düşkününden daha çok sever."

Tirmizi, Birr 40, (1962)

TARİHTE BU HAFTA

*Muhammed Raşid Hz.lerinin Vefatı. (22 Ekim 1993) *Astronomi Alimi Uluğ Bey'in Vefatı(25 Ekim 1449) *Fatih Sultan Mehmed Han'ın Trabzon'u Fethi(26 Ekim 1461)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI