DİN GERÇEĞİ
Vehbi Vakkasoğlu, Cihan Yayınları-İst.-1984 1. Bu iklimin ekmek ve suyu ilim ve teknoloji; nefes ve havası milli ve manevi kültürümüz olmalıdır...
Bu iklimin ekmek ve suyu ilim ve teknoloji; nefes ve havası milli ve manevi kültürümüz olmalıdır...
Bir cemiyetin inanç denilen kavrama ihtiyacı var mıdır? Yok mudur? Var ise bu inanç kavramı Türk milleti için ne olmalıdır?
İnsandaki arzu ve ihtiyaçlar, sağlıklı yollarla giderilmediği takdirde, tatmin için ya sağlıksız yollar aranacak veya şuur altına itilerek ruhi kompleksler ve bunalımlar olarak insan davranışlarına ve cemiyet hayatına yansıyacaktır.
Kalkınma bir insan eseridir. Çalışma hayatı, iktisadi ve ticari faaliyetler, içtimai hadiseler hep insan içindir., insan üzerinedir. Ekonomik kanunları hep insan mihveri etrafındadır. Çünkü, bu sahalarda başarılı neticeler insan yeteneğinin kemaline tabiidir.(300)
Milli ve manevi değerler ferde gelenek, örf ve genel kültür tarzında değil, şuur, hayat ve ideal tarzında verilmelidir...
İnsan fiziki yapısından ibaret olmayıp ruhi yapısı da olduğuna göre, eğitime düşen görev, insanın bu ayrılmaz yapısını bir bütün içinde ele alıp, beraberce inşa etmektir...
*İnsanı kendi varlığını tefekkürden alıkoyamazsınız..
İnsan fıtrat itibariyle bulunduğu kabın şeklini alan su gibidir. İşte eğitim....
Mevcut buhranların sebeplerini, kağıt üzerindeki kanunlarda arayacağımıza, insan unsurunda teşhis etmeliyiz...
Bir ayağı milli ve manevi değerlere, diğer ayağı ilim ve teknolojiye basan ve bir pergel...............
11. Hümanist kültür, bir millete, bir kültüre, bir inanca, bir tarihe mensubiyet şuurunu yok eder...
Milli ve manevi kültürümüz her türlü zaaf ve kötülük duygularından salim bir karakter oluşturur.
Toplumu ileriye götürecek hamleler içtimai bünyesi sağlam cemiyetlerde görülür...
Sosyal ve ekonomik kalkınmanın konusu da vasıtası da insandır.(300) Ancak uzun süreden beri ve halen bu mevkii işgal eden, kanun, anayasa, rejim de aranmış, insanın maddi ve ruhi cephesinin bu kavramları tahkim ve teçhiz edeceğine inanılmıştı...
15.Ä°ÅŸ verimini temin eden psikoloji....
Başarıyı hazırlayan psikoloji...
17.Milletimizin içine düştüğü sosyal ve kültürel bunalımların vebali aydınlar üzerinedir...
Aydın problemi...
Ebediyet arayan her arzusunu sonsuzluk hissiyle birleştirmeye çalışan insan tabiatı, dünya hayatının kısalığı ve geçiciliği karşısında, bir inancın temin edeceği maneviyattan güç almaya ve ruhen ona sığınmaya ihtiyaç duyar.(314)
*Şahsiyetinin manevi cephesi ihmal edilen nesillerin ilişkileri menfaat esasına dayanan yığınlar haline gelmiş, kendi menfaatlerinin müsaade ettiği kadar bir araya gelmiş, bekledikleri menfaat kadar fedakar olabilmişler, menfaatini görebildiği yere kadar uzlaşmaya ve dayanışmaya gidebilmişlerdir. Halbuki kolektif hedefler, çağdaş zaruretler şahsi menfaat arzusunun itici, birleştirici ve uzlaştırıcı gücünden çok daha yüksek külfet ve fedakarlıklara boyun eğme gücünü gerektirir ki; bu da bu idealizm ile sağlanabilir. Bu idealizm her milletin kendi milli ve manevi değerlerinden doğar ve ancak bu takdirde bütün fertlerin hayatına yön verebilir.
Yakın tarihimiz içindeki yıkım ve başarısızlıkların sebebi insanımızın kendisi olduğu halde, aydınlarımız bunları, hep mensup olduğu, din ve kültürde aramışlardır.(312)
Kalkınmada hareket noktası, buna muktedir insan tipi ile mümkün olduğuna göre; insanı bu vasfa ulaştıracak bir kaynağın mevcudiyeti gerektir. Her toplum bu kaynağı kendi milli ve manevi yapısında arar.(317)
Endüstri devriminin gerektirdiği toplumsal devrimler...
Bu milletin içtimai yapısını tanzim, terbiye ve eğitimini tekellüf ve rehberliğini deruhte edenler...
Her cephesiyle mustarip bir cemiyette, emniyet, huzur ve yükselmeyi temin etmek için mensubu olan fertlerin nefsine, iradesine, arzularına, davranışlarına yön verecek ve onları maksada muvafık yönde tekâmül ettirmek için çareler aramak ve bu zaruri şahsiyet yapısını elde etmek bizzat eğitimin vazifesidir. Bir cemiyette köklü bir asayiş(cebri ve kanuni tedbirlerle değil, ferdin meşru ve ahlaki dairedeki hür davranışları ile) daimi bir huzur ve sükun, sürekli bir yükselme ve kalkınma eğitimin bu konudaki başarı kabiliyetine bağlıdır...
Bilindiği gibi genç nesillerin, manevi, ahlaki ve milli değerlerin hükmettiği insani ve beşeri cephesinin çağdaş gelişme zarureti çerçevesinde ıslah ve terbiyesi bir cemiyetin en birinci meselesidir.
Cemiyetin maddi ve kültürel yönden farklı tabakaları arasındaki diyalogun müspet olmasını temin edecek şey; bu unsurların müşterek değerlerinden kaynaklanıp besleyecek...
İnsandaki hasis duygu ve arzuları uyuşturan iç disiplin bozulunca, bu duygu ve arzular insana hakim olmuştur...
Her şey kaybedildiği yerde aranır...
Bu yönde içine düştüğümüz şüphe ve itimatsızlık kaybettiğimiz özümüzün boşluğu ile birleşerek yeni bir nüfuz ve istismar planının kurbanı olduk...
Maneviyatı pekiştirici unsurlar...
Okulları anarşi karargahı yapan...
Salt teknik gelişme, içtimai adalet, emniyet ve huzuru temin edemez...
"işçi sınıfı, öz uğraşının dışına itilmek isteniyor." denilirken; öz uğraşıdan maksat grev ve anarşi idi...
*Bugün batı, tasvip ettiği, alkışladığı her şeyi, kendi menfaatine uygun bulduğu için alkışlamaktadır...
*Bütün zamanlarda aynı kalan yegane faktör, insan tabiatının hatalarıdır. İnsanlar ve cemiyetlerdeki ihtilaflar; insanın mükemmel olmayı başaramayışından kaynaklanmaktadır.
Toplumu dağılmaya iten sebepler...
*Hangi cemiyet, madde ve manasının can düşmanlarının reçeteleriyle şifa bulabilirler...
Eğitim, milli ve manevi kültürün teneffüs edildiği bir atmosfer vasfını...(bu atmosferde teneffüs etmeyen fertler...)
*"Din terakkiye manidir." Fikrinden hareketle, Türk toplumunun dini olan her şeyden tecrit edilebilmesi için, tarihinden, milli kültüründen ve sosyal hayatına şekil veren değerlerinden de tecrit edilmesi gerekiyordu... Çünkü, Türk tarihi İslam tarihinin bir parçasıydı... Tarihi şahsiyetlerimiz, İslam inanç ve felsefesinin temsilcileri idi;(...) Bu nedenle uzun yıllar nesiller yabancı ülkelerin tarihleri ile oyalandı...Felsefe ve sosyolojide batı tefekkürünün temsilcileri öğretildi. Nesiller milli ve manevi değerlere planlı olarak yabancılaştırıldılar. Hatta düşmanlaştırıldılar.
Â
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DÄ°ÄžER YAZILAR
Öğüt ver, hatırlat! Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde zorlayıcı değilsin.
Gâşiye, 21-22
GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°
"Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!"
Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm Ä°nternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yaptÄ...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARÄ°HTE BU HAFTA
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...