“SÜNNETTE SEVAP YOKTUR” YANLIŞI

Muhterem müslümanlar! Bu yazımızda Mustafa İslâmoğlu’nun “Sünnette sevap yoktur” şeklindeki yanlışını ele alacağız inşaallah. Ancak bu yanlışları tartışırken söz konusu şahsın kişiliğini değil; söylemlerini düzeltmeye çalıştığımı beyan etmek isterim. Çünkü bunlara şahit olan bir müslüman olarak, sorumluluğumu yerine getirmem ve cevap vermem gerektiği kanısındayım.


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2020-05-27 13:34:29

Muhterem müslümanlar!

Bu yazımızda Mustafa İslâmoğlu'nun "Sünnette sevap yoktur" şeklindeki yanlışını ele alacağız inşaallah. Ancak bu yanlışları tartışırken söz konusu şahsın kişiliğini değil; söylemlerini düzeltmeye çalıştığımı beyan etmek isterim. Çünkü bunlara şahit olan bir müslüman olarak, sorumluluğumu yerine getirmem ve cevap vermem gerektiği kanısındayım.

Kardeşlerim, bizim kuşağımızdan önceki âlimler konuşmalarını âyet ve hadislerle açıklar; Kur'an ve sünneti birbirinden ayırmazlardı. Fakat bu coğrafyada yeni türeyen bir nesil var ki Allah ile Resulullah (s.a.v)'ın arasını açmaya çalışıyor; şehadet kelimelerindeki Allah'ı yüceltip Muhammed (s.a.v.)'i itibarsızlaştırmaya yelteniyorlar. Bilinmelidir ki, müslümanlar arasındaki her bir tartışmayı sonlandırmanın ve sonucu hayra/doğruya bağlamanın tek yolu Kur'an ve sünnetin hakemliğine başvurmaktır.

Öncelikle şunu belirteyim ki Kur'an Resulullah (s.a.v)'e hitaben şöyle demektedir:

قُلْ إِن كُنتُمْ تُحِبُّونَ اللّهَ فَاتَّبِعُونِي يُحْبِبْكُمُ اللّهُ وَيَغْفِرْ لَكُمْ ذُنُوبَكُمْ وَاللّهُ غَفُورٌ رَّحِيمٌ

 "De ki: Eğer siz Allah'ı seviyorsanız, hemen bana uyun ki Allah da sizleri sevsin ve suçlarınızı mağfiretle örtsün. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir."(Âl-i İmran: 31)

 Âyetin tefsirinde Ehl-i Sünnet müfessirlerinden olan Beydavi, "Allah'a itaat ederek ve Resulü (s.a.v)'e uyarak kendisini sevdiren kimseler için, O çok bağışlayandır, çok merhamet edendir" demektedir.

Mu'tezile Mezhebine mensup müfessirlerden Zemahşeri ise Keşşâf'ta aynı âyetin tefsirinde "Kim Allah'ı sevdiğini iddia edip Resulü (s.a.v)'in sünnetine muhâlefet ediyorsa o büyük bir yalancıdır (kezzab'dır). Çünkü Allah'ın Kitabı böyle kimseyi yalanlamaktadır." der.

Diğer taraftan Şiâ müfessirlerinden Tabatabaî Mizan adlı tefsirinde şöyle demektedir: "Sevgisiyle Allah dostu olduğunu iddia eden kimse, Resulullah (s.a.v)'e uyması gerekir ki peygamber sevgisiyle Allah dostu makamına erişebilsin."

Gördüğünüz gibi Ehl-i Sünnet, Şia ve Mutezile ekolleri ittifakla Resulullah (s.a.v)'e uymayı Allah sevgisi ve O'na itaatin ayrılmaz bir parçası olarak görmektedir. Peki, İslâmoğlu hangi ekol, mantık ve düşünceye hizmet etmektedir ki "peygamber sevgisi" ve "peygambere tabi olmayı" bu kadar küçümsemektedir? Mademki Resulullah (s.a.v)'e uyan müslüman hiçbir ecir ve sevap kazanmayacaktır; peki neden Allah Müslümanlardan peygamberine uymalarını talep etsin ki? Öyleyse "sünnet nedir?" sorusuna âlimlerin nasıl tarif getirdiklerine bakalım ve İslâmoğlu'nun söylemini bu bakış açısıyla değerlendirelim.

Hanefi usul kitapları "sünnet: yapana sevap getiren ve terk edene günah getirmeyen ameldir" demektedir.(1) Şafii usul kitapları ise "sünnet: yapana sevap getiren ve terk edene günah cezası getirmeyen ameldir" demektedir.(2)

Sonuç olarak denilebilir ki, İslâmoğlu bu söylemiyle bazen Resulullah'ı (s.a.v) yüceltmekte; bazen de hakaret derecesine varırcasına itibarsızlaştırmaktadır. Şayet bilmeden ve cehaleti sebebiyle böyle yapıyorsa bunun adı nifaktır; onu Resulullah (s.a.v)'e hürmet göstermeye davet ediyoruz. Şayet bunu bilerek, kasten ve Resulullah (s.a.v)'in manevi şahsına zarar vermek istiyorsa ki bu da ilhaddır; en azından Turan Dursun kadar dürüst olup düşüncelerini serbestçe söylesin ki, müslümanlar onun "Allah, bismillah, maşaallah, anlata bildim mi, eyvallah, aynen öyledir "sözlerine aldanmasın. Allah'ın selamı ve hidayeti hepimizin üzerine olsun.

Dipnotlar

1-Molla Hüsrev, Mir'at'ul-Usûl fî Usûl'il-Fıkh

2- İmam'ul-Harameyn Cüveyni, Varakat fî Usûl'il-Fıkh

 

 

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

MODERNİST İSLAMCILARIN BAZI İDDİALARI-2

MODERNİST İSLAMCILARIN BAZI İDDİALARI-2

. BİZ YAZAR, AYDIN, AKADEMİSYEN, KÜLTÜRLÜ VE BİLGİLİ KESİMLERİZ, BİZDEN BAŞKALARI CAHİL

MODERNİST İSLAMCILARIN BAZI İDDİALARI

MODERNİST İSLAMCILARIN BAZI İDDİALARI

HADİS VE SÜNNET DELİL DEĞİLDİR, BİZE KUR’AN VEYA VAHİY LAZIMDIR Bu iddia aslında Peygam

İSRA VE MİRAÇ MUCİZESİNİ İNKAR EDENLERE CEVAPLAR

İSRA VE MİRAÇ MUCİZESİNİ İNKAR EDENLERE CEVAPLAR

Genelde muhterem ilim adamları delilsiz ve tesbitsiz konuşmazlar. Özellikle Kur'an’ı yorumlark

İMAM BUHARİ'YE ATILAN İFTİRALAR

İMAM BUHARİ'YE ATILAN İFTİRALAR

Hadis karşıtlarının sıkça kullandığı yöntemlerden biri de hadise en çok hizmet eden şahs

HADİS İNKARCILARIN DERDİ: EBU HUREYRE (r.a)

HADİS İNKARCILARIN DERDİ: EBU HUREYRE (r.a)

Peygamberimizin etrafında bulunan ve hiç yanından ayrılmayan sahabelerden biri de Abdurrahman b.

SAHABENİN HADİSE KARŞI TAVIRLARI

SAHABENİN HADİSE KARŞI TAVIRLARI

Ashabı Kiram, Resulü Ekrem (s.a.s)'in 23 sene boyunca ne yaptığını, nasıl yaşadığını, na

SAHABE SEVGİSİ

SAHABE SEVGİSİ

Aziz Kardeşlerim! İslâm bayrağını taşıyan, Hz. Peygamber Efendimizi canlarından daha fazla

KADERE İNANMAK

KADERE İNANMAK

Değerli Kardeşlerim! Kadere inanmak iman esasları arasında yer almaktadır. İnkarı küfrü ge

İSRA VE MİRAÇ MUCİZESİ

İSRA VE MİRAÇ MUCİZESİ

İsra: Hz. Peygamber Efendimizin gecenin az bir kısmında Mescid-i Haramdan Mescid-i Aksa'ya (2477

CİNLERİN VARLIĞI

CİNLERİN VARLIĞI

Muhterem Müslüman Kardeşlerim! Müslüman; gayba, yani akıl ve duyu organlarıyla bilinmeyen, f

DECCALİN ÇIKMASI

DECCALİN ÇIKMASI

Muhterem Kardeşlerim! Kıyametin alametlerinden biri de Deccal’in ortaya çıkışıdır. Deccal

De ki: "Herkes kendi yapısına uygun işler görür. Rabbiniz, en doğru yolda olanı daha iyi bilir."

İsra, 84

GÜNÜN HADİSİ

"Kelimetan hafifetan alellisan. Sakiyleten filmizan. Habiybetan ilerrahman: Subhanellahi ve bi hamdihi, subhanellahi'l-azim."

"İki kelime vardır ki, dile hafif, mizanda ağırdırlar: Sübhanellahi ve bi hamdihi, sübhanellahi'l-azim." (Buhari, Deavat: 11/175)

TARİHTE BU HAFTA

*İmam-ı Azam Ebu Hanife(r.a.) Vefat Etti.(6 Mayıs 765) *İkinci Dünya Savaşı Sona Erdi.(8 Mayıs 1945) *Osman Gazi'nin Doğumu(9 Mayıs 1252) *Ahmed Cezzar Paşa'nın Akka'da Napolyon'u Yenmesi.(10 Mayıs 1799) *1897 Türk-Yunan Savaşı Türk Zaferiyle Sona Erdi

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI