İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
Oruç; gönül cevherini Ramazan'ın açlık ve susuzluk ateşinde pişire¬rek posasından arındırmadır. Yaş kamıştan ney olmaz. Olsa da sesi yürekleri etkilemez. Çiğ, piş-memiş gönülden yükselen ses de etkilemez yürekleri
Oruç; gönül cevherini Ramazan'ın açlık ve susuzluk ateşinde pişirerek posasından arındırmadır. Yaş kamıştan ney olmaz. Olsa da sesi yürekleri etkilemez. Çiğ, pişmemiş gönülden yükselen ses de etkilemez yürekleri.
Bugün insanımızı rahatsız eden sesler: Çok yiyen kapitalistlerin geğirtisi ile iradesi dışında aç kalan bir kısım insanların karın gürültüsüdür.
Mümin insan onbir ay bedenini çeşitli nimetlerle beslerken bir ay onu bakıma alır.
Çok yemediği için geğirti, kendi iradesiyle aç kaldığı için karın gürültüsüyle insanları rahatsız etmez.
Yaz boyu meyve veren ağacın, daha iyi meyve vermesi için bakıma alındığı dallarından budandığı gibi, Müslüman insan da kendi arzu ve isteklerini disiplin altına alır. Helâl olan yiyecek içecek ve ailesiyle olan cinsi temasını şafak vaktinden Güneş batımına kadar kendisine yasaklayarak, bedeni isteklerini, yalan, iftira gıybetten uzaklaştırarak nefsinin isteklerini gemler.
Yaz mevsiminin yakan sıcağında bir bardak su, kışın donduran soğuğunda bir bardak çayı midesine değil, azan, azdıran nefsinin kabaran istekleri üzerine dökerek Cehennemdeki ateşini söndürür.
"Yaz gününde oruç tutmak imanın güzellik ve özelliklerindendir" (İbnu Recep, Buğyet-ül insan fi vezaifi Ramazan) diyen Peygamber Efendimiz orucun mihenk taşı olduğunu haber vermiş oluyor. Dil ile Müslüman olduğumuzu iddia edip, o imanın gereği olan ameli yapmazsak, delili olmayan davacının durumuna düşeriz. Her ne kadar Allah (c.c.) gizli ve açık her şeyi bilirse de, gönüllerde olanın açığa çıkmasını ister. Bu gönüllerde olanın açığa çıkmasının faydası yine insanlaradır, Rabbimize değil. Gül ağacının özünde sakladığı rengi kokuyu, tazeliği ve harika sanatı Rabbimiz bilmektedir. Ancak bütün bu güzelliklerin açılıp saçılmasını ister. Gül açılınca kokusundan bizler yararlanırız.
Gül güzellik iddiasında bulunmaz. O güzelliğini mahcup bir eda ile sergiler. Gül tevazu gösterince Rabbim gülün güzelliğini bülbülle âleme ilan eder. Mümin de özünde sakladığı imanını oruç gibi ibadetlerle sessizce sergilerse Rabbimiz de o mümini meleklere överek ilan ettiği gibi, devlet devlet dolaştırıp el açtırmaz.
"Dostlar arasındaki hediyye gönüldeki muhabbetin şahididir" Oruç da imanın çiçeğidir. Peygamber Efendimiz "Oruçlunun ağzının kokusu Allah katında Misk (gülyağı, menekşe, karanfil, leylak v.s.) kokusundan daha temiz ve güzeldir" (Buhari K. Siyam, Hadis No; 1775) buyurmuştur.
Oruç onbir ay bedenimiz ve ruhumuzu lekeleyen pisliklerden arınma çiçek açıp onbir ay meyveye durma ayıdır.
Peygamber Efendimiz "Ramazan orucu iki Ramazan ayı arasındaki küçük günahları örter" (Müslim K. Taharet; 16) buyurmuştur.
Birliğimizi Sağlayan Oruç
Seher vaktinde top veya davulla sahura kalkan Müslümanların köyü ve şehri, uzaktan bakıldığında pencerelerden sızan ışıklarla papatya tarlası gibi görünürler. Pencerelerinden parlayan ışık, gönüllerindeki ışığın yansımasıdır. Yanı başındaki karanlık gözler gibi pencereleri yanmayan evlerde de insan var ama orada kabir hayatı var. Demek ki yanan ışıklar gönüllerdekinin görüntüsüdür.
Davulla seferberlik ilanı gibidir seher davulları. Yiyecek, içecek ve nefsî arzuların meşru (helal) olanlarının bile insan üzerindeki hâkimiyetini kırmak ve yalnız Hak'kın hâkimiyetine ruhen ve bedenen boyun eğmektir.
Sahur yemeğiyle beraber niyet ederek sabır taşını yutmak sabırla özdeşleşmektir. Peygamber Efendimiz "Oruç sabrın yarısıdır" (Tirmizi K. Deavat) buyurmuştur.
Akşam patlayan top veya davullar ise uğrunda öldürücü silahlar imal edilen, namuslar satılan, şahsiyetler feda edilen, takla atılan yiyecek ve içeceklere karşı kazanılan zaferi müjdeler.
Düşmanlara da "aramızda hain, casus bulamaz ve satın alamazsınız. Biz ki kendi helal malımızı yememe, kendi hanımımızla cinsel ilişki kurmama eğitiminden geçmişiz, kendi helal malına el uzatamayan bu müslümanlar arasından rüşvetle, makam mevki vadiyle-veya kadınla kandırabilecek birini bulamazsın" ilanını yapar.
"Oruç kalkandır"
Bedenin zırh giymesi gibi, ruhun da giydiği zırh vardır. O da oruçtur. Her şeyin insan için yaratıldığını, yaratılanlar arasında en güçlü olanın insan olduğunu bilir Müslüman. Ancak bu bilgisi onu kibirlenmeye götürmez. Oruçlu olduğu anlarda bir bardak su, bir çeyrek ekmeğin karşısında otururken ne kadar aciz olduğunu da anlar ve aczini anladığı anda minareden duyulan "Allahu ekber=en büyük Allah'dır" nidasıyla, aciz belini onun verdiği gıdalarla doğrultmaya başlar.
Hiçbir dernek, vakıf veya siyasî kuruluş 10 milyonluk İstanbul şehrinde herkesin birden aynı anda çorbaya kaşık uzatmasını temin edemez.
Hiçbir kuruluş milyonlarca insana oruç tutturamaz. Silah zoruyla tutturulmaya kalkılsa insanlar evlerinde yalnız kaldıklarında bozarlar oruçlarını yine de tutmazlar. Ama milyonlarca insanın severek inanarak oruç tutması oruç emrinin Rabbimin kelamından olduğunu, fazla bozulmamış ruhların O'na itaatten zevk aldığını gösterir.
Ramazanın gelişi baharın gelişi gibidir. Önce bir hava eser, insanları ve eşyayı kuşatan onlara hareket veren bir hava. Köylerden, bahçelerden ve tarlalardan yiyecek maddeleri şehirlere akın eder. Paralar zengin kasalardan delinmiş ceplere akar. Çarşılarda, pazarlarda bir hareket başlar. Dillerde tekbirler ve tebrikler.
"İslâm'da ruhbanlık cihadladır"
Meşru olan her türlü nimetten faydalanır. Fazla yiyerek patlayan, hiç yemeyerek zafiyet hastalığına tutulanlardan değildir. Yiyecekler onu kontrol etmez. O yiyeceklerini kontrol eder. Damarlarındaki kanı bile kontrol eder Müslüman.
Ayın hareketine göre denizlerde med ve cezir meydana geldiği gibi kanımızda da med ve cezirler meydana gelmektedir. Ay takviminin sekizinci ayı olan Ramazan ayının birinde hilâl bir günlükken oruca başlamamız ve tek bir günlüğe dönünceye kadar yirmidokuz veya otuz gün oruç tutmamız kanın med ve cezirîni dengelememiz demektir. Efendimiz; "oruç tutun sıhhat bulun"(Mecmau'z-Zevaid 31170) buyurmuş.
Evrensel Dinin Evrensel İbadeti
Ayrıca ay takvimine göre Ramazan ayında oruç tutmamız dinimizin bölgesel bir din olmayıp, evrensel bir din olduğunun işaretidir. Eğer güneş takvimine göre her sene mesela Aralık ayında oruç tutsa idik, bizim için çok kolay olurdu. Ama dünyanın bir başka yerinde Aralık ayında Ağustos sıcağı ve uzun günlerde oruç tutanlar olacaktı ve her sene biz serin ve kısa günlerde, onlarsa uzun ve sıcak günlerde oruç tutmuş olacaklardı.
Ay takvimine göre oruç tutmamız nedeniyle bazen biz kışta onlar yazda, bazen biz yazda onlar kışta, bazen baharda veya güzde oruç tutarak, dünyada adalet sağlanmış olur.
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Rahmet Peygamberinin ümmeti rahmet olup yağarken bölge ırk ayrımını yapmadan yağar. Kâfir kapitalist güçler tıka basa yiyebilmek, oburluktan geberebilmek için birbiriyle yarışırken, Müslüman insan onların yarıştığı şeyi yememek ve kullanmamakla onlara ders verirken, yiyecek ve içeceklerini fakir insanlara dağıtarak yardımda bulunur.
Oruç deyince bazı kişiler bunu belirli saatlerde aç kalmak diye anlamaktalar. Peygamber Efendimiz "Yalanı bırakmayanın orucuna Allah muhtaç değildir" Buhari, K. Siyam, Hadis No: 1783) buyurarak, orucun yalnız maddî olarak yemek, içmek ve cinsi temastan uzak kalmak olmadığını yalandan, iftiradan, gıybetten, küfürden, insanları kırıcı her türlü çirkin sözlerden uzaklaşmak gerektiğini ifade etmiştir. Toplumda fuhşun yayılmasını önleyici tedbirlerden olarak orucu tavsiye etmiştir Peygamber Efendimiz.(Buhari, K. Siyam, Hadis No: 1786)
Şeytanın, insanın kan damarlarında dolaşabileceğini ve insanı kötülüklere sevk edebileceğini onun yollarının açlıkla daraltılabileceğini haber vermiştir.(Aynü'l-ilim Aliyyül Kâri)
İnsanlara iyiliği emretmek, kötülükten alıkoymak için çıkarılan İslâm toplumunun fertleri, haram lokmadan sakındığı gibi helal lokmaya bile el uzatmama eğitiminden geçer. Kan damarlarından beynine ve tüm vücuduna zarar verecek şeyleri oruçla engeller. Zinaya meyletmediği gibi kendi helaliyle bile belirli saatlerde cinsel ilişki kurmamaya alıştırır kendini. Hak yolda yürüyen insanları sapıtmak için yapılabilecek göz ve gönül alıcı teklifleri elinin tersiyle itme eğitiminden geçer.
Sabrın Bileme Taşı Oruç
Başına gelebilecek bela, musibet ve işkencelere karşı sabır taşını yutmuştur. Efendimiz "Oruç sabrın yarısıdır" (Tirmizi K. Daavat;) buyurmuş ve keşif kolu gönderirken tayin ettiği komutan hakkında "Bu en hayırlınız değil. Ancak açlığa ve susuzluğa en fazla dayananızdır" demiştir.
Oruç tutan Müslüman sabır taşını yutan ve onu bütün hücrelerine kadar yerleştiren insandır. Müslüman, oruçla hem ruhundaki manevi kir olan günahları hem de bedenindeki hastalıkları ve fazlalıkları temizler. Efendimiz "Her şeyin bir zekâtı vardır vücudun zekâtı (temizlenmesi) ise oruçladır" (Mecmeuz-Zevaid 3/182) buyurmuştur.
Kaynak
Mahmud Toptaş
Şifa Tefsiri,
Cilt: 1, Cantaş Yayınevi, İst.
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
MUALLİMLERİMİZ NELERE DİKKAT ETMELİ?
İnsanları tenvir ederek cehaletten halas eden, onları atalet ve sefaletin karanlık gecelerinden
HÜRRİYET ADINA KAYBETTİKLERİMİZ
Dr. Alexis Carrel Her insan keyfine göre yaşamak ister. Bu insanın doğuştan gelen bir dileğid
ŞAFAĞIN IŞIĞINDAKİ SIR
“Annemin memnun bir eda ile: “Bu sabah kahvaltıdan önce ne yaptığımı dünyada tahmin edeme
UBEYDULLAH-I AFGÂNÎ İLE SEBÎLÜRREŞÂD İDÂREHÂNESI’NDE BİR MUHÂVERE
Ubeydullah-ı Afgānî” nâmında bir zât tarafından geçenlerde Kavm-i Cedîd ünvânıyla neş
MAÂRİF, DİN EĞİTİMİNİ EN İYİ ŞEKİLDE VERMELİDİR
İnanmak yaradılışın bir gereğidir. Din, aklın mâverâsında, zekânın fevkinde bir mürşi
MELİK FAYSAL’IN YAHUDİ KİSSİNGER'E VERDİĞİ TARİHİ CEVAP
Melik Faysal'ın en önemli gayelerinden birisi, Filistin meselesi ve Mescid-i Aksâ'nın hürriyeti
NESLİN EĞİTİMİNDE MAARİFE DÜŞEN VAZİFELER
Mânevîyatsız ilmin, beşeriyete felâh ve huzur yerine, şüphe, tereddüt, hatta ızdırap verdi
NASIL BİR MAARİF?
Yıllardır ilmî ve fikrî çalışmalarım arasında memleketimizin mânevî, ahlâkî, derûnî
GENÇLERİ HEDONİZM ÇILGINLIĞINA İTENLER
Diyorlar ki: Dünyaya bir kere gelinir. Sonun başlangıcı yoktur. Gülün, eğlenin, bir yıldır
HİCRET VE HAREKET
Hicret, tâ ezelden ebede, âlem-i vücubdan âlem-i imkâna, daire-i ilimden daire-i kudrete, tâ
ORUÇ, ORUÇ BOZMAK VESAİRE
Ramazan ayının hususiyeti oruç. Orucun hususiyeti de kendisine ait meseleler. Başında; tutan tu
- HEKİM VE FİLOZOF GÖZÜ İLE RAMAZAN
- HÜZÜNLÜ BİR HAYVANAT BAHÇESİ GEZİSİ
- YİRMİNCİ ASRIN BAŞINDA ANADOLUDA PAZARIN NAMUSU
- BİZ DE RAHATSIZIZ
- "BANA KUR’AN YETER!”
- MEALCİ KARDEŞLERİME KUR’AN’DAN MİSAFİRPERVERLİK DERSİ
- MEZHEPLERE TÂBİ OLMAYANLAR
- ‘KADİR GECESİ BİN AYDAN HAYIRLIDIR’ NE DEMEKTİR?
- İKİ PEYGAMBERİN DOĞUM GÜNLERİ
- “BİR ALLAHSIZA CEVAP”
- YEDİ YAŞIN ÖNEMİ
- DÜŞÜLEN MÜHİM BİR HATA
- YALANCININ MUMU
- BEN OLACAKTIM Kİİİİİ
- AĞIRLIĞINI DUYMAK
- SON ASIRDA TASAVVUFTA TECDİD YAPAN ÜÇ ŞAHSİYET
- KURBAN KESMEK KİMLERE VÂCİPTİR?
- KURBAN
- DİLİMİZE BİR ŞEY OLDU
- NERDE O ESKİ GÜNLER
- YALAN DOLAN SONRASI YAPILAN ASKERÎ DARBELER
- BAYRAMLA İLGİLİ SÜNNET VE ADABLAR
- BİR KOLERA SALGINI HATIRASI; NURİYE ABLA
- “GUSL-İ İÇTİMÂİ”
- İMANIN ÇİÇEĞİ RAMAZAN ORUCU
- EVLİYA
- BERAAT GECESİ İLE ALAKALI ÜÇ YANLIŞ MESELE
- ALLAH’IN AHLAKIYLA AHLAKLANANLAR
- ATEİST, DEİST ve BİLİME DİN GİBİ İNANANLARA SORULAR
İnsan, bizim kendisini kerih bir nutfeden yarattığımızı görmez mi ki, şimdi o apaçık bir hasım kesilmektedir.
Yasin, 77
GÜNÜN HADİSİ
Emin ve doğruluktan ayrılmayan ticaret ehli (ayette sırat-ı müstakim ashabı olarak zikredilen) peygamberler, sıddikler, şehidler ve salihlerle beraberdir.
Tirmizi, Büyu 4, (1209); İbnu Mace, Ticarat 1, (2139)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Nizamü'l-Mülk'ün Şehadeti(14 Ekim 1092) *II.Kosova Zaferi(17 Ekim 1448) *Gedik Ahmed Paşa'nın Vefatı(18 Ekim 1482)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...