HADİSLERİN YAZILMASININ YASAKLANMASI İLE İLGİLİ HADİS

Hadisin fonksiyonunu iptal edip kendi görüşlerine göre Kur’ân’ı yorumlayan Mealciler ve onların fikir babası oryantalistler, Peygamberimizin hadis yazımını yasaklaması ile ilgili bazı sahih hadisleri ileri sürerek, sonradan yazılan hadislerin O’na ait olmadıklarını dillendiriyorlar. Yine amaç elimizdeki hadis kaynaklarını


Seyda Musa Geçit Hocaefendi

musa_bazid04@hotmail.com

2020-03-22 19:23:18

Hadisin fonksiyonunu iptal edip kendi görüşlerine göre Kur'ân'ı yorumlayan Mealciler ve onların fikir babası oryantalistler, Peygamberimizin hadis yazımını yasaklaması ile ilgili bazı sahih hadisleri ileri sürerek, sonradan yazılan hadislerin O'na ait olmadıklarını dillendiriyorlar. Yine amaç elimizdeki hadis kaynaklarını reddedip, onlarda geçen sözlerin Resûlullah'a ait olmadığına dair şüpheler yaymaktır. Biz de onların şüphelerini bertaraf etmeğe çalışacağız, inşallah…

İlk önce Hadislerin yazılmasının yasaklanması ile ilgili hadisleri, sonra da hadislerin yazılmasına cevaz veren hadisleri sunacağız.

a) Hadislerin Yazımının Yasaklanması İle Alakalı Hadisler:

حَدَّثَنَا هَدَّابُ بْنُ خَالِدٍ الْأَزْدِيُّ، حَدَّثَنَا هَمَّامٌ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، أَنَّ رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:" لَا تَكْتُبُوا عَنِّي، وَمَنْ كَتَبَ عَنِّي غَيْرَ الْقُرْآنِ فَلْيَمْحُهُ، وَحَدِّثُوا عَنِّي، وَلَا حَرَجَ، وَمَنْ كَذَبَ عَلَيَّ - قَالَ هَمَّامٌ: أَحْسِبُهُ قَالَ - مُتَعَمِّدًا فَلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ(1)

حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ إِسْحَاقَ الْفَقِيهُ، أَنْبَأَ الْعَبَّاسُ بْنُ الْفَضْلِ الْأَسْفَاطِيُّ، ثنا أَبُو الْوَلِيدِ، ثنا هَمَّامٌ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، قَالَ: «لَا تَكْتُبُوا عَنِّي شَيْئًا سِوَى الْقُرْآنِ مَنْ كَتَبَ عَنِّي شَيْئًا سِوَى الْقُرْآنِ فَلْيَمْحُهُ» . هَذَا حَدِيثٌ صَحِيحٌ عَلَى شَرْطِ الشَّيْخَيْنِ، وَلَمْ يُخَرِّجَاهُ، وَقَدْ تَقَدَّمَ أَخْبَارُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو فِي إِجَازَةِ الْكِتَابَةِ التعليق - من تلخيص الذهبي 437 - على شرطهما(2)
أَخْبَرَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ، أَنبَأَنَا هَمَّامٌ، عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ، عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ، أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «لَا تَكْتُبُوا عَنِّي شَيْئًا إِلَّا الْقُرْآنَ، فَمَنْ كَتَبَ عَنِّي شَيْئًا غَيْرَ الْقُرْآنِ، فَلْيَمْحُهُ. تعليق المحقق إسناده صحيح(3)

أَخْبَرَنَا الْحَسَنُ بْنُ سُفْيَانَ قَالَ حَدَّثَنَا كَثِيرُ بْنُ يَحْيَى صَاحِبُ الْبَصْرِيِّ قَالَ حَدَّثَنَا هَمَّامٌ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: "لَا تَكْتُبُوا عَنِّي إِلَّا الْقُرْآنَ فَمَنْ كَتَبَ عَنِّي شَيْئًا فليمحه". قال أبو حاتم رضي الله تعالى عَنْهُ: زَجْرُهُ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنِ الْكِتْبَةِ عَنْهُ سِوَى الْقُرْآنِ أَرَادَ بِهِ الْحَثَّ على حفظ السنن دون الاتكال(4)

b) Hadislerin Yazımının Cevazına İşaret Eden Hadisler:

حَدَّثَنَا السَّكَنُ بْنُ نَافِعٍ، ثنا عِمْرَانُ بْنُ حُدَيْرٍ، عَنْ أَبِي مِجْلَزٍ قَالَ: حَدَّثَنِي بَشِيرُ بْنُ نَهِيكٍ، قَالَ: كُنْتُ عِنْدَ أَبِي هُرَيْرَةَ قَالَ:" فَكُنْتُ أَكْتُبُ بَعْضَ مَا أَسْمَعُ مِنْهُ فَلَمَّا أَرَدْتُ أَنْ أُفَارِقَهُ جِئْتُ بِالْكُتُبِ فَقَرَأْتُهَا عَلَيْهِ فَقُلْتُ: هَذَا سَمِعْتُهُ مِنْكَ قَالَ: نَعَمْ(6)

حَدَّثَنَا أَحْمَدُ , نا إِبْرَاهِيمُ , نا أَبِي قَالَ: سَمِعْتُ يَحْيَى بْنَ أَبِي زَائِدَةَ , يَقُولُ: «كِتَابَةُ الْحَدِيثِ خَيْرٌ مِنْ مَوْضِعِه(7)

حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ، حَدَّثَنَا الْأَوْزَاعِيُّ، حَدَّثَنَا يَحْيَى، عَنْ أَبِي سَلَمَةَ، عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، وَأَبُو دَاوُدَ، قَالَ: حَدَّثَنَا حَرْبٌ، عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِي كَثِيرٍ، قَالَ: حَدَّثَنِي أَبُو سَلَمَةَ، حَدَّثَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ، الْمَعْنَى، قَالَ: لَمَّا فَتَحَ اللهُ عَلَى رَسُولِهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَكَّةَ، قَامَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِيهِمْ، فَحَمِدَ اللهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ، ثُمَّ قَالَ: " إِنَّ اللهَ حَبَسَ عَنْ مَكَّةَ الْفِيلَ، وَسَلَّطَ عَلَيْهَا رَسُولَهُ وَالْمُؤْمِنِينَ، وَإِنَّمَا أُحِلَّتْ لِي سَاعَةً مِنَ النَّهَارِ، ثُمَّ هِيَ حَرَامٌ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ، لَا يُعْضَدُ شَجَرُهَا، وَلَا يُنَفَّرُ صَيْدُهَا، وَلَا تَحِلُّ لُقَطَتُهَا إِلَّا لِمُنْشِدٍ، وَمَنْ قُتِلَ لَهُ قَتِيلٌ، فَهُوَ بِخَيْرِ النَّظَرَيْنِ: إِمَّا أَنْ يَفْدِيَ، وَإِمَّا أَنْ يَقْتُلَ ". فَقَامَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْيَمَنِ، يُقَالُ لَهُ: أَبُو شَاهٍ، فَقَالَ: يَا رَسُولَ اللهِ، اكْتُبُوا لِي. فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: " اكْتُبُوا لِأَبِي شَاةٍ "، فَقَامَ عَبَّاسٌ، أَوْ قَالَ: قَالَ عَبَّاسٌ: يا (1) رَسُولَ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِلَّا الْإِذْخِرَ، فَإِنَّهُ لِقُبُورِنَا وَبُيُوتِنَا، فَقَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: " إِلَّا الْإِذْخِرَ " (2) فَقُلْتُ لِلْأَوْزَاعِيِّ: وَمَا قَوْلُهُ: " اكْتُبُوا لِأَبِي شَاهٍ "؟ وَمَا يَكْتُبُونَ (1) لَهُ؟ قَالَ: يَقُولُ: " اكْتُبُوا لَهُ خُطْبَتَهُ الَّتِي سَمِعَهَا " قَالَ أَبُو عَبْدُ الرَّحْمَنِ (2) : " لَيْسَ يُرْوَى فِي كِتَابَةِ الْحَدِيثِ شَيْءٌ أَصَحُّ مِنْ هَذَا الْحَدِيثِ، لِأَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَمَرَهُمْ، قَالَ:"اكْتُبُوا لِأَبِي شَاهٍ " مَا سَمِعَ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ، خُطْبَتَهُ(8)
__________
(1) من قوله: "فقال رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ" إلى هنا أثبتناه من (ظ 3) و (عس) ، وسقط من باقي الأصول الخطية، وفي (م) : "فقال: يا رسول الله، اكتبوا لي. فقال عم رسول الله صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إلا الإذخر ... ".
(2) إسناداه صحيحان، الأول على شرط الشيخين، والثاني على شرط مسلم، رجاله ثقات رجال الشيخين غير أبى داود -وهو سليمان بن داود بن الجارود الطيالسي- فمن رجال مسلم. يحيى: هو ابن أبي كثير، وحرب: هو ابن شداد اليشكري.

Yukarıda verdiğimiz hadisleri değerlendirdiğimizde şu realiteleri görmekteyiz:

1- Kur'ân hâlâ inerken hadisleri yazma sakıncalı görülmüştür. Çünkü Sahabe daha Kur'ân'ın üslubuna hâkim olmadan hadislerle karıştıracaktı. Bundan dolayı Resûlullah (s.a.s) "benden Kur'ân dışında hiçbir şeyi yazmayın. Kim Kur'ân dışında benden bir şey yazmışsa silsin." Sahabenin, Kur'ân üslûbunu tam öğrendikten sonra artık âyetleri hadisle iltibas etmesi mümkün değildi. Yani, vahyin ilk yıllarında yasaklanmıştı. Karıştırma endişesi ortadan kaldırılınca, hadis yazımına izin verilmiştir.

2- Hadisin yazımı ile ilgili hem yasak hem de emir olunca bu konuyu nasih ve mensûh kapsamında ele almak gerekir. Nitekim âyetlerde de nasih ve mensûh âyetler vardır. Hadisler de âyetlerin tefsiri olunca, aynı durum hadislerde de ortaya çıkmaktadır. Hadisleri yazmak ile ilgili yasak daha sonra yazma emriyle nesh edilmiştir.(9)

3- Hadisler yazılmasaydı bize kadar nasıl intikal edecekti. Sadece sözlü olarak rivâyet edilmiş olsaydı, birkaç nesil sonra inkıtaa uğrayacaktı. Böylece itikad, ibadet, muamelat gibi konularda açık bir meydan bırakılırdı. Günümüzdeki mealistlerin yaptıkları gibi Kur'ân âyetlerini kendi arzularına göre yorumlarlardı. Hadisle belirlenen beş vakit namaz vakti, bazılarına göre üç, bazılarına göre iki, bazılarına göre daha fazla veya az olduğu söylenecekti. Âyetlerde mücmel olan ibadetler, tafsilatlı olarak beyan eden hadis olmasaydı, herkes anladığı şekilde ibadet şekillerini ayrı ayrı tasavvur edecekti. Namazı dua, zekâtı nefis tezkiyesi, orucu sukut, haccı birbirlerini ziyaret, İslam yolunda tutulan ribat nöbetini, beş yıldızlı otellerde ve açık büfelerde istirahat ve eğlenme, Resûlullah'a salâvat getirmeyi ona destek verme gibi anlamlandıracaklardı. Nitekim hadisin zabtına rağmen böyle yapanları da müşahede ediyoruz. İşte hadisin oluşu, o fasıkların istedikleri gibi düşünmeyi sınırlandırdığı için hadis düşmanları cephe açmış bulunmaktadırlar.

4- Sahabe ilk başlarda hadis yazımını adet haline getirmemişlerdi. Bundan dolayı hadisleri yazmıyorlardı. Çünkü onların zihinleri kuvvetliydi. Bir şeyi ezberlemeleri için bir defa okumaları yeterliydi. Onlara göre, ezberlemek yazmaktan daha evlaydı. Ancak daha sonraki dönemlerde Mevalinin (yabancıların) Müslüman olmalarından dolayı, ezberleme işi kendilerine zor gelince, hadis yazımına büyük önem verilmiştir.

5- Bazı âlimlere göre Hz. Peygamber (s.a.s), Kur'ân ile Hadisin bir sayfada yazılmasını yasaklamıştır. İşte bundan dolayı yasaklama emri gelmiştir.(10)

6- Bazı Sahabe ve Tabiin, Hadisleri yazmayı mekruh görmüşlerdir. Bundan dolayı da yazma yerine ezberleme metodunu uyguladılar. Ancak, Sahabe ve Tabiinlerin ölümüyle beraber âlimler hadislerin zayi olmasından korktular. Bu endişenin önüne geçmek için Ömer b. Abdüllaziz, Ebû Bekir b. Muhammed'e hadislerin yazılmasını emretti.

7- Peygamberimizin, "Ebû Şah'a (hutbeyi) yazınız" şeklindeki hadisi, Hz. Ali'nin sahifesi, Amr b. Hazm'ın feraiz, sünnet ve diyetleri içeren kitabı, Hz. Ebûbekir'in Hz. Enes'i Bahreyn'e gönderirken sadaka ve zekâtın nisab miktarını ihtiva eden kitabı, Ebû Hüreyre'nin, "Amr b. As Hadisleri yazardı, ben yazmazdım" hakkındaki hadisi v.b. hadis yazımına cevaz olduğuna ilişkin çok güçlü delillerdir. Belirttiğimiz bu verileri görmezden gelip hadisin yazılmadığını, bunun Peygamberin emriyle olduğunu vurgulayarak elimizdeki hadis kaynaklarını uydurma ve yalanla itham eden hadis düşmanları ve müsteşriklerin asıl amacını bilmemek cehaletten başka ne olabilir ki?

Sonuç olarak şöyle diyebiliriz: Kur'ân nazil olduğu ilk zamanlarda Hadisle karışmasın diye Hadis yazılması yasaklanmıştır. Ancak daha sonraları birbiriyle karıştırma kaygısı ortadan kalkınca hadislerin yazılması caiz görülmüştür. Bazı veriler Peygamberimizin hadis yazımına müsaade ettiğini açık bir şekilde belirtmektedir. Ömer b. Abdülaziz gibi ileriyi gören zatlar resmi olarak bu işi üstlenmişler ve âlimleri görevlendirmişlerdir. Hadisleri bize kadar ulaşmasında emek gösteren muhaddislerimize ve âlimlerimize Allah rahmet etsin, mekânları cennet olsun…

Dipnotlar

1-Müslim, IV, 2298.

2-Müstedrek, I, 216.

3-Darekutni, I, 412.

4-Sahih-i İbn Hibbân, I, 266.

5-Müsnedu Haris, I, 193

6-Darekutnî, I, 27.

7-Buhârî, III, 125; Müslim, II, 988.

8-Bkz.: İbn Esir, en- Nihaye fi Ğaribu'l-Hadis, IV, 18; İbn Manzûr, Lisanu'l-Arap, I, 698.

9-Bkz. Abdul Kerim b. Abdullah, Keyfe Yebni Talibel İlmi Mektebetehu, I, 2.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Kim Rabbine kavuşmayı arzu ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine kullukta hiç bir ortak koşmasın.

Kehf, 110

GÜNÜN HADİSİ

"Kişi, dostunun dini üzeredir. Bu nedenle, kiminle dost olacağına dikkat etsin!"

Ebû Hureyre radıyallahu anh. Ebû Dâvud.

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI