Merhum Abdülaziz Bekkine Efendi anlatıyor; "Bir gün bir dostum bana geldi ve şu ricada bulundu. "Hocam, bana bir arkadaş ortaklık teklif edip "gel beraberce bir fabrika kuralım. Şimdiye kadar ticaretle uğraştık, biraz da imalatla uğraşalım. Hem de işçi çalıştırmış oluruz. Onlar da sebeplenmiş olurlar" diyor. Efendim, bu teklif bana uygun geldi ama arkadaşı pekiyi tanımıyorum. Acaba ona beraberce gidip bir görüşsek, nasıl olur?" dedi.

Ben de bu teklifi kabul edip, bir gece o zatın evine gittik. O zat başında bir takke, sırtında bir cübbe ile bayağı bir sofu havası veriyordu. Ama konuşmalar ilerleyince kendisinin göğsünde yazılmış Arapça şu ibareyi gördüm; "Haza Ebu Riba(Tam bir faiz babası)..

Bunu görür görmez, fazla gecikmeyip, müsaade isteyip kalktım. Tabii arkadaşım da kalktı. Yolda bana "ne oldu Hocaefendi, biraz erken kalktın?" dedi. Ben de kendisinin göğsünde okuduğum yazıyı söyledim ve "böyle kimselerle ortaklık yapılmaz" dedim.

Birkaç gün sonra dostum yanıma geldi. "Haklıymışsın hocam, kendisini birkaç kişiden soruşturdum, faizle insanlara para verdiğini öğrendim. Allah razı olsun, beni bu bataklıktan kurtardın" diyerek ellerime sarıldı ve teşekkür ederek ayrıldı."

Kaynak

Prof. Dr Osman N. Çataklı,

Hacı Hasib Efendi Ve Hacı Aziz Efendi

Şahsi Basım

İst.