"SENİN YANINA GİTMEK İSTEMİYORUM"

Merhum Samet Ağaoğlu Bey, Ziya Gökalp'in amcasının kızı ve hanımı Vecihi hanımın vefatını şöyle anlatıyor; "Ölümünden biraz önce beni ve kardeşlerimi yanına çağırdı. Hepimize ayrı ayrı bakarak garip bir tarzda güldü. Bir aralık daldı. Sonra birdenbire gözlerini açtı, kocasının ismini söyleyerek bağırdı; "Geldi, geldi..Beni çağırıyor..Hayır, ben senin yanına gitmek istemiyorum."

KOMUTANIN U DÖNÜŞÜ

Eski Demokrat parti milletvekillerinden merhum Gıyaseddin Emre Bey anlatıyor; "Yassıada'da kumandan olan Tarık Güryay, Polatlı'da Topçu Alay kumandanı idi. İhtilalden üç ay evvel benim bir köylüm orada asker idi. Ben onu görmeye gitmiştim. Tarık Güryay bizi davet edip misafir etti. Ben o zaman merhum Menderes'in etrafındaki bazı insanlardan şikâyet ediyordum. Dolayısıyla Menderes'i şikayet etmiş gibi göründüm.

Onlardan bahsederken kumandan bana aynen şöyle dedi; "Ne diyorsunuz Gıyaseddin bey! Menderes, Peygamber ahlakı olan bir devlet adamıdır."

Ne var ki, Yassıada'ya geldikten sonra aynı Tarık Güryay envai türlü hakaretler yaptı.."

İHTİLALCİLERİN SAFDERUNLUKLARI

Osman Yüksel Serdengeçti merhum, eski bir darbeci albayın kendisine şunları anlattığını ifade ediyor; "27 Mayıs Darbesinden sonra Ankara Radyosundan Milli Birlik Komitesinin ilk bildirisini okudum. Radyoevinden çıkar çıkmaz doğru Et Balık Kurumuna gittim. Oradaki bütün buzdolaplarını, bütün depoları teker teker araştırdım. 

27 Mayıs'tan evvel bize demişlerdi ki; "Demokrat Parti, nümayişlerde öldürdüğü üniversite öğrencilerinin cesetlerini et balık kurumunun soğuk hava depolarında saklıyor. Onlardan tavuk yemi yapıyor."

Yine demişlerdi ki;

"DP iktidarı, öldürttüğü çocukların cesetlerini Konya yolunda asfalt altında saklıyor." Konya yolunda ciddi çalışmalarımız oldu. Et Balık Kurumunda, Konya yolu altında bir tek ceset bulamadık. Çocukları Üniversitede okuyan annelere, babalara seslendik. "Kimin çocuğu kayıp ise bize bildirsin" dedik. Bir tek anne baba "bizim çocuğumuz kayıptır" diye bize gelmedi.

"Celal Bayar'ın bankalarda 103 Milyon lirası var" deniliyordu. Bayar'ın bütün banka hesaplarına el koyduk. Hiçbir bankada parası yoktu..Yalnızca İş Bankasında Celal Bayar'a ait bir kasada genç yaşta kaybettiği oğluna ait bir tutam saç ile bir Cumhuriyet altını çıktı.

O zaman ben anladım ki, biz Komünistlerin ve CHP'nin uydurmalarına inanarak bir hükümet darbesi yapmışız!"

Kaynaklar

1-Samet Ağaoğlu, Babamın Arkadaşları, İletişim Yayınları, İst. 1998

2- Gıyaseddin Emre, Medrese'den Meclise, Meclis'ten Yassıada'ya, Kent Yayınları, İst.2006

3- Yavuz Bülent Bakiler, Serdengeçti, Geldi Geçti, Yakın Plan Yayınları, İst. 2019