DEÄ°STLERDEN GELEN SORULAR VE CEVAPLARIMIZ-4

SORU/13-“Kuran’da ibadet esaslı çok fazla detay olmamasına rağmen ( namazın nasıl kılınacağı, abdestin nasıl alınacağı, farziyetler vs. gibi detaylar verilmemesine rağmen) peygamberin özel hayatı ile ilgili çok fazla detay var, sizce bu normal mi?


Vehbi KarakaÅŸ

vehbikarakas@hotmail.com

2019-03-22 08:28:10

SORU/13-"Kuran'da ibadet esaslı çok fazla detay olmamasına rağmen ( namazın nasıl kılınacağı, abdestin nasıl alınacağı, farziyetler vs. gibi detaylar verilmemesine rağmen) peygamberin özel hayatı ile ilgili çok fazla detay var, sizce bu normal mi? Ahzab suresinin 50. 53. Ayetleri, Hz. Peygamber'in halasının kızı Zeynep binti Cahş'la evlenmesi, yaşı küçük Hz. Aişe ile evlenmeleri normal mi? Kur'an bir taraftan: Kâfirûn suresinde "Sizin dininiz size, benim dinim bana"(1) diyor, bir taraftan da şiddetten ve öldürmeden bahsediyor.(2) Şimdi bu öldürme ayetlerinden sonra İslam'a sevgi ve merhamet dini diyebilir miyiz? Hangi din el ve ayakların çapraz kesilmesini emreder? Hani bizim dinimiz bize, onların ki onlaraydı?

CEVAP: Bu sorunun içinde dört mesele var:

1-Kur'an'da ibadetlerle ilgili detay verilmezken, Hz. Peygamberin özel hayatı ile ilgili detaylara yer verilmesi,

2-Evlatlığının boşanmış karısı ve halasının kızı Zeynep binti Cahş'la evlenmesi,

3-Yaşı küçük olan Hz. Aişe ile evlenmesi,

4-İslam'ın şiddet veya merhamet dini olup olmama meselesi.

1-Hz. Peygamber'in özel hayatı ile ilgili detaylara yer verilmesi,

Kur'an'da yer alan bilgilerin hepsi doğrudur ve normaldir. Çünkü o Allah'ın sözüdür. Allah yanlış söylemez ve yanlış yapmaz. Bazı meseleler anlaşılmaz görülüyorsa, bu problem, anlayamayan veya anlaşılmaz gören kafaların problemidir. 

Hz. Peygamberin gerek farzları uygulamadaki davranışları ve gerekse özel hayatı ile ilgili detaylar bilinmesi gerekiyordu. Çünkü Allah onu, ümmetin önüne rol model(3) koymuştu. Herkes ona bakacaktı, ona uyacaktı, onun ahlakıyla ahlaklanacaktı, Allah katındaki değerini böyle kazanacaktı. Hayatıyla ilgili detaylar bilinmeseydi, ümmet ona nasıl uyacaktı?

Ahzab suresinin 50. ayetiyle hangi kadınlarla evlenilip evlenilmeyeceğinin ölçüleri veriliyor. 53. Ayetiyle de Hz. Peygamber'e ve eşlerine karşı Müslümanların takınması gereken tavır, edep ve adap dersi veriliyor. Bundan daha doğal ne olabilir?

2-Gelelim, Hz. Peygamberin evlatlığı Zeyd'in boşadığı karısı Zeynep binti Cahş'la evlenmesine:

Bu olayda da çok ince ölçüler ve hikmetler bulunmaktadır. Gelin isterseniz bu olayı bir inceleyelim:

Hz. Zeynep binti Cahş validemiz (r.a): (ö. 20 / 640)

Peygamberimizin halasının kızı idi. Kendini Hz. Aişe'nin seviyesinde sayan temiz hanımlardan biri Hz. Zeynep'tir. Güzelliği de belirgin bir özelliği idi.

Hazret-i Zeynep, Peygamberimizin arzusu ve ısrarı üzerine önce Peygamberimizin azadlısı Zeyd'le evlendi. Fakat geçinemediler. Çünkü Zeynep, Zeyd'i kendisine denk görmüyordu. Nihayet boşandılar. Hz. Zeynep, iddetini tamamladıktan sonra, Efendimizin evlenme teklifiyle karşılaştı. Zeynep validemiz teklifi memnuniyetle kabul etti. Olay şöyle cereyan etmiştir:

Peygamberimizin Hz. Zeynep'le Evlenmesi:

İslam düşmanlarının Peygamberimize hücum için dillerine doladıkları meselelerden biri de Peygamberimizin Hz. Zeynep'le evlenme hadisesidir.

Ahzab suresinde şöyle buyuruluyor: "Ey Peygamber! Hatırla o zamanı ki, Allah'ın kendisine nimet (İslamiyet) verdiği, senin de, yine (kölelikten) azad etmek suretiyle) kendisine lütufta bulunduğun zata (Zeyd bin Harise'ye): Sen, zevceni tut, boşama! Allah'tan kork!) diyordun da Allah'ın açığa çıkaracak olduğu şeyi (onu boşadıktan sonra kendine nikâhlanacağı hususundaki ilahi emri) içinde gizliyor, insanlardan (münafıkların diline düşmekten) korkuyordun. Hâlbuki Allah, kendisinden korkmana daha çok layıktı. Nihayet Zeyd o kadından ilişkiyi kesti, onu boşadı ve kadın da iddetini tamamladı. Biz de onu sana zevce yaptık. Tâ ki oğullukların, kendilerinden ilişkilerini kestikleri kadınları almakta, mü'minler üzerine günah olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir."(4)

Zeyd, Kelb kabilesinden idi. Çocukluğunda esir edilerek Mekke'de köle olarak satılmış, Hz. Hatice'nin kardeşi tarafından alınarak kız kardeşine hediye edilmiş, o da onu Resul-i Ekrem Efendimize vermişti. Resul-i Ekrem, Zeyd'i azad etti. Fakat Zeyd, Hazret-i Peygamber'i o kadar çok sevmişti ki; kendisiyle birlikte kalmak yahut babasıyla birlikte kabilesinin yanına dönmek arasında serbest bırakıldığı halde, Peygamberle kalmayı tercih etmişti. Bu bağlılığı dolayısıyla Zeyd'e: "Muhammed'in oğlu" denilirdi. Zeyd, İslâmiyet'e ilk girenler arasında bulunuyordu.

Âyet-i Kerime, evvela bu cihetlere işaret ederek Zeyd'in Müslüman olmakla Allah'ın, azad (hür) olmakla ve Peygamber'i sevmekle de Resulullah'ın lütfuna nail olduğunu söylemektedir.

Hz. Zeyneb'e gelince, Zeyneb validemiz, Peygamberimizin halası Ümeyme'nin kızıdır. Ümeyme de Abdulmuttabil'in kızıdır. Zeyneb İslamiyeti ilk kabul edenler arasında idi. Peygamberimiz, Zeyneb'in kardeşine Zeyneb'in Zeyd'le evlendirilmesini teklif etti. Zeyneb de, kardeşi de bunu istemiyorlardı. Onlar, Zeyneb'in Hz. Peygamber'le (s.a.v) evlenmesini istiyorlardı. Ancak inen bir ayet ve Resul-i Ekrem'in ısrarı üzerine Zeyneb'in bunu kabul etmekten başka çaresi kalmamıştı. Ayet şöyle diyordu: "Allah ve Resulü bir şeye karar verdikleri zaman, inanmış bir erkek ve kadın için o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur."(5)

Bunun üzerine Zeyd ile Zeyneb evlendiler. Fakat bu evlilik onlara mutluluk getirmedi. Çünkü Zeyd, izzetli zevcesini kendine küfüv (denk) bulmuyordu. Bu sebeple Hz. Zeyd, Resul-i Ekrem'e müracaat ederek Zeyneb'i boşamak istediğini söylemişti. Efendimiz, bu duruma üzüldü. Çünkü bu evliliği kendisi istemişti. Resul-i Ekrem, Zeyd'e zevcesini boşamamasını söyledi. Kur'an-ı Kerim'in beyanı vechile: "Zevceni tut, Allah'tan kork!" dedi...

Yukarda mealini verdiğimiz Ahzab suresinin 37. ayetinde geçen: "Allah'ın açığa çıkaracak olduğu şeyi (onu boşadıktan sonra kendine nikâhlanacağı hususundaki ilahi emri) içinde gizliyor, insanlardan (münafıkların diline düşmekten) korkuyordun." cümlesinden maksadın ne olduğuna dair farklı rivayetler vardır. Bunlardan: "Resûlullah'ın (s.a.v) Zeyneb ile evleneceği vahiy yoluyla kendisine bildirilmişti. O, bu durumu bildiği halde halkın dedikodusundan çekinerek Zeyd'e eşini boşamamasını tavsiye etti." Şeklindeki rivayet, gerçeğe daha uygun görülmektedir. Çünkü o günkü geleneğe göre bir kimsenin kendi oğulluğunun boşadığı kadınla evlenmesi büyük bir ayıp sayılırdı.

Allah bu yanlış geleneği, ümmetin itiraz edemeyeceği bir şekilde yıkmak istiyordu. Bunu da şu ayetle yıktı. "Zeyd o kadından ilişkiyi kesince, (boşadı ve kadın da iddetini tamamladı.) Biz de onu sana nikâhladık. Tâ ki oğullukların, kendilerinden ilişkilerini kestikleri kadınları almakta, mü'minler üzerine bir güçlük, bir günah olmasın. Allah'ın emri yerine getirilmiştir."(6)

Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in bütün ihtarlarına rağmen Zeyd ve Zeynep bir türlü geçinemeyerek boşandılar. Zeyneb'in boşanmasını müteakip (iddeti tamam olunca) Yüce Allah'ın emriyle Peygamberimiz onunla evlendi. Zeyneb'in ve ailesinin arzusu da zaten bu merkezde idi.

Hz. Aişe validemizin dediği gibi şayet, Peygamberimizin Vahiy'den bir şeyi saklaması caiz olsaydı Zeyneb'le izdivacını emreden ayetleri saklardı. Evet bu, Hz. Peygamber'e (s.a.v) o kadar ağır gelmişti. 

Ama başka çaresi yoktu. Çünkü emir yüksek yerden geliyordu. Allah şöyle buyuruyordu: "Allah'ın kendisine helal kıldığı şeyde peygambere herhangi bir vebal yoktur. Önce gelip geçenler arasında da Allah'ın emri böyleydi. Allah'ın emri mutlaka yerine gelecek yazılmış bir kaderdir. O peygamberler ki, Allah'ın gönderdiği emirleri duyururlar, Allah'dan korkarlar ve Ondan başka kimseden korkmazlar. Hesap görücü olarak Allah (herkese) yeter. Muhammed sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat O, Allah'ın Resûlü ve Peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir."(7)

Görüldüğü gibi Resûlullah'ın (s.a.v) Zeynep ile evlenmesi kendi arzusu ile değil, Allah'ın emriyledir ve hukuk dışı bir geleneğin ortadan kaldırılmasına yönelik bulunmaktadır… Sırf Allah ve Resûlü'nün emrini yerine getirmek için Zeyd ile evlenmiş olan validemiz Hz. Zeyneb, bu itaatinin bir mükâfatı olarak, Zeydin onu boşamasından sonra, Yüce Allah tarafından Hz. Peygamber'le evlendirildi. Kuşkusuz bu nikâh yapılmış ve yapılacak nikâhların en güzeli ve en mukaddesi idi. Çünkü Yüce Allah tarafından ve Cebrail elçiliği ile yapılmıştı. Bu sebeble validemiz, Hz. Peygamber'in (s.a.v) diğer hanımlarına karşı kendi durumuyla iftihar eder ve: "Sizi Peygamber'le aileleriniz evlendirdi. Halbuki beni yedi kat göklerin üstünde Yüce Allah evlendirdi." diyerek övünürdü.(8) Zeyneb validemizin iftihar ettiği iki ayrıcalığı daha vardı:

1-Hz. Peygamber'in halasının kızı olması,

2-Bu nikâhta aradaki elçinin Cebrail (a.s) olması.

Zeyneb validemiz, çokca namaz kılar, oruç tutardı. Cömertliği ve yardım severliği ile şöhret yapmıştı. Çalışarak rızkını kazanır, kazandığını fakirlere verir ve Allah yolunda harcardı. Hz. Zeynep, çok samimi bir Müslüman, sadık bir mü'mine idi. Cenab-ı Hakk'ı hoşnud etmeyecek her hareketten sakınırdı. Takvası o derece idi ki Hz. Aişe'nin aleyhinde iftira oluşturulduğu zaman: "Onun iyiliğinden başka bir şey bilmiyorum" demişti. Hz. Aişe, O'nun bu insaflı ve dürüst hareket çizgisini takdir etmekte ve şöyle demektedir: "Din konusunda Zeyneb'den daha hayırlı bir kadın görmedim. O Allah'a karşı en saygılı, sözü en doğru, akrabayı en çok gözeten ve en çok sadaka veren bir kadındır."

Hz. Peygamber'le 6 yıl kalmış olmasına rağmen rivayet ettiği hadis sayısı sadece 11'dir. Peygamberimizden sonra vefat eden ilk eşidir. Kabri, Bakî' mezarlığındadır.

Bundan başka, Kur'an-ı Kerim, oğullukların hakiki evlad tanınmaları aleyhindedir. Resul-i Ekrem bu fırsattan istifade ederek bu adeti alt-üst eden bir misal teşkil edecekti. Naklettiğimiz ayet-i kerimenin ikinci kısmında bu cihet açıklanmakta ve: "Ta ki oğullukların, kendilerinden ilişkilerini kestikleri zevcelerini almakta, mü'minler üzerine günah olmasın diye biz seni onunla evlendirdik." denilmektedir.

Bu hadise, Peygamberimize karşı yapılan alçakça iftiralara bahane tutulmaktadır. Bu iftiralardan birine göre; güya Peygamber Efendimiz, onların evinin yanından geçerken yarı açık bir kapı aralığından Hz. Zeyneb'i görmüş ve ona gönlü düşmüş, Zeyd de bu durumu öğrenince Hz. Zeyneb'i boşamış ve Peygamberimiz onunla evlenmiş. Akla zarar bu iftiranın hiçbir tutarlılığı yoktur.

Resul-i Ekrem, Zeyneb'i almaya istekli olsa idi onu bakire iken almasına kim engel olabilirdi? Acaba Resul-i Ekrem onu görmemiş miydi? Görmüştü. Çünkü Zeyneb, Peygamber'in en yakın akrabasındandı.

Kaynaklarda görüldüğü üzere, O'nun Zeyd'le evlenmesini de Peygamberimiz güçlükle sağlayabilmişti. Peygamberimiz'in böyle yakını ve yakından tanıdığı Hz. Zeyneb'e karşı, duygusal bir temayülü olsaydı ki, böyle bir şey varid değildir, onu evlendirmeden önce alırdı buna hiçbir engel de yoktu. Zaten kendisine, O'nu, Zeyd'e istediği zaman: "Senin içinse evet! Zeyd içinse, hayır!" denilmişti.

Kocalı bir kadın olan Zeyneb'de sonradan sonraya bir cazibe peyda olmuş idi ise ki, böyle bir şey vaki değildir, o cazibeye kapılacak olanlar, herhalde mü'minler olamazdı ve hele Peygamberimiz hiç olamazdı. Çünkü, O'nun Allah'dan aldığı Kur'an-ı Kerim'de: "Mü'min erkeklere söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar! Irzlarını da korusunlar!"(9) "Allah, gözlerin hain bakışını, göğüslerin gizleyeceği her şeyi bilir!"(10) "Kulak, göz, kalb, bunların her biri, yaptıklarından sorulacak"(11) buyurulmaktadır. Mü'minlerin hal ve şanları da: "Onlar öyle adamlar ki onları ne bir ticaret, ne bir alışveriş, Allah'ı zikir etmekten, namazı doğru dürüst kılmaktan, zekâtı vermekten alıkoymaz. Onlar, kalblerin ve gözlerin dehşetle döneceği günden korkarlar."(12) buyurularak açıklanmaktadır.

Peygamberimizin ise, ashabına: "Allah'a yemin ederim ki Allah'dan en çok korkanınız benim ve Allah'ı en çok bileniniz de yine ben'im!"(13) dediği malûmdur. Bu husustaki İslamî inceliği yaşamayanlar, tabii ki bu meseleyi hakkıyla takdir edemezler.(14)

Dipnotlar

1-Kâfirûn, 6/109

2-Bkz. Bakara,2/178, 191, 251, 253; Nisa, 4/ 74, 89, 91; Maide, 5/33; Tevbe, 9/ 5, 12, 111; Ahzab,/60-61.

3-Bkz. Ahzab, 33/21

4-Ahzab, 33/37

5-Ahzab, 33/36

6-Ahzab, 33/37

7-Ahzab, 33/37-39

8-Es-Sâbûnî, Muhammed Ali, Safvetü't-Tefâsîr, II, 485

9-Nur, 24/30

10-Mümin, 40/19

11-Ä°sra, 17/36

12-Nur, 24/37

13-Buhârî, Nikâh 1; Müslim, Nikâh 5. Ayrıca bk. Nesâî, Nikâh 4

14-Geniş bilgi için Bkz. Karakaş, Vehbi, Sana Öyle Hasretim ki, 120-126

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

HZ. AİŞE’NİN (radiyallahu anhâ) EVLİLİK YAŞINA DAİR

Batılı inkarcılar ve onların fonladığı çevreler yaman bir çelişki içerisindedirler. Buda,

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

ÜRETİLEN ALGILARLA FİKİR SAHİBİ OLMAYA ÇALIŞMAK

Vehhabilik meselesi zamanla dallanıp budaklanmıştır. Vehhabilik şemsiyesi altında birçok fikr

YEREL ORYANTALÄ°STLER

YEREL ORYANTALÄ°STLER

Din mücedditliği için yola çıkanlardan bir kısmı süreçte din münekkidi haline geldi. Zira

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

İTTİHAD-I İSLAM’IN ÖN ADIMLARI

Ä°ttihad-ı Ä°slam, bize balon gibi uçarak gelmez. Belki, bizim ona gitmemiz lazım. Yollar daÄŸdaÄ

Ä°MANIN ÅžEHAMET-Ä° MANEVÄ°YESÄ°

Ä°MANIN ÅžEHAMET-Ä° MANEVÄ°YESÄ°

İslam ahlakının dinamik gücü, imandır. Çünkü, “İman hem nurdur hem kuvvettir. Evet, haki

MUHALEFET KULVARLARI

MUHALEFET KULVARLARI

Hak namına ve hakikat hesabına sırf gerçeği görmek ve göstermek, meseleleri tahlil etmek, sı

UYUYAN DEV UYANMIÅžTIR

UYUYAN DEV UYANMIÅžTIR

Evet, millet uyandı. İçerdeki hainler, dışardaki alçaklar ne yaparlarsa yapsınlar, artık Ana

YANLIÅž VE HAKSIZ Ä°NTERNET PAYLAÅžIMLARI

YANLIÅž VE HAKSIZ Ä°NTERNET PAYLAÅžIMLARI

dir. İnternet paylaşımlarındaki kaynak vermemek, metnin yazarını yazmamak, doğruluk olmadığ

MASONLAR VE ESAD AÄ°LESÄ°

MASONLAR VE ESAD AÄ°LESÄ°

Masonluk meselesi dallı budaklı bir mesele olduğundan ve yüksek dozda manipülasyon içerdiğind

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

OSMANLI DÜŞMANI BİR BARELVİ’NİN HEZEYANLARI

Belki biraz garip gelecek ama peşinen söyleyelim ki anlatılan husus doğrudur. Stalin’in hocala

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

KADİROV:  KADİRİ-VEHHABİ KIRMASI 

Ramzan Kadirov başkanlığındaki Çeçenlerin Suriye’den sonra Ukrayna’da da arz-ı endam etme

Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. Rabbin kullara (zerre kadar) zulmedici değildir.

Fussilet, 46

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Îmân altmış kadar şu'bedir. Hayâ da îmânın bir şu'besidir.

BUHARİ,KİTÂBÜ'L-ÎMÂN, EBU HUREYRE(r.a.)'dan

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI