MEHMET KIRKINCI HOCAM VE NOT DEFTERİM-4

HAYVAN-I NATIK, HAYVAN-I MÜDRİK Hayvan canlı varlık demektir. Bu açıdan düşünürseniz, hayvan kelimesinin içine insan da girer, hayvan da. Çünkü her ikisi de canlı. Ama hayvan-ı natık=Konuşan canlı kelimesini “hayvan-ı müdrik=anlayan canlı” manasında kullanmazsak


Vehbi Karakaş

vehbikarakas@hotmail.com

2019-03-08 09:00:38

HAYVAN-I NATIK, HAYVAN-I MÜDRİK

Hayvan canlı varlık demektir. Bu açıdan düşünürseniz, hayvan kelimesinin içine insan da girer, hayvan da. Çünkü her ikisi de canlı. Ama hayvan-ı natık=Konuşan canlı kelimesini "hayvan-ı müdrik=anlayan canlı" manasında kullanmazsak, papağan da insanlık iddiasında bulunabilir. Çünkü o da bir canlı olduğu halde zaman zaman konuşabilmektedir.

İnsan iki yönlü bir varlıktır; melekî ve hayvanî diye. Meleklik yönünü unutur, sadece yemek, içmek, gezmek, nefsin arzularını tatmin etmekle meşgul olur, gününü gün etmeye kalkarsa çok iyi bir hayvan olur. Hayvanlar böyledir çünkü. Mesela katır zaten katırdır. İnsan çalışa çalışa, bütün gayretini harcayarak katırlık makamına düştüğü için, katırdan da aşağı bir derekeye iner. Kur'an işte bunun için:"Onlar hayvanlar gibidirler; belki hayvandan da aşağıdırlar."( Furkan, 25/44) der.

Bir insan, hayvanî yönünü bastırır, kalp ve ruhun hayat derecesine çıkarsa melekleri dahi gerilerde bırakır. İnsan, bu iki ihtimalin dışında bir varlık değildir.

ELHAMDÜLİLLAH NASIL MEYVE OLUR?

Nur Külliyatında: "Burada elhamdülillah dersin, orada (cennette) elhamdülillah yersin." Şeklinde bir cümle var. Biz bunu nasıl anlamalıyız?

Cevap: Her bir Müslüman'ın bu dünyadaki namazı, ahirette cenneti, her Elhamdülillah'ı da ahirette cennet meyvesi olacaktır.

Şimdi bunu anlamakta zorlansa da hakikat budur. Şimdi gelin bu hakikati anlamaya çalışalım:

Toprağın altına giren tohumlar, çekirdekler çürüyor. Fakat bu çürüme yok olma anlamında bir çürüme değil. Mahiyet değiştirip toprağa kök salıyorlar ve hummalı bir faaliyete başlıyorlar. Ağacın başındaki meyvelere veya başaktaki tanelere lazım olacak maddeleri veya madenleri toplayıp gönderiyorlar. Şuurları olmadan şuurlu gibi çalışıyorlar. Belki çalıştırılıyorlar. Gelin, bir an yer altındaki köklerin akıllı ve şuurlu olduğunu farz edelim ve onlara diyelim: Sizin şu yer altındaki faaliyetiniz var ya, bu faaliyetiniz, yerin üstünde elma, armut, nar, incir ve portakal gibi meyvelere dönüşüyor. Kökler:

-Yahu biz burada çamur yiyoruz, nasıl olur bu çamur yukarda meyveye dönüşür? Biz böyle şeye inanmayız" deseler, akılsız ve ahmak olduklarını ilan etmiş olmazlar mı?

İşte her Müslümanın bu dünyadaki namazı ve ağzından çıkan Elhamdülillah gibi mübarek sözleri de ahirette, cennete ve cennet meyvesine dönüşecektir. "Hayır, biz buna inanmayız, diyenler, tıpkı o şuursuz kökler gibi akılsız ve ahmak olduklarını ilan etmiş olurlar.

DÜNYAYA GELEN BEBEKTEN TEK BİR ŞEY BEKLENİYOR: EMMEK

Dünyaya gelen bebeğin yıkanması, kundağa sarılması gibi bütün bakımı annesine aittir. Sadece emme işi bebeğe aittir. Bebek bu işi yapmazsa ölür. Dünyaya gelen insandan da tek bir şey beklenmektedir: İman hakikatlerini anlamak, iman etmek ve iman etmenin gereği olan salih ameller yapmaktır. İnsan, bozulan saatini, radyosunu, arabasını bir başkasına yaptırabilir; ama iman etmeyi bir başkasına yaptıramaz. Çünkü bir başkasının iman etmesi onun imanı yerine geçmez. Bir başkasının namazı onun namazı yerine sayılmaz. Bir başkasının emmesi, bebeğin emmesi yerine geçmediği gibi.

EVRENDE ÇİRKİNLİK YOK

Eşyanın bir kısmı direk güzeldir, bir kısmı da dolaylı yoldan güzeldir. Bir insanın yüzünde burun öpülmez, yüz öpülür. Ama yüzü güzel gösteren, öpülmesine vesile olan da burundur. Yüz doğrudan güzel, burun dolaylı yoldan güzeldir. Sağlığı güzel gösteren hastalıktır, gençliği güzel gösteren ihtiyarlıktır, zenginliği güzel gösteren fakirliktir. Nuru güzel gösteren nardır. Lutfu güzel gösteren kahırdır. Onun için Allah dostları "kahrında hoş, lütfun da hoş, narın da hoş, nurun da hoş" demişler bu dünyada küfür, dalalet ve günahlar hariç her şeyi güzel görmüşler, güzel düşünmüşler ve hayatlarından lezzet almışlar. Ne güzel söylemiş Yunus:

Yunus sana sâdık kuldur,
İster ağlat, ister güldür!
İster yaşat, ister öldür!
Lütfun da hoş, kahrın da hoş.

İNSANI HAYVANDAN AŞAĞI DÜŞÜREN VE CEHENNEME ATAN SEBEP

Hayvanlar kırda bayırda dolaşıyor, ot ve diken yiyor, süt yapıyor, ahırda yatıyor. İnsan sütü içiyor, tereyağını yiyor, güzel döşeklerde, evlerde, saraylarda yaşıyor. Böyle iken kendisini bu nimetlere layık gören Allah'a şükür, teşekkür ve ibadet etmiyor. Her gün 24 saat ömür veren Allah'a bir saat ayırmıyor ve beş vakit namazı kılmıyor.

Şimdi soralım: Hal böyle iken cehenneme kim gitmelidir? Allah'ın emri olarak bütün varlığını insana feda eden inekler, koyunlar, öküzler, atlar, eşekler, arılar, tavuklar mı? Yoksa bütün kâinatı emrine veren Allah'a inanmayan, Ona karşı saygı ve sevgi, şükür ve teşekkür anlamına gelen beş vakit namazı kılmayan insan mı?

İşte bu sebepten dolayıdır ki insan, hayvandan daha aşağılara düşmekte ve hayvanların atılmadığı bir ceza yurduna cehenneme atılmaktadır. İnsan çabuk aklını başına almalı, bir an önce görevinin başına dönmelidir.

-devam edecek-

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

"Allah gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir."

Mü'min, 19

GÜNÜN HADİSİ

Diğer bir kişi katılmaksızın, iki kişi aralarında fısıldaşmasın.

Buhari

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI