ÂLİM SÜSÜNDEKİ CAHİL HATİP

Kendisine âlim süsü veren bir hatip varmış. Gâh mahfele geçip halka hafızlanır ve gâh minbere çıkıp müslümanlara vaizlenirmiş. Bir gün bir avcı grubu hânesine varıp, müsâade isteyip içeri girmişler.


Salih Okur

nedevideobendi@gmail.com

2018-09-08 21:00:46

 Kendisine âlim süsü veren bir hatip varmış. Gâh mahfele geçip halka hafızlanır ve gâh minbere çıkıp müslümanlara vaizlenirmiş. Bir gün bir avcı grubu hânesine varıp, müsâade isteyip içeri girmişler.

-Hocam, biz bir bölük avcıyız. Yerimiz dağlık ve ormanlık. İşimiz gece-gündüz avdır. Bazı kimseler bize 'hayvancıkları boş yere incitmek ve günahsız canavarcıkları vurup incitmek olmaz' diyorlar. Bu hususta sen ne diyorsun?" demişler.

Hoca demiş ki;

-Size öyle diyenler cahildir ve Hak Teâlâ'nın kelamından gâfildir. Hak Teâlâ kelamında buyurur ki;

أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى {*} ثُمَّ أَوْلَى لَكَ فَأَوْلَى

"Evlâ leka fe evlâ, sümme evlâ leke fe evla"(1)

Manası şöyledir; "avlan yine avlan, avlan yine avlan" Amma bazı ulemamız-Kur'an yedi kıraat üzere olduğundan- Evlâ leka fe evlâ'yı "evlileri avlamayın, yavrularına yiyecek için avlananlara ilişmeyin" diye açıklamışlardır. Amma en doğrusu, hangisi olursa olsundur."

Avcılar;

"Allah iyiliğini versin. Hocam, bir müşkülümüz daha var. Onu da bir hallediverseniz. Şu etleri helal olanları avlarız. Haram olanları da avlayalım mı?" demişler.

Hoca yine meydanı boş bularak demiş ki;

-Tilkiyi de avlasanız olur. Zira ziyankardır. Ve Hak Teâlâ kelamında buyurur ki;

تِلْكَ إِذاً كَرَّةٌ خَاسِرَةٌ

Tilke izan kerratün hasiretün.(2) Yani; tilki eziyet verici ve ziyankârdır demektir.

Avcılar sevinmişler, teşekkür edip, hocayı da av partilerine davet etmişler. Hoca kabul edip, "yeri gelmişken mushafta bazı yerler gördüm, katipler yanlış yazmışlar, onları da bir düzelteyim, gelirim" demiş.

Avcılar bu hataların ne olduğunu da izhar buyurmasını rica ettiklerinde, buyurmuş;

-Bir yerde "iznâdâ Musa"(3) demiş. Musa nâdân(cahil) değildir, dânâdır.(bilgilidir) Onu dânâ yapmak gerekir. Ve bir yerde

وَخَرَّ موسَى

"Harra Musa"(4) demiş. Har Musa'nın değil, İsa'nındır. Ve bir kaç yerde saffan saffan, dekkan dekkan tekrar yazılmış. Onların da birerlerini kaldırmak gerekir."

Cehaletten Allah'a sığınırız.

Kaynak

Lâmiizâde Abdullah Çelebi, Latifeler, haz. Yaşar Çalışkan, İst. 1978

Dipnotlar

1- Kıyamet Suresi, 34-35. Ayet-i kerimeler ki, meâl-i şerifi şöyledir; "Lâyıktır (o azap) sana, lâyık! Evet, lâyıktır sana (o azap) lâyık!"

2- "O zaman bu, ziyanlı bir dönüş olur" dediler.(Naziat: 79/12) Meal-i şerifi bu olup, yukarıdaki izah hoca bozuntusunun uydurmasıdır

3-"Musa (Rabbine) seslendiği zaman." Hoca, seslendiği zaman manasındaki iznâdâ'yı nâdân(cahil) manasına anladığından, bilgili(dânâ) kelimesiyle değiştirmek gerektiğini söyler. Filhakika şunu belirteyim, Kur'an'da böyle bir ayet yoktur. Şuara suresi 10. Ayet-i kerimesinde;

وَإِذْ نَادَى رَبُّكَ مُوسَى

Mealen; "hani Rabbin Musa'ya seslenmişti.." buyrulur. Kerameti kendinden menkul hoca herhalde رَبُّكَ yi atlamış.(Salih Okur)

4- "Musa da baygın düştü"(Araf: 7/143) Hoca, "bayıldı" manasına harra kelimesini har(eşşek) olarak anlar. İsa(a.s)'ın da bineği eşşek olduğu için, ona daha uygun olduğunu vehmeder.

 

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

HAKİMİN SİHİRİ

HAKİMİN SİHİRİ

Aynı apartmanda yaşayan altı ev hanımı arasında çıkan anlaşmazlık mahkemede son bulmuştu.

ANNEN ÇOK AKILLIYMIŞ

ANNEN ÇOK AKILLIYMIŞ

Az konuşmakta dünyevî ve uhrevî birtakım faydalar vardır. Bununla ilgili şöyle bir hikâye n

“HERKESİN SELAMI VAR”

“HERKESİN SELAMI VAR”

Mısır’ın Saidi şehrinden bir öğrenci imtihanlar sonrası memleketine dönmeden önce Kahirel

NET KÂR MI, YOKSA?

NET KÂR MI, YOKSA?

Dedeler ve nineler torunlarının sofistike zeka derecelerini pek bilemiyorlar. Sinderella hikâyesi

“BİNDİK BİR ALAMETE”

“BİNDİK BİR ALAMETE”

Rahmetli Mehmed Fırıncı ağabeyin anlattığı bir fıkra; Trabzon’a (eski devirlerde)bir deve

CİMRİNİN TAVSİYE ETTİĞİ AYETLER

CİMRİNİN TAVSİYE ETTİĞİ AYETLER

Bir adam vardı. Kalaydan bardaklar, çanaklar ilerdi. Bir gün vakarlı bir tavırla, cübbe ve sar

“EN ŞAHANE FIKRAMI ANLATACAĞIM”

“EN ŞAHANE FIKRAMI ANLATACAĞIM”

Gökdelenin asansörü bozulmuştu. İki arkadaş 25. Kata kadar merdivenleri çıkmak zorunda kalı

ZATEN ONUNMUŞ

ZATEN ONUNMUŞ

Zor beğenir bir hanım bir ayakkabı mağazasından içeri girmişti. Aradan yarım saat geçti, b

İZİNİ SİNEMADA KAYBETMİŞ

İZİNİ SİNEMADA KAYBETMİŞ

Bir polis görevlisi, şefine rapor veriyordu; -Sabahtan beri suç zanlısını izliyorum şef.

“BEN DE BİLMİYORUM”

“BEN DE BİLMİYORUM”

Öğrenci, kopya çektiği için kâğıdına zayıf not veren hocasına; -Hocam, arkadaşım da be

BEN DE ARA SIRA BİRKAÇ LİRA VERİRİM”

BEN DE ARA SIRA BİRKAÇ LİRA VERİRİM”

Bir boşanma davasının son celsesinde hâkim, kadının kocasına; “bu kadıncağıza iyi bakmam

De ki: "Herkes kendi yapısına uygun işler görür. Rabbiniz, en doğru yolda olanı daha iyi bilir."

İsra, 84

GÜNÜN HADİSİ

"Ümmetimin tamamı affedilmiştir, ancak günahlarını ilan edenler müstesna!"

Buhârî

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI