TEZKİYE NEDİR?

Tezkiye sözlük manası itibarıyla temizlemek yada temize çıkarmak demektir. Istılahta ise kişinin kendi zâhirini ve bâtınını Allahu Teâlâ’nın sevmediği şeylerden, ayıplardan, günahlardan, kötü işlerden ve gafletten temizleyip taat, fazilet, yüce meziyet ve gafletten uyanıklık gibi vasıflarla süslemesidir.


Muhammed Emin Er

.

2018-08-31 18:00:10

Tezkiye sözlük manası itibarıyla temizlemek yada temize çıkarmak demektir. Istılahta ise kişinin kendi zâhirini ve bâtınını Allahu Teâlâ'nın sevmediği şeylerden, ayıplardan, günahlardan, kötü işlerden ve gafletten temizleyip taat, fazilet, yüce meziyet ve gafletten uyanıklık gibi vasıflarla süslemesidir.

Tabiîn devrinden bu yana Kur'ân-ı Kerim'de geçen tezkiye terimi yerine tasavvuf kelimesi ıstılâh olarak yaygın bir şekilde kullanılagelmiştir. Kavramlar konusunda tartışmaya gerek yoktur; her topluluk istediği terimi kullanabilir.

Nefsi tezkiye tabiri başlıca üç manada kullanılır:

1. Nefsi kirleten küfür, cehâlet, kötü hisler, yanlış itikatlar ve fena huylar gibi fücûrlardan temizlemek.

2. Nefsi temizleyip koruyarak ve iman, ilm, irfan, iyilik sever duygular, güzel ilahi ahlâk gibi takva özellikleriyle terbiye edip ilahi tecellilere nail ve mazhar olarak, çevresine zekât verecek, hayr ve bereket yayacak şekilde feyizlendirmektir. Bu iki mana ile nefsi tezkiyeye çalışmak, onu yaratanın bir hakkı olarak insanın görevi ve yararı gereğidir. Onun için bu temizleme, bu işi yapması itibarıyla insana; sebep olması itibariyle mürşid ve muallim gibi başkalarına ve takdir edilmesi, başarılması ve yaratılması itibariyle de Allah'a nisbet olunur. Burada açık olan mana da budur.

3. Nefsini beğenerek onu temiz saymak ve övmektir. Tedsiye (kirletmek), tezkiyenin (temizlemek) zıddıdır. Tedsiye, ruhu faziletli davranışlar ile tezkiye etmeyip fısk, fücûr ve kötü ahlâk ile fesâda vermek gibi şeytanî şeylerden ibarettir.

Tezkiye kavramının ve tezkiye ile ilgili hususların çok kısa ve kolay anlaşılır bir açıklaması aşağıdadır.

Tezkiye ile ilgili ilme; tasavvuf, tarikat, ahlâk, âdâb ve fıkhu'l bâtın ilmi denmektedir. Biz, Allah Teâlâ'nın izni ile, farklı isim ve istilahlara bakmaksızın bu konuyu özet olarak arz edeceğiz. Tevfik yalnız Allah Teâlâ'dandır.

II. Kur'ân-I Kerİm'de Tezkİye

Tezkiye Kur'ân-ı Kerim'de çeşitli yerlerde zikredilmektedir. Bir örnekle kifâyet edeceğiz.

Allah Teâlâ Şems Sûresinde şöyle buyurmuştur: "Nefsini kötülüklerden arındıran (tezkiye eden) kurtuluşa ermiştir, onu kötülüklere gömen (tedsiye eden) de ziyân etmiştir."

Mevdûdî, Tefhimu'l Kur'ân adındaki Tefsir'inde, Şems Sûresi'ni tefsir ederken şöyle diyor: "Tezkiye"nin anlamı temizlemek ve yetişmektir. Âyetin bağlamından da anlaşılıyor ki, kim nefsini fücûrdan temizler, takvaya yükselir ve içinde iyilik geliştirirse o kişi kurtuluşa ulaşır. Bunun karşısında "dessâhâ" kelimesi kullanılmıştır. Bunun da anlamı, bastırmak, örtmek, kaçırmak, ve saptırmaktır. Âyetin bağlamına göre anlamı şöyledir: Nefsinin iyilik eğilimlerini bastıran ve nefsini kötülük eğilimlerine çeken kişi, fücûra o kadar destek verir ki, takvayı bastırır ve tıpkı toprağın ölüyü saklaması gibi takvayı saklar, bu kişi hüsrana uğrayacaktır."

III. Hadİslerde Tezkİye

Tezkiye hadis-i şeriflerde de çokça zikredilmiştir. İşte bir örnek:

Müslim ve Nesâî, Zeyd b. Erkam'dan rivâyet ettiklerine göre Peygamber (s.a.v) bu konuda şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Nefsime takvasını ver ve onu tezkiye et. Sen onu tezkiye edenlerin en hayırlısısın. Sen onun Velisi ve Mevlâsısın."

IV. Tezkİyenİn Dört Mertebesİ

Yukarıda geçen âyet ve hadisler, tezkiyenin önemini ortaya koymuş oldu. Şimdi, tezkiyenin nasıl yapılacağı sorusunun cevaplandırılması gerekmektedir. İslâm'da tezkiye metodunun önemli iki özelliği vardır:

(1) Tedrîcilik; yani basamak basamak veya mertebe mertebe ilerlemek;

(2) Kuşatıcılık; yani insanın zâhirini (dışını), bâtınını (içini) veya bedenini ve ruhunu; hâsılı tüm varlığını temizlemesidir.

Bu bakış açısından hareketle âlimler tezkiyenin dört mertebesi olduğunu belirtmişlerdir: Beden temizliği, azaların temizliği, kalb temizliği, "sır" temizliği. Şimdi bunları sırayla kısaca açıklayacağız.

1. Beden temizliği

Bedeni hades (hükmî pislik, abdestsizlik, cünüplük) ve necâset (hakikî pislik, kan, idrâr v.b.)ten temizleme, istenmeyen kılları traş etme bu gruba girer. Bunun usûlü, abdest ve gusüldür.

2. Azaların temizliği

Vücûttaki bütün azaların kendileriyle işlenebilecek bütün günahlardan temizlenmesi. Meselâ, gözün harama bakmaktan, kulağın haramı dinlemeden, midenin haram yemekten temizlenmesi bu kısma girer. Bu kötü davranışlar yerine güzellerini koymak gerekir. Meselâ güzel şeyleri dinlemek, güzel şeylere bakmak ve helâl yemek gibi.

3. Kalb temizliği

Kalbin gafletten ve bütün kötü hasletlerden temizlenmesi. O kötü hasletler yerine güzel hasletlerle süslenmesi. Meselâ haset yerine sevgi, zulüm yerine merhamet sahibi olmak bu kısma girer. Bu kısım aşağıda biraz daha ayrıntılı bir şekilde açıklanacaktır.

4. Sır temizliği

Sırrı yani kalbin özünü mâsivâdan (Allah sevgisinden başka herşeyden) temizlemek. Sır temizliği, tezkiyenin en üst mertebesidir. Bu mertebeye uzun terbiye, sabır ve mücadele ile erişilebilir. Bu süreçleri tamamlarken insanın âlim bir mürşide ihtiyacı vardır.

Tezkiyenin birinci mertebesi olan beden temizliği yukarıda İslam ile ilgili bölümde anlatıldı. Tezkiyenin ikinci mertebesi olan azaların temizliği de yine yukarıda takva ile ilgili bölümde anlatıldı. Bu kısımda ise tezkiyenin üçüncü mertebesi olan kalb temizliği anlatılacak. Kalbten temizlenmesi gereken kötü vasıflar ve onların yerini alması gereken güzel vasıflar kısaca sayılacak.

Tezkiyenin dördüncü mertebesi olan sır temizliğine gelince, onunla ilgili olarak tasavvuf kitaplarına müracaat olunabilir.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

ÖLENLER EŞİT DEĞİLDİRLER

ÖLENLER EŞİT DEĞİLDİRLER

İnsanların ölüme negatif düşüncelerle bakmalarındaki sıkıntılardan biri de şudur ki, onu

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR

Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle

ACBU’Z ZENEB HADİSİ

ACBU’Z ZENEB HADİSİ

Bir sorunun cevabı; “Müzedeki bir insanın iskeleti 2.000 senedir var olduğu söyleniyor. Halbu

NAMAZDA 17 SIRRI

NAMAZDA 17 SIRRI

İslam Literatüründe “el-Mabud” kelimesi hakiki mabud olan Allah’ın bir vasfıdır. Ebced d

İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK

İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK

Kişi kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, başkalarına da öyle davranmalıdır. Bu minva

CEHENNEM NEREDEDİR?

CEHENNEM NEREDEDİR?

Soru: Cehennem Nerededir? Cevap: Cennet ise Kur’an-ı Kerim'de zikredildiği gibi yüksektedir ve

RUM SURESİ ÖZELİNDE FITRAT DİNİ’NE BAKIŞ

RUM SURESİ ÖZELİNDE FITRAT DİNİ’NE BAKIŞ

Rum suresi, Mekki mukattaat sureler sisteminde yer alan, Kur’an’daki tertip numarası 30 olan bi

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-2

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-2

Ebû Hüreyre (r.a) anlatıyor: Rasûlullah (s.a.s) buyurdular ki: “Komşusu, zararlarından emin

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-1

HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-1

Kıyâmetin pek yakın olduğu ve vaktin bereketinin azaldığı günümüzde, insanlar dünya tela

SAYGI GÖSTERGELERİ

SAYGI GÖSTERGELERİ

Toplum içerisinde âdâb-ı muâşeret dediğimiz; nezâket, saygı ve görgü kuralları, dünya v

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-2

SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-2

İbn Hacer el-Heytemî diyor ki: "Sahabe arasında cereyan eden hâdiseler konusunda dilimizi tutmam

O gün ne mal fayda verir, ne de evlat. Ancak Allah'a selim bir kalb ile gelenler (fayda görürler.)

Şuara, 88-89

GÜNÜN HADİSİ

Ebû Malik'in babası şöyle dedi: Ben Rasûlullah'(S.A.V.)den işittim, şöyle buyuruyordu: "Her kim Allah'dan başka hak ilah yok eder, ve Allah'dan gayri ibadet olunan şeyleri tanımazsa onun malı ve kanı haram (dokunulmaz) olur. Hisabı da Allah'a aiddir."

(Müslim, Kitabu'l-İyman,37)

TARİHTE BU HAFTA

*Yıldız Sarayı'nın İttihatçılar'ca Yağma Edilmesi(29 Nisan 1909) *Gazneli Mahmud'un Vefatı(30 Nisan 1030) *Yıldırım Bâyezid Tarafından Manisa'nın Fethi(1 Mayıs 1390) *Fatih Sultan Mehmed Hân'ın Vefatı(3 Mayıs 1481) *Eyüp Sultan Hazretleri(r.a.) Vefât E

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI