HADİS İSNADLARI VE BU KONUDA MUHADDİSLERİN GAYRETLERİ

İnsanlık tarihinin hiç bir devrinde, hadisler için kullanılan “ananeli/senetli” haber sistemi kullanılmamıştır. Bu sistemdeki haberlere inanmayanın başka hiç bir tarih bilgisine inanamaması gerekir.


Niyazi Beki(Prof. Dr.)

niyazibeki@gmail.com

2018-06-08 22:48:04

İnsanlık tarihinin hiç bir devrinde, hadisler için kullanılan "ananeli/senetli" haber sistemi kullanılmamıştır. Bu sistemdeki haberlere inanmayanın başka hiç bir tarih bilgisine inanamaması gerekir.

Bu senet zinciri içerisinde yer alan ravilerin kısa hayatları, doğumları, ölümleri, kimden hadis rivayet ettikleri, otorite kabul edilen alimlerin haklarındaki kanaatlerini yazan önemli RİCAL kaynakları vardır. Bu kaynaklar şu anda basılmış ve ortadadır. Böyle özel bir gayretle sırf hadislerin sıhhat veya zaaf yönlerini ortaya koymak için gecesini gündüzüne katan takva sahibi büyük İslam alimlerinin bu çalışmalarına güvenmeyen kimse, başka hangi ilim kaynağına inanabilir ki?

Her bir ravi sadece bir hadis rivayet etmemiş ki, ravilerin sayısının çokluğundan şikâyet edilsin ve bunların hayatlarının tespitinin zorluğundan söz edilsin.. Bir tek ravi bazen onlarca hadisin senedinde yer almaktadır. Örneğin; Hz. Ebu Hureyre, Hz.Aişe, Hz. İbn Mesud, Hz. İbn Ömer, Hz. İbn Amr b. As, Hz. Enes, Hz. İbn Abbas gibi sahabelerden yüzlerce, binlerce hadis rivayet edildiği gibi, tabiin ve tebe-i tabiinden de yüzlerce hadis rivayet eden alimler vardır.

Her asırda belli bazı kimseler çok büyük alim, çok dürüst, yalana asla tenezzül etmeyen, Allah'tan çok korkan kişiler olarak tanınırlar. Ve toplumun bu kabulü yüzde yüze yakın bir oranda isabetli olur. Mesela: Dört mezhep imamları, Abdulkadir Geylanî, Şah-ı Nakşibend gibi zatlar hem kendi asırlarında hem de daha sonraki sırlarda çok büyük, salih, takvalı kimseler olarak bilinmiş ve bu kanaati yanlış çıkaran hiç bir vukuatları da olmamıştır. Keza, İmam Gazali, İmam Rabbani, Bediüzzaman Said Nursi ve benzeri büyük insanların, bilerek Hz. Peygambere iftira edebileceklerine ihtimal vermek akl-ı selimin kabul etmeyeceği bir husustur.

Acaba, hayatlarının şahadetiyle Allah'tan çok korkan, çok ibadet eden, bunun yanında Hz. Peygamberin sözlerinin sarrafı olmuş hadis âlimlerinin bilerek resulullah'a iftira etmeleri veya kötü olduklarını bildikleri halde bazı ravilere torpil geçmeleri, iyi olduklarını söylemeleri mümkün mü?

Hadis kaynaklarında en meşhur olan hadislerin başında "Kim bilerek bana yalandan bir söz isnat ederse, cehennemdeki yerine hazırlansın." manasındaki hadis-i şerif gelir. Acaba bu hadisi her an karşılarında bulan takva sahibi alimlerin bilerek buna aykırı davranmaları mümkün mü?

Kur'an'da Hz. Peygambere Kur'an'ın metnini tebliğ etme görevi yanında onun manasını açıklama görevi de belirtilmiştir."Resulüm! Sana bu zikri/Kur'an'ı indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın. Umulur ki düşünüp anlarlar."(Nahl, 16/44), "Resulüm! Sana bu kitabı indirmemiz, sırf onların, hakkında ihtilaf ettikleri gerçekleri açıklaman ve sırf iman edecek kimselere hidayet ve rahmet olması içindir."(Nahl, 16/y64)mealindeki ayetlerde bu husus açıkça vurgulanmıştır. Buna göre, Hz. Peygamberin Kur'an'ı tebliğ görevi yanında -ilgili ayetleri açıkça zikrederek veya zikretmeyip gereken hususları-açıklamak gibi zorunlu bir tebyin/açıklama görevi de vardır.

İşte Hz. Peygamberin ister fiili, ister kavli, ister takriri olsun yaptığı açıklamalar sünnet lteratürünü; sünnet ise hadis literatürünü meydana getirmiştir. Bu literatürde yer alan kişilerin muteber olup olmadıkları için hayatları didik didik edilmiştir.

Ravinin hıfzında veya adaletinde en ufak bir leke gördükleri takdirde göz yaşlarına bakmadan, ilmi şöhretine aldırmadan cerh etmişlerdir.

Ümmetin en akıllı, en zeki, en bilgili, en takvalı, en ibadetçi, en dürüst olmakla şöhret bulmuş binlerce İslam aliminin kabul ettiği bir hakikati kabul etmemenin izah edilecek hiç bir tarafı yoktur. Nefsimizin evhamlarına saplanıp güneş gibi ortada olan sahih hadislerin varlığını inkâr etmek yerden göğe kadar bir haksızlıktır.

Şunu unutmayalım ki, bilerek Hz. Peygamberin söylemediği bir sözü ona isnat etmek ne kadar çirkin ise, onun söylediği bir sözü de -doğru bulmayarak- onu inkâr etmek de o kadar çirkindir.

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

Müminler o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman kalpleri titrer.

Enfal,2

GÜNÜN HADİSİ

Her kim bir namazı (kılmayı) unutursa (onu) hatırladığında kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur.

KİTÂBU MEVÂKÎTİ'S-SALÂT-Buhari

TARİHTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI