MEŞHUR FIKHÎ KÂİDELER-1

Fakihlerin, Kitap, Sünnet ve icma’dan elde ederek üzerine pek çok feri meseleyi bina ettikleri küllî kaideler vardır. Bunların en meşhurları şöyle


Muhammed Emin Er

.

2017-11-28 20:56:53

 [ et-Tuhfetu'l-mardiyye fi'l-kava'idi'l-fıqhiyye ]

Fakihlerin, Kitap, Sünnet ve icma'dan elde ederek üzerine pek çok feri meseleyi bina ettikleri küllî kaideler vardır. Bunların en meşhurları şöyle:

1. Bir işten maksat ne ise hüküm de ona göredir.

Kâdîhân, Fetava'sında şöyle der: "Şarap yapan birine üzüm satmak, eğer ticaret maksadıyla yapılıyorsa, haram değildir. Fakat şarap için satılıyorsa haram olur. Aynı hüküm üzüm yetiştirmek için de geçerlidir. Tatarhâniyye'de şöyle denir: "Eğer, mushafı, ezberlemek kasdıyla yastık gibi kullanırsa mekruh değil, aksi durumda mekruhtur. Şayet içinde mushaf bulunan bir çuvala, mushafı ezberleme maksadıyla oturursa mekruh olmaz, aksi halde olur".

Lukata (buluntu eşya) ile ilgili olarak şunlar söylenmiştir: "Eğer onu (sahibine) geri vermek niyetiyle alırsa, caizdir. Ama eğer kendi için alırsa, o zaman gaspçı ve asi sayılır".

Öte yandan tercih edilen görüşe göre, bir hayvanın okuduğu secde ayetinden dolayı, secde yapmanın vacip olmadığı da açıkça ifade edilmiştir. Zira okuyanın böyle bir işe ehil olmadığı sabittir.(1)

2. Şek ile yakîn zâil olmaz(2)

Bu kaidenin delili, Müslim'in Ebu Hureyre kanalıyla Hz. Peygamber'den (s.a.v.) naklettiği şu hadistir: "Biriniz karnında bir şeyler hisseder de herhangi bir şeyin (yellenme) çıkıp çıkmadığı konusunda tereddütte kalırsa, (yellenme) sesini duymadıkça ya da kokusunu almadıkça mescidin dışına çıkmasın". Bu hadis-i şerife bağlı olarak ortaya konan kaideler şunlardır:

3. Bir şeyin bulunduğu hal üzere kalması asıldır.

Bu kaideden çıkan hükümlerden biri de, es-Siraciyye adlı eserde belirtildiği gibi, abdestli olduğunu kesin bir biçimde bildiği halde abdestini bozup bozmadığında şüpheye düşen kimse abdestli sayılır, hükmüdür. Bunun tam tersi de söz konusudur; yani abdestini bozduğunu kesin olarak bilmekle beraber abdest alıp almadığı konusunda tereddüte düşerse, abdestsiz kabul edilir.

4. Beraeti zimmet asıldır.

Bu sebeple dâvâlı kimsenin söyledikleri asıl kabul edilir ve davacı/müddei-müştekinin, bu asla muhalif iddia ve şikayetlerinden ötürü delil sunması gerekir.

5. Yakin ile sabit olan şey, ancak yakin ile ortadan kaldırılabilir.

Bundan maksat, zann-ı galiptir (büyük ihtimaldir). Nitekim el-Multakat adlı eserde şöyle denmiştir: "Bir adamın, hiçbir farz namazı kaçırmamış olduğu halde, ergenlik çağına erdiği günden itibaren bütün namazlarını kaza etmek istemesi müstehap değildir. Ancak bu namazların abdestsiz kılınmış veya herhangi önemli bir şartının terkedilmiş olması sebebiyle geçersiz olduğu ihtimali büyük ise, o zaman zann-ı galibini ortadan kaldıracak kadar (gönlünü tatmin edecek derecede) geçmiş namazlarını kaza eder. Bunun ötesini kaza etmek ise- bununla ilgili şeri bir yasaktan ötürü- mekruhtur."

6. Aslolan, ademdir (var olmayıştır).

Yani arızı sıfatlarda aslolan şey, var olmayışıdır. Fakat asli sıfatlarda aslolanı, vücuddur, yani var olmasıdır. Bunlardan çıkan hükümler şöyle: "Bir kimse, bir fırıncı veya katip olarak bir şeyi satın aldıktan sonra bu mesleki vasıfların kendisine ait oluşunu inkar ederse, sözüne itibar edilir. Çünkü bu tür arizi sıfatlarda aslolan şey, var olmayışlarıdır. Öte yandan bir cariyeyi bakire olması hasebiyle satın alan kimse, daha sonra bu cariyenin bakire olduğunu inkar ederse ve satıcı da bakireliğin varlığını iddia ederse, bu durumda satıcının sözü dikkate alınır. Zira bekaret, asli bir özelliktir ve aslolan var olmasıdır. Bu mesele Fethu'l-Kadir'de de böyle izah edilmiştir".

7. Bir emri hâdisin akrebi evkâtına izâfeti asıldır(3)

Mesela bir kimse eğer namaz kılmış olduğu elbisesinde, ne zaman bulaştığını bilemediği bir pislik görürse, o takdirde en son abdestini bozduğu andan itibaren namazlarını iade etmesi gerekir.

8. Eşyada aslolan ibahadır.

el-Menâr şerhinde şöyle denir: "el-Hidaye'nin hidâd (yas tutma) bölümünde der ki: 'Mubahlık asıldır.' el-Menar şerhinde ise şunlar ifade edilir: "Mezhep alimlerimiz, bu konuda aslolan şeyin tevakkuf (bekleyip görmek) olduğunu söylemişlerdir. Kimi Hanefiler ise –ki el-Kerhi de onlardan biridir- bu hususta aslolan ibahadır (caiz olmasıdır) demişlerdir"(4)

-Devam edecek-

Dipnotlar

1-el-Eşbah ve'n-nazâir, s.10-22, özetlenerek.

2-Sübutü kesin olarak bilinen bir şeyin aksine delil bulunmadıkça ona arız olan bir şüphe ve tereddütten dolayı ortadan kalktığına hükmedilemez.(Ömer Nasuhi Bimen, Kamus, I, 256)

3-Yani bir olayın sebep ve zamanının gerçekleşmesi konusunda ihtilafa düşülürse, uzak bir zamanda gerçekleştiği ispat edilmedikçe, şimdiki hale en yakın zamanda olduğuna hükmedilir. (Ömer Nasuhi Bimen, Kamus, I, 258)

4-Bkz. el-Eşbah ve'n-nazâir, s. 22-27-özetlenerek-

 

 

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DİĞER YAZILAR

SAHABE DÖNEMİ İHTİLAFLARINDAN SÖZ ETMEK

SAHABE DÖNEMİ İHTİLAFLARINDAN SÖZ ETMEK

Ehl-i Sünnet âlimleri ihtiyaç olmadıkça Sahabe arasında baş gösteren anlaşmazlıklardan uza

“EHL-İ SÜNNET”İN ANLAMI ve KAPSAMI

“EHL-İ SÜNNET”İN ANLAMI ve KAPSAMI

Ehl-i Sünnet kavramı temelde "alem" yani belli bir fırkanın özel ismi ve ünvanı değildir. An

GÜVENİLİRLİK BAKIMINDAN İSLAM TARİHÇİLERİ

GÜVENİLİRLİK BAKIMINDAN İSLAM TARİHÇİLERİ

Aktardıkları bilgilere göre tarihçileri birkaç grupta değerlendirmek mümkündür: 1. Grup: G

İSLAM TARİHİ ESERLERİNİ DEĞERLENDİRMEDE ÖLÇÜLER

İSLAM TARİHİ ESERLERİNİ DEĞERLENDİRMEDE ÖLÇÜLER

Burada, İslâm ulemasının önde gelenleri ve muhakkik âlimler tarafından tesbit edilen ve İsl

İNSAN HÜRRİYETİ VE BEŞ TEMEL HAK

İNSAN HÜRRİYETİ VE BEŞ TEMEL HAK

Sosyal bir varlık olan insanoğlunun, topluluk olarak yaşaması, fıtratının bir gereğidir. Fer

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-2

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-2

Sultan İbrahim tahta çıkar çıkmaz başta Koçi Bey olmak üzere musâhipleri (özel danışmanl

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-1

MAĞDUR PADİŞAH: SULTAN İBRAHİM-1

Anadolu topraklarının bizlere vatan haline gelmesinde hizmeti geçmiş büyük tarihî şahsiyetle

PEYGAMBERLERİN MASÛM OLUŞU

PEYGAMBERLERİN MASÛM OLUŞU

Peygamberlerin masumiyeti konusu, çok yönlü bir konudur. Burada bizi ilgilendiren husus, peygambe

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-6

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-6

g. Ebu Hüreyre'nin Para Karşılığında Emevî Taraftarlığı ve Ali Aleyhtarlığı Yaptığı

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-5

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-5

e. Namazı Ali'nin Arkasında Yemeği Muaviyenin Sofrasında Yediği İddiası Ebu Hüreyre aleyhin

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-4

EBU HÜREYRE'YE YÖNELTİLEN ELEŞTİRİLER-4

Sahabenin ve Bu Cümleden Olarak Hz. Aişe'nin Onun Rivayetlerini İhtiyatla Karşıladığı İddia

Ey Rabbim! Beni yalnız bırakma! Sen Vârislerin en hayırlısısın.

Enbiya,89

GÜNÜN HADİSİ

"Cebrail bana komşuya iyilik etmeyi tavsiye edip durdu. Neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım."

Buharî, Edeb 28; Müslim, Birr 140-141. Ayrıca bk. Tirmizî, Birr 28; İbni Mace, Edeb 4

TARİHTE BU HAFTA

*Fazıl Mustafa Paşa'nın Belgrad'ı Fethi(9 Ekim 1960) *HAZRETİ HÜSEYİN (r.a.) Şehid Edildi-Kerbela Vak'ası(10 Ekim 680) *Ömer Nasuhi Bilmen Vefat Etti(12 Ekim 1971) *Ankara Başkent Oldu(13 Ekim 1923)

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SİTE HARİTASI