SİRETÜ İMAMU MÜCEDDİD-3

Müellif: M. Said Ramazan el Buti Mütercim: Fehmi Türkmen Hocaefendi Bizim için mümkün değildir ki böyle bir kaç sahifeyle, 14. hicri ve 20 yüzyıl miladi asrın Türkiyesinde yaşamış ve insanları Hakka götüren bir insanın hayatını tamamıyla anlatabilelim. O insan ki, ciddi ameliyle ve telif ettiği eserlerle ki, o eserler akıl ve kalbleri nur-u iman ve Kur’anla nurlandırmıştır.


2017-05-03 18:40:44

Müellif: M. Said Ramazan el Buti

Mütercim: Fehmi Türkmen Hocaefendi

Bizim için mümkün değildir ki böyle bir kaç sahifeyle, 14. hicri ve 20 yüzyıl miladi asrın Türkiyesinde yaşamış ve insanları Hakka götüren bir insanın hayatını tamamıyla anlatabilelim. O insan ki, ciddi ameliyle ve telif ettiği eserlerle ki, o eserler akıl ve kalbleri nur-u iman ve Kur'anla nurlandırmıştır.

Biz sadece bu bir kaç sahifelik yazılarımızla bu büyük insanın hayatından bazı kısımları müslüman kardeşlerimize takdim ediyoruz.(1)

Üstad Bediüzzaman 1293 senesinde Şarki Anadolu beldelerinden Bitlis sınırları içindeki Hizan Karyesine bağlı Nurs denilen köyde doğdu.

İlmini, Şark mıntıkasında yayılmış bulunan medrese ve tekkelerden aldı. Bu tekke ve medreseler o zamanlar İslami ilimlerin en mühim merkezlerinden sayılırdı. Cenab-ı Hakkın üstadı çok büyük bir fıtrat üzerinde yaratmasından ve keskin zekasından ve çok mükemmel istidadından dolayı, muhtelif ilimleri asrının meşhur âlimleri yanında, az bir süre zarfında öğrendi.

Sarf ve nahiv ilimlerini öne aldı ve bu ilimleri iki senede bu ilimleri derinlemesine kavradı. Daha sonra, diğer İslami ilimler ve İslam fıkhını hocası Şeyh Muhammed Celali(rahimehullah) yanında okumaya başladı ve tahsil müddeti üç ay devam etti.

O sırada eski eğitim ve öğretim metodlarını bir tarafa bırakarak yeni bir üsluba tâbi oldu ve vaktinin büyük kısmını ona aktardı.

Alimler hangi ilim tab'ına muvafık(yaratılışına uygun)" olduğunu kendisine sorduklarında Said Nursi'nin cevabı şu olmuştu; "Bu ilimleri birbirinden tefrik edemiyorum. Ya hepsini biliyorum veyahut hiçbirisini bilmiyorum."

Okuduğu her kitabı çok iyi anlar ve tedebbür ederdi. Çok kitap mütalaa ederdi. İslami ilimlere çok ehemmiyet gösterir, zahiri hayata çok önem vermezdi. Hangi çeşit sual olursa olsun hiç şüphe ve tereddüt olmadan cevap verirdi. 

Büluğ çağına ermeden tahsili bitirdi ve zühd ve riyazetin en yüksek derecesine ulaşmıştı. Kısa bir süre zühd ve inziva devresinden sonra ilmi incelemelere ve münazaralara başladı. Bir çok âlim ve şeyhlerle karşılaştı ve onlarla bir çok mesele ve işlerde münazaralar yaptı.

Şeyh Fethullah onun hakkında "Zekâ ile hıfzın ifrat derecede bir kimsede böylesine toplanması nâdirdir" diyordu. Cem'-ül Cevami' kitabını,(2) günde bir-iki saat iştigal etmek üzere bir haftada hıfzetti.

Alimler onun zekası karşısında taaccüpte kalıyorlardı. İnsanlardan bir çoğu ise onu Allah'ın velilerinden bir veli olarak görüyorlardı. Bazı âlimler ince meseleler içerisinde sıkıştırmak istediler. Cevapları ile onları susturdu ve bundan sonra "Said-i Meşhur" lakabıyla meşhur oldu. Halbuki bu lakap kendisine verildiğinde daha on altı yaşını bile geçmemişti.

Şarki Anadoluda tek ve mümtaz şahsiyetiyle bilindi. Zulme tahammülü yoktu ve kabul etmezdi. Dine muhalefet edene kim olursa olsun muhalefet eder ve onunla muaraza ederdi. Marufu emreder ve münkerden nehy ederdi, bu iş onun hayatına mal olacak bile olsa..

Van Valisinin daveti üzerine Van'a(3) gitti. Orada on beş sene kaldı. Horhor medresesinde ders vermeye başladı. Bir çok ulema ve meşayihe de orada ders verdi. Bazen de civardaki mıntıklara seyahat eder ve dolaşırdı. Oradaki kabile ve aşiretleri irşad ederdi. Dinlerinin icaplarını onlara öğretirdi.

Bir çok toplantılar oldu. Van mıntıkasındaki sorumlularla kendisi arasında bir çok münakaşalar, münazaralar cereyan etti. O zaman anladı ki, İlm-i Kelam tek başına insanları ikna için kifayet etmez. Ondan sonra tabii ilimlere yöneldi ve onları tetkike yöneldi.

Hatta kısa bir zamanda Fizik, Astronomi, Coğrafya, Riyaziyat gibi bilimleri çok mükemmel şekilde elde etti. Üstad bu araştırma ve derslerinde yakinen anladı ki, akaid ve dini ilimler esas, netice ve maksad olmakla beraber, tabii ilimler ile dini bir ilimler ve akaid ilimleri bir arada okutulmalıdır. Bunun sayesinde insanın önünde yeni bir yol açılır ki, tabiat ilimlerinin dilinden başka dili anlayamayanlar bu vesile İslam'a ve onun akidesine ulaşabilsinler. Üstadın medresesinde daha sonra bu yola uyuldu.

-devam edecek-

Dipnotlar

1-İnşallah en kısa zamanda Üstadımızın ve büyük rehberimizin hayatı geniş izah vecheleriyle yazılacak ve neşredilecektir.(Said Ramazan el Buti)

2-O, Usul-u Fıkha dair tanınmış bir kitaptır. (Said Ramazan el Buti)

3-Van: Türkiyenin Kuzey Doğusunda meşhur bir şehrin ismidir. (Said Ramazan el Buti)

Bu yazıya yorum yazın


Not: Yanında (*) işareti olanlar zorunlu alanlardır.

Bu yazıya gelen yorumlar.

DÄ°ÄžER YAZILAR

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-3

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-3

İkinci başlığıma geçiyorum. Bu taife yine diyorlar ki; “ Efendim, Said Nursî’ye vahiy gel

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-2

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE-2

Bakın bu gün Regaib kandili. Benim kanaatim –ki siz de destekleyeceksiniz- şu an Türkiye’de

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE

BEDİÜZZAMAN HAKKINDA ÖN-YARGI SEBEBİ OLAN İKİ MESELE

-Bediüzzaman Ne Demek?- -Yazdı mı? Yazdırıldı mı?-

AZÄ°Z ÃœSTADIMA

AZÄ°Z ÃœSTADIMA

Aziz üstadım; seni tanıdığıma, eserlerini okuduğuma şükür ediyorum. Sana talebe olma şe

MEĞER İŞ BİZİM ANLADIĞIMIZ GİBİ DEĞİLMİŞ

MEĞER İŞ BİZİM ANLADIĞIMIZ GİBİ DEĞİLMİŞ

Biz münevverler, ekseriyet itibariyle herhangi bir içtimai meselede gazete haberleriyle iktifa ede

BÂZI MÛTEBER KAYNAKLARDA BEDÎÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

BÂZI MÛTEBER KAYNAKLARDA BEDÎÜZZAMÂN’IN DOĞUM TÂRÎHİ

1- Bedîüzzamân Saîd Nursî: Târihçe-i Hayâtı, Eserleri, Meslek ve Meşrebi, Doğuş Ltd. Şi

BEDİÜZZAMAN’IN KİM VE NE OLDUĞU

BEDİÜZZAMAN’IN KİM VE NE OLDUĞU

Rahmetli Said-i Nursi veya Kürdi'nin nasıl yaşadığını ve nasıl öldüğünü öğrenmek içi

SAÄ°D-Ä° NURSÄ°

SAÄ°D-Ä° NURSÄ°

Abdürrahim ZAPSU Yetmiş yıl evvel Van vilâyetinin Nurs köyünde doğdu. Babasının ismi Mirza

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-5

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-5

Bu anlattıklarımız, mücahid alim Said Nursi’nin hayatının bazı safhaları ve lem’alarıdÄ

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-4

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-4

Esaretten kurtulup Van’a döndüğünde Müslüman safları ve cemaatleri arasındaki İslami gayr

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3

ABDÜLFETTAH EBU GUDDE’NİN KALEMİNDEN ÜSTAD BEDİÜZZAMAN-3

Bu kısa fetret dönemi sonrasında tüm himmetini bütün iÅŸlerde dinin tahkimine ve zayıflık gÃ

"Kadınlara iyilikle muamele ediniz."

Nisa:19

GÃœNÃœN HADÄ°SÄ°

Her kim bir namazı (kılmayı) unutursa (onu) hatırladığında kılsın. Onun bundan başka keffâreti yoktur.

Sahih-i Buhari, KİTÂBU MEVÂKÎTİ'S-SALÂT

TARÄ°HTE BU HAFTA

ANKET

Sitemizle nasıl tanıştınız?

Yükleniyor...

SÄ°TE HARÄ°TASI