HİND ULEMA CEMİYETİ VE ÜLKENİN ÖZGÜRLEŞMESİNDEKİ ROLLERİ-1
“Hindli ulemadan Mevlana Kifayetullah, Birinci Dünya Savaşı sonunda İngilizlerin zafer kutlama törenlerinin protesto edilmesi gerektiğini önerdi. Bu öneri, 13 Kasım 1919’da Mevlana Fazlul Hak’kın başkanlığında düzenlenen Hilafet Kongresinde ortaya atılmıştı.
Hazırlayan: Dr. Mahmud Hafız Abdurrabi Mirza(Yeni Delhi, Cevher Lal Nehru Üniversitesi)
Arapçadan tercüme; Salih Okur
Takdim
İngiliz sömürge yönetimine karşı Hint Müsümanların bağımsızlık çabaları, hilafeti destekleme hareketleri, İngilizlerin batıl din ve mezhebleri revacı ve misyonerlik faaliyetlerine karşı ilmi duruşları ve mücahede ve gayretleri, Osmanlı devletine ve Türk milletine olan sevgi ve bağlılıkları üzerinde ciltlerle eserler yazılacak hususlardandır.
Ben kıymetli araştırmacı Dr. Mahmud Hafız Abdurrabi Mirza'nın bu konudaki bir çalışmasını dilimize tercüme ederek hizmetinize sunmak istedim. İstifadeye medar olması dileğiyle. Salih Okur/cevaplar.org
"Hindli ulemadan Mevlana Kifayetullah, Birinci Dünya Savaşı sonunda İngilizlerin zafer kutlama törenlerinin protesto edilmesi gerektiğini önerdi. Bu öneri, 13 Kasım 1919'da Mevlana Fazlul Hak'kın başkanlığında düzenlenen Hilafet Kongresinde ortaya atılmıştı.
Delhi şehrinde 22 Kasım 1919'da düzenlenen Hilafet hareketi kongresinde de çok sayıda âlim, Gandi'ye ek olarak bu öneriyi teyid etti. Ki, bu toplantıya ülkenin ileri gelen alimlerinden 25 tanesi iştirak etmişti.
Bu toplantı esnasında, Müslümanların çıkarlarını gözeten ve çeşitli vesilelerle onların içtimai ve iktisadi müşküllerini çözmeye çalışan Müslümanlara has bir kurumun tesisi hususunda ittifak sağlandı. Bu kurumun bir gayesi de İngiliz hükümetinin misyonerlik faaliyetlerine Müslüman halkın kurban düşmemesi için din işlerine ihtimam gösterilmesi idi. Bu cemiyetin şubelerinin ülkenin her tarafında açılması hususunda ittifak edildi.
Diğer bir alanda, Mevlana Muhammed Ebu Muhasin Seccad, Bihar vilayetinde "Bihar Uleması Teşkilatı"(Encümen-i Ulema-i Bihar) adını verdiği Müslümanlara has küçük bir teşkilat tesis etti ve bu örgütün bütün Hindistan çapında genelleşmesi için gayret gösterdi. Onun gayretleri sonucu Delhi şehrinde 22 Kasım 1919'da seçkin alimler bir araya geldi. Bu alimler arasında; El Hac Muhammed İshak, Mevlana Nur'il Hasan, Mevlana Seyyid Süleyman Nedvi, Azad Subhani, Mevlevi İkram Han, Mevlana Muhammed Seccad, Hakim'ül Ecmel Han ve diğerleri vardı .
Yine bu alimler Abdulbari Faranki Mahalli'nin yönetiminde birleşme ve aralarında her türlü ihtilafa yer vermeme hususunda sözleştiler. Bu sözleşmeden sonra Cemiyyet-i Ulema-i Hind(Hindistan Alimler Cemiyeti) isminde bir teşkilat kurdular ve geçici başkanlığına da Mevlana Kifayetullah Dehlevi'yi seçtiler.
Bu öneri üzerinde(yukarıda geçen Mevlana Kifayetullah'ın protesto önerisi) ittifak sağlandıktan sonra Cemiyyet-i Ulema-i Hind varlık sahnesine çıkmış oldu ve katılımcılar üyeliklerini elde ettiler. (1)
Tam bir sene geçtikten sonra, 1920 senesinde Cemiyet, Yeni Delhi şehrinde bir toplantı düzenledi. Ve bu toplantıda Şeyhü'l Hind Mevlana Mahmud Hasan Diyobendi başkanlığa ve Müftü Mevlana Kifayetullah da başkan yardımcılığına seçildi. Ancak bu sırada Şeyhül Hind'in vefat etmesi üzerine Müftü Mevlana Kifayetullah cemiyet reisliğini omuzuna aldı. Ve onun riyaseti 20 seneyi aşkın bir müddet devam etti.(2)
Bu cemiyetin ikinci toplantısı Şeyhü'l Hind Mevlana Mahmud Hasan Diyobendi başkanlığında Ekim 1920'de gerçekleşmişti ki, Mahmud Hasan yine Haziran 1920'de İngiliz hükümetiyle yardımlaşma ve ilişkiye girmeyi yasaklayan bir fetva yayınlamıştı.
Bu cemiyet, Müslümanların dini işlerine önem veren düzenlemeyi tesis edemedi. Dini ilimleri yayma ve insani hizmetleri sağlama ile sınırlı kaldı. Fakat bu cemiyet kurulduğu günden beri siyasi işlere önem verdi ve devlete ait işlerin çoğunluğu ile bağlantılıydı.
Bu sıralarda İngiliz hükümetinin Hint halkına yaptığı baskı ve zulümlerden dolayı keskinlik ve aşırılıklar arttı. Bundan dolayı da kurulduğundan beri siyasi meselelere dalmak bu cemiyetin ilk işi oldu. Ki herkes bilir ki, genellikle alimlerin çoğu öğrenim ve öğretim öğretim işleri ile ve insanları irşadla, İslamiyeti yaymak ve dini ilimleri neşretmekle meşgul olurlar.
Fakat siyasi amiller bu cemiyeti siyasi hayata müdahale ve siyasi işlere önem vermeye mecbur etti. Dış görünüm, bu alimlerin ana mesele olarak İslam dinini korumaya önem verdiklerini ve İngiliz hükümetinin misyonerlik ve müsteşriklik saldırılarına ve kültürel meydan okumalarına karşı savunma ve mücadele çalışmalarını yerine getirmek ve Müslümanları donatmakla meşgul olduklarını gösteriyordu.
Bütün deliller şuna işaret ediyor ki, bu alimler İngilizlerin ilmi meydan okumalarına karşı bu ilmi çalışmaları yapmamış olsalardı, sömürgeci ülkenin elinin altındaki karanlık ülkeyi kaplar, Hint beldesi Endülüs'ün durumuna düşer ve hürriyet ve istiklalin sömürge pençesinden kurtulması ve ülkenin çocuklarının işin başına gelmesi çok uzak ve bu diyar da sömürgeciliğin mezbeleliği olurdu. (*)
-devam edecek-
(*) Bir yazarımız haklı olarak şöyle demektedir; "Hindistan Müslümanları da maruz kaldıkları İngiliz emperyalizminin kendileri uyarmasıyla Oryantalizm karşısında tavır alma ihtiyacını diğer birçok Müslüman ülkeden önce hissetmişlerdir."(Salih Okur)
Bu yazıya yorum yazın
Bu yazıya gelen yorumlar.
DİĞER YAZILAR
AFETLER VE KURTULMA YOLLARI
A-ZAHİRİ AFAT: -İflas. Müslümanların çoğu iflasla kuşatılmasının sebebi: bilgi azlı
TEŞRİK TEKBİRLERİ
Teşrik tekbirlerinin ve ihlas suresinin Arefe gününde 1000 defa okunmasının bazı hikmetleri:
İSTİKBAL İSLAM’INDIR-3
Bediüzzaman’ın Müdellel Ümidi: Bediüzzaman hazretleri, (31 Mart hadisesinden bir müddet son
İSTİKBAL İSLAM’INDIR-2
II. HZ. PEYGAMBERDEN GELEN BEŞARETLER Hayatı boyunca ümmetine karşı gösterdiği ilgi, şefkat
İSTİKBAL İSLAM’INDIR-1
Gelecekte İslamiyet’in hâkimiyetine işaret eden beşaretler: Kur'an-ı Kerim'in istikbalin hâ
ÖLENLER EŞİT DEĞİLDİRLER
İnsanların ölüme negatif düşüncelerle bakmalarındaki sıkıntılardan biri de şudur ki, onu
CENNET VE CEHENNEM SADECE MANEVİ DEĞİLDİR
Cennet ve Cehennem iki yurttur; birisi sevaba birisi azaba, birincisi muttakilere, ikincisi kâfirle
ACBU’Z ZENEB HADİSİ
Bir sorunun cevabı; “Müzedeki bir insanın iskeleti 2.000 senedir var olduğu söyleniyor. Halbu
NAMAZDA 17 SIRRI
İslam Literatüründe “el-Mabud” kelimesi hakiki mabud olan Allah’ın bir vasfıdır. Ebced d
İNSANLARIN AYIBINI GİZLEMEK
Kişi kendisine nasıl davranılmasını istiyorsa, başkalarına da öyle davranmalıdır. Bu minva
CEHENNEM NEREDEDİR?
Soru: Cehennem Nerededir? Cevap: Cennet ise Kur’an-ı Kerim'de zikredildiği gibi yüksektedir ve
- RUM SURESİ ÖZELİNDE FITRAT DİNİ’NE BAKIŞ
- HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-2
- HADİSLER IŞIĞINDA KOMŞULUK İLİŞKİLERİ-1
- SAYGI GÖSTERGELERİ
- SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-2
- SAHÂBENİN ADALETİ VE ÂLİMLERİN BUNA DAİR AÇIKLAMALARI-1
- FİTNE HADİSLERİNE İTİRAZLAR
- NEDİR İTTİHAD-I İSLAM?
- BATI DÜNYASININ İHANET SENARYOLARI VE PİLTDOWN ADAMI
- HZ. MUAVİYE'NİN, OĞLU YEZİD'İ VELİAHD TAYİN ETMESİ
- KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-5
- HZ. MUÂVİYE RÂŞİD HALÎFELERDENDİR
- KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-4
- ABDULLAH BİN SEBE DİYE BİRİ YOK MUDUR?
- KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-3
- KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-2
- SORU SORMA AHLAKI
- İLİM ALINACAK ÂLİMİN ÖZELLİĞİ VE SEÇİMİ
- KUR’ÂN VE HADİS-İ ŞERİFLERDE MUTLU EVLİLİK PRENSİPLERİ-1
- HÜR MÜSLÜMAN HANIMIN VASIFLARI:
- İLMİ, SALİH VE EHLİYETLİ HOCALARDAN ALMANIN ZORUNLULUĞU
- İLİM TAHSİLİNDE ÂLİ HİMMET SAHİBİ OLMAK
- İLİM TAHSİLİNDE VE ÖĞRETİMİNDE İYİ NİYET
- HAKKA TALİP OLANLARA ÖNEMLİ TAVSİYELER
- İSLÂM, BİLİME DÜŞMAN MIDIR?
- İLİM TALEBESİNİN İHTİYAÇ DUYACAĞI MEZİYETLERİN ÖZETİ
- İLMİN KADRİNİ BİLMEK
- PEYGAMBERLERİN MASÛM OLUŞU
- BİR MEDRESE PROGRAMI ÖRNEĞİ
"İyilik ve takva üzerine yardımlaşınız, kötülük ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayınız."
Mâide, 2
GÜNÜN HADİSİ
SABAH İLE YATSI NAMAZLARINI CEMÂATLE KILMANIN FAZÎLETİNE DÂİR EBÛ HÜREYRE HADÎSİ
Münâfıklara sabah ile yatsı (cemâat) namazlarından daha ağır hiç bir namaz yoktur. (Halbuki) bu iki namaz(ın cemâatin)de olan (ecir ve fazîlet)i bilseler emekliye, emekliye (sürtüne, sürtüne) de olsa onlara gel(ip hâzır ol)urlardı. (Ebû Hüreyre)
SON YORUMLAR
- Bütün beytlerin tercümesini gönderebilir misiniz? sitede sadece son birkaç...
- Fıtrat, namaz, tevafuk, sırlar ve tüm bunların sahibi zişanı İlahi kusur...
- Selamünaleyküm İnternette mütalaalı risale i nur dersleri diye arama yapt...
- bu kıymetli yazıdan dolayı ahmed izz kardeşimize teşekkür ederiz çok mani...
- selamün aleyküm Ahmed kardeşimizi tebrik ediyor ve bu faideli tercümelerin...
- Yanında okuyan diğer öğrencileri; Molla Muhammed Kasori Molla Muhammed Era...
- Benim merhum babam Molla İbrahim Azizi de onun yanında icazeti tamamlamıştı...
- Teşekkürler. Sanırım Envar neşriyat idi.Tam hatırlayamıyorum.....
- Çok güzel bir çalışma Rabbım ilminizi arttırsın bu çalışmalarınızı...
- Merhaba, Ben Foliant yayınlarından uğur. Sizinle iletişim kurmak istiyoruz ...
TARİHTE BU HAFTA
*Cumhuriyet'in ilanı(29 Ekim 1923) *Sütçü İmam Maraş'ta direnişi başlattı(31 Ekim 1919) *I.Dünya Harbine girdik(1 Kasım 1914) *İmam-ı Rabbani Hz.lerinin İrtihali(2 Kasım 1624) *Hz.Ömer(r.a.)'in Şehadeti(3 Kasım 644)
ANKET
Sitemizle nasıl tanıştınız?
Yükleniyor...